| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | end result i. | sonuç | ||
|
The end result will be that if the Commission continues to fail to act, bees will be extinct in a few years' time. Sonuç olarak, Komisyon harekete geçmemeye devam ederse, arıların nesli birkaç yıl içinde tükenecektir. More Sentences |
||||
| Genel | end result i. | sonuç | ||
|
The end result is not ideal, but I hope that it will provide the basis for what is needed. Ortaya çıkan sonuç ideal değildir, ancak ihtiyaç duyulan şeyin temelini oluşturacağını umuyorum. More Sentences |
||||
| Genel | end result i. | son ürün | ||
| Genel | end result i. | sonuçta olan | ||
| Genel | end result i. | sürecin/işlemin sonucu | ||
