Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Genel | ||||
Genel | çevre politikası | environmental policy i. | ||
This is an important step for environmental policy. Bu çevre politikası için önemli bir adımdır. More Sentences |
||||
Genel | çevre politikası | environment policy i. | ||
Unfortunately, this is going to give environment policy a bad name. Maalesef bu çevre politikasının adını kötüye çıkaracak. More Sentences |
||||
Siyasal | ||||
Siyasal | çevre politikası | environmental policy i. | ||
The European Union's environmental policy is ambitious and good in several areas. Avrupa Birliği'nin çevre politikası birçok alanda iddialı ve iyidir. More Sentences |
||||
Çevre | ||||
Çevre | çevre politikası | environmental policy i. | ||
The EU is, after all, fairly successful where environmental policy is concerned. Ne de olsa AB, çevre politikası söz konusu olduğunda oldukça başarılıdır. More Sentences |
||||
Genel | ||||
Genel | çevre politikası | ecopolitics i. | ||
Siyasal | ||||
Siyasal | çevre politikası | environmental politics i. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Siyasal | ||
Siyasal | ortak çevre politikası | common environmental policy i. |
Siyasal | yakın çevre politikası | near abroad policy i. |
Siyasal | çevre politikası konseyi | council on environmental policy i. |