İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | excavate f. | kazı yapmak | ||
Archaeologists excavated the site carefully and recorded everything they saw and found. Arkeologlar kazı alanında dikkatle kazı yapmış, gördükleri ve buldukları her şeyi kaydetmişlerdir. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | excavate f. | kazmak | ||
The engineers plan to excavate a large hole on the base surface. Mühendisler taban yüzeyinde büyük bir çukur kazmayı planlıyor. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | excavate f. | hafriyat yapmak | ||
General | ||||
Genel | excavate f. | kazıyıp ortaya çıkarmak | ||
Genel | excavate f. | oymak | ||
Genel | excavate f. | hafriyat yapmak | ||
Genel | excavate f. | çukur açmak | ||
Genel | excavate f. | hafretmek | ||
Genel | excavate f. | kazıyla çıkarmak | ||
Technical | ||||
Teknik | excavate f. | hafretmek |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Construction | ||
İnşaat | excavate a tunnel f. | tünel delmek |
İnşaat | excavate a tunnel f. | tünel açmak |
İnşaat | excavate a tunnel f. | tünel kazmak |