Örnek cümleler çeşitli kaynaklardan derlenerek hazırlanmıştır ve her ne kadar editör kontrolünden geçmiş olsa da bazı gözden kaçmalar olabilir. Cümleler kesinlikle, Tureng.com’un ideolojisini ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Sizi rahatsız eden siyasal, sosyal ve hassas içeriğe sahip cümleleri lütfen bize bildiriniz.
|
İngilizce |
Türkçe |
|
1 |
enormity |
büyüklük |
n. |
|
- We must keep our eyes on the long term and the enormity of the challenge.
- Gözlerimizi uzun vadeye ve mücadelenin büyüklüğüne dikmeliyiz.
- The draft general budget before you today reflects the enormity of this challenge.
- Bugün önünüzde bulunan genel bütçe taslağı bu zorluğun büyüklüğünü yansıtmaktadır.
- Can we even begin to grasp the enormity of this gift?
- Bu hediyenin büyüklüğünü kavramaya başlayabilir miyiz?
- Principals trust teachers who value their time and understand the enormity of the job.
- Müdürler, zamanlarına değer veren ve işin büyüklüğünü anlayan öğretmenlere güvenirler.
- He was unaware of the enormity of the offense.
- İşlediği suçun büyüklüğünün farkında değildi.
- He was unaware of the enormity of the offense.
- Suçunun büyüklüğünün farkında değildi.
Show More (3)
|
2 |
enormity |
kötülük |
n. |
|
- He committed many enormities.
- Çok sayıda kötülük yaptı.
Show More (-2)
|