hopes

"hopes" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 143 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	high hopes i.	büyük umutlar
I believe there would then in actual fact be high hopes of being able to find common solutions. O zaman ortak çözümler bulma konusunda büyük umutlar doğacağına inanıyorum. More Sentences
Colloquial
2	Konuşma Dili	high hopes i.	büyük umutlar
We have high hopes for what you will be deciding at Laeken. Laeken'de alacağınız karara ilişkin büyük umutlarımız var. More Sentences
3	Konuşma Dili	in hopes of expr.	umuduyla
The rescuers searched the surroundings in hopes of finding the child. Kurtarma ekipleri çocuğu bulma umuduyla çevreyi aradılar. More Sentences
General
4	Genel	exhaustion of hopes i.	umutların tükenmesi
5	Genel	shattering of hopes i.	umutların tükenmesi
6	Genel	the dashing of hopes i.	umutların tükenmesi
7	Genel	high hopes i.	yüksek beklenti
8	Genel	with great hopes i.	büyük umutlarla
9	Genel	dashing hopes i.	hayal kırıklığına uğratan eylem
10	Genel	dashing hopes i.	birini hayal kırıklığına uğratma
11	Genel	pin one's hopes on f.	ümit bağlamak
12	Genel	destroy somebody's hopes f.	umudunu kırmak
13	Genel	dash someone's hopes f.	bir kimsenin ümitlerini kırmak
14	Genel	dash someone's hopes f.	birini hayal kırıklığına uğratmak
15	Genel	be in hopes of f.	ummak
16	Genel	build high hopes f.	hayale kapılmak
17	Genel	nourish false hopes f.	gerçekleşemeyecek umutlar beslemek
18	Genel	have high hopes for f.	büyük umutları olmak
19	Genel	have high hopes for f.	büyük umutlar bağlamak
20	Genel	dash one's hopes f.	(umutlarını) kırmak
21	Genel	lay hopes on f.	umudunu bağlamak
22	Genel	lay hopes on f.	bel bağlamak
23	Genel	dash the hopes f.	umutları boşa çıkarmak
24	Genel	kill (off) the hopes f.	umutları boşa çıkarmak
25	Genel	wreck the hopes f.	umutları boşa çıkarmak
26	Genel	shatter the hopes f.	umutları boşa çıkarmak
27	Genel	destroy the hopes f.	umutları boşa çıkarmak
28	Genel	cooperate with police in hopes of reducing his sentence f.	cezasının indirilmesi beklentisiyle/umuduyla polisle işbirliği yapmak
29	Genel	keep hopes alive f.	umudu korumak
30	Genel	in hopes ed.	ümidi ile
Phrases
31	İfadeler	in hopes of a rescue expr.	kurtarma umuduyla
32	İfadeler	in (high) hopes that expr.	(yüksek) beklenti içinde
33	İfadeler	in (high) hopes that expr.	(yüksek) beklentiyle
34	İfadeler	in (high) hopes that expr.	umuduyla
35	İfadeler	in (high) hopes that expr.	beklentisiyle
36	İfadeler	in (high) hopes that expr.	niyetiyle
Proverb
37	Atasözü	every eel hopes to become a whale	her kedi fare tutmak ister
38	Atasözü	every eel hopes to become a whale	her yiğidin gönlünde/her gönülde bir aslan yatar
Colloquial
39	Konuşma Dili	be in high hopes of f.	-nın beklentisinde olmak
40	Konuşma Dili	be in hopes of f.	-nın beklentisinde olmak
41	Konuşma Dili	in hopes of expr.	beklentisiyle
42	Konuşma Dili	in hopes of expr.	ümidiyle
43	Konuşma Dili	in hopes of (something) expr.	(bir şey) umuduyla
44	Konuşma Dili	in hopes of (something) expr.	(bir şey) beklentisiyle
45	Konuşma Dili	in hopes of (something) expr.	(bir şey) ümidiyle
Idioms
46	Deyim	build up (one's) hopes f.	ümit vadetmek
47	Deyim	build up (one's) hopes f.	umut vermek
48	Deyim	build up (one's) hopes f.	umut vadetmek
49	Deyim	build up (one's) hopes f.	ümitlendirmek
50	Deyim	build up (one's) hopes f.	umutlandırmak
51	Deyim	build up (one's) hopes f.	ümitlenmesine/umutlanmasına yol açmak
52	Deyim	build up (one's) hopes f.	beklenti yaratmak/oluşturmak
53	Deyim	build up (one's) hopes f.	heyecanla beklemesine yol açmak
54	Deyim	build up somebody’s hopes f.	ümit vadetmek
55	Deyim	build up somebody’s hopes f.	umut vermek
56	Deyim	build up somebody’s hopes f.	umut vadetmek
57	Deyim	build up somebody’s hopes f.	ümitlendirmek
58	Deyim	build up somebody’s hopes f.	umutlandırmak
59	Deyim	build up somebody’s hopes f.	ümitlenmesine/umutlanmasına yol açmak
60	Deyim	build up somebody’s hopes f.	beklenti yaratmak/oluşturmak
61	Deyim	build up somebody’s hopes f.	heyecanla beklemesine yol açmak
62	Deyim	raise somebody’s hopes f.	ümit vadetmek
63	Deyim	raise somebody’s hopes f.	umut vermek
64	Deyim	raise somebody’s hopes f.	umut vadetmek
65	Deyim	raise somebody’s hopes f.	ümitlendirmek
66	Deyim	raise somebody’s hopes f.	umutlandırmak
67	Deyim	raise somebody’s hopes f.	ümitlenmesine/umutlanmasına yol açmak
68	Deyim	raise somebody’s hopes f.	beklenti yaratmak/oluşturmak
69	Deyim	raise somebody’s hopes f.	heyecanla beklemesine yol açmak
70	Deyim	raise someone's hopes/expectations f.	birinin umutlarını yeşertmek
71	Deyim	place one's hopes on f.	bel bağlamak
72	Deyim	get somebody's hopes up f.	birini umutlandırmak
73	Deyim	pin one's hopes on f.	bel bağlamak
74	Deyim	pin one's hopes on someone f.	birine umutlarını bağlamak
75	Deyim	shatter somebody's hopes f.	birinin ümitlerini kırmak
76	Deyim	dash somebody's hopes f.	birinin ümitlerini kırmak
77	Deyim	build one's hopes on something f.	bütün umutlarını birşeye bağlamak
78	Deyim	set one's hopes on f.	can atmak
79	Deyim	not get one's hopes up f.	fazla umutlanmamak
80	Deyim	set one's hopes on f.	ümit bağlamak
81	Deyim	live in hopes of f.	ümidiyle/umuduyla yaşamak
82	Deyim	dash someone's hopes f.	ümitlerini yıkmak
83	Deyim	place one's hopes on f.	umudunu bağlamak
84	Deyim	set one's hopes on f.	umut bağlamak
85	Deyim	pin one's hopes on f.	ümit bağlamak
86	Deyim	pin one's hopes on f.	umut bağlamak
87	Deyim	dash someone's hopes f.	umutlarını yıkmak
88	Deyim	get one's hopes up f.	umutlanmak
89	Deyim	build (one's) hopes on (someone or something) f.	umutlarını (birine/bir şeye) bağlamak
90	Deyim	build hopes on f.	umutlarını (birine/bir şeye) bağlamak
91	Deyim	build up/raise somebody's hopes f.	birine umut vermek
92	Deyim	build up/raise somebody's hopes f.	birine ümit vadetmek
93	Deyim	build up/raise somebody's hopes f.	birini umutlandırmak/ümitlendirmek
94	Deyim	build up/raise somebody's hopes f.	birinin umutlanmasına/ümitlenmesine yol açmak
95	Deyim	build up/raise somebody's hopes f.	birinde beklenti yaratmak/oluşturmak
96	Deyim	dash hopes f.	hayal kırıklığına uğratmak
97	Deyim	dash hopes f.	ümitlerini kırmak
98	Deyim	dash hopes f.	umutları boşa çıkarmak
99	Deyim	dash/shatter somebody's hopes f.	birini hayal kırıklığına uğratmak
100	Deyim	dash/shatter somebody's hopes f.	birinin ümitlerini kırmak
101	Deyim	dash/shatter somebody's hopes f.	birinin umutları boşa çıkarmak
102	Deyim	get (one's) hopes up f.	(birini) umutlandırmak
103	Deyim	have (high) hopes of something f.	bir şey ummak
104	Deyim	have (high) hopes of something f.	bir şey konusunda büyük umutları olmak
105	Deyim	have (high) hopes of something f.	bir şey konusunda büyük umutlar beslemek
106	Deyim	have hopes of f.	umutları olmak
107	Deyim	have hopes of f.	beklentileri olmak
108	Deyim	have (high) hopes of something f.	bir şey umut etmek
109	Deyim	have (high) hopes of something f.	bir şey beklentisinde olmak
110	Deyim	have (high) hopes of something f.	bir konuda (büyük/yüksek) beklentileri/umutları olmak
111	Deyim	have (high) hopes of something f.	bir şey ummak/beklemek
112	Deyim	live in hopes f.	umudu olmak
113	Deyim	live in hopes f.	umuduyla yaşamak
114	Deyim	not get (one's) hopes up f.	(birini) fazla umutlandırmamak
115	Deyim	not get (one's) hopes up f.	(birini) fazla heveslendirmemek
116	Deyim	not get hopes up f.	fazla umutlanmamak
117	Deyim	not get hopes up f.	fazla umutlandırmamak
118	Deyim	not get hopes up f.	fazla heveslendirmemek
119	Deyim	pin (one's) hopes on (someone or something) f.	(birine/bir şeye) bel bağlamak
120	Deyim	pin (one's) hopes on (someone or something) f.	(birine/bir şeye) ümit bağlamak
121	Deyim	pin (one's) hopes on (someone or something) f.	(birine/bir şeye) umutlarını bağlamak
122	Deyim	pin (one's) hopes on (someone or something) f.	(birine/bir şeye) tümüyle güvenmek
123	Deyim	pin your hopes on somebody/something f.	birine/bir şeye bel bağlamak
124	Deyim	pin your hopes on somebody/something f.	birine/bir şeye ümit bağlamak
125	Deyim	pin your hopes on somebody/something f.	birine/bir şeye umutlarını bağlamak
126	Deyim	pin your hopes on somebody/something f.	birine/bir şeye tümüyle güvenmek
127	Deyim	raise (one's) hopes f.	(birine) ümit vadetmek
128	Deyim	raise (one's) hopes f.	(birine) umut vermek
129	Deyim	raise (one's) hopes f.	(birini) ümitlendirmek/umutlandırmak
130	Deyim	raise (one's) hopes f.	(birinde) beklenti yaratmak
131	Deyim	set (one's) hopes on (someone or something) f.	ümidini (birine/bir şeye) bağlamak
132	Deyim	set (one's) hopes on (someone or something) f.	(birine/bir şeye) bel bağlamak
133	Deyim	set (one's) hopes on (something) f.	(bir şey) için can atmak
134	Deyim	set (one's) hopes on (something) f.	(bir konuda) çok ümitli olmak
135	Deyim	set (one's) hopes on (something) f.	(bir konuda) çok kararlı olmak
136	Deyim	set hopes on f.	-e can atmak
137	Deyim	set hopes on f.	-e ümit bağlamak
138	Deyim	set hopes on f.	-e umut bağlamak
Speaking
139	Konuşma	all my hopes were dashed to the ground expr.	bütün umutlarım suya düştü
140	Konuşma	don't get your hopes up too high expr.	çok umutlanma
141	Konuşma	don't get your hopes up too high expr.	çok ümitlenme
142	Konuşma	don't get your hopes up expr.	hemen umutlanma
143	Konuşma	don't put your hopes too high expr.	fazla ümitlenme