çöküntü - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

çöküntü



"çöküntü" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 31 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
çöküntü collapse i.
çöküntü depression i.
General
çöküntü deposit i.
çöküntü sag i.
çöküntü sinking i.
çöküntü subsidence i.
çöküntü sediment i.
çöküntü debris i.
çöküntü precipitation i.
çöküntü precipitate i.
çöküntü breakdown i.
çöküntü wreckage i.
çöküntü dent i.
çöküntü deposition i.
çöküntü sink marks i.
çöküntü delve i.
çöküntü oppression i.
çöküntü pot i.
çöküntü slot i.
çöküntü sulcus i.
Colloquial
çöküntü cave-in i.
Technical
çöküntü dent i.
çöküntü deposition i.
Medical
çöküntü introcession i.
Anatomy
çöküntü crypt i.
çöküntü fosse i.
çöküntü fossette i.
Psychology
çöküntü depression i.
Botanic
çöküntü midrib i.
Geology
çöküntü rift i.
Slang
çöküntü blue devils i.

"çöküntü" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 113 sonuç

Türkçe İngilizce
General
çöküntü hızı stalling speed i.
savaş görmüş kimselerde görülen ruhsal çöküntü battle fatigue i.
ani çöküntü debacle i.
duygusal çöküntü psikozu depressive psychosis i.
sel nedeniyle kara veya demiryolunda meydana gelen çöküntü wash-out i.
ahlaki çöküntü moral breakdown i.
ahlaki çöküntü moral corruption i.
ahlaki çöküntü gangrene i.
duygusal çöküntü tailspin i.
şiddetli ruhsal çöküntü dönemi hump [uk] i.
manevi çöküntü rot i.
ruhsal çöküntü rot i.
doğal çöküntü pan i.
sığ çöküntü saucer i.
hafif çöküntü saucer i.
kalsifiye çöküntü ossification i.
(ahşap yüzeyinde) planyadan kaçan çöküntü skip i.
su ile dolan çöküntü slue i.
batak halini almış çöküntü slue i.
sinirsel çöküntü yaşamak crack f.
sinirsel çöküntü yaşamak collapse f.
sinirsel çöküntü yaşamak break up f.
sinirsel çöküntü yaşamak crock up f.
sinirsel çöküntü yaşamak crack up f.
çöküntü yaşamak tailspin f.
ahlaki çöküntü yaratmak deprave f.
çöküntü yaratmak dinge [dialect] [uk] f.
Colloquial
yolda tümsek veya çöküntü thank-you-ma'am i.
ruhsal çöküntü/bunalım dönemi blue devils i.
tam çöküntü foldup i.
Idioms
çöküntü olmak breathe down someone's neck f.
Trade/Economic
büyük çöküntü great crash i.
ekonomik çöküntü economic rout i.
ekonomik çöküntü yaratan depressant s.
ekonomik çöküntü yaşayan depressed s.
ekonomik çöküntü kaynaklı panic s.
Technical
çöküntü havuzu detritus tank i.
çöküntü yersarsıntısı collapse earthquake i.
çöküntü (dökümde ve plastik enjeksiyonda) sink marks i.
çöküntü depremi collapse earthquake i.
çöküntü yeroynaması collapse earthquake i.
ufak çukur veya çöküntü dent i.
dövülme veya işlenme sırasında ortaya çıkan izlere benzeyen çentik veya çöküntü malleation i.
değirmen taşı gözünün etrafındaki çöküntü bosom i.
kalıp arızası nedeniyle döküm yüzeyinde oluşan çöküntü veya kusur buckle i.
organizma veya anatomik parçanın yüzeyinde doğal şekilde oluşan uzun ve dar çöküntü groove i.
armatür yüzeyinde çöküntü slot i.
Construction
çatlak, çöküntü, keskin açı gibi faktörlerden ötürü bir alandaki gerilimin artması notch effect i.
iki veya daha fazla drenaj sistemini arasındaki uzun dar çöküntü trench i.
Marine
çöküntü dolini collapse doline i.
Medical
ussal çöküntü mental deterrioration i.
yüzeyde gelişen çöküntü scratch i.
Anatomy
alın kemiğinde yer alan göz çukuru plakasındaki antero-medial yönde çöküntü trochlear fossa i.
elin başparmağı ve işaret parmağı arasındaki üçgen biçimli çöküntü anatomical snuffbox i.
bir infüsoryanın ağzına giden borumsu çöküntü vestibule i.
kemikteki derin olmayan çöküntü glenoid i.
kürek kemiğindeki derin olmayan çöküntü glenoid i.
organda oluşan içbükey çöküntü cupping i.
küçük çöküntü fossula i.
Psychology
çalkantılı çöküntü agitated depression i.
ruhsal çöküntü depression i.
ruhsal çöküntü psychological breakdown i.
psikolojik çöküntü psychological breakdown i.
sinirsel çöküntü mental breakdown i.
sinirsel çöküntü nervous breakdown or snapping i.
Mental Health
duygusal çöküntü emotional burnout i.
ruhsal çöküntü depression i.
Dentistry
diş minesinde sivri çöküntü pit i.
Printing
mürekkebin çöküntü tabanı ve kenarlarında biriktiği bir baskı işlemi uygulamak spanish f.
Biology
başlığında yuvarlak çöküntü bulunan mantarları içeren bir cins omphalotus i.
başlığında yuvarlak çöküntü bulunan mantarları içeren bir cins genus omphalotus i.
bitki hücresinin ikincil duvarındaki ufak çöküntü pit i.
Astronomy
çöküntü diski circumstellar disk i.
Zoology
bazı omurgasız deniz canlılarında bulunan koruyucu oval çöküntü hydrotheca i.
daha büyük bir çöküntü veya yükseltinin ortasında küçük papillası olan papillulate s.
Social Sciences
ahlaki çöküntü degeneration i.
Environment
çöküntü havzası collapse of basin i.
(tuz gölü veya tuz bataklığı çevresinde yer alan) çöküntü chott i.
(tuz gölü veya tuz bataklığı çevresinde yer alan) çöküntü shott i.
(tuz gölü veya bataklığı çevresinde yer alan) çöküntü schott i.
Geography
atlantik okyanusu'nun tabanında, haiti ve porto riko'nun kuzey kısmındaki bir çöküntü nares deep i.
çöküntü kuşağı rift zone i.
çöküntü çanağı gölü tectonic lake i.
çöküntü havzası depression i.
şili açıklarında okyanusta bulunan bir çöküntü atacama trench i.
dünya yüzeyinde çöküntü basin i.
okyanus tabanında çöküntü basin i.
düz veya hafif eğimli bir arazide bulunan çöküntü sag i.
(güneybatı asya ve kuzey afrika'da) çöl belgesinde sığ ve keskin hatlı bir çöküntü wady i.
pasifik okyanusu'nun tabanındaki bir çöküntü bougainville trench i.
çanak şeklinde coğrafi çöküntü bowl i.
güneybatı asya ile doğu afrika'yı kapsayan bir çöküntü sistemi great rift valley i.
(abd'nin güneydoğu kıyılarında) sığ çöküntü alanı bay i.
(abd'nin güneydoğu kıyılarında) sığ çöküntü alanı carolina bay i.
buzul ve moren arasındaki çöküntü fosse i.
Geology
doğal çöküntü natural depression i.
alt çöküntü underthrust i.
çöküntü vadisi rift valley i.
çöküntü koyağı rift valley i.
eksensel çöküntü axial depression i.
izole bir buzul kitlesinin erimesiyle büyük buzul birikintisinde oluşan çöküntü kettle i.
rüzgarla şekillenen vadi veya çöküntü blowout i.
yer kabuğundaki aşağı eğim veya çöküntü geosynclinal i.
yer yüzeyinde tortul ve volkanik kaya kütleleri içeren çok büyük, çukur benzeri çöküntü geosyncline i.
fay boyunca oluşan çöküntü rift i.
(okyanus tabanında) derin çöküntü oceanic trench i.
kil ve silt bakımından zengin sığ çöküntü claypan [australia] i.
(gök cisimlerinde) uzun ve dar bir çöküntü fossa i.
Sport
golfte topa vururken yerde çöküntü oluşturmak cup f.
Archaic
ahlaki çöküntü imposthume i.
ahlaki çöküntü impostume i.
Slang
sinirsel çöküntü screaming-meemies i.
sinirsel çöküntü screaming-meamies i.