in the day - Türkçe İngilizce Sözlük

in the day

"in the day" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 34 sonuç

İngilizce Türkçe
General
in the face of day zf. açıkça
early in the day zf. erkenden
late in the day zf. günün sonuna doğru
late in the day zf. geç kalınmış
later in the day zf. ilerleyen saatlerde
later in the day zf. günün ilerleyen saatlerinde
back in the day zf. eskiden
bitd (back in the day) kısalt. eskiden
bitd (back in the day) kısalt. bir zamanlar
Phrases
in the same day expr. aynı gün içerisinde
in the same day expr. aynı gün içinde
one day in the not-so-distant future expr. çok da uzak olmayan bir zamanda
in the vernacular of the day expr. günümüz deyişiyle
in the last day expr. hüküm gününde
in the last day expr. mahşer gününde
Colloquial
one day in the not-so-distant future i. çok da uzak olmayan gelecekteki bir gün (orta vadede bir gün)
great day in the morning! expr. aman tanrım!
back in the day expr. bir zamanlar
in the cold light of day expr. gündüz gözüyle
earlier in the day expr. günün daha erken saatlerinde
in the rest of the day expr. günün geri kalanında
back in the day expr. vaktinde
there aren't enough hours in the day expr. 24 saat yetmiyor
back in the day expr. zamanında
Idioms
in the cold light of day expr. salim kafayla
in the cold light of day expr. sakin kafayla
it's early in the day [uk] expr. (hüküm vermek için) henüz erken
it's early in the day [uk] expr. daha çok erken
seen in the cold light of day expr. salim kafayla düşünüldüğünde/bakıldığında
seen in the cold light of day expr. sakince düşünüldüğünde/bakıldığında
seen in the cold light of day expr. sakin kafayla düşünüldüğünde/bakıldığında
Speaking
you should have seen me back in the day expr. sen beni eskiden görecektin
there aren't enough hours in the day expr. saatler yetmemek
there aren't enough hours in the day expr. yeterince zamanı olmamak