İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | thicket i. | çalılık | ||
Sami hid in a dense thicket. Sami sık bir çalılıkta saklandı. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | thicket i. | ağaçlık | ||
Genel | thicket i. | sık çalılık | ||
Genel | thicket i. | çalı |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | waterside thicket i. | bük |
Botanic | ||
Botanik | thicket-forming s. | yoğun çalılık oluşturma eğiliminde olan |