Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
to be at
to be at
Geçmiş
Cümleler
"to be at"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 45 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
be at home to guests
f.
gün yapmak
2
Genel
be at a loss as to whom to believe
f.
iki arada kalmak
3
Genel
be forced to disembark at the port
f.
limanda zorla gemiden indirilmek
4
Genel
be great at anything he/she sets one's mind to
f.
aklına koyduğu her şeyde çok iyi olmak
5
Genel
be barely able to stand at the funeral
f.
cenazede güçlükle ayakta durabilmek
Colloquial
6
Konuşma Dili
(traffic) to be at a snail's pace
f.
trafik adım adım ilerlemek
7
Konuşma Dili
be on at somebody (to do something)
f.
(bir şey yapması için) birinin üstüne varmak/gitmek
8
Konuşma Dili
be on at somebody (to do something)
f.
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek
Idioms
9
Deyim
be at pains to do something
f.
bir şeyi yapmak için çok çaba harcamak
10
Deyim
be at pains to do something
f.
bir şeyi yapmak için helak olmak
11
Deyim
not be much to look at
f.
çekici/hoş görünümlü olmamak
12
Deyim
be nothing to sniff at
f.
hafife alınacak/küçümsenecek bir konu olmamak
13
Deyim
not to be sneezed at
f.
hafife alınacak/küçümsenecek bir konu olmamak
14
Deyim
not to be sniffed at
f.
hafife alınacak/küçümsenecek bir konu olmamak
15
Deyim
be nothing to sneeze at
f.
hafife alınacak/küçümsenecek bir konu olmamak
16
Deyim
not be much to look at
f.
yüzüne bakılacak gibi olmamak
17
Deyim
not to be sneezed at
f.
yabana atılmamak
18
Deyim
be at (great) pains to do something
f.
bir şeyi yapmak için (büyük) çaba harcamak
19
Deyim
be at (great) pains to do something
f.
bir şeyi yapmak için göbeği çatlamak
20
Deyim
be at (great) pains to do something
f.
bir şeyi yapmak için helak olmak
21
Deyim
be at (great) pains to do something
f.
bir şeyi yapmak için paralanmak
22
Deyim
be not much to look at
f.
çekici/hoş görünümlü olmamak
23
Deyim
be not much to look at
f.
yüzüne bakılacak gibi olmamak
24
Deyim
be not much to look at
f.
çirkin olmak
25
Deyim
be not much to look at
f.
itici olmak
26
Deyim
be not much to look at
f.
tipsiz olmak
27
Deyim
be not much to look at
f.
cazibesiz olmak
28
Deyim
be on at somebody (to do something)
f.
(bir şey yapması için) birinin üstüne gitmek/varmak
29
Deyim
be on at somebody (to do something)
f.
(bir şey yapması için) birini eleştirmek
30
Deyim
be on at somebody (to do something)
f.
(bir şey yapması için) birini üstelemek
31
Deyim
be on at somebody (to do something)
f.
(bir şey yapması için) birinin ensesinde boza pişirmek
32
Deyim
be on at somebody (to do something)
f.
(bir şey yapması için) birini sıkboğaz etmek
33
Deyim
be on at somebody (to do something)
f.
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek
34
Deyim
nothing to be sneezed at
expr.
hafife alınacak/küçümsenecek bir şey/konu değil
35
Deyim
nothing to be sneezed at
expr.
yabana atılacak bir şey/konu değil
36
Deyim
nothing to be sniffed at
expr.
hafife alınacak/küçümsenecek bir şey/konu değil
37
Deyim
nothing to be sniffed at
expr.
yabana atılacak bir şey/konu değil
Speaking
38
Konuşma
she has every right to be angry at me
expr.
bana kızgın olmakta çok haklı
39
Konuşma
it's supposed to be with you at all times
expr.
her zaman yanında olmalı
40
Konuşma
at that point we started to think there may be something in this
expr.
o noktada bunda bir şeyler olduğunu düşünmeye başladık
41
Konuşma
you were supposed to be here at eight in the morning
expr.
sabah 8'de burada olmalıydınız
42
Konuşma
you were supposed to be here at eight in the morning
expr.
sabah 8'de burada olacaktınız
Insurance
43
Sigortacılık
held covered at rate to be agreed
s.
kararlaştırılacak fiyatla teminat altında
44
Sigortacılık
attaching at date to be advised
expr.
bildirilecek tarihte başlayacak
History
45
Tarih
in the future, too, there may be malevolent people at home and abroad who will wish to deprive you of this treasure
expr.
istikbalde dahi, seni, bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici, bedhahların olacaktır
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of to be at
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy