İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | compel (someone) to (do something) f. | (birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak | ||
I was compelled to leave school. Ben okulu terk etmek zorunda bırakıldım. More Sentences |
||||
Öbek Fiiller | compel to do f. | yapmak zorunda bırakmak | ||
They were compelled to do it by force, or thrown into prison. Bunu zorla yapmak zorunda bırakıldılar ya da hapse atıldılar. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | compel to f. | zorlamak | ||
Genel | compel to be f. | zorlamak | ||
Genel | compel someone to think f. | düşünmeye zorlamak | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | compel (someone) to (do something) f. | (birini bir şey yapmaya) zorlamak | ||
Öbek Fiiller | compel (someone) to (do something) f. | (birini bir şey yapmaya) mecbur etmek | ||
Öbek Fiiller | compel to do f. | yapmaya zorlamak | ||
Öbek Fiiller | compel to do f. | yapmaya mecbur etmek |