Örnek cümleler çeşitli kaynaklardan derlenerek hazırlanmıştır ve her ne kadar editör kontrolünden geçmiş olsa da bazı gözden kaçmalar olabilir. Cümleler kesinlikle, Tureng.com’un ideolojisini ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Sizi rahatsız eden siyasal, sosyal ve hassas içeriğe sahip cümleleri lütfen bize bildiriniz.

	İngilizce	Türkçe
1	college student	üniversite öğrencisi	n.
	A college student starts to experience extreme seizures. Bir üniversite öğrencisi aşırı nöbetler yaşamaya başlar. A British college student falls in love with an American student. İngiliz bir üniversite öğrencisi Amerikalı bir öğrenciye aşık olur. You are not a college student anymore. Artık üniversite öğrencisi değilsin. No, babysitting is not only for teenagers and college students. Hayır, bebek bakıcılığı sadece gençler ve üniversite öğrencileri için değildir. They were ordinary West Africans, such as teachers and college students. Öğretmenler ve üniversite öğrencileri gibi sıradan Batı Afrikalılardı. A backpack full of school supplies and edible treats is ideal for a new college student. Okul malzemeleri ve yenilebilir ikramlarla dolu bir sırt çantası, yeni bir üniversite öğrencisi için idealdir. Unless, of course, you are a college student. Tabii üniversite öğrencisi değilseniz. So what does this mean for the average college student? Peki bu ortalama bir üniversite öğrencisi için ne anlama geliyor? A simple experiment with a small group of college students suggests that punishments influence behavior more than rewards. Küçük bir üniversite öğrencisi grubuyla yapılan basit bir deney, cezaların davranışları ödüllerden daha fazla etkilediğini göstermektedir. How can we help the tens of thousands of college students who have been defrauded? Dolandırılan on binlerce üniversite öğrencisine nasıl yardımcı olabiliriz? This is why high school and college students frequently become infected. Bu nedenle lise ve üniversite öğrencileri sıklıkla enfekte oluyor. A group of researchers at Iowa State University worked with hundreds of college students. Iowa Eyalet Üniversitesi'ndeki bir grup araştırmacı yüzlerce üniversite öğrencisiyle çalıştı. At the time, both were college students. O zamanlar ikisi de üniversite öğrencisiydi. I recently spoke with some college students. Geçenlerde bazı üniversite öğrencileriyle konuştum. An ordinary college student, Aoi Tokura, was having a bad day. Sıradan bir üniversite öğrencisi olan Aoi Tokura kötü bir gün geçiriyordu. The R&D team collected thousands of samples and compared data between drug addicts and college students. Ar-Ge ekibi binlerce örnek topladı ve uyuşturucu bağımlıları ile üniversite öğrencileri arasındaki verileri karşılaştırdı. She then did another study with college students. Daha sonra üniversite öğrencileriyle başka bir çalışma yaptı. Three college students move into an old house off campus. Üç üniversite öğrencisi kampüs dışında eski bir eve taşınır. Until then, look at apps like AchieveMint as easy money for a college student. O zamana kadar, AchieveMint gibi uygulamalara bir üniversite öğrencisi için kolay para olarak bakın. Takuto Sawada (Haruma Miura) is your average college student. Takuto Sawada (Haruma Miura) sıradan bir üniversite öğrencisidir. As a 19-year-old college student, I started my own vitamin company. 19 yaşında bir üniversite öğrencisiyken kendi vitamin şirketimi kurdum. Are you a college student looking for ways to make money while in school? Okuldayken para kazanmanın yollarını arayan bir üniversite öğrencisi misiniz? Layla was a college student. Leyla bir üniversite öğrencisiydi. Layla was a college student. Layla üniversite öğrencisiydi. Most of them were college students. Çoğu üniversite öğrencisiydi. Sami was a college student with a sense of adventure. Sami macera duygusu olan bir üniversite öğrencisiydi. They are all college students. Hepsi üniversite öğrencisiydi. They were, for the most part, college students. Çoğunluğu üniversite öğrencisiydi. Tom was a college student in 2013. Tom 2013'te bir üniversite öğrencisiydi. Tom was a college student in 2013. Tom 2013'te üniversite öğrencisiydi. If that boy had not been killed in the traffic accident, he would be a college student now. Eğer o çocuk trafik kazasında ölmeseydi, şimdi üniversite öğrencisi olacaktı. If my boy had not been killed in the traffic accident, he would be a college student now. Oğlum trafik kazasında ölmeseydi şimdi üniversite öğrencisi olacaktı. Tom made some extra money by renting one of his rooms to a college student. Tom odalarından birini bir üniversite öğrencisine kiralayarak biraz daha fazla para kazandı. I don't know whether he's a college student or not. Üniversite öğrencisi mi değil mi bilmiyorum. If my boy had not been killed in the traffic accident, he would be a college student now. Eğer benim oğlum trafik kazasında ölmüş olmasaydı, şu an üniversite öğrencisi olacaktı. I don't know whether he's a college student or not. Onun bir üniversite öğrencisi olup olmadığını bilmiyorum. Tom made some extra money by renting one of his rooms to a college student. Tom odalarından birini bir üniversite öğrencisine kiralayarak ekstra para kazandı. My sister is twenty-one years old and a college student. Kız kardeşim yirmi bir yaşında ve bir üniversite öğrencisi. I got to know Tom when I was a college student. Bir üniversite öğrencisiyken Tom'u tanırdım. I got to know Tom when I was a college student. Tom'u üniversite öğrencisiyken tanıdım. Tom is going to be a college student next year. Tom gelecek yıl üniversite öğrencisi olacak. My sister is twenty-one years old and a college student. Kız kardeşim yirmi bir yaşında ve üniversite öğrencisi. My sister is a twenty-one years old college student. Kız kardeşim 21 yaşında bir üniversite öğrencisi. I am a college student. Ben bir üniversite öğrencisiyim. Generally speaking, college students have more free time than high school students. Genel olarak konuşursak, üniversite öğrencilerinin lise öğrencilerine göre daha fazla boş zamanı vardır. Generally speaking, college students have more free time than high school students. Genellikle üniversite öğrencilerinin lise öğrencilerine göre daha fazla boş zamanı vardır. Instant noodles are a staple among college students. Hazır erişte üniversite öğrencilerinin vazgeçilmezidir. She is a college student. O bir üniversite öğrencisi. She's now a college student. O şimdi üniversite öğrencisi. Tom and Mary are both college students. Hem Tom hem de Mary üniversite öğrencisi. Tom and Mary are both college students. Tom ve Mary ikisi de üniversite öğrencisi. Tom and Mary are both college students. Tom ve Mary üniversite öğrencisi. Tom and Mary are college students. Tom ve Mary üniversite öğrencisi. Tom is a college student. Tom bir üniversite öğrencisi. Tom is now a college student. Tom şimdi bir üniversite öğrencisi. Tom is now a college student. Tom artık bir üniversite öğrencisi. Emily is a college student. Emily bir üniversite öğrencisidir. My brother is a college student. Erkek kardeşim bir üniversite öğrencisidir. My sister is a twenty-one years old college student. Kız kardeşim yirmi bir yaşında bir üniversite öğrencisidir. The number of college students is increasing. Üniversite öğrencilerinin sayısı artmaktadır. Tom is a college student. Tom bir üniversite öğrencisidir. The number of college students is increasing. Üniversite öğrencilerinin sayısı artıyor. Most of them were college students. Onların çoğu üniversite öğrencileriydi. We're both college students. İkimiz de üniversite öğrencileriyiz. Are you a college student? Sen bir üniversite öğrencisi misin? Are you a college student? Sen üniversite öğrencisi misin? Aren't you a college student? Sen bir üniversite öğrencisi değil misin? Aren't you a college student? Sen üniversite öğrencisi değil misin? He passes for a college student. Üniversite öğrencisi gibi görünüyor. He passes for a college student. Üniversite öğrencisi gibi davranıyor. Tom isn't a college student. Tom bir üniversite öğrencisi değil. Tom will be a college student next year. Tom gelecek yıl üniversite öğrencisi olacak. Tom will be a college student next year. Tom önümüzdeki yıl bir üniversite öğrencisi olacak. Emily is a college student. Emily bir üniversite öğrencisi. He's now a college student. O artık bir üniversite öğrencisi. Tom isn't a college student. Tom üniversite öğrencisi değil. My brother is a college student. Ağabeyim üniversite öğrencisi. Tom will be a college student next spring. Tom gelecek bahar üniversite öğrencisi olacak. He's now a college student. O üniversite öğrencisi. College students should study hard, but equally they should also make time for an active social life. Üniversite öğrencileri çok çalışmalı, ancak aynı zamanda aktif bir sosyal yaşam için de zaman ayırmalıdırlar. In the 1960's, Japanese college students demonstrated against their government. 1960'larda, Japon üniversite öğrencileri kendi hükümetlerine karşı gösteri düzenlediler. In the 1960's, Japanese college students demonstrated against their government. 1960'larda Japon üniversite öğrencileri hükümetlerine karşı gösteri yaptı. Tom and Mary are college students. Tom ve Mary üniversite öğrencileri. Generally speaking, high school students study harder than college students. Genelde lise öğrencileri üniversite öğrencilerinden daha çok çalışırlar. Tom will be a college student next spring. Tom gelecek ilkbaharda bir üniversite öğrencisi olacak. Generally speaking, high school students study harder than college students. Genel olarak konuşursak, lise öğrencileri üniversite öğrencilerinden daha çok çalışır. Tom and I are college students. Tom ve ben üniversite öğrencisiyiz. That college student is studying engineering. O üniversite öğrencisi mühendislik okuyor. We're both college students. İkimiz de üniversite öğrencisiyiz. Tom is going to be a college student next year. Tom gelecek yıl bir üniversite öğrencisi olacak. That college student is studying engineering. Üniversite öğrencisi mühendislik okuyor. Tom and I usually talked to each other in French when we were college students. Tom ve ben üniversite öğrencisiyken birbirimizle genellikle Fransızca konuşurduk. Tom first met Mary when they were college students. Tom, Mary ile ilk kez üniversite öğrencisiyken tanışmıştı. Whenever I needed money as a college student, my parents always came through. Üniversite öğrencisiyken ne zaman paraya ihtiyacım olsa, ailem her zaman yardımıma koştu. When I was a college student, I always pulled all-nighters before tests. Üniversite öğrencisiyken, sınavlardan önce hep sabahlardım. I am a college student. Ben üniversite öğrencisiyim. I'm a college student. Ben bir üniversite öğrencisiyim. I'm a college student. Ben üniversite öğrencisiyim. If that boy had not been killed in the traffic accident, he would be a college student now. O çocuk, trafik kazasında hayatını kaybetmemiş olsaydı, şimdi bir üniversite öğrencisi olacaktı. My sister became a college student. Kız kardeşim bir üniversite öğrencisi oldu. My sister became a college student. Kız kardeşim üniversite öğrencisi oldu. Now that you are a college student, you should know better. Artık bir üniversite öğrencisi olduğuna göre, daha iyisini yapmalısın. Now that you're a college student, you should study harder. Artık bir üniversite öğrencisi olduğuna göre, daha çok çalışmalısın. Now that you're a college student, you should study harder. Bir üniversite öğrencisi olduğundan, daha fazla çalışmalısın. She will be a college student next spring. Önümüzdeki bahar üniversite öğrencisi olacak. She will be a college student next spring. O, önümüzdeki İlkbaharda bir üniversite öğrencisi olacak. Show More (103)
2	college student	kolej öğrencisi	n.
	They were, for the most part, college students. Onlar çoğunlukla kolej öğrencileriydi. They are all college students. Onların hepsi kolej öğrencisidir. Show More (-1)