close something - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

close something



"close something" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 186 sonuç

İngilizce Türkçe
General
see something up close f. yakından görmek
keep (something) close to one's chest f. bir şeyi sır olarak tutmak
keep (something) close to one's chest f. bir şeyi gizli tutmak
Phrasals
close on something f. (genelde ev için) satış ya da alış işlemini bitirmek
close on something f. (genelde ev için) anahtarı teslim almak
close something out f. stokta kalanları satmak
close something out f. stoğu eritmek
close something out f. malları elden çıkarmak
close something out f. katılım süresi dolmak
close something out f. başvuru süresini sona ermek
close to (someone or something) f. (birine veya bir şeye) kapalı olmak
close someone out of something f. birinin bir yere girmesini engellemek
close someone out of something f. birisine bir yerin kapılarını kapamak
close something off f. yolunu tıkamak
close around (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) çevresini sarmak
close around (someone or something) f. (birini/bir şeyi) ablukaya almak
close around (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) etrafını çevirmek/sarmak
close around (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) etrafını kuşatmak
close in around (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) çevresini sarmak
close in around (someone or something) f. (birini/bir şeyi) ablukaya almak
close in around (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) etrafını çevirmek/sarmak
close in around (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) etrafını kuşatmak
close (one) out of (something) f. (birini bir şeyin) dışında tutmak
close (one) out of (something) f. (birini bir şeyden) dışlamak
close (one) out of (something) f. (birini bir şeye) dahil etmemek
close by (somebody/something) f. (birinin/bir şeyin) yakınında
close by (somebody/something) f. (birinin/bir şeyin) yanı başında
close by (somebody/something) f. (birine/bir şeye) çok yakın
close something down f. bir şeyi kapatmak
close something down f. bir şeyin kapısına kilit vurmak
close someone or something in (something) f. birini/bir şeyi (bir şeye) kapatmak
close someone or something in (something) f. birini/bir şeyi (bir şeyin) içine kapatmak
close someone or something in (something) f. birini/bir şeyi (bir şeye) hapsetmek
close in on (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) çevresini sarmak
close in on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) ablukaya almak
close in on (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) etrafını çevirmek/sarmak
close in on (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) etrafını kuşatmak
close in on (someone or something) f. (birine/bir şeye bir his) basmak
close in on (someone or something) f. (birini/bir şeyi bir his) sarmak
close in on (someone or something) f. hızla yaklaşmak
close in on (someone or something) f. (teslim tarihi) hızla yaklaşmak
close something to someone f. bir şeyi birine kapatmak
close something up f. bir şeyin kapısına kilit vurmak
close something up f. bir şeyin faaliyetini durdurmak
close something up f. bir şeyi kapatmak
close with (someone or something) f. (bir gösteriyi, konseri biriyle/bir şeyle) kapatmak
come close (to something/to doing something) f. (bir şeye/bir şey yapmaya) çok yaklaşmak
come close (to something/to doing something) f. (bir şeye/bir şey yapmaya) ramak kalmak
come close (to something/to doing something) f. (bir şeyle/bir şey yapmakla) burun buruna gelmek
come close (to something/to doing something) f. (bir şeyin/bir şey yapmanın) eşiğine gelmek
Idioms
close (one's) ears to (someone or something) f. kulağını tıkamak
close (one's) ears to (someone or something) f. kulak asmamak
close (one's) ears to (someone or something) f. kulak vermemek
close (one's) ears to (someone or something) f. aldırış etmemek
close (one's) mind (to) (something) f. kendini bir fikre kapatmak
close (one's) mind (to) (something) f. dikkate almamak
close (one's) mind (to) (something) f. görmezden gelmeye çalışmak
close your mind (to something) f. kendini bir fikre kapatmak
close your mind (to something) f. dikkate almamak
close your mind (to something) f. görmezden gelmeye çalışmak
close the door on (something) f. kapıyı (bir şeyin) üstüne kapatmak
close the door on (something) f. kapıya sıkıştırmak
close the door on (something) f. (bir şeye) köstek olmak
close the door on (something) f. engel olmak
close the door on (something) f. imkan dışı kılmak
close the door on (something) f. (bir şeyi) tamamlamak
close the door on (something) f. bitirmek
close the door on (something) f. sona erdirmek
close (one's) mind (to) (something) f. kendini (bir düşünceye, fikre) kapatmak
close (one's) mind (to) (something) f. (bir düşünceyi, görüşü) hiç dikkate almamak
close (one's) mind (to) (something) f. açık kapı bırakmamak
close (one's) mind (to) (something) f. enseyi karartmak
close your mind (to something) f. kendini (bir düşünceye, fikre) kapatmak
close your mind (to something) f. (bir düşünceyi, görüşü) hiç dikkate almamak
close your mind (to something) f. açık kapı bırakmamak
close your mind (to something) f. enseyi karartmak
keep (close) watch for (someone or something) f. (birini ya da bir şeyi) yakından takip etmek
keep (close) watch for (someone or something) f. (birini ya da bir şeyi) yakın markaja almak
keep (close) watch for (someone or something) f. (birini ya da bir şeyi) gözetlemek
keep (close) watch for (someone or something) f. tetikte olmak
keep (close) watch for (someone or something) f. (birine ve bir şeye karşı) gözünü dört açmak
keep (close) watch for (someone or something) f. gözü (birinin ya da bir şeyin) üstünde olmak
keep close tabs on (someone or something) f. (birini veya bir şeyi) izleyip durmak
keep close tabs on (someone or something) f. (birini veya bir şeyi) sürekli gözlem altında tutmak
keep close tabs on (someone or something) f. gözünü üstünden ayırmamak
keep close tabs on (someone or something) f. (birini veya bir şeyi) yakından takip etmek
keep close tabs on (someone or something) f. her hareketini gözlemlemek
keep close tabs on (someone or something) f. göz hapsine almak
close the door on something on a peaceful solution f. barışçıl bir çözümün yollarını tıkamak
close one's eyes to something f. bir şeye gözlerini kapamak
bring something to a close f. bir şeyi sonlandırmak
close the books on something f. bir işi ya da olayı sonuçlandırmak
bring something to a close f. bir şeye son vermek
close one's eyes to something f. görmezden gelmek
close one's eyes to something f. göz yummak
close the door on something f. kapılarını kapamak
close on something f. resmi olarak (satışını) sonuçlandırmak
close the books on something f. .. .meselesini kapatmak
close the door on someone or something f. kapıyı kapatmak
close the door on someone or something f. kapıyı yüzüne kapatmak
close the door on someone or something f. kapıyı birinin veya bir şeyin geçmesini engellemek için kapatmak
close the door on someone or something f. bir şansı ortadan kaldırmak
close the door on someone or something f. sonlandırmak
close the door to someone or something f. kapıyı kapatmak
close the door to someone or something f. kapıyı yüzüne kapatmak
close the door to someone or something f. kapıyı birinin veya bir şeyin geçmesini engellemek için kapatmak
close the door to someone or something f. bir şansı ortadan kaldırmak
close the door to someone or something f. sonlandırmak
shut/close your ears to somebody/something f. birini/bir şeyi duymazdan gelmek
shut/close your ears to somebody/something f. birini/bir şeyi duymayı reddetmek
shut/close your ears to somebody/something f. birini/bir şeyi dinlemeyi reddetmek
shut/close your ears to somebody/something f. birine/bir şeye kulaklarını tıkamak
shut/close your ears to somebody/something f. birini/bir şeyi yok saymak
close the door something f. bir şeyin yolunu kapatmak
close the door to something f. bir şeyin yolunu kapatmak
close the book on something f. bir şey defterini kapatmak
close the book on something f. bir şeyi tamamen sonlandırmak
close the book on something f. bir şeyi sonuçlandırmak
close the book on something f. bir şeyi rafa kaldırmak
close the book on something f. bir şey dosyasını kapatmak
close the book on (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) dosyasını kapatmak
close the book on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) rafa kaldırmak
close the book on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) seçenekler arasından çıkarmak
close the books on (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) dosyasını kapatmak
close the books on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) rafa kaldırmak
close the books on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) seçenekler arasından çıkarmak
draw something to a close f. bir şeyi bitirmek
draw something to a close f. bir şeyi sona erdirmek
hold (something) close to (one's) vest f. (bir şeyi) sır olarak tutmak
hold (something) close to (one's) vest f. (bir şeyi) gizli tutmak
hold (something) close to the vest f. sır olarak tutmak
hold (something) close to the vest f. gizli tutmak
keep (a) close watch on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) yakın markajına almak
keep (a) close watch on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) yakın markaja almak
keep (a) close watch on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) yakından izlemek/takip etmek
keep (a) close watch on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) gözetim altında tutmak
keep (a) close watch on (someone or something) f. gözü (birinin ya da bir şeyin) üstünde olmak
keep (a) close watch on (someone or something) f. (birine ve bir şeye karşı) gözünü dört açmak
keep (close) watch over (someone or something) f. (birini/bir şeyi) yakın markajına almak
keep (close) watch over (someone or something) f. (birini/bir şeyi) yakın markaja almak
keep (close) watch over (someone or something) f. (birini/bir şeyi) yakından izlemek/takip etmek
keep (close) watch over (someone or something) f. (birini/bir şeyi) gözetim altında tutmak
keep (close) watch over (someone or something) f. gözü (birinin ya da bir şeyin) üstünde olmak
keep (close) watch over (someone or something) f. (birine ve bir şeye karşı) gözünü dört açmak
keep (close) watch over (someone or something) f. (birine/bir şeye) göz kulak olmak
keep a close eye on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) yakın markajına almak
keep a close eye on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) yakın markaja almak
keep a close eye on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) yakından izlemek/takip etmek
keep a close eye on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) gözetim altında tutmak
keep a close eye on (someone or something) f. gözü (birinin ya da bir şeyin) üstünde olmak
keep a close eye on (someone or something) f. (birine ve bir şeye karşı) gözünü dört açmak
keep a close eye on (someone or something) f. (birine/bir şeye) göz kulak olmak
keep a close eye on (someone or something) f. (birine/bir şeye) bakar olmak
keep a close eye/watch on somebody/something f. birini/bir şeyi yakın markajına almak
keep a close eye/watch on somebody/something f. birini/bir şeyi yakın markaja almak
keep a close eye/watch on somebody/something f. birini/bir şeyi yakından izlemek/takip etmek
keep a close eye/watch on somebody/something f. birini/bir şeyi gözetim altında tutmak
keep a close eye/watch on somebody/something f. gözü birinin ya da bir şeyin üstünde olmak
keep a close eye/watch on somebody/something f. birine ve bir şeye karşı gözünü dört açmak
keep a close rein on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) sıkı markaj altına almak
keep a close rein on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) yakın markajına almak
keep a close rein on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) sıkı/yakın markaja almak
keep a close rein on (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) kontrolünü/iplerini eline almak
keep a close rein on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) sürekli/yakından izlemek
play (something) close to (one's) chest f. açık davranmamak
play (something) close to (one's) chest f. kapalı oynamak
play (something) close to (one's) chest f. ne planladığını anlatmamak
play (something) close to (one's) chest f. saman altından su yürütmek
play (something) close to the vest f. açık davranmamak
play (something) close to the vest f. kapalı oynamak
play (something) close to the vest f. ne planladığını anlatmamak
play (something) close to the vest f. saman altından su yürütmek
play (something) close to one's vest f. açık davranmamak
play (something) close to one's vest f. kapalı oynamak
play (something) close to one's vest f. ne planladığını anlatmamak
play (something) close to one's vest f. saman altından su yürütmek
run (someone or something) close f. (birine/bir şeye) yetişmek
run (someone or something) close f. (birine/bir şeye) çok yaklaşmak
run (someone or something) close f. (birini/bir şeyi) geçmek/geride bırakmak
shut/close your eyes to something f. bir şeye gözlerini kapamak
shut/close your eyes to something f. bir şeye göz yummak
shut/close your eyes to something f. bir şeyi görmezden gelmek
close to (someone or something) s. (birine veya bir şeye) yakın
close to (someone or something) s. birine veya bir şeye benzer
close to (someone or something) s. (arkadaş, dost) yakın
close to (someone or something) s. (arkadaş, dost) sıkı fıkı