Örnek cümleler çeşitli kaynaklardan derlenerek hazırlanmıştır ve her ne kadar editör kontrolünden geçmiş olsa da bazı gözden kaçmalar olabilir. Cümleler kesinlikle, Tureng.com’un ideolojisini ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Sizi rahatsız eden siyasal, sosyal ve hassas içeriğe sahip cümleleri lütfen bize bildiriniz.
|
İngilizce |
Türkçe |
|
1 |
unbiased |
tarafsız |
adj. |
|
- The jury had a hard time remaining unbiased during the murder trial.
- Jüri, cinayet davası sırasında tarafsız kalmakta zorlandı.
- Looking for a professional and unbiased Kraken review?
- Profesyonel ve tarafsız bir Kraken incelemesi mi arıyorsunuz?
- Although a time-consuming method, it has the advantage of providing unbiased research.
- Zaman alıcı bir yöntem olmasına rağmen, tarafsız araştırma sağlama avantajına sahiptir.
- The third type of compassion is unbiased.
- Üçüncü tür şefkat tarafsızdır.
- Google wants its search results to be as unbiased and relevant as possible.
- Google, arama sonuçlarının mümkün olduğunca tarafsız ve alakalı olmasını istiyor.
- Make sure you read unbiased reviews that you know are trustworthy.
- Güvenilir olduğunu bildiğiniz tarafsız yorumları okuduğunuzdan emin olun.
- The only thing necessary for this is to become unbiased and to act with imagination.
- Bunun için gereken tek şey tarafsız olmak ve hayal gücüyle hareket etmektir.
- I have partnered with Root Financial to provide you with unbiased life insurance quotes.
- Size tarafsız hayat sigortası teklifleri sunmak için Root Financial ile ortaklık kurdum.
- This expert, unbiased garage door buying guide will help you find and buy the best garage door for your home.
- Bu uzman, tarafsız garaj kapısı satın alma rehberi, eviniz için en iyi garaj kapısını bulmanıza ve satın almanıza yardımcı olacaktır.
- Ongoing research ensures that IELTS remains fair and unbiased.
- Devam eden araştırmalar IELTS'in adil ve tarafsız kalmasını sağlar.
- Tom may be unbiased.
- Tom tarafsız olabilir.
- Tom seemed to be unbiased.
- Tom tarafsız görünüyordu.
- Tom said that he was unbiased.
- Tom tarafsız olduğunu söyledi.
- Tom told me he was unbiased.
- Tom bana tarafsız olduğunu söyledi.
- They said they were unbiased.
- Tarafsız olduklarını söylediler.
- Tom certainly seems to be unbiased.
- Tom kesinlikle tarafsız gibi görünüyor.
- Tom is likely to be unbiased.
- Tom muhtemelen tarafsız olacak.
- We're unbiased.
- Biz tarafsızız.
- Tom claims that he's unbiased.
- Tom tarafsız olduğunu iddia ediyor.
- Tom is unbiased.
- Tom tarafsız.
- I think Tom is unbiased.
- Tom'un tarafsız olduğunu düşünüyorum.
- Tom said Mary was unbiased.
- Tom Mary'nin tarafsız olduğunu söyledi.
- I'm unbiased.
- Ben tarafsızım.
- You're unbiased.
- Sen tarafsızsın.
- Tom told Mary that he thought John unbiased.
- Tom Mary'ye John'un tarafsız düşündüğünü söyledi.
- Tom told Mary that he thought John was unbiased.
- Tom, Mary'e John'un tarafsız olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Tom said Mary is unbiased.
- Tom Mary'nin tarafsız olduğunu söyledi.
- Do you think Tom is unbiased?
- Tom'un tarafsız olduğunu düşünüyor musunuz?
- Tom will probably be unbiased.
- Tom muhtemelen tarafsız olacaktır.
- Tom told Mary that he thought John unbiased.
- Tom Mary'ye John'un tarafsız olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Do you think Tom is unbiased?
- Tom'un tarafsız olduğunu düşünüyor musun?
- Tom certainly seems to be unbiased.
- Tom kesinlikle tarafsız görünüyor.
- Tom told Mary that he thought John was unbiased.
- Tom Mary'ye John'un tarafsız olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Tom isn't unbiased.
- Tom tarafsız değil.
- I think Tom is unbiased.
- Bence Tom tarafsız.
- Tom is likely to be unbiased.
- Tom'un tarafsız olması muhtemel.
- Tom said Mary is unbiased.
- Tom, Mary'nin tarafsız olduğunu söyledi.
- Tom said he's unbiased.
- Tom tarafsız olduğunu söyledi.
- You're unbiased.
- Siz tarafsızsınız.
- Tom said Mary was unbiased.
- Tom, Mary'nin tarafsız olduğunu söyledi.
- Tom will probably be unbiased.
- Tom muhtemelen tarafsız olacak.
- Tom is unbiased, I think.
- Tom tarafsız, bence.
Show More (39)
|
2 |
unbiased |
ön yargısız |
adj. |
|
- Tom may be unbiased.
- Tom ön yargısız olabilir.
Show More (-2)
|
3 |
unbiased |
önyargısız |
adj. |
|
- He puts on a show of being impartial and unbiased, but I think he's just a guy with no opinion of his own.
- Tarafsız ve önyargısızmış gibi şov yapıyor ama bana göre sadece kendi fikri olmayan bir adam.
Show More (-2)
|