|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
ünlü kişi |
celebrity i.
|
|
General |
|
2 |
Genel |
ünlü ingiliz şarkıcı john lennon |
lennon i.
|
|
3 |
Genel |
geçmişte önemli veya ünlü oluşundan dolayı ilgi çekici kabul edilen atraksiyon |
historical attraction i.
|
|
4 |
Genel |
ağızsıl ünlü |
pure vowel i.
|
|
5 |
Genel |
ünlü olmak dışında kaydedeğer herhangi bir meziyeti olmayan ünlü |
professional celebrity i.
|
|
6 |
Genel |
ünlü olma |
celebratedness i.
|
|
7 |
Genel |
ünlü kişi |
lion i.
|
|
8 |
Genel |
ünlü kimse |
celebrity i.
|
|
9 |
Genel |
ünlü kimse |
notable i.
|
|
10 |
Genel |
ünlü söz |
tag i.
|
|
11 |
Genel |
amerika'nın en ünlü süpermarket zincirlerinden birisi |
safeway i.
|
|
12 |
Genel |
ünlü kimse |
name i.
|
|
13 |
Genel |
ikili ünlü |
diphthong i.
|
|
14 |
Genel |
edwardın metresi olması ve güzelliğiyle ünlü ingiliz aktris |
langtry i.
|
|
15 |
Genel |
bir zamanlar ünlü kimse |
has-been i.
|
|
16 |
Genel |
vurgusuz ünlü ses |
shwa i.
|
|
17 |
Genel |
zengin ve ünlü insanların arasına karışıp onlarla arkadaşlık eden kimse |
social climber i.
|
|
18 |
Genel |
(ünlü) birinin imzası |
autograph i.
|
|
19 |
Genel |
ünlü kişi |
celebrity i.
|
|
20 |
Genel |
1820 -1910 tarihleri arasında yaşamış ünlü bir ingiliz hemşire |
florence nightingale i.
|
|
21 |
Genel |
konuşmasında veya yazısında ünlü isimlerden bahsedip kendine paye çıkarma |
name-dropping i.
|
|
22 |
Genel |
ünlü insanları tanıyormuş gibi yaparak çevresinde prim yapmaya çalışan kimse |
name-dropper i.
|
|
23 |
Genel |
ünlü insanları tanıyormuş gibi hava atan |
name-dropper i.
|
|
24 |
Genel |
ünlü yahudi-avrupalı banker aile |
rothschild i.
|
|
25 |
Genel |
ünlü kişi |
name i.
|
|
26 |
Genel |
ünlü ya da önemli kimse |
personage i.
|
|
|
27 |
Genel |
bir kişinin bir kereliğine ünlü kişilerle tanışması |
brush with greatness i.
|
|
28 |
Genel |
(1903-1969) ünlü alman sosyolog ve filozof |
theodor adorno i.
|
|
29 |
Genel |
ünlü bir üye |
a well-known member i.
|
|
30 |
Genel |
yerel ünlü |
local celebrity i.
|
|
31 |
Genel |
ünlü son sözler |
famous last words i.
|
|
32 |
Genel |
psikoaktif ilaçlar alanında çalışmalar yapmış ünlü bir psikolog |
leary i.
|
|
33 |
Genel |
genelde ünlü kişilerin bire bir kopyası olan başı vücudundan büyük ve kafası yayla sallanan oyuncak |
wobbler i.
|
|
34 |
Genel |
genelde ünlü kişilerin bire bir kopyası olan başı vücudundan büyük ve kafası yayla sallanan oyuncak |
bobbing head doll i.
|
|
35 |
Genel |
genelde ünlü kişilerin bire bir kopyası olan başı vücudundan büyük ve kafası yayla sallanan oyuncak |
nodder i.
|
|
36 |
Genel |
genelde ünlü kişilerin bire bir kopyası olan başı vücudundan büyük ve kafası yayla sallanan oyuncak |
bobblehead doll i.
|
|
37 |
Genel |
tarihteki en ünlü çete |
the most famous gang in history i.
|
|
38 |
Genel |
en ünlü karnavallardan biri |
one of the most famous carnivals i.
|
|
39 |
Genel |
ünlü birinden imza almanın peşinde olan (kimse) |
autograph seeker i.
|
|
40 |
Genel |
dünyaca ünlü şarkıcı |
world famous singer i.
|
|
41 |
Genel |
dünyaca ünlü şarkıcı |
world renowned singer i.
|
|
42 |
Genel |
aşık olunan ünlü |
celebrity crush i.
|
|
43 |
Genel |
yeni ünlü olmaya başlamış kişi |
celebutante i.
|
|
44 |
Genel |
ünlü şehir |
famous city i.
|
|
45 |
Genel |
ünlü dedikodusu |
celebrity gossip i.
|
|
46 |
Genel |
ünlü ses |
vowel sound i.
|
|
47 |
Genel |
ünlü şairler |
famous poets i.
|
|
48 |
Genel |
amerika'da kurulmuş ünlü bir thrash metal grubu |
megadeth i.
|
|
49 |
Genel |
londra'da bulunan ünlü bir cadde |
cheapside i.
|
|
50 |
Genel |
ünlü bir bilim adamının hayatı |
the life of a famous scientist i.
|
|
51 |
Genel |
ünlü aktris |
famous actress i.
|
|
52 |
Genel |
favori ünlü |
favorite celebrity i.
|
|
53 |
Genel |
en sevilen ünlü |
favorite celebrity i.
|
|
54 |
Genel |
ünlü yerler |
famous places i.
|
|
55 |
Genel |
ünlü olmanın dezavantajları |
disadvantages of being famous i.
|
|
56 |
Genel |
ünlü yazar |
famous author i.
|
|
57 |
Genel |
ünlü caz sanatçısı louis armstrong'un lakabı |
satch i.
|
|
58 |
Genel |
ünlü caz sanatçısı louis armstrong'un lakabı |
satchmo i.
|
|
59 |
Genel |
yedi ünlü kişi veya şeyden oluşan grup |
pleiad i.
|
|
60 |
Genel |
topu çok uzağa atabilmesiyle ünlü olan amerikalı profesyonel beyzbol oyuncusu |
babe ruth i.
|
|
61 |
Genel |
ünlü marka |
name brand i.
|
|
62 |
Genel |
ünlü olmayan kimse |
noncelebrity i.
|
|
63 |
Genel |
ünlü ve sansasyonel kimse |
news i.
|
|
64 |
Genel |
new york şehrindeki dünyaca ünlü tiyatro bölgesi |
broadway i.
|
|
65 |
Genel |
dikkat çeken, ünlü kişi |
a man of mark i.
|
|
66 |
Genel |
saçmalıklarını hayranlarına kolayca affettirebilen ünlü |
sacred monster i.
|
|
67 |
Genel |
(ünlü kimse veya şeylerden oluşan) yıldızlar geçidi |
galaxy i.
|
|
68 |
Genel |
en değerli, yetenekli veya ünlü kimseler |
best i.
|
|
69 |
Genel |
sert vurmasıyla ünlü sporcu |
biffer i.
|
|
70 |
Genel |
ünlü kişilere ait hatıraların bulunduğu bina |
hall of fame i.
|
|
71 |
Genel |
ünlü veya çizgi film karakteri şeklindeki büyük kafalı oyuncak bebek |
bobblehead i.
|
|
72 |
Genel |
çok ünlü veya başarılı olan tanınmış kimse |
megastar i.
|
|
73 |
Genel |
küçük çapta ünlü kimse |
microcelebrity i.
|
|
74 |
Genel |
az ünlü kimse |
microcelebrity i.
|
|
75 |
Genel |
tek bir isimle tanınacak kadar ünlü kimse |
mononym i.
|
|
76 |
Genel |
ayağını güneşlik olarak kullanan tek ayaklı etiyopyalı ünlü yaratık |
monopode i.
|
|
77 |
Genel |
ünlü şey |
renown i.
|
|
78 |
Genel |
ünlü veya önemli insanlardan oluşan bir topluluk |
galaxy i.
|
|
79 |
Genel |
ünlü kimse |
luminary i.
|
|
80 |
Genel |
M.Ö. 4. yüzyılda sirakuza'da hükümdar olan dionysios'un sarayında yaşamış ve dünyaca ünlü damokles'in kılıcı deyiminin zamanımıza kadar gelmesine sebep olmuş kişi |
damocles i.
|
|
81 |
Genel |
ilham veren ünlü |
guiding light i.
|
|
82 |
Genel |
yakışıklı ve ünlü kimse |
heartthrob i.
|
|
83 |
Genel |
çocuk ünlü |
child star i.
|
|
84 |
Genel |
savaştaki cesaretiyle ünlü birlikler |
immortals i.
|
|
85 |
Genel |
ünlü kimse |
famous person i.
|
|
86 |
Genel |
bir ulustan çıkmış ünlü kişi adına yapılan anıt binası |
pantheon i.
|
|
87 |
Genel |
dergiden, radyo programından, ünlü birinden alınan posta |
postbag i.
|
|
88 |
Genel |
çok ünlü erkek şarkıcı |
divo i.
|
|
89 |
Genel |
ünlü kimse |
public figure i.
|
|
90 |
Genel |
kadınlarla başarılı ilişkiler kurmasıyla ünlü erkek |
romeo i.
|
|
91 |
Genel |
ünlü bir deniz yaratığı |
sea wolf [obsolete] i.
|
|
92 |
Genel |
belirli türden kimseler ile ünlü yer |
seminary i.
|
|
93 |
Genel |
ünlü kimse |
sleb i.
|
|
94 |
Genel |
ünlü yapıt |
famous work i.
|
|
95 |
Genel |
ünlü eser |
famous work i.
|
|
96 |
Genel |
Ünlü heykel |
famous statue i.
|
|
97 |
Genel |
rağbet gören ünlü |
social lion i.
|
|
98 |
Genel |
ünlü yıldız |
star i.
|
|
99 |
Genel |
ünlü muamelesi yapmak |
lionize f.
|
|
100 |
Genel |
ünlü yapmak |
popularize f.
|
|
101 |
Genel |
ünlü etmek |
popularize f.
|
|
102 |
Genel |
ünlü muamelesi yapmak |
make a lion of f.
|
|
103 |
Genel |
daha ünlü olmak |
become more popular f.
|
|
104 |
Genel |
daha ünlü olmak |
be more popular f.
|
|
105 |
Genel |
ünlü olmak |
catch on f.
|
|
106 |
Genel |
ünlü muamelesi yapmak |
lionise f.
|
|
107 |
Genel |
konuşmasında veya yazısında ünlü isimlerden bahsedip kendine paye çıkarmak |
name-drop f.
|
|
108 |
Genel |
ünlü kaynamak |
be packed with celebrities f.
|
|
109 |
Genel |
tanınan/tanınmış/ünlü biri olmak |
become a celebrity figure f.
|
|
110 |
Genel |
ünlü olmak |
become famous f.
|
|
111 |
Genel |
ünlü olmak |
become a celebrity f.
|
|
112 |
Genel |
ünlü etmek |
popularise f.
|
|
113 |
Genel |
ünlü yapmak |
popularise f.
|
|
114 |
Genel |
ünlü arkadaşlar edinmek |
make famous friends f.
|
|
115 |
Genel |
ünlü yapmak |
brighten f.
|
|
116 |
Genel |
daha ünlü olmak |
outname [obsolete] f.
|
|
117 |
Genel |
dünyaca ünlü |
worldwide known s.
|
|
118 |
Genel |
ünlü (kişi) |
eminent s.
|
|
119 |
Genel |
ile ünlü |
celebrated for s.
|
|
120 |
Genel |
kötü ünlü |
disreputable s.
|
|
121 |
Genel |
dünyaca ünlü |
globally known s.
|
|
122 |
Genel |
dünyaca ünlü |
world wide known s.
|
|
123 |
Genel |
tüm zamanların en ünlü |
all time favorite s.
|
|
124 |
Genel |
tüm zamanların en ünlü |
all time favourite s.
|
|
125 |
Genel |
dünyaca ünlü |
world-famous s.
|
|
126 |
Genel |
dünyaca ünlü |
world-renowned s.
|
|
127 |
Genel |
ünlü kişilerin özel yaşamlarına dair |
backstage s.
|
|
128 |
Genel |
dünyaca ünlü |
renowned worldwide s.
|
|
129 |
Genel |
ünlü olmayan |
uncelebrated s.
|
|
130 |
Genel |
ünlü olmayan |
unfamous s.
|
|
131 |
Genel |
önemli ve ünlü olmayan |
unhistoric s.
|
|
132 |
Genel |
plajlarıyla ünlü |
beachy s.
|
|
133 |
Genel |
ünlü isimler içeren |
big-name s.
|
|
134 |
Genel |
ünlü isimlere ait |
big-name s.
|
|
135 |
Genel |
ünlü bir ürün içeren |
big-name s.
|
|
136 |
Genel |
ünlü bir örgütü kapsayan |
big-name s.
|
|
137 |
Genel |
ünlü bir örgüte ait |
big-name s.
|
|
138 |
Genel |
ünlü bir ürüne ait |
big-name s.
|
|
139 |
Genel |
ünlü olmayan |
little-known s.
|
|
140 |
Genel |
tarihte ünlü olan |
historic s.
|
|
141 |
Genel |
tarihsel açıdan ünlü |
historical s.
|
|
142 |
Genel |
tarihte ünlü olan |
historical s.
|
|
143 |
Genel |
çok ünlü olmuş |
hit. s.
|
|
144 |
Genel |
(ünlü) özel hayatla ilgili |
offstage s.
|
|
145 |
Genel |
(ünlü) özel hayata ait |
offstage s.
|
|
146 |
Genel |
aşırı ünlü |
overfamiliar s.
|
|
147 |
Genel |
ünlü olmayan |
illegitimate s.
|
|
148 |
Genel |
ünlü olmayan |
irrenowned [obsolete] s.
|
|
149 |
Genel |
ünlü olmaya çalışan |
publicity-seeking s.
|
|
150 |
Genel |
ünlü gibi |
starlike s.
|
|
151 |
Genel |
ön sesteki ünlü düşercesine |
aphetically zf.
|
|
Phrasals |
|
152 |
Öbek Fiiller |
(bir seyircileri) başka bir (daha sonra çıkacak olan ünlü) gruba hazırlamak |
warm someone up f.
|
|
153 |
Öbek Fiiller |
ünlü olmak |
get around f.
|
|
Phrases |
|
154 |
İfadeler |
çok ünlü |
the stuff of legend i.
|
|
Colloquial |
|
155 |
Konuşma Dili |
maaşı yüksek veya ünlü kimse |
tall poppy [australia] i.
|
|
156 |
Konuşma Dili |
ünlü olmak için ne kadar aşağılayıcı veya küçük düşürücü olduğuna bakılmaksızın, bir şeyi yapmaya istekli olan kişi |
fame whore i.
|
|
157 |
Konuşma Dili |
ünlü suçlu veya hırsız |
big juice i.
|
|
158 |
Konuşma Dili |
aniden ünlü olma |
overnight sensation i.
|
|
159 |
Konuşma Dili |
çok ünlü kimse |
a-lister i.
|
|
160 |
Konuşma Dili |
ünlü gazeteci |
bigfoot i.
|
|
161 |
Konuşma Dili |
ünlü ve çok kazanan futbolcu |
galactico i.
|
|
162 |
Konuşma Dili |
ünlü bir sihirbaz ve zincirden kurtulma şovu sunan sanatçı (harry houdini) |
houdini i.
|
|
163 |
Konuşma Dili |
(ünlü kişilerin/sporcuların) karıları ve kız arkadaşları |
wags (wives and girlfriends) i.
|
|
164 |
Konuşma Dili |
bir zamanlar ünlü olup sonrasında tamamen unutulmuş kimse |
ozymandias i.
|
|
165 |
Konuşma Dili |
şımarık ünlü |
superbrat i.
|
|
166 |
Konuşma Dili |
bir şeyi ile ünlü olmak |
be famous for f.
|
|
167 |
Konuşma Dili |
(şirket, ünlü biri için) imaj yaratmak |
image f.
|
|
168 |
Konuşma Dili |
dünyaca ünlü |
world famous s.
|
|
169 |
Konuşma Dili |
dünyaca ünlü |
world-renowned s.
|
|
170 |
Konuşma Dili |
15 dakikalığına ünlü (andy warhol'un "bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak" sözüne istinaden kullanılan bir ifade) |
famous for 15 minutes s.
|
|
171 |
Konuşma Dili |
sırf medyada yer alarak ünlü |
famous for being famous s.
|
|
172 |
Konuşma Dili |
ailesinden/yaşantısından dolayı ünlü |
famous for being famous s.
|
|
173 |
Konuşma Dili |
neden ünlü olduğu belli olmayan |
famous for being famous s.
|
|
174 |
Konuşma Dili |
ün getirecek bir yeteneği olmadığı halde medyada boy göstererek ünlü olan |
famous for being famous s.
|
|
175 |
Konuşma Dili |
15 dakikalığına ünlü (andy warhol'un "bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak" sözüne istinaden kullanılan bir ifade) |
famous for fifteen minutes s.
|
|
176 |
Konuşma Dili |
çok ünlü |
hot s.
|
|
177 |
Konuşma Dili |
ünlü isim |
big-name s.
|
|
178 |
Konuşma Dili |
ünlü isimlere ait |
big-name s.
|
|
179 |
Konuşma Dili |
ünlü isimleri içeren |
big-name s.
|
|
180 |
Konuşma Dili |
ailesi veya ilişkileri nedeniyle ünlü olan kişi |
famous for being famous expr.
|
|
181 |
Konuşma Dili |
15 dakikalığına ünlülük (andy warhol'un "bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak" sözüne istinaden kullanılan bir ifade) |
15 minutes of fame expr.
|
|
182 |
Konuşma Dili |
birinin en ünlü döneminde |
in somebody’s day/time expr.
|
|
183 |
Konuşma Dili |
en ünlü/önemli kişilerin buluştuğu toplantı |
who's who expr.
|
|
Idioms |
|
184 |
Deyim |
ünlü birisini küçük bir rolde oynatma |
stunt casting i.
|
|
185 |
Deyim |
bir gösteriye/etkinliğe çok sayıda seyirci toplayan ünlü |
a drawing card i.
|
|
186 |
Deyim |
çok ünlü kişi |
big name i.
|
|
187 |
Deyim |
eskiden ünlü olup artık popülerliğini yitirmiş kimse |
a has-been i.
|
|
188 |
Deyim |
sadece tek bir şarkı ile ünlü olmuş sonradan unutulmuş kimse |
a one-hit wonder i.
|
|
189 |
Deyim |
ünlü olmasının gerekçesi |
someone's claim to fame i.
|
|
190 |
Deyim |
ünlü son sözler |
famous last words i.
|
|
191 |
Deyim |
zengin ve ünlü insanların arasına karışıp onlarla arkadaşlık eden kimse |
a social climber i.
|
|
192 |
Deyim |
en ünlü kişiler |
anyone who is anybody i.
|
|
193 |
Deyim |
ünlü akademisyen |
public intellectual i.
|
|
194 |
Deyim |
ünlü aydın |
public intellectual i.
|
|
195 |
Deyim |
ünlü olma nedeni |
a claim to fame i.
|
|
196 |
Deyim |
birini ünlü yapan şey |
a claim to fame i.
|
|
197 |
Deyim |
ünlü bir isim |
a household name i.
|
|
198 |
Deyim |
ünlü bir isim |
a household word i.
|
|
199 |
Deyim |
ünlü kimse |
a legend in their own lifetime i.
|
|
200 |
Deyim |
özellikle 20. yüzyıl başlarında zamanının çoğunu popüler mekanlarda geçiren zengin ve ünlü kesim |
café society i.
|
|
201 |
Deyim |
ünlü olmasının gerekçesi |
claim to fame i.
|
|
202 |
Deyim |
ünlü olma nedeni |
claim to fame i.
|
|
203 |
Deyim |
birini ünlü yapan şey |
claim to fame i.
|
|
204 |
Deyim |
birinin ünlü olmasının gerekçesi |
one's claim to fame i.
|
|
205 |
Deyim |
birinin ünlü olma nedeni |
one's claim to fame i.
|
|
206 |
Deyim |
birini ünlü yapan şey |
one's claim to fame i.
|
|
207 |
Deyim |
konuşmasında veya yazısında ünlü isimlerden bahsedip kendine paye çıkarma |
name dropping i.
|
|
208 |
Deyim |
ünlü kişileri tanıyormuş gibi yapma |
name dropping i.
|
|
209 |
Deyim |
bir gecede ünlü olmuş kimse |
overnight success i.
|
|
210 |
Deyim |
çok hızlı başarıya ulaşmış/ünlü olmuş kişi |
overnight success i.
|
|
211 |
Deyim |
geceden sabaha ünlü/başarılı olmuş kişi |
overnight success i.
|
|
212 |
Deyim |
domates bazlı soslu geleneksel italyan makarnasıyla ünlü bir italyan-amerikan restoranı |
red-sauce parlor i.
|
|
213 |
Deyim |
meşhur/ünlü olma hayalleri kurmak |
get stars in one's eyes f.
|
|
214 |
Deyim |
meşhur/ünlü olma hayalleri kurmak |
have stars in one's eyes f.
|
|
215 |
Deyim |
tanımadığı halde ünlü birinin adını vererek prim yapmaya çalışmak |
throw someone's name around f.
|
|
216 |
Deyim |
ünlü etmek |
bring into prominence f.
|
|
217 |
Deyim |
ünlü birinin ismini vererek etiket yapmak |
throw someone's name around f.
|
|
218 |
Deyim |
(özellikle ünlü birisiyle olan) ilişkisini açıklamak |
kiss and tell f.
|
|
219 |
Deyim |
ünlü insanların isimlerini kendi arkadaşıymış gibi zikretmek |
drop someone's name f.
|
|
220 |
Deyim |
ünlü olmak |
be in the public eye f.
|
|
221 |
Deyim |
ünlü insanların ismini sanki kendi arkadaşıymış gibi vermek |
drop names f.
|
|
222 |
Deyim |
ünlü olmak |
be on the map f.
|
|
223 |
Deyim |
ünlü insanların ismini sanki kendi arkadaşıymış gibi vermek |
drop someone's name f.
|
|
224 |
Deyim |
ünlü olmak |
make one's mark f.
|
|
225 |
Deyim |
ünlü olmak |
have one's name in lights f.
|
|
226 |
Deyim |
ünlü olmak |
see one's name in lights f.
|
|
227 |
Deyim |
-ile ünlemek/ünlü olmak |
have a reputation for something f.
|
|
228 |
Deyim |
-ile ünlemek/ünlü olmak |
get a reputation for something f.
|
|
229 |
Deyim |
ünlü insanların isimlerini kendi arkadaşıymış gibi zikretmek |
drop names f.
|
|
230 |
Deyim |
çok ünlü olmak |
set the woods on fire f.
|
|
231 |
Deyim |
çok ünlü olmak |
set the heather on fire f.
|
|
232 |
Deyim |
ünlü birinin yakını olduğu için tanınır olmak |
bathe in reflected glory f.
|
|
233 |
Deyim |
ünlü birinin yakını olduğu için tanınır olmak |
bask in reflected glory f.
|
|
234 |
Deyim |
bir alanda başarılı/ünlü olmak |
take the high ground f.
|
|
235 |
Deyim |
ünlü ve başarılı olmak |
make it f.
|
|
236 |
Deyim |
tanıdığı önemli/ünlü/nüfuzlu birinin ismini kullanmak |
toss (one's) name around f.
|
|
237 |
Deyim |
tanıdığı önemli/ünlü/nüfuzlu birinin ismini kullanarak çevresini etkilemeye çalışmak |
toss (one's) name around f.
|
|
238 |
Deyim |
tanıdığı önemli/ünlü/nüfuzlu birinin ismini kullanarak çevresine hava atmaya çalışmak |
toss (one's) name around f.
|
|
239 |
Deyim |
sağda solda tanıdığı önemli/ünlü/nüfuzlu birinin ismini kullanarak dikkat çekmeye çalışmak |
toss (one's) name around f.
|
|
240 |
Deyim |
ünlü/başarılı birinin yakını olduğu için tanınır olmak |
bathe in reflected glory f.
|
|
241 |
Deyim |
ünlü/başarılı birinin yakını olduğu için tanınır olmak |
bask in reflected glory f.
|
|
242 |
Deyim |
ünlü olmamak |
be off the radar f.
|
|
243 |
Deyim |
(birini/bir şeyi) ünlü etmek |
bring (someone or something) into prominence f.
|
|
244 |
Deyim |
birden ünlü olmak/ün kazanmak |
burst on the scene f.
|
|
245 |
Deyim |
birden ünlü olmak/ün kazanmak |
burst upon the scene f.
|
|
246 |
Deyim |
ünlü olmak |
have your name in lights f.
|
|
247 |
Deyim |
tanımadığı halde ünlü (birinin) adını vererek prim yapmaya çalışmak |
throw around (one's) name f.
|
|
248 |
Deyim |
ünlü (birinin) ismini vererek etiket yapmak |
throw around (one's) name f.
|
|
249 |
Deyim |
tanımadığı halde ünlü birinin adını vererek prim yapmaya çalışmak |
throw name around f.
|
|
250 |
Deyim |
ünlü birinin ismini vererek etiket yapmak |
throw name around f.
|
|
251 |
Deyim |
tanıdığı önemli/ünlü/nüfuzlu birinin ismini kullanmak |
toss around (one's) name f.
|
|
252 |
Deyim |
tanıdığı önemli/ünlü/nüfuzlu birinin ismini kullanarak çevresini etkilemeye çalışmak |
toss around (one's) name f.
|
|
253 |
Deyim |
tanıdığı önemli/ünlü/nüfuzlu birinin ismini kullanarak çevresine hava atmaya çalışmak |
toss around (one's) name f.
|
|
254 |
Deyim |
sağda solda tanıdığı önemli/ünlü/nüfuzlu birinin ismini kullanarak dikkat çekmeye çalışmak |
toss around (one's) name f.
|
|
255 |
Deyim |
ünlü insanlar arasına |
to the stars zf.
|
|
256 |
Deyim |
en ünlü/önemli kişiler |
everybody who is anybody expr.
|
|
257 |
Deyim |
en ünlü/önemli kişiler |
everyone who is anyone expr.
|
|
258 |
Deyim |
ünlü olma yolunda |
on the road to stardom expr.
|
|
Speaking |
|
259 |
Konuşma |
ilk görüşte aşık olduğun ünlü kim? |
who is your celebrity crush? expr.
|
|
260 |
Konuşma |
ünlü olmak nasıl bir duygu? |
how does it feel to be a celebrity? expr.
|
|
261 |
Konuşma |
ünlü olmak nasıl bir duygu? |
how does it feel to be famous? expr.
|
|
262 |
Konuşma |
ünlü olmak istiyorum |
I want to be famous expr.
|
|
Trade/Economic |
|
263 |
Ticaret/Ekonomi |
(ünlü bir) tasarımcı etiketi taşıyan pahalı ürün |
designer label i.
|
|
264 |
Ticaret/Ekonomi |
(ünlü bir) tasarımcının etiketini taşıyan pahalı ürün |
designer label i.
|
|
265 |
Ticaret/Ekonomi |
ünlü kişiye bir etkinliğe katılması karşılığında organizatörün ödediği para |
appearance money i.
|
|
266 |
Ticaret/Ekonomi |
hizmeti ve müşterileriyle ünlü köklü bir işletmeye ait |
white-shoe s.
|
|
267 |
Ticaret/Ekonomi |
hizmeti ve müşterileriyle ünlü köklü bir işletmeyle ilgili |
white-shoe s.
|
|
Law |
|
268 |
Hukuk |
bilinen ve ünlü olaylar |
facts of general notoriety i.
|
|
Tourism |
|
269 |
Turizm |
ünlü cazibe merkezleri |
famous sights i.
|
|
270 |
Turizm |
istiridyeleri ile ünlü restoran |
oyster bar i.
|
|
Media |
|
271 |
Medya |
dikkat çekici konu hakkında renk getirmesi için bir gazete tarafından işe alınan yazar, ünlü veya uzman kimse |
trained seal i.
|
|
272 |
Medya |
bilgi toplamak için ünlü birinin bilgisayarını ele geçiren kimse |
hackerazzi i.
|
|
273 |
Medya |
(ünlü kimse) aşırı tanınma |
overexposure i.
|
|
274 |
Medya |
(ünlü kimse) aşırı yayınlanma |
overexposure i.
|
|
275 |
Medya |
(ünlü kimse) haber edilme |
overexposure i.
|
|
Computer |
|
276 |
Bilgisayar |
"easy recovery" gibi dosya kurtarma yazılımları ile ünlü bir software firması |
ontrack i.
|
|
Textile |
|
277 |
Tekstil |
ünlü bir moda tasarımcısının kaliteli mağazalarda satılmak üzere yaptığı giysiler |
diffusion line i.
|
|
Marine |
|
278 |
Denizcilik |
ünlü gemicilik şirketlerinin gemileri |
liner i.
|
|
Printing |
|
279 |
Baskı Teknikleri |
klasik latincede çift ünlü olarak telaffuz edilen æ ve œ seslerinden her biri |
diphthong i.
|
|
Gastronomy |
|
280 |
Mutfak |
ispanya’nın ünlü kurutulmuş domuz budu pastırması |
jamon i.
|
|
Botanic |
|
281 |
Botanik |
meksika'nın 2000 yıllık en ünlü ağacı |
tule tree i.
|
|
282 |
Botanik |
meksika'nın 2000 yıllık en ünlü ağacı |
ahuehuete i.
|
|
283 |
Botanik |
çiçeklerinin güzelliği ile ünlü bir bitki |
horse vetch (hippocrepis comosa) i.
|
|
Breeding |
|
284 |
Hayvancılık |
ingiltere'ye özgü, uzun yünüyle ünlü bir koyun ırkı |
cotswold i.
|
|
285 |
Hayvancılık |
ingiltere'ye özgü, uzun yünüyle ünlü bir koyun ırkı |
cotswold sheep i.
|
|
Social Sciences |
|
286 |
Sosyal Bilimler |
ebeveynlerinin ününü kullanan ünlü ailelerin çocukları |
nepo baby i.
|
|
287 |
Sosyal Bilimler |
ebeveynlerinin ününü kullanan ünlü ailelerin çocukları |
nepotism baby i.
|
|
288 |
Sosyal Bilimler |
ebeveynlerinin şöhreti sayesinde ünlü/başarılı olmuş kişi |
nepo baby i.
|
|
289 |
Sosyal Bilimler |
ebeveynlerinin şöhreti sayesinde ünlü/başarılı olmuş kişi |
nepotism bab i.
|
|
Literature |
|
290 |
Edebiyat |
raghu hanedanı konulu ünlü bir sanskritçe şiir |
raghuvansa i.
|
|
291 |
Edebiyat |
ünlü bir sanskritçe şiir |
raghuvansa i.
|
|
292 |
Edebiyat |
kısa öyküleriyle ünlü arjantinli yazar |
borges i.
|
|
293 |
Edebiyat |
ünlü yinelemesi |
vowel rhyme i.
|
|
294 |
Edebiyat |
uzun ünlü ile ilgili |
long s.
|
|
295 |
Edebiyat |
(klasik şiir) sonunda ünsüz grubu bulunan ünlü ses ile ilgili |
long s.
|
|
Linguistics |
|
296 |
Dilbilim |
kalın ünlü |
back vowel i.
|
|
297 |
Dilbilim |
ünlü harfin telaffuzunda dilin geriye kıvrılmasından ötürü oluşan eş zamanlı r sesi |
r-color i.
|
|
298 |
Dilbilim |
ünlü harfin telaffuzunda dilin geriye kıvrılmasından ötürü r sesi çıkması |
r-coloring i.
|
|
299 |
Dilbilim |
ünlü harfin telaffuzunda dilin geriye kıvrılmasından ötürü oluşan eş zamanlı r sesi |
r-colour i.
|
|
300 |
Dilbilim |
ünlü harfin telaffuzunda dilin geriye kıvrılmasından ötürü r sesi çıkması |
r-colouring i.
|
|
301 |
Dilbilim |
ünlü harften sonra gelen r sesinin ğ gibi telaffuz edilmesi |
r-dropping i.
|
|
302 |
Dilbilim |
ünsüzleri ve az sayıdaki ünlü ses sistemleriyle bilinen kafkas dağları dilleri |
northwest caucasian i.
|
|
303 |
Dilbilim |
belirsiz ve kesin olmayan nitelikleri olan ünlü |
neutral vowel i.
|
|
304 |
Dilbilim |
(ünlü harf) dilin dinlenme pozisyonunda üretilme |
neutralness i.
|
|
305 |
Dilbilim |
alçak ünlü |
low vowel i.
|
|
306 |
Dilbilim |
alçak/kalın ünlü |
low vowel i.
|
|
307 |
Dilbilim |
alçak-kalın ünlü |
low vowel i.
|
|
308 |
Dilbilim |
alçalan ikil ünlü |
descending diphtong i.
|
|
309 |
Dilbilim |
ara ünlü |
intermediate vowel i.
|
|
310 |
Dilbilim |
ara ünlü |
abnormal vowel i.
|
|
311 |
Dilbilim |
art ünlü |
dark vowel i.
|
|
312 |
Dilbilim |
art ünlü |
back vowel i.
|
|
313 |
Dilbilim |
asal ünlü |
cardinal vowel i.
|
|
314 |
Dilbilim |
baştaki yarı ünlü |
initial glide i.
|
|
315 |
Dilbilim |
büyük ünlü uyumu |
palatal harmony i.
|
|
316 |
Dilbilim |
büyük ünlü uyumu |
backness harmony i.
|
|
317 |
Dilbilim |
çift ünlü |
double vowel i.
|
|
318 |
Dilbilim |
dar ünlü |
narrow vowel i.
|
|
319 |
Dilbilim |
dar ünlü |
close vowel i.
|
|
320 |
Dilbilim |
doğal ünlü |
neutral vowel i.
|
|
321 |
Dilbilim |
doğal ünlü |
schwa i.
|
|
322 |
Dilbilim |
düz ünlü |
unrounded vowel i.
|
|
323 |
Dilbilim |
engelli ünlü |
blocked vowel i.
|
|
324 |
Dilbilim |
engelli ünlü |
checked vowel i.
|
|
325 |
Dilbilim |
engelsiz ünlü |
free vowel i.
|
|
326 |
Dilbilim |
fısıltılı ünlü |
whispered vowel i.
|
|
327 |
Dilbilim |
gevşek ünlü |
slack vowel i.
|
|
328 |
Dilbilim |
genizsi ünlü |
nasal vowel i.
|
|
329 |
Dilbilim |
geniş ünlü |
wide vowel i.
|
|
330 |
Dilbilim |
ikiz ünlü |
diphthong i.
|
|
331 |
Dilbilim |
ikil ünlü |
diphtong i.
|
|
332 |
Dilbilim |
ince ünlü |
front vowel i.
|
|
333 |
Dilbilim |
ince ünlü olma durumu |
frontness i.
|
|
334 |
Dilbilim |
ingilizce büyük ünlü kayması |
great english vowel shift i.
|
|
335 |
Dilbilim |
iç ünlü katımı |
anaptyxis i.
|
|
336 |
Dilbilim |
ikiz ünlü (bazen üçüz ünlü) |
gliding vowel i.
|
|
337 |
Dilbilim |
ilk ünlü düşmesi |
aphoristic i.
|
|
338 |
Dilbilim |
ikili ünlü |
diphthong i.
|
|
339 |
Dilbilim |
kapalı ünlü |
closed vowel i.
|
|
340 |
Dilbilim |
kapalı ünlü |
close vowel i.
|
|
341 |
Dilbilim |
kayan ünlü |
diphthong i.
|
|
342 |
Dilbilim |
kayan ünlü |
gliding vowel i.
|
|
343 |
Dilbilim |
küçük ünlü uyumu |
flatness harmony i.
|
|
344 |
Dilbilim |
küçük ünlü uyumu |
labial assimilation i.
|
|
345 |
Dilbilim |
küçük ünlü uyumu |
labial harmony i.
|
|
346 |
Dilbilim |
orta ünlü |
mid vowel i.
|
|
347 |
Dilbilim |
orta ünlü |
central vowel i.
|
|
348 |
Dilbilim |
ön ünlü |
front vowel i.
|
|
349 |
Dilbilim |
ön ünlü |
slender vowel i.
|
|
350 |
Dilbilim |
süreksiz ünlü |
surd i.
|
|
351 |
Dilbilim |
tek ünlü |
monophthong i.
|
|
352 |
Dilbilim |
tek sesli ünlü |
monophthong i.
|
|
353 |
Dilbilim |
tek ünlü |
pure vowel i.
|
|
354 |
Dilbilim |
temel ünlü |
cardinal vowel i.
|
|
355 |
Dilbilim |
ünlü atlaması |
metaphony i.
|
|
356 |
Dilbilim |
ünlü yinelemesi |
assonance i.
|
|
357 |
Dilbilim |
ünlü dörtgeni |
vowel quadrilateral i.
|
|
358 |
Dilbilim |
ünlü edinim aşaması |
lallation i.
|
|
359 |
Dilbilim |
ünlü düşmesi |
haplology i.
|
|
360 |
Dilbilim |
ünlü boşluğu |
hiatus i.
|
|
361 |
Dilbilim |
ünlü almaşması |
apophony i.
|
|
362 |
Dilbilim |
ünlü harf |
vowel i.
|
|
363 |
Dilbilim |
ünlü kısalması |
vowel shortening i.
|
|
364 |
Dilbilim |
ünlü uzunluğu |
vowel length i.
|
|
365 |
Dilbilim |
ünlü kayması |
vowel shift i.
|
|
366 |
Dilbilim |
ünlü uyumu |
vowel harmony i.
|
|
367 |
Dilbilim |
uzun ünlü belirtkesi |
macron i.
|
|
368 |
Dilbilim |
ünlü kaynaşması |
blending i.
|
|
369 |
Dilbilim |
ünsüz-ünlü-ünsüz dizisi |
cvc i.
|
|
370 |
Dilbilim |
ünlü değişimi |
vowel mutation i.
|
|
371 |
Dilbilim |
ünlü almaşması |
vocalic alternation i.
|
|
372 |
Dilbilim |
ünlü çatışması |
synaeresis i.
|
|
373 |
Dilbilim |
ünlü kayması |
introflexion i.
|
|
374 |
Dilbilim |
ünlü göçüşmesi |
crasis i.
|
|
375 |
Dilbilim |
ünlü çatışması |
syneresis i.
|
|
376 |
Dilbilim |
ünlü kümesi |
vowel cluster i.
|
|
377 |
Dilbilim |
ünlü azaltımı |
vowel reduction i.
|
|
378 |
Dilbilim |
ünlü yuvarlaklaşması |
rounding i.
|
|
379 |
Dilbilim |
ünlü almaşması |
vowel gradation i.
|
|
380 |
Dilbilim |
ünlü değişimi |
vowel change i.
|
|
381 |
Dilbilim |
uzun ünlü |
long vowel i.
|
|
382 |
Dilbilim |
ünlü türemesi |
epenthesis i.
|
|
383 |
Dilbilim |
ünlü kaynaşması |
apophony i.
|
|
384 |
Dilbilim |
ünlü ses uzunluğu |
chroneme i.
|
|
385 |
Dilbilim |
ünlü harf üzerine konan çift nokta |
umlaut i.
|
|
386 |
Dilbilim |
üst ünlü |
archi vowel i.
|
|
387 |
Dilbilim |
ünsüz-ünlü uyumu |
consonant-vowel harmony i.
|
|
388 |
Dilbilim |
ünlü almaşması |
ablaut i.
|
|
389 |
Dilbilim |
yarı ünlü |
off glide i.
|
|
390 |
Dilbilim |
yarı-ünlü |
semi vowel i.
|
|
391 |
Dilbilim |
yalın ünlü |
simple vowel i.
|
|
392 |
Dilbilim |
yarı kapalı ünlü |
half close vowel i.
|
|
393 |
Dilbilim |
yaygın söylenişli ünlü |
spread vowel i.
|
|
394 |
Dilbilim |
yayvan ünlü |
broad vowel i.
|
|
395 |
Dilbilim |
yarı ünlü |
glide i.
|
|
396 |
Dilbilim |
vurgusuz ünlü (ses) |
schwa i.
|
|
397 |
Dilbilim |
yarı ünlü |
semi vowel i.
|
|
398 |
Dilbilim |
yuvarlak ünlü |
rounded vowel i.
|
|
399 |
Dilbilim |
yüksek ünlü |
high vowel i.
|
|
400 |
Dilbilim |
ünlü bir kişinin adı ile başka birisini isimlendirme |
antonomasia i.
|
|
401 |
Dilbilim |
ünlü bir kişinin adı ile başka birisini isimlendirme |
antonomasy i.
|
|
402 |
Dilbilim |
yunanca ve hintçe fiillerin geçmiş zaman halinde ilk ünlü harfin uzatılması |
temporal augment i.
|
|
403 |
Dilbilim |
ünlü uyumu |
echoism i.
|
|
404 |
Dilbilim |
genizsi ünlülerin, genizsi ünlü olmayan dillere geçtiğinde ünlü ve genizsi ünsüzlere ayrılması |
unpacking i.
|
|
405 |
Dilbilim |
genizsi ünlü olmayan diller, genizsi ünlü olan dillerden kelime aldığında gerçekleşen ayrılma |
unpacking i.
|
|
406 |
Dilbilim |
slav dillerindeki çok kısa veya daraltılmış bir ünlü harf |
jer i.
|
|
407 |
Dilbilim |
ünlü uzunluğu işareti |
vowel length mark i.
|
|
408 |
Dilbilim |
ünlü harfin kısa son ek kısmı |
vanish i.
|
|
409 |
Dilbilim |
ünlü olma |
vocality i.
|
|
410 |
Dilbilim |
ünlü harfin çift ünlüye dönüşmesi |
vowel fracture i.
|
|
411 |
Dilbilim |
yan yana gelerek tek bir sesi temsil eden iki ünlü harf |
monophthong i.
|
|
412 |
Dilbilim |
yarı ünlü y sesi |
yod i.
|
|
413 |
Dilbilim |
yarı ünlü y sesi |
yodh i.
|
|
414 |
Dilbilim |
ünlü harf değişimi içeren bir kelimenin ortografik gösterimi |
mutate i.
|
|
415 |
Dilbilim |
pes perdeden ötümsüz ünlü harf |
murmur i.
|
|
416 |
Dilbilim |
pes perdeden ötümsüz ünlü harf |
murmur vowel i.
|
|
417 |
Dilbilim |
pes perdeden ötümsüz ünlü harf |
vocal fry i.
|
|
418 |
Dilbilim |
sesin hemen akabinde gelen yarı ünlü harf |
on-glide i.
|
|
419 |
Dilbilim |
(antik yunancada) /h/ sesi ile başlayarak sesli harf veya ikili ünlü ile devam eden sözcük |
rough breathing i.
|
|
420 |
Dilbilim |
ünlü digrafı |
improper diphthong i.
|
|
421 |
Dilbilim |
parsiyel ünlü kayması |
improper diphthong i.
|
|
422 |
Dilbilim |
omega harfinin temsil ettiği ünlü ses |
omega i.
|
|
423 |
Dilbilim |
ünlü harfin "i" olarak telaffuz edilmesi |
iotacism i.
|
|
424 |
Dilbilim |
yarı ünlü |
semivowel i.
|
|
425 |
Dilbilim |
i şeklinde hatalı telaffuzdan kaynaklı ünlü kayması |
itacism i.
|
|
426 |
Dilbilim |
sami dillerinde bir dizi ilişkili kelimede çeşitli ünlü dizileri ve eklerle yinelenen ünsüz dizileri |
root i.
|
|
427 |
Dilbilim |
ə sembolü ile temsil edilen vurgusuz daraltılmış ünlü harf |
schwa i.
|
|
428 |
Dilbilim |
ilk hecesinde uzun ünlü ikinci hecesinde kısa segol işareti olan ibranice sözcük |
segholate i.
|
|
429 |
Dilbilim |
yarı ünlü harf |
semiconsonant i.
|
|
430 |
Dilbilim |
(antik yunanca) h sesinin takip etmediği ilk ikili ünlü harf |
smooth breathing i.
|
|
431 |
Dilbilim |
ünlü düşmesi |
synaeresis i.
|
|
432 |
Dilbilim |
ünlü düşmesi |
synalepha i.
|
|
433 |
Dilbilim |
ünlü düşmesi |
synaloepha i.
|
|
434 |
Dilbilim |
(ünlü sesi) tek ünlüleştirmek |
monophthongize f.
|
|
435 |
Dilbilim |
(ünlü sesi) tek sesli ünlüye dönüştürmek |
monophthongize f.
|
|
436 |
Dilbilim |
(ünlü sesi) tek ünlüleştirmek |
monophthongise f.
|
|
437 |
Dilbilim |
(ünlü sesi) tek sesli ünlüye dönüştürmek |
monophthongise f.
|
|
438 |
Dilbilim |
ünlü harf artiküle etmek |
lower f.
|
|
439 |
Dilbilim |
(dil) yarı ünlü sesi telaffuz ederken yer değiştirmek |
glide f.
|
|
440 |
Dilbilim |
çift ünlü olarak telaffuz etmek |
diphthongalize f.
|
|
441 |
Dilbilim |
çift ünlü olarak telaffuz etmek |
diphthongalise f.
|
|
442 |
Dilbilim |
(sesli harf) ses değişimi veya ünlü almaşması ile değiştirmek |
grade f.
|
|
443 |
Dilbilim |
(ünlü harfi) ünsüz harfe dönüştürmek |
devocalize f.
|
|
444 |
Dilbilim |
(ünlü harfi) ünsüz harfe dönüştürmek |
devocalise f.
|
|
445 |
Dilbilim |
(ünlü sesi) tek sesli ünlüye dönüştürmek |
smooth f.
|
|
446 |
Dilbilim |
(ünlü sesi) tek seslileştirmek |
smooth f.
|
|
447 |
Dilbilim |
telaffuzunda dilin geriye kıvrılışından ötürü üzerine r sesi eklenmiş (ünlü harf) |
r-coloured s.
|
|
448 |
Dilbilim |
dilin orta ünlü konumuna kayması ile telaffuz edilen (çift ünlü) |
centering s.
|
|
449 |
Dilbilim |
ağız boşluğunun tam ortasından telaffuz edilen (ünlü) |
central s.
|
|
450 |
Dilbilim |
hecedeki başka bir ünlüden daha az belirgin olan (ünlü harf) |
nonsyllabic s.
|
|
451 |
Dilbilim |
bir ünlü harfle aynı hecede olan (ünsüz harf) |
nonsyllabic s.
|
|
452 |
Dilbilim |
vurgulanmayan (ünlü veya hece) |
nontonic s.
|
|
453 |
Dilbilim |
çift ünlü |
diphtong s.
|
|
454 |
Dilbilim |
çift ünlü |
diphthong s.
|
|
455 |
Dilbilim |
iç ünlü katımlı |
anaptyctic s.
|
|
456 |
Dilbilim |
ünlü olmayan |
non-vocalic s.
|
|
457 |
Dilbilim |
yarı ünlü |
semi-vowel s.
|
|
458 |
Dilbilim |
tek bir ünlü harfi olan |
univocal s.
|
|
459 |
Dilbilim |
ünlü harfi olmayan |
unvoweled s.
|
|
460 |
Dilbilim |
ünlü harfe benzer |
vowellike s.
|
|
461 |
Dilbilim |
ünlü harfler ile belirtilen |
vowelly s.
|
|
462 |
Dilbilim |
(ünlü harf) açık |
broad s.
|
|
463 |
Dilbilim |
(ünlü harf) kalın |
broad s.
|
|
464 |
Dilbilim |
(arapçada çoğul isim) tekil halinden ünlü seslerindeki farklılıkla ayırt edilen |
broken s.
|
|
465 |
Dilbilim |
ağız boşluğunun tam ortasından telaffuz edilen (ünlü) |
mixed s.
|
|
466 |
Dilbilim |
tek sesli ünlü ile ilişkili |
monophthongal s.
|
|
467 |
Dilbilim |
tek bir ünlü ses olarak telaffuz edilen (ünlü) |
monophthongal s.
|
|
468 |
Dilbilim |
bitişiğindeki r sesinden etkilenen (ünlü) |
rhotic s.
|
|
469 |
Dilbilim |
tek veya iki ünlü harfle biten |
open s.
|
|
470 |
Dilbilim |
dudaklar geniş aralıklı şekilde söylenen (ünlü harf) |
open s.
|
|
471 |
Dilbilim |
telaffuzu kolaylaştırmak için bir dizi ünsüz şeklinde türemiş (ünlü) |
disjunctive s.
|
|
472 |
Dilbilim |
(ünlü harf) dil damağa yakın bir şekilde söylenen |
close s.
|
|
473 |
Dilbilim |
(ünlü) kapalı |
closed s.
|
|
474 |
Dilbilim |
(ünlü) kapalı |
narrow s.
|
|
475 |
Dilbilim |
(l sesi) ince ünlü tınısı olan |
clear s.
|
|
476 |
Dilbilim |
hemen bitişiğinde ünlü harf olan |
intervocalic s.
|
|
477 |
Dilbilim |
hemen bitişiğinde ünlü harf olan |
intervocal s.
|
|
478 |
Dilbilim |
(bazı kelt dillerinde ünlü harf) ön |
slender s.
|
|
479 |
Dilbilim |
(sesbirimcik) ön ünlü ile telaffuz edilen |
slender s.
|
|
480 |
Dilbilim |
ünlü seslerle/hecelerle |
vocally zf.
|
|
History |
|
481 |
Tarih |
köpekleriyle ünlü antik epir'in bir bölgesi olan molossis'in yerlisi olan kimse |
molossian i.
|
|
482 |
Tarih |
köpekleriyle ünlü antik epir'in bir bölgesi olan molossis'te yaşayan kimse |
molossian i.
|
|
483 |
Tarih |
savaştaki cesaretiyle ünlü birlikler |
immortal i.
|
|
484 |
Tarih |
antik dönemde anadolu'da yaşamış, demir işçilikleri ile ünlü haldia halkı ile ilgili |
chalybean s.
|
|
Archaeology |
|
485 |
Arkeoloji |
hükümdar alexander severus'un mezarında bulunan ünlü bir vazo |
portland vase i.
|
|
Religious |
|
486 |
Dini |
ünlü sihlerin adının önüne konulan bir unvan veya hitap şekli |
bhai i.
|
|
487 |
Dini |
mahşer gününü anlatan ünlü bir latince ilahi |
dies irae i.
|
|
Environment |
|
488 |
Çevre |
ünlü yapı |
monument i.
|
|
489 |
Çevre |
ünlü sit alanı |
monument i.
|
|
Geography |
|
490 |
Coğrafya |
ispanya'nın güneybatısındaki şerileri ile ünlü bir şehir |
jerez de la frontera i.
|
|
491 |
Coğrafya |
kaliforniya'da dev sekoya ağaçları, alpin gölleri ve buzulları ile ünlü bir ulusal park |
kings canyon national park i.
|
|
492 |
Coğrafya |
almanya'da frankfurt'un kuzeyinde yer alan ünlü spa ve tatil şehri |
bad homburg i.
|
|
493 |
Coğrafya |
londra'da bankalarıyla ünlü bir sokak |
threadneedle street i.
|
|
494 |
Coğrafya |
tokyo'nun kuzey batı'sında, merhamet tanrıçası heykeliyle ünlü, ipek üretimi yapılan bir şehir |
takasaki i.
|
|
495 |
Coğrafya |
new york'ta bulunan dünyaca ünlü konser salonu |
carnegie hall i.
|
|
496 |
Coğrafya |
venezüella'da ünlü bir şelale |
kukenaam i.
|
|
497 |
Coğrafya |
venezüella'da ünlü bir şelale |
cuquenan i.
|
|
498 |
Coğrafya |
venezüella'da ünlü bir şelale |
cuquenan falls i.
|
|
499 |
Coğrafya |
venezüella'da ünlü bir şelale |
kukenaam falls i.
|
|
500 |
Coğrafya |
new orleans'ta ünlü bir mahalle ve eğlence bölgesi |
vieux carré i.
|
|