İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | salivate f. | ağzı sulanmak | ||
Tom salivated. Tom'un ağzı sulandı. More Sentences |
||||
Genel | salivate f. | ağzı salyalanmak | ||
Genel | salivate f. | tükürük salgılamak | ||
Genel | salivate f. | salya akıtmak | ||
Medical | ||||
Medikal | salivate f. | tükürük salgılamak |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | salivate (all) over (someone or something) f. | (birinin ya da bir şeyin) her yanına salya bulaştırmak |
Öbek Fiiller | salivate (all) over (someone or something) f. | ağzının suyu akmak |
Öbek Fiiller | salivate over f. | ağzının suyu akmak |
Öbek Fiiller | salivate (all) over (someone or something) f. | çok heyecanlanmak |
Öbek Fiiller | salivate over f. | çok heyecanlanmak |
Öbek Fiiller | salivate (all) over (someone or something) f. | çok istekli olmak |
Öbek Fiiller | salivate over f. | çok istekli olmak |
Öbek Fiiller | salivate (all) over (someone or something) f. | ağzı sulanmak |
Öbek Fiiller | salivate over f. | ağzı sulanmak |