İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | conciliate f. | uzlaştırmak | ||
Regarding this one, this conciliated text is in my view a bad compromise on a bad directive. Buna ilişkin olarak bu uzlaştırılmış metin bana göre kötü bir direktif üzerinde kötü bir uzlaşmadır. More Sentences |
||||
Genel | conciliate f. | yatıştırmak | ||
Genel | conciliate f. | barıştırmak | ||
Genel | conciliate f. | dostluğunu kazanmak | ||
Genel | conciliate f. | gönlünü yapmak | ||
Genel | conciliate f. | gönlünü almak | ||
Genel | conciliate f. | kazanmak | ||
Genel | conciliate f. | mutabık hale gelmek | ||
Genel | conciliate f. | uzlaşmacı hale gelmek | ||
Genel | conciliate f. | uyumlu hale gelmek |