İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | cola i. | kola | ||
I'd like a hamburger and a cola. Bir hamburger ve kola istiyorum. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | cola i. | kola (içecek) | ||
She ordered a cola to accompany her meal. Kadın yemeğinin yanında bir kola sipariş etti. More Sentences |
||||
Genel | cola i. | hayat pahalılığı ödeneği | ||
COLA is a good way to protect people against inflation. Hayat Pahalılığı Ödeneği, insanları enflasyona karşı korumanın iyi bir yoludur. More Sentences |
||||
Genel | cola i. | sıra | ||
Genel | cola i. | kuyruk | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | cola i. | hayat pahalılığı ödemesi | ||
Gastronomy | ||||
Mutfak | cola i. | kola cevizinden elde edilen bir tonik özütü | ||
Botanic | ||||
Botanik | cola i. | afrika'ya özgü kola cevizi veren büyük bir ağaç cinsi | ||
Botanik | cola i. | dişi kenevir sömeği |