çalışmayan - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

çalışmayan



"çalışmayan" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 28 sonuç

Türkçe İngilizce
General
çalışmayan nonworker i.
çalışmayan functionless s.
çalışmayan at rest s.
çalışmayan inactive s.
çalışmayan leisured s.
çalışmayan idle s.
çalışmayan nonoperating s.
çalışmayan nonoperative s.
çalışmayan nonemployed s.
çalışmayan nonworking s.
çalışmayan off s.
çalışmayan unactive s.
çalışmayan unserviceable s.
çalışmayan unoperative [obsolete] s.
çalışmayan untoiling s.
çalışmayan workless [obsolete] s.
çalışmayan off s.
çalışmayan off-duty s.
çalışmayan distemperate s.
çalışmayan paralysed s.
çalışmayan paralyzed s.
çalışmayan dead s.
Colloquial
çalışmayan down s.
çalışmayan no-go expr.
Idioms
çalışmayan out of fix expr.
Technical
çalışmayan inoperative s.
çalışmayan inop (inoperable) kısalt.
Slang
çalışmayan cactus i.

"çalışmayan" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 64 sonuç

Türkçe İngilizce
General
çalışmayan bacak dead leg i.
çalışmayan/işsiz baba unemployed father i.
düzgün çalışmayan sistem nonsystem i.
doğru yoldan saptırmaya çalışmayan untempter i.
elektrikle çalışmayan daktilo manual i.
şirket için çalışmayan birinin şirketi satın alması buy-in i.
çalışmayan (makine) stationary s.
elektrikle çalışmayan nonelectric s.
elektrikle çalışmayan nonelectrical s.
kafası çalışmayan stupid s.
herhangi bir işte çalışmayan unactive s.
kafası çalışmayan uncerebral s.
elektrikle çalışmayan unelectrified s.
insanların onayını almaya çalışmayan uningratiating s.
düzgün çalışmayan wonky s.
normal bir şekilde çalışmayan wonky s.
artık çalışmayan dead s.
Phrases
(bir şeyle) koordineli çalışmayan out of phase (with something) [uk] expr.
(bir şeyle) çalışmayan out of phase (with something) [uk] expr.
Colloquial
öğrenciliğini uzatarak çalışmayan kimse professional student i.
doğru düzgün çalışmayan on the bum s.
pek kafası çalışmayan several bricks short of a (full) load expr.
Idioms
çalışmayan ve tüm vaktini arkadaşlarıyla geçiren zengin kadınlar ladies who lunch i.
çalışmayan ve vaktini istediği gibi geçiren zengin adam/kadın man/woman/gentleman/lady of leisure i.
artık çalışmayan fakat meslekte bilgisine/deneyimine başvurulan kimse elder statesman i.
çalışmayan/mesaisi bitmiş (taksi) not for hire expr.
çalışmayan ve devlet yardımı almayan on the panel [old-fashioned] expr.
çalışmayan ve yardım almayan on the panel [old-fashioned] expr.
çalışmayan ve güvencesi olmayan on the panel [old-fashioned] expr.
çalışmayan ve bir geliri olmayan on the panel [old-fashioned] expr.
düzgün çalışmayan in bad shape expr.
düzgün çalışmayan out of fix expr.
Trade/Economic
çalışmayan kısım giderleri ve zararları expenses and losses from the non-operating section i.
çalışmayan kısım gider ve zararları idle capacity expenses and losses i.
çalışmayan kısım gider ve zararları idle capacity expenses losses i.
çalışmayan nüfus inactive population i.
herhangi bir ticaret şirketine çalışmayan kızılderili tüccar free trader i.
Technical
elektrikle çalışmayan otomatik gecikme cihazı non-electrical automatic delay device i.
elektrikle çalışmayan otomatik kontrol cihazı non-electrical automatic control device i.
elektrikle çalışmayan devre dışı bırakma cihazı non-electrical disable device i.
nükleer enerjiyle çalışmayan nonnuclear s.
nükleer enerjiyle çalışmayan non-nuclear s.
düzgün çalışmayan nonperforming s.
otomatik olarak çalışmayan nonautomatic s.
elektrikle çalışmayan unpowered s.
çalışmayan (frenleme cihazı) off s.
Computer
çalışmayan link dead link i.
Electric
elektrikle çalışmayan aygıt nonelectric i.
elektrikle çalışmayan aygıt nonelectrical i.
Automotive
sürekli çalışmayan monitörler non-continuous monitors i.
Medical
vücutta düzgün çalışmayan incompetent s.
Physiology
tam kapasite çalışmayan underactive s.
Biology
alel genler gibi çalışmayan nonallelic s.
Music
klavye sistemi ile çalışmayan bir piyano çeşidi street piano i.
Abbreviation
çalışmayan, işgücünde yer almayan, akademik ya da mesleki eğitim görmeyen insan kitlesi neet (not in employment, education or training) i.
Archaic
kamuda çalışmayan kimse private i.
Slang
kafası çalışmayan kimse lackbrain i.
çalışmayan telefon, tablet, bilgisayar brick i.
çalışmayan elektronik alet brick i.
doğru düzgün çalışmayan on the blink s.
doğru dürüst çalışmayan on the blink expr.
kafası pek/tam çalışmayan the elevator doesn't go all the way to the top expr.
doğru dürüst çalışmayan tits up expr.
Modern Slang
gerektiği gibi çalışmayan all to buggery s.