Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
close something
"close something"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 186 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
see something up close
f.
yakından görmek
2
Genel
keep (something) close to one's chest
f.
bir şeyi sır olarak tutmak
3
Genel
keep (something) close to one's chest
f.
bir şeyi gizli tutmak
Phrasals
4
Öbek Fiiller
close on something
f.
(genelde ev için) satış ya da alış işlemini bitirmek
5
Öbek Fiiller
close on something
f.
(genelde ev için) anahtarı teslim almak
6
Öbek Fiiller
close something out
f.
stokta kalanları satmak
7
Öbek Fiiller
close something out
f.
stoğu eritmek
8
Öbek Fiiller
close something out
f.
malları elden çıkarmak
9
Öbek Fiiller
close something out
f.
katılım süresi dolmak
10
Öbek Fiiller
close something out
f.
başvuru süresini sona ermek
11
Öbek Fiiller
close to (someone or something)
f.
(birine veya bir şeye) kapalı olmak
12
Öbek Fiiller
close someone out of something
f.
birinin bir yere girmesini engellemek
13
Öbek Fiiller
close someone out of something
f.
birisine bir yerin kapılarını kapamak
14
Öbek Fiiller
close something off
f.
yolunu tıkamak
15
Öbek Fiiller
close around (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) çevresini sarmak
16
Öbek Fiiller
close around (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) ablukaya almak
17
Öbek Fiiller
close around (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) etrafını çevirmek/sarmak
18
Öbek Fiiller
close around (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) etrafını kuşatmak
19
Öbek Fiiller
close in around (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) çevresini sarmak
20
Öbek Fiiller
close in around (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) ablukaya almak
21
Öbek Fiiller
close in around (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) etrafını çevirmek/sarmak
22
Öbek Fiiller
close in around (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) etrafını kuşatmak
23
Öbek Fiiller
close (one) out of (something)
f.
(birini bir şeyin) dışında tutmak
24
Öbek Fiiller
close (one) out of (something)
f.
(birini bir şeyden) dışlamak
25
Öbek Fiiller
close (one) out of (something)
f.
(birini bir şeye) dahil etmemek
26
Öbek Fiiller
close by (somebody/something)
f.
(birinin/bir şeyin) yakınında
27
Öbek Fiiller
close by (somebody/something)
f.
(birinin/bir şeyin) yanı başında
28
Öbek Fiiller
close by (somebody/something)
f.
(birine/bir şeye) çok yakın
29
Öbek Fiiller
close something down
f.
bir şeyi kapatmak
30
Öbek Fiiller
close something down
f.
bir şeyin kapısına kilit vurmak
31
Öbek Fiiller
close someone or something in (something)
f.
birini/bir şeyi (bir şeye) kapatmak
32
Öbek Fiiller
close someone or something in (something)
f.
birini/bir şeyi (bir şeyin) içine kapatmak
33
Öbek Fiiller
close someone or something in (something)
f.
birini/bir şeyi (bir şeye) hapsetmek
34
Öbek Fiiller
close in on (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) çevresini sarmak
35
Öbek Fiiller
close in on (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) ablukaya almak
36
Öbek Fiiller
close in on (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) etrafını çevirmek/sarmak
37
Öbek Fiiller
close in on (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) etrafını kuşatmak
38
Öbek Fiiller
close in on (someone or something)
f.
(birine/bir şeye bir his) basmak
39
Öbek Fiiller
close in on (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi bir his) sarmak
40
Öbek Fiiller
close in on (someone or something)
f.
hızla yaklaşmak
41
Öbek Fiiller
close in on (someone or something)
f.
(teslim tarihi) hızla yaklaşmak
42
Öbek Fiiller
close something to someone
f.
bir şeyi birine kapatmak
43
Öbek Fiiller
close something up
f.
bir şeyin kapısına kilit vurmak
44
Öbek Fiiller
close something up
f.
bir şeyin faaliyetini durdurmak
45
Öbek Fiiller
close something up
f.
bir şeyi kapatmak
46
Öbek Fiiller
close with (someone or something)
f.
(bir gösteriyi, konseri biriyle/bir şeyle) kapatmak
47
Öbek Fiiller
come close (to something/to doing something)
f.
(bir şeye/bir şey yapmaya) çok yaklaşmak
48
Öbek Fiiller
come close (to something/to doing something)
f.
(bir şeye/bir şey yapmaya) ramak kalmak
49
Öbek Fiiller
come close (to something/to doing something)
f.
(bir şeyle/bir şey yapmakla) burun buruna gelmek
50
Öbek Fiiller
come close (to something/to doing something)
f.
(bir şeyin/bir şey yapmanın) eşiğine gelmek
Idioms
51
Deyim
close (one's) ears to (someone or something)
f.
kulağını tıkamak
52
Deyim
close (one's) ears to (someone or something)
f.
kulak asmamak
53
Deyim
close (one's) ears to (someone or something)
f.
kulak vermemek
54
Deyim
close (one's) ears to (someone or something)
f.
aldırış etmemek
55
Deyim
close (one's) mind (to) (something)
f.
kendini bir fikre kapatmak
56
Deyim
close (one's) mind (to) (something)
f.
dikkate almamak
57
Deyim
close (one's) mind (to) (something)
f.
görmezden gelmeye çalışmak
58
Deyim
close your mind (to something)
f.
kendini bir fikre kapatmak
59
Deyim
close your mind (to something)
f.
dikkate almamak
60
Deyim
close your mind (to something)
f.
görmezden gelmeye çalışmak
61
Deyim
close the door on (something)
f.
kapıyı (bir şeyin) üstüne kapatmak
62
Deyim
close the door on (something)
f.
kapıya sıkıştırmak
63
Deyim
close the door on (something)
f.
(bir şeye) köstek olmak
64
Deyim
close the door on (something)
f.
engel olmak
65
Deyim
close the door on (something)
f.
imkan dışı kılmak
66
Deyim
close the door on (something)
f.
(bir şeyi) tamamlamak
67
Deyim
close the door on (something)
f.
bitirmek
68
Deyim
close the door on (something)
f.
sona erdirmek
69
Deyim
close (one's) mind (to) (something)
f.
kendini (bir düşünceye, fikre) kapatmak
70
Deyim
close (one's) mind (to) (something)
f.
(bir düşünceyi, görüşü) hiç dikkate almamak
71
Deyim
close (one's) mind (to) (something)
f.
açık kapı bırakmamak
72
Deyim
close (one's) mind (to) (something)
f.
enseyi karartmak
73
Deyim
close your mind (to something)
f.
kendini (bir düşünceye, fikre) kapatmak
74
Deyim
close your mind (to something)
f.
(bir düşünceyi, görüşü) hiç dikkate almamak
75
Deyim
close your mind (to something)
f.
açık kapı bırakmamak
76
Deyim
close your mind (to something)
f.
enseyi karartmak
77
Deyim
keep (close) watch for (someone or something)
f.
(birini ya da bir şeyi) yakından takip etmek
78
Deyim
keep (close) watch for (someone or something)
f.
(birini ya da bir şeyi) yakın markaja almak
79
Deyim
keep (close) watch for (someone or something)
f.
(birini ya da bir şeyi) gözetlemek
80
Deyim
keep (close) watch for (someone or something)
f.
tetikte olmak
81
Deyim
keep (close) watch for (someone or something)
f.
(birine ve bir şeye karşı) gözünü dört açmak
82
Deyim
keep (close) watch for (someone or something)
f.
gözü (birinin ya da bir şeyin) üstünde olmak
83
Deyim
keep close tabs on (someone or something)
f.
(birini veya bir şeyi) izleyip durmak
84
Deyim
keep close tabs on (someone or something)
f.
(birini veya bir şeyi) sürekli gözlem altında tutmak
85
Deyim
keep close tabs on (someone or something)
f.
gözünü üstünden ayırmamak
86
Deyim
keep close tabs on (someone or something)
f.
(birini veya bir şeyi) yakından takip etmek
87
Deyim
keep close tabs on (someone or something)
f.
her hareketini gözlemlemek
88
Deyim
keep close tabs on (someone or something)
f.
göz hapsine almak
89
Deyim
close the door on something on a peaceful solution
f.
barışçıl bir çözümün yollarını tıkamak
90
Deyim
close one's eyes to something
f.
bir şeye gözlerini kapamak
91
Deyim
bring something to a close
f.
bir şeyi sonlandırmak
92
Deyim
close the books on something
f.
bir işi ya da olayı sonuçlandırmak
93
Deyim
bring something to a close
f.
bir şeye son vermek
94
Deyim
close one's eyes to something
f.
görmezden gelmek
95
Deyim
close one's eyes to something
f.
göz yummak
96
Deyim
close the door on something
f.
kapılarını kapamak
97
Deyim
close on something
f.
resmi olarak (satışını) sonuçlandırmak
98
Deyim
close the books on something
f.
.. .meselesini kapatmak
99
Deyim
close the door on someone or something
f.
kapıyı kapatmak
100
Deyim
close the door on someone or something
f.
kapıyı yüzüne kapatmak
101
Deyim
close the door on someone or something
f.
kapıyı birinin veya bir şeyin geçmesini engellemek için kapatmak
102
Deyim
close the door on someone or something
f.
bir şansı ortadan kaldırmak
103
Deyim
close the door on someone or something
f.
sonlandırmak
104
Deyim
close the door to someone or something
f.
kapıyı kapatmak
105
Deyim
close the door to someone or something
f.
kapıyı yüzüne kapatmak
106
Deyim
close the door to someone or something
f.
kapıyı birinin veya bir şeyin geçmesini engellemek için kapatmak
107
Deyim
close the door to someone or something
f.
bir şansı ortadan kaldırmak
108
Deyim
close the door to someone or something
f.
sonlandırmak
109
Deyim
shut/close your ears to somebody/something
f.
birini/bir şeyi duymazdan gelmek
110
Deyim
shut/close your ears to somebody/something
f.
birini/bir şeyi duymayı reddetmek
111
Deyim
shut/close your ears to somebody/something
f.
birini/bir şeyi dinlemeyi reddetmek
112
Deyim
shut/close your ears to somebody/something
f.
birine/bir şeye kulaklarını tıkamak
113
Deyim
shut/close your ears to somebody/something
f.
birini/bir şeyi yok saymak
114
Deyim
close the door something
f.
bir şeyin yolunu kapatmak
115
Deyim
close the door to something
f.
bir şeyin yolunu kapatmak
116
Deyim
close the book on something
f.
bir şey defterini kapatmak
117
Deyim
close the book on something
f.
bir şeyi tamamen sonlandırmak
118
Deyim
close the book on something
f.
bir şeyi sonuçlandırmak
119
Deyim
close the book on something
f.
bir şeyi rafa kaldırmak
120
Deyim
close the book on something
f.
bir şey dosyasını kapatmak
121
Deyim
close the book on (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) dosyasını kapatmak
122
Deyim
close the book on (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) rafa kaldırmak
123
Deyim
close the book on (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) seçenekler arasından çıkarmak
124
Deyim
close the books on (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) dosyasını kapatmak
125
Deyim
close the books on (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) rafa kaldırmak
126
Deyim
close the books on (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) seçenekler arasından çıkarmak
127
Deyim
draw something to a close
f.
bir şeyi bitirmek
128
Deyim
draw something to a close
f.
bir şeyi sona erdirmek
129
Deyim
hold (something) close to (one's) vest
f.
(bir şeyi) sır olarak tutmak
130
Deyim
hold (something) close to (one's) vest
f.
(bir şeyi) gizli tutmak
131
Deyim
hold (something) close to the vest
f.
sır olarak tutmak
132
Deyim
hold (something) close to the vest
f.
gizli tutmak
133
Deyim
keep (a) close watch on (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) yakın markajına almak
134
Deyim
keep (a) close watch on (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) yakın markaja almak
135
Deyim
keep (a) close watch on (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) yakından izlemek/takip etmek
136
Deyim
keep (a) close watch on (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) gözetim altında tutmak
137
Deyim
keep (a) close watch on (someone or something)
f.
gözü (birinin ya da bir şeyin) üstünde olmak
138
Deyim
keep (a) close watch on (someone or something)
f.
(birine ve bir şeye karşı) gözünü dört açmak
139
Deyim
keep (close) watch over (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) yakın markajına almak
140
Deyim
keep (close) watch over (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) yakın markaja almak
141
Deyim
keep (close) watch over (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) yakından izlemek/takip etmek
142
Deyim
keep (close) watch over (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) gözetim altında tutmak
143
Deyim
keep (close) watch over (someone or something)
f.
gözü (birinin ya da bir şeyin) üstünde olmak
144
Deyim
keep (close) watch over (someone or something)
f.
(birine ve bir şeye karşı) gözünü dört açmak
145
Deyim
keep (close) watch over (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) göz kulak olmak
146
Deyim
keep a close eye on (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) yakın markajına almak
147
Deyim
keep a close eye on (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) yakın markaja almak
148
Deyim
keep a close eye on (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) yakından izlemek/takip etmek
149
Deyim
keep a close eye on (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) gözetim altında tutmak
150
Deyim
keep a close eye on (someone or something)
f.
gözü (birinin ya da bir şeyin) üstünde olmak
151
Deyim
keep a close eye on (someone or something)
f.
(birine ve bir şeye karşı) gözünü dört açmak
152
Deyim
keep a close eye on (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) göz kulak olmak
153
Deyim
keep a close eye on (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) bakar olmak
154
Deyim
keep a close eye/watch on somebody/something
f.
birini/bir şeyi yakın markajına almak
155
Deyim
keep a close eye/watch on somebody/something
f.
birini/bir şeyi yakın markaja almak
156
Deyim
keep a close eye/watch on somebody/something
f.
birini/bir şeyi yakından izlemek/takip etmek
157
Deyim
keep a close eye/watch on somebody/something
f.
birini/bir şeyi gözetim altında tutmak
158
Deyim
keep a close eye/watch on somebody/something
f.
gözü birinin ya da bir şeyin üstünde olmak
159
Deyim
keep a close eye/watch on somebody/something
f.
birine ve bir şeye karşı gözünü dört açmak
160
Deyim
keep a close rein on (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) sıkı markaj altına almak
161
Deyim
keep a close rein on (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) yakın markajına almak
162
Deyim
keep a close rein on (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) sıkı/yakın markaja almak
163
Deyim
keep a close rein on (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) kontrolünü/iplerini eline almak
164
Deyim
keep a close rein on (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) sürekli/yakından izlemek
165
Deyim
play (something) close to (one's) chest
f.
açık davranmamak
166
Deyim
play (something) close to (one's) chest
f.
kapalı oynamak
167
Deyim
play (something) close to (one's) chest
f.
ne planladığını anlatmamak
168
Deyim
play (something) close to (one's) chest
f.
saman altından su yürütmek
169
Deyim
play (something) close to the vest
f.
açık davranmamak
170
Deyim
play (something) close to the vest
f.
kapalı oynamak
171
Deyim
play (something) close to the vest
f.
ne planladığını anlatmamak
172
Deyim
play (something) close to the vest
f.
saman altından su yürütmek
173
Deyim
play (something) close to one's vest
f.
açık davranmamak
174
Deyim
play (something) close to one's vest
f.
kapalı oynamak
175
Deyim
play (something) close to one's vest
f.
ne planladığını anlatmamak
176
Deyim
play (something) close to one's vest
f.
saman altından su yürütmek
177
Deyim
run (someone or something) close
f.
(birine/bir şeye) yetişmek
178
Deyim
run (someone or something) close
f.
(birine/bir şeye) çok yaklaşmak
179
Deyim
run (someone or something) close
f.
(birini/bir şeyi) geçmek/geride bırakmak
180
Deyim
shut/close your eyes to something
f.
bir şeye gözlerini kapamak
181
Deyim
shut/close your eyes to something
f.
bir şeye göz yummak
182
Deyim
shut/close your eyes to something
f.
bir şeyi görmezden gelmek
183
Deyim
close to (someone or something)
s.
(birine veya bir şeye) yakın
184
Deyim
close to (someone or something)
s.
birine veya bir şeye benzer
185
Deyim
close to (someone or something)
s.
(arkadaş, dost) yakın
186
Deyim
close to (someone or something)
s.
(arkadaş, dost) sıkı fıkı
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of close something
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy