İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | unionize f. | birlik olmak | ||
Money talks in American politics more than it does within our Union. Amerikan siyasetinde para, Birliğimizde olduğundan daha fazla konuşur. More Sentences |
||||
Genel | unionize f. | sendikalaşmak | ||
The employees voted to unionize in order to negotiate. Çalışanlar müzakere edebilmek için sendikalaşma yönünde oy kullanmışlardır. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | unionize f. | sendikalaşmak | ||
The plant workers unionized. Fabrika işçileri sendikalaştı. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | unionize f. | birlik yapmak | ||
Genel | unionize f. | sendikalaştırmak | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | unionize f. | sendikalaştırmak | ||
Politics | ||||
Siyasal | unionize f. | sendikalaşmak | ||
Siyasal | unionize f. | birlik yapmak | ||
Siyasal | unionize f. | sendikalaştırmak | ||
Siyasal | unionize f. | birlik olmak | ||
Physics | ||||
Fizik | unionize f. | iyonlaştırmamak |