|
- It's time to do something.
- Bir şeyler yapmanın zamanı geldi.
- It's time you got married.
- Evlenme zamanınız geldi de geçiyor.
- I think it's time to start getting ready.
- Sanırım hazırlanmaya başlamanın zamanı geldi.
- I think it's time we gave Tom a raise.
- Bence Tom'a zam yapmamızın zamanı geldi.
- I guess it's time.
- Sanırım zamanı geldi.
- Tom, it's time we had a talk.
- Tom, bir konuşma yapmamızın zamanı geldi de geçiyor.
- It's time to do some spring cleaning.
- Biraz bahar temizliği yapmanın zamanı geldi.
- I think it's time to write one more letter to my mother.
- Sanırım anneme bir mektup daha yazmanın zamanı geldi.
- It's time you had a dose of your medicine.
- İlacından bir doz almanın zamanı geldi.
- It's time to change direction.
- Yön değiştirme zamanı geldi.
- It's time you went to bed.
- Uyuma zamanın geldi de geçiyor.
- It's time we got ready.
- Hazırlanma zamanımız geldi.
- It's time to come clean about what happened.
- Neler olup bittiğini itiraf etmenin zamanı geldi.
- It's time we had a talk.
- Konuşmamızın zamanı geldi.
- It's time to resolve this question once and for all.
- Bu soruyu kesin olarak çözmenin zamanı geldi.
- I think it's time to try a new approach.
- Sanırım yeni bir yaklaşım denemenin zamanı geldi.
- I'm sorry, but it's time.
- Üzgünüm ama zamanı geldi.
- It's time to get some work done.
- Biraz iş yapmanın zamanı geldi.
- It's time you two talked.
- Siz ikinizin konuşma zamanı geldi de geçiyor.
- It's time to go to bed, so turn the radio off.
- Yatma zamanı geldi, radyoyu kapat.
- I think it's time we got out of here.
- Bence buradan gitme zamanımız geldi.
- It's time you got back to work.
- İşe dönme zamanın geldi.
- I think it's time we found out more about Tom.
- Bence Tom hakkında daha fazla şey öğrenmenin zamanı geldi.
- It's time to say okay.
- Tamam demenin zamanı geldi.
- It's time I had a talk with Tom.
- Tom'la konuşma zamanım geldi.
- It's time you had a dose of your medicine.
- Bir doz ilaç almanın zamanı geldi.
- I think it's time to wind up this meeting.
- Sanırım bu toplantıyı bitirmenin zamanı geldi.
- It's time to get started with the Christmas shopping.
- Noel alışverişine başlama zamanı geldi.
- I think it's time we had a little talk with Tom.
- Sanırım Tom'la biraz konuşmamızın zamanı geldi.
- I reckon it's time to wake Robert up.
- Sanırım Robert'ı uyandırmanın zamanı geldi.
- It's time to start over.
- Baştan başlamanın zamanı geldi.
- I think it's time we gave Tom a raise.
- Sanırım Tom'a zam verme zamanımız geldi de geçiyor.
- It's time to begin downsizing.
- Küçülmeye başlamanın zamanı geldi.
- It's time to plan ahead.
- Önceden plan yapmanın zamanı geldi.
- It's time to stop doing this.
- Bunu yapmayı bırakmanın zamanı geldi.
- I think it's time I did something about that.
- Sanırım bu konuda bir şeyler yapmamın zamanı geldi.
- It's time to change direction.
- Yön değiştirmenin zamanı geldi.
- It's time to get your life together.
- Hayatını toparlamanın zamanı geldi.
- It's time to stop this brinkmanship.
- Bu şımarıklığa bir son vermenin zamanı geldi.
- It's time to stop fighting.
- Kavga etmeyi bırakmanın zamanı geldi.
- It's time Tom left.
- Tom'un ayrılma zamanı geldi.
- I think it's time to start helping Tom a bit more.
- Bence Tom'a biraz daha yardım etmenin zamanı geldi.
- It's time you took my advice.
- Benim tavsiyeme uyma zamanın geldi.
- I think it's time we found out more about Tom.
- Sanırım Tom hakkında daha fazla şey bulmamızın zamanı geldi de geçiyor.
- It's time to get a haircut.
- Saç kestirme zamanı geldi.
- I think it's time we asked Tom to leave.
- Sanırım Tom'un gitmesini istememizin zamanı geldi de geçiyor.
- I think it's time you and Tom went home.
- Bence sen ve Tom'un eve gitme zamanı geldi.
- I think it's time we made some changes.
- Bence bazı değişiklikler yapmamızın zamanı geldi.
- It's time to do that.
- Bunu yapmanın zamanı geldi.
- I think it's time to get out of here.
- Sanırım buradan gitme zamanı geldi.
- It's time to reflect on your past.
- Geçmişini düşünmenin zamanı geldi.
- It's time to change that.
- Bunu değiştirmenin zamanı geldi.
- I think it's time to write one more letter to my mother.
- Sanırım anneme bir mektup daha yazmamın zamanı geldi.
- It's time to change.
- Değişme zamanı geldi.
- It's time to open the third wardrobe.
- Üçüncü gardırobu açmanın zamanı geldi.
- I think it's time I left.
- Sanırım gitme zamanım geldi de geçiyor.
- It's time to do some spring cleaning.
- Bir bahar temizliği yapmanın zamanı geldi.
- It's time you told Tom the truth.
- Tom'a gerçeği söylemenin zamanı geldi.
- It's time we talked.
- Konuşmamızın zamanı geldi.
- It's time to get to work.
- İşe gitme zamanı geldi.
- It's time we did something about that.
- Bu konuda bir şeyler yapmamızın zamanı geldi.
- It's time to leave this place.
- Bu yeri terk etme zamanı geldi.
- It's time to carry out the plan.
- Planı uygulama zamanı geldi.
- It's time to put an end to this.
- Buna bir son vermenin zamanı geldi.
- It's time you stopped watching television.
- Televizyon izlemeyi bırakmanın zamanı geldi.
- It's time to tell the whole truth.
- Tüm gerçeği söylemenin zamanı geldi.
- It's time you faced reality.
- Gerçeklerle yüzleşmenin zamanı geldi.
- It's time to come clean about what happened.
- Olanları itiraf etmenin zamanı geldi.
- It's time you took my advice.
- Tavsiyemi dinlemenin zamanı geldi.
- I think it's time we had a little talk.
- Sanırım küçük bir konuşma yapmamızın zamanı geldi.
- It's time to let Tom go.
- Tom'un gitmesine izin vermenin zamanı geldi.
- It's time you stood on your own two feet.
- Kendi ayaklarının üzerinde durmanın zamanı geldi.
- It's time to fess up.
- İtiraf etme zamanı geldi.
- It's time to set up a meeting.
- Bir toplantı ayarlamanın zamanı geldi.
- I think it's time you went.
- Sanırım gitmenin zamanı geldi de geçiyor.
- I think it's time to make some changes.
- Sanırım bazı değişiklikler yapmanın zamanı geldi.
- Well, girls, it's time to go.
- Pekala kızlar, gitme zamanı geldi.
- I think it's time we asked Tom to leave.
- Bence Tom'dan gitmesini istemenin zamanı geldi.
- It's time you got married.
- Evlenmenin zamanı geldi.
- It's time to do it.
- Bunu yapmanın zamanı geldi.
Show More (77)
|