| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | settle down to f. | koyulmak | ||
|
He settled down to his work. İşine koyuldu. More Sentences |
||||
| Genel | settle down f. | sakinleşmek | ||
|
Please phone me when you have settled down. Lütfen sakinleşince beni ara. More Sentences |
||||
| Genel | settle down f. | uslanmak | ||
|
Tim settled down after he got married. Tim, evlendikten sonra uslandı. More Sentences |
||||
| Genel | settle down f. | durulmak | ||
|
Sami wanted to settle down. Sami durulmak istiyordu. More Sentences |
||||
| Genel | settle down f. | yerleşmek | ||
|
He settled down in his armchair to listen to the music. Müzik dinlemek için koltuğuna yerleşti. More Sentences |
||||
| Genel | settle down f. | yuva kurmak | ||
|
She's married and settled down now. Artık evlendi ve yuva kurdu. More Sentences |
||||
| Genel | settle down f. | bir yere yerleşmek | ||
|
Mary is the kind of inveterate traveller who will probably never settle down in one place. Mary, muhtemelen asla bir yere yerleşmeyecek türden müzmin bir gezgindir. More Sentences |
||||
| Genel | settle down f. | yola gelmek | ||
| Genel | settle down to f. | kendini (bir işe) vermek | ||
| Genel | settle down f. | sakin olmak | ||
| Genel | settle down f. | rahat bir şekilde oturmak | ||
| Genel | settle down to f. | cidden yapmaya başlamak (bir işi) | ||
| Genel | settle down f. | kurulmak | ||
| Genel | settle down f. | çöreklenmek | ||
| Genel | settle down to f. | dikkatini vermek | ||
| Genel | settle down to f. | kendini adamak | ||
| Genel | settle down f. | yerleştirmek | ||
| Genel | settle down in f. | alışmak (bir işe) | ||
| Genel | be unable to settle down f. | dikiş tutturamamak | ||
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | settle down f. | durulmak | ||
| Öbek Fiiller | settle down to (something) f. | dikkatini (bir şeye) vermek | ||
| Öbek Fiiller | settle down to (something) f. | kendini (bir işe) vermek | ||
| Speaking | ||||
| Konuşma | don't tell me to settle down expr. | bana sakinleş deme | ||
| Konuşma | don't tell me to settle down expr. | bana sakin ol deme | ||
