İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | donate f. | bağışta bulunmak | ||
Tom donated $30,000 to charity last year. Tom geçen yıl hayır için 30.000 dolar bağışta bulundu. More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | donate f. | bağışlamak | ||
The money was donated to the charity by an anonymous businessman. Para, isimsiz bir işadamı tarafından hayır kurumuna bağışlandı. More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | donate f. | bağış yapmak | ||
We can't make people donate to charity. İnsanları hayır kurumlarına bağış yapmaya zorlayamayız. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | donate f. | bağışlamak | ||
We donate quite a lot of money to cooperation with these countries in Latin America. Latin Amerika'daki bu ülkelerle işbirliği için oldukça fazla para bağışlıyoruz. More Sentences |
||||
Genel | donate f. | bağışta bulunmak | ||
Layla donated to her church. Leyla, kilisesine bağışta bulundu. More Sentences |
||||
Politics | ||||
Siyasal | donate f. | bağışlamak | ||
We donate quite a lot of money to cooperation with these countries in Latin America. Latin Amerika'daki bu ülkelerle iş birliği için oldukça fazla para bağışlıyoruz. More Sentences |
||||
Medical | ||||
Medikal | donate f. | (kan, doku, organ) bağışçısı olmak | ||
All of his coworkers offered to donate skin for the badly burnt worker. Tüm iş arkadaşları ağır yanan işçi için deri bağışında bulunmayı teklif etti. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | donate f. | teberru etmek | ||
Genel | donate f. | hibe etmek | ||
Genel | donate f. | vermek | ||
Genel | donate f. | (para vb) bağışlamak | ||
Genel | donate f. | hediye etmek | ||
Genel | donate f. | hibe vermek | ||
Law | ||||
Hukuk | donate f. | hibe etmek | ||
Chemistry | ||||
Kimya | donate f. | alıcı madde ile kombinasyon için (elektron, atom) vermek |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | donate blood f. | kan bağışlamak | ||
I donate blood as much as I can. Elimden geldiğince kan bağışlıyorum. More Sentences |
||||
Genel | donate money f. | para bağışlamak | ||
In addition, this would make the line between donating money and buying votes a very fine one. Ayrıca bu, para bağışlamak ile oy satın almak arasındaki çizgiyi de çok ince bir çizgi haline getirecektir. More Sentences |
||||
Medical | ||||
Medikal | donate blood f. | kan bağışında bulunmak | ||
By donating blood, citizens are making an act of solidarity. Vatandaşlar kan bağışında bulunarak bir dayanışma eylemi gerçekleştiriyor. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | donate blood f. | kan vermek | ||
Genel | donate organ f. | organ bağışlamak | ||
Genel | donate an organ f. | organ bağışında bulunmak | ||
Genel | donate an organ f. | organ bağışlamak | ||
Genel | donate large sums of money f. | büyük meblağlar bağışlamak | ||
Genel | donate to a non-governmental organization f. | sivil toplum kuruluşuna bağış yapmak | ||
Phrases | ||||
İfadeler | please donate money expr. | lütfen para bağışlayınız |