Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
have being
have being
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Geçmiş
Cümleler
"have being"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 76 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
have a dispute to be settled in court
f.
mahkemelik olmak
2
Genel
be content with what you have
f.
elindekiyle yetinmek
3
Genel
be unable to have children
f.
çocuk doğuramamak
4
Genel
be deemed to have accepted
f.
kabul etmiş sayılmak
5
Genel
have to be careful
f.
dikkat etmek zorunda olmak
6
Genel
have a good cry and be fine
f.
iyi bir ağlayıp kendine gelmek
Phrases
7
İfadeler
the person you have called can not be reached at the moment please try again later
expr.
aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor lütfen daha sonra tekrar deneyiniz
8
İfadeler
you have every reason to be angry
expr.
kızmakta haklısın
9
İfadeler
you have every reason to be angry
expr.
sinirlenmekte haklısın
Proverb
10
Atasözü
you have to be cruel to be kind
dost acı söyler
11
Atasözü
you have to be cruel to be kind
birinin iyiliği için onu şimdi üzecek bir şey söylemek
Colloquial
12
Konuşma Dili
be/have to do with somebody/something
f.
biriyle/bir şeyle ilgisi olmak
13
Konuşma Dili
be/have to do with somebody/something
f.
biriyle/bir şeyle ilgili olmak
14
Konuşma Dili
be/have to do with somebody/something
f.
biriyle/bir şeyle alakası olmak
15
Konuşma Dili
be/have to do with somebody/something
f.
biriyle/bir şeyle alakalı olmak
16
Konuşma Dili
be/have to do with somebody/something
f.
biriyle/bir şeyle bağlantılı olmak
17
Konuşma Dili
be/have to do with somebody/something
f.
biriyle/bir şeyle ilişkili olmak
18
Konuşma Dili
have to be seen to be believed
expr.
inanması güç
19
Konuşma Dili
have to be seen to be believed
expr.
inanmak için görmek lazım
20
Konuşma Dili
you have got to be kidding (me)
expr.
ciddi olamazsın
21
Konuşma Dili
you have got to be kidding (me)
expr.
dalga geçiyorsun
22
Konuşma Dili
you have got to be kidding (me)
expr.
şaka yapıyor olmalısın
Idioms
23
Deyim
be/have one over the eight
f.
hafif sarhoş olmak
24
Deyim
be/have one over the eight
f.
kafası iyi olmak
25
Deyim
be/have one over the eight
f.
kafası güzel olmak
26
Deyim
be/have one over the eight
f.
içkiyi biraz fazla kaçırmak
27
Deyim
have to be moving along
f.
gitmek zorunda olmak
28
Deyim
have to be moving along
f.
kaçmak zorunda olmak
29
Deyim
have to be moving along
f.
ayrılmak zorunda olmak
30
Deyim
you don't have to be a rocket scientist (to do something)
expr.
(bir şey yapmak için) bilim adamı olmak gerekmiyor
31
Deyim
you don't have to be a rocket scientist (to do something)
expr.
(bir şey yapmak için) bilim adamı olmana gerek yok
Speaking
32
Konuşma
why does it have to be you?
expr.
bu neden sen olmak zorundasın?
33
Konuşma
it doesn't have to be this way
expr.
böyle olması gerekmiyor
34
Konuşma
I have no idea what the motive behind such an horrific act might be
expr.
bu kadar korkunç bir olayın arkasında ne gibi bir neden olduğu konusunda herhangi bir fikrim yok
35
Konuşma
I have no right to be here
expr.
burada olmaya hakkım yok
36
Konuşma
I have to be somewhere else
expr.
başka bir yerde olmam gerekiyor
37
Konuşma
you have got to be kidding
expr.
ciddi olamazsın
38
Konuşma
you have got to be kidding
expr.
dalga geçiyorsun
39
Konuşma
I have to be moving along
expr.
gitmem lazım
40
Konuşma
you don't have to be sorry
expr.
özüre gerek yok
41
Konuşma
you have every reason to be mad
expr.
kızmakta çok haklısın
42
Konuşma
you don't have to be afraid
expr.
korkmana gerek yok
43
Konuşma
you don't have to be sorry
expr.
özür dilemene gerek yok
44
Konuşma
we have everything we need right now to be completely happy
expr.
mutlu olmak için ihtiyacımız olan her şey şu an burada
45
Konuşma
you don't have to be sorry
expr.
özür ne demek
46
Konuşma
you don't have to be sorry
expr.
özür gerekmez
47
Konuşma
you have no need to be jealous of him
expr.
onu kıskanmana hiç gerek yok
48
Konuşma
you have no reason to be scared
expr.
korkmana neden olacak bir şey yok
49
Konuşma
I have to be moving along
expr.
kaçmam/ayrılmam lazım
50
Konuşma
you have no reason to be scared
expr.
korkmanı gerektirecek bir neden yok
51
Konuşma
you have no reason to be scared
expr.
korkmana gerek yok
52
Konuşma
we don't have to be afraid
expr.
korkmamıza gerek yok
53
Konuşma
we don't have to be afraid
expr.
korkmamız gerekmiyor
54
Konuşma
you have to be patient
expr.
sabırlı olmalısınız
55
Konuşma
you have to be patient
expr.
sabırlı olman gerek
56
Konuşma
I have to be sure that I can trust you
expr.
sana güvenebileceğimden emin olmam lazım
57
Konuşma
you have the right to remain silent, anything you say can and will be used against you in a court of law
expr.
sessiz kalma hakkına sahipsiniz, söyleyeceğiniz her şey mahkemede aleyhinizde delil olarak kullanılabilir
58
Konuşma
you have to be patient
expr.
sabırlı olmalısın
59
Konuşma
you have the right to remain silent, anything you say can and will be used against you in a court of law
expr.
sessiz kalma hakkına sahipsin, söyleyeceğin her şey mahkemede aleyhinde delil olarak kullanılabilir
60
Konuşma
you have to be patient
expr.
sabırlı olmanız gerek
61
Konuşma
you just have to be patient
expr.
sen sadece sabırlı olmalısın
62
Konuşma
you have to be quiet
expr.
sessiz olmalısın
63
Konuşma
you have got to be joking
expr.
şaka yapıyor olmalısın
64
Konuşma
you have got to be kidding
expr.
şaka yapıyor olmalısın
65
Konuşma
you don't have to be alone
expr.
yalnız olmak zorunda değilsin
66
Konuşma
you don't have to be sad
expr.
üzülmenize gerek yok
67
Konuşma
you don't have to be a rocket scientist
expr.
(bunu anlamak için) bilim adamı olmana gerek yok
68
Konuşma
you don't have to be sad
expr.
üzülmene gerek yok
69
Konuşma
you don't have to be upset
expr.
üzülmenize gerek yok
70
Konuşma
you don't have to be upset
expr.
üzülmene gerek yok
71
Konuşma
you don't have to be a rocket scientist
expr.
(bunu anlamak için) bilim adamı olmak gerekmiyor
72
Konuşma
we have to be quiet
expr.
sessiz olmalıyız
73
Konuşma
we have to be quiet
expr.
sessiz olmak zorundayız
74
Konuşma
we have to be quiet
expr.
sessiz olmamız lazım
75
Konuşma
we have to be quiet
expr.
sessiz olmamız gerek
Trade/Economic
76
Ticaret/Ekonomi
shall be deemed to have been duly given upon receipt
expr.
karşı tarafın eline geçtiğinde usulüne uygun olarak iletilmiş sayılacaktır
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of have being
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy