İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | doormat i. | paspas | ||
She wiped her shoes on the doormat before entering. Kadın, içeri girmeden önce ayakkabılarını paspasa sildi. More Sentences |
||||
Slang | ||||
Argo | doormat i. | şamar oğlanı | ||
He was tired of being treated poorly and decided not to be a doormat anymore. Adam, kendisine kötü davranılmasından bıkmıştı ve artık şamar oğlanı olmamaya karar verdi. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | doormat i. | kapı paspası | ||
Slang | ||||
Argo | doormat i. | ezik (kimse) | ||
Argo | doormat i. | sürekli sonuncu olan takım | ||
Argo | doormat i. | başarısız takım | ||
British Slang | ||||
İngiliz Argosu | doormat i. | saf/enayi tip |