üst alt - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

üst alt



"üst alt" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Computer
üst alt top bottom i.

"üst alt" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 283 sonuç

Türkçe İngilizce
General
özelikle abd'de toplumun alt seviyesindeki insanların üst seviyedeki insanların hayatlarına girmelerine engel olan sosyal bariyer marble ceiling i.
üst kattan alt kata inen chute i.
üst kattan alt kata inen baca chute i.
alt dişlerinin üst dişlere göre daha önde olması underbite i.
alt üst sınır range i.
alt benlik ve üst benlik lower-self and higher-self i.
alt tarafı geniş, üst tarafı kadranın etrafında bir daire oluşturacak şekilde daralan masa saati tambour clock i.
teşhir edilen meyve veya sebzelerin üst veya alt katmanı face i.
üst ve alt bölgeler arasında yer alan dünya middle-earth i.
(hanedan armalarında) iki kolu üst taraftan diğer ikisi de alt taraftan kıvrılan motif millrind i.
(hanedan armalarında) iki kolu üst taraftan diğer ikisi de alt taraftan kıvrılan motif millrynd i.
evin alt katına açılan üst kat gallery i.
çift kanatlı uçağın üst ve alt kanat düzlemleri arasındaki en kısa mesafe gap i.
(koloni döneminde) üst katı alt katına göre öne doğru çıkık olan ev garrison house i.
alt alta üst üste dövüşme infighting i.
armanın en üst bölümü ile en alt bölümünden başlayan iki ayrı kıvrımlı çizginin orta kısımda birleştiği hanedan arması gore i.
(yazı, çizim) kağıdın alt ve üst bölümleri outside i.
ihtilaf durumunda üst hükumet mevzuatının alt hükumet mevzuatı yerine geçmesini kapsayan doktrin preemption i.
üst fıçıdaki genç şarabın alt fıçıdaki olgun şarap ile karıştırılması sonucu lezzet istikrarı sağlayan bir sistem solera i.
üst fıçıdaki genç şarabın alt fıçıdaki olgun şarap ile karıştırılması sonucu lezzet istikrarı sağlayan bir sistem solera system i.
alt üst olma prostration i.
alt üst olma summersault i.
iade etmek (davayı üst mahkemeden alt mahkemeye) remit f.
alt üst olmak be upside down f.
alt-üst çevirmek invert f.
alt üst etmek turn upside-down f.
rekorları alt üst etmek rewrite the record books f.
rekorları alt üst etmek shatter the record f.
insanların hayatlarını alt üst etmek wreck people's lives f.
alt üst ederek karıştırmak rancel f.
alt üst olmak cave [dialect] f.
alt üst etmek tempest f.
alt üst etmek upheave f.
alt üst edip kurcalamak powter f.
alt üst etmek disaffect [obsolete] f.
alt üst edip aramak romage [scotland] f.
bir yeri alt üst etmek fossick f.
alt üst etmek prostrate f.
alt üst olmuş dashed s.
alt alta üst üste rough-and-tumble s.
alt üst chaotic s.
alt üst upside-down s.
yaşamı alt üst eden life-disrupting s.
alt üst olmuş unorganized s.
alt üst olmuş unorganised s.
üst dudağın en üst noktası ile alt dudağın en alt noktası arasında bilabial s.
üst ve alt arasında bulunan middle s.
gitarı anımsatacak yuvarlak hatları bulunup alt kısmı üst kısmından belirgin şekilde büyük olan guitar-shaped s.
(hanedan armaları) üst ve alt bölümü ayıran çiçeklerle süslü counterfleury s.
(hanedan armaları) üst ve alt bölümü ayıran çiçeklerle süslü counterflory s.
alt üst upside down zf.
alt üst tapsalteerie [scottish] zf.
sağ üst köşeden sol alt köşeye doğru bir çizgide in bend sinister zf.
sağ üst köşeden sol alt köşeye doğru in bend sinister zf.
sağ üst köşeden sol alt köşeye doğru bendwise sinister zf.
alt üst edilmiş şekilde dislocatedly zf.
Phrasals
hayatını alt üst etmek bring something crashing down (around one) f.
alt üst etmek shoot down f.
toprağı alt üst etmek plow under f.
midesi alt üst olmak turn over f.
alt üst etmek mung up f.
Phrases
bir şeyin üst/alt kademeleri upper/lower reaches of something i.
Colloquial
(hindistan'da) alt mevkide birinin daha üst kademedeki birine verdiği hediye nuzzer i.
alt üst durumda olan şey horror show i.
(mecaz anlamıyla) alt üst etmek turn (something) upside down f.
alt üst etmek ball up f.
alt üst olmuş gone moggy [south africa] s.
alt üst olmuş unglued s.
Idioms
alt üst olmuş mish-mosh i.
alt üst olmuş şey a dog's breakfast i.
alt üst olmuş şey a dog's dinner i.
alt üst sistemi a pecking order i.
alt üst sistemi the pecking order i.
alt üst etmek throw into disorder f.
planları alt üst olmak be blown off course f.
alt üst etmek rock (one) to (one's) core f.
(planlarını) alt üst etmek knock the bottom out of something f.
planları alt üst olmak be blown off course f.
(birini) allak bullak/alt üst etmek put (one's) teeth on edge f.
alt üst olmak throw (something) out of gear f.
(birini/kendini) alt üst etmek tie (someone or oneself) (up) in(to) a knot f.
alt üst olmak be out of fix f.
alt üst etmek bring crashing down f.
alt üst olmak get in a tizzle f.
alt üst etmek get in a tizzle f.
alt üst olmak get into a tizzle f.
alt üst etmek get into a tizzle f.
alt üst etmek knock the bottom out f.
(bir şeyi) alt üst etmek knock the bottom out of (something) f.
(bir şeyi) alt üst etmek knock the props (out) from under (something) f.
alt üst etmek knock the props out from under f.
alt üst etmek throw into confusion f.
alt üst etmek throw into disarray f.
(birinin) dünyası alt üst olmuş (one's) whole world was turned upside down expr.
alt üst olmuş like a dog's breakfast [uk/australia] expr.
alt üst olmuş like a dog's dinner [uk/australia] expr.
alt üst out of fix expr.
Trade/Economic
alt ve üst sınırlar arasındaki değişik fiyat oranları scale of rates i.
değişken oranlı bir borç senedinde faiz oranının alt ve üst sınırları collar i.
değişmenin alt ve üst sınırları range i.
iktisadi dalgalanmanın en üst ve en alt noktaları peaks and throughs of business activity i.
maaşların arasında değişme gösterdiği alt ve üst sınırlar salary range i.
sözleşmeyle teslim edilen malın temel sınıfı ile alt veya üst sınıfları arasındaki fiyat farkı differential i.
Law
(iskoçya) alt mahkemeden üst mahkemeye taşıma advocation i.
alt mahkemenin bir davayla ilgili işlem yapmasını kısıtlayan veya durduran üst mahkeme kararı writ of prohibition i.
(davayı üst mahkemeden alt mahkemeye) iade etmek remit f.
Technical
üst ve alt kısmı orijinal ve ortası renkli bir taklitten oluşan üç parçalı kompozit taş triplets i.
alt ve üst rutubet sınırı lower and upper moisture limit i.
alt ve üst sınırlar lower and upper limits i.
alt-üst ters görüntü inverted image i.
üst ve alt rutubet sınırı upper and lower moisture limit i.
üst ve alt geçit interchange i.
üst-alt süreci top and bottom process i.
(baskı makinesi) alt ve üst çalışma platformları olan büyük bir makine double-decker i.
alt üst etmek rummage f.
alt üst simetrik upside-down symmetric s.
alt üst upside-down zf.
Computer
alt ve üst sınırlar arası range i.
alt/üst çıkıntı aralığı fence overhang i.
erim üst alt sınırı upper lower range limit i.
erim üst alt değeri upper lower range value i.
üst alt merkezler top bottom centers i.
üst-yazı ve alt-yazı sınırlı büyük işleç large operator with over-script and under-script limits i.
üst/alt simge super/subscript i.
üst ve alt top and bottom i.
üst türden alt türe doğru olan bir çevirim downcast i.
ekranın üst ve alt yarılarının eşzamanlı yenilendiği pasif matris ekran tipi dual scan display i.
üst türden alt türe çevirmek downcast f.
Informatics
alt simgeler ve üst simgeler subscripts and superscripts i.
alt üst kaydırma vertical scrolling i.
Mechanic
pistonların üst ölü noktadan alt ölü noktaya doğru yaptığı hareket downward stroke i.
Radio
alt ve üst dönüştürücü up-and down-converter i.
Textile
alt ve üst ayrı takımlanabilen spor giysi mix and match sportwear i.
omuzların hemen alt arkasını açıkta bırakan askılı tişört/üst racerback tank i.
omuzların hemen alt arkasını açıkta bırakan askılı tişört/üst racer-back tank i.
Architecture
binanın çatısı veya üst katının alt kısma göre yaptığı çıkıntı overhang i.
üst bölümü içbükey, alt bölümü dışbükey kat silmesi cyma recta i.
üst bölümü içbükey, alt bölümü dışbükey tepe silmesi cyma recta i.
Construction
alt geçit veya üst geçit kullanan kesişme grade separation i.
yürüyen merdivenlerin üst ve alt kısımlarında bulunup basamaklarla zemin arasına nesnelerin sıkışmasını engelleyen dişli plaka comb i.
Traffic
alt-üst geçişli kavşak undercrossing i.
Aeronautic
alt-üst işlemi bottom-up process i.
alt-üst yaklaşma bottom-up approach i.
Marine
alt üst olma overturning i.
(kare yelkenli teknelerde) alt örtüleri üst örtülere bağlayan kısa örtü puttock [obsolete] i.
Petrol
alt-üst model bottom-up i.
Mining
üst krateri alt krateri kadar geniş olmayan maden undercharged mine i.
Medical
alt ve üst mesafe disk yükseklikleri upper and lower disc spaces heights i.
alt ve üst ekstremitelerde arteryel ve venöz trombozlar arterial and venous thrombosis over the lower and upper extremities i.
alt ve üst folyo base and lidding foil i.
gövdeyi üst ve alt iki yarıma ayıran transvers düzlem horizontal plane i.
ısırırken üst dişlerin alt dişlere değmemesi abocclusion i.
tekrarlayan üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları recurrent upper and lower respiratory tract infections i.
üst ve alt hava yolları arasındaki etkileşim interaction between the upper and lower airways i.
üst ve alt motor nöron dejenerasyonu upper and lower motor neuron degeneration i.
üst ve alt ekstremiteler upper and lower extremities i.
üst ve alt göz kapağı upper and lower eyelids i.
üst ve alt solunum yolu alerjik hastalıkları allergic diseases of upper and lower respiratory systems i.
üst ve alt gastrointestinal sistem röntgeni gi series i.
kırık uzvun üst bölümünün alt tarafı çekilirken sabitlenmesi counter extension i.
sindirim ve emilimi alt üst edip zafiyete yol açan tabific s.
Anatomy
gözün dış köşesi (üst ve alt göz kapaklarının birleştiği yer) temporal canthus i.
iskeletin göğüs kemeri, pelvis kemeri ve üst-alt uzuvları içeren kısmı appendicular skeleton i.
kulağın üst bölümünün geniş alt bölümünün dar olduğu kulak yapısı wildermuth's auricle i.
kulağın üst bölümünün geniş alt bölümünün dar olduğu kulak yapısı wildermuth's ear i.
üst ve alt el ve ayak damarlarını bağlayan toplardamarlar vena intercapitalis i.
üst ve alt el ve ayak damarlarını bağlayan toplardamarlar intercapitular vein i.
ayak tarağına kan taşıyan damarların üst ve alt kolları vena metatarsus i.
ayak tarağına kan taşıyan damarların üst ve alt kolları metatarsal vein i.
üst karın duvarı, alt kaburgalar arası boşluk ve karnı boşaltan damarlar vena musculophrenica i.
üst karın duvarı, alt kaburgalar arası boşluk ve karnı boşaltan damarlar musculophrenic vein i.
kuşlar, balıklar, sürüngenler ve amfibilerin üst ve alt çenelerini birleştiren kemik veya kıkırdağımsı yapı quadrate i.
alt ve üst çeneyle ilgili bimaxillary s.
alt ve üst çeneyi etkileyen bimaxillary s.
alt ve üst çeneye ait bimaxillary s.
alt ve üst çeneye dair bimaxillary s.
üst veya alt çene ile ilişkili maxillar s.
Dentistry
üst veya alt çene kemiklerinde dişlerin bulunduğu kısım alveolar arch i.
üst ve alt çenelerde üzerinde diş oyuklarının bulunduğu çıkıntıya kan akışı sağlayan çene altı atardamarı uzantısı alveolar artery i.
üst ve alt çenelerde üzerinde diş oyuklarının bulunduğu çıkıntıya kan akışı sağlayan çene altı atardamarı uzantısı arteria alveolaris i.
üst veya alt çene kemiklerinde diş oyuklarının bulunduğu çıkıntı alveolar process i.
üst veya alt çene kemiklerinde diş oyuklarının bulunduğu çıkıntı gum ridge i.
üst veya alt çene kemiklerinde diş oyuklarının bulunduğu çıkıntı alveolar ridge i.
üst ve alt çenelerde diş oyuklarının bulunduğu çıkıntılar alveolar processes i.
üst ve alt çenelerde diş oyuklarının bulunduğu çıkıntıların erimesi alveolar resorption i.
dişçilikte alt ve üst çene arasındaki yapısal ilişkiyi tespitte kullanılan özel alet face bow i.
alt çenenin üst çeneden daha önde olması underbite i.
alt ve üst çene kapatıldığında dişlerin hizalanması occlusion i.
ağız kapalıyken üst ön dişlerin alt ön dişler üzerine binmesi vertical overlap i.
(alt ve üst dişler) çiğneme için hizalanmak occlude f.
Physiology
temas halindeyken üst ve alt diş yüzeylerinin arasındaki ilişki occlusion i.
Pathology
alt üst etmek disease f.
Printing
sayfaları bir arada tutması için el yapımı kitapların sırtının en üst ve en alt kısmına atılan ilmek kettle-stitch i.
Gastronomy
kaplumbağa üst kabuğunun alt kısmındaki yenilebilir kısım calipash i.
alt üst etmek toss f.
Math
sınıf aralığının üst ve alt sınırlarının aritmetik ortalaması midpoint i.
Statistics
serinin, numunenin veya dağılımın üst veya alt yarısının medyanı hinge i.
Biology
yatay veya yükselen dalların veya köklerin üst tarafının alt tarafından daha fazla büyümesi hypotrophy i.
(alt çene) üst üste binen included s.
Marine Biology
ışın yüzgeçli ve üst çenesi çıkıntılı olan balıkların çoğunu içeren teleostei alt sınıfına mensup balıklara verilen ad teleost i.
ışın yüzgeçli ve üst çenesi çıkıntılı olan bir balık (alt)takımı anacanthini i.
sivri uçlu ve kemikli bir gagası olan, alt çenesinde iki dişi olup üst çenesinde dişleri olmayan bir deniz memelisi cinsi xiphius i.
üst ve alt bölümleri tıpatıp veya çok benzer olup omurgası uca kadar uzanan ve yukarı doğru kıvrılmayan (kuyruk yüzgeci) diphycercal s.
kuyruk yüzgecinin üst ve alt bölümleri tıpatıp veya çok benzer olup omurgası uca kadar uzanan ve yukarı doğru kıvrılmayan diphycercal s.
Zoology
kaplumbağa üst kabuğunun alt kısmındaki yenilebilir kısım callipash i.
hortumu büyük olup, mızrak şeklinde alt ve üst çeneye sahip, çift kanatlı böceklerin bir şubesi tanystomata i.
kuzey yarımküre'ye özgü üst kısımları gri alt kısımları beyaz tüylü, büyük kulaklı ve kısa kuyruklu çeşitli küçük kemirgenlere verilen ad wood rat i.
kuzey yarımküre'ye özgü üst kısımları gri alt kısımları beyaz tüylü, büyük kulaklı ve kısa kuyruklu çeşitli küçük kemirgenlere verilen ad wood-rat i.
kaplumbağalarda üst kabuk ve alt kabuğu birbirine bağlayan yanal kemikli plakalardan biri bridge i.
alt çenesi üst çenesinden ileride olan hypognathous s.
alt çenesi üst çenesinden ileride olan hypognatous s.
(bazı omurgalılar) alt ve üst çenesi eşit olan paragnathous s.
üst çenesi alt çenesinden daha öne çıkık olan pig-jawed s.
Botanic
mumlu mızrak şeklinde yapraklı, çiçeklerinin alt kısımları beyaz üst kısımları pembe-mor renkte olan, kuzey amerika'nın orta ve doğu bataklıklarında yaşayan çok yıllık gösterişli bir bitki shellflower (chelone glabra) i.
mumlu mızrak şeklinde yapraklı, çiçeklerinin alt kısımları beyaz üst kısımları pembe-mor renkte olan, kuzey amerika'nın orta ve doğu bataklıklarında yaşayan çok yıllık gösterişli bir bitki shell-flower i.
mumlu mızrak şeklinde yapraklı, çiçeklerinin alt kısımları beyaz üst kısımları pembe-mor renkte olan, kuzey amerika'nın orta ve doğu bataklıklarında yaşayan çok yıllık gösterişli bir bitki snakehead i.
mumlu mızrak şeklinde yapraklı, çiçeklerinin alt kısımları beyaz üst kısımları pembe-mor renkte olan, kuzey amerika'nın orta ve doğu bataklıklarında yaşayan çok yıllık gösterişli bir bitki snake-head i.
mumlu mızrak şeklinde yapraklı, çiçeklerinin alt kısımları beyaz üst kısımları pembe-mor renkte olan, kuzey amerika'nın orta ve doğu bataklıklarında yaşayan çok yıllık gösterişli bir bitki turtlehead i.
kuzey amerika'nın orta ve doğu bataklıklarında yetişen mumlu mızrak şeklinde yapraklı, çiçeklerinin alt kısımları beyaz üst kısımları pembe-mor renkte olan çok yıllık gösterişli bir bitki turtlebloom (chelone glabra) i.
avustralya'ya özgü gövdesinin alt kısmı koyu üst kısmı beyaz renkli olan büyük bir ağaç white mountain ash (eucalyptus fraxinoides) i.
alt yaprakları ve taç yaprakları üst çanak yaprağının altında birleşen uzun mahmuzlu bir orkide hooker's orchid (habenaria hookeri) i.
tek çeneklilerin dört alt sınıfı veya üst takımından biri liliidae i.
tek çeneklilerin dört alt sınıfı veya üst takımından biri subclass liliidae i.
farklı üst ve alt dokuya sahip olma dorsoventrality i.
tek çenekliler sınıfının dört alt sınıfı veya üst takımından her biri commelinidae i.
tek çenekliler sınıfının dört alt sınıfı veya üst takımından her biri subclass commelinidae i.
(yaprak, çiçek) üst ve alt yüzeyleri birbirinden farklı olan bifacial s.
(yaprak) farklı üst ve alt dokuya sahip dorsiventral s.
üst kısma alt kısımdan daha uzak olan (bitki parçaları) divergent s.
Agriculture
(toprağı) kürek derinliğinin en az iki katı kadar deşip alt üst etmek trench f.
Tobacco
alt ve üst film ısıtıcılar top and bottom film heaters i.
Social Sciences
üst alt sınıfa ait upper-lower-class s.
üst alt sınıfa ilişkin upper-lower-class s.
Linguistics
alt dudağın üst dişlerle temasıyla oluşan ünsüz labiodental i.
alt dudağın üst dişlerle temasıyla oluşan ünsüz labiodental consonant i.
alt dudağın üst dişlerle temasıyla oluşan (ünsüz) labiodental s.
History
orta çağda masanın ortasına konulan tuzluğun üst kısmındaki sandalyelere ev sahibinin alt kısmındaki sandalyelere de konukların oturması above the salt i.
orta çağda masanın ortasına konulan tuzluğun üst kısmındaki sandalyelere ev sahibinin alt kısmındaki sandalyelere de konukların oturması saltfoot i.
hanedan armasının sağ üst köşesinden sol alt köşesine doğru inen şerit bend i.
hanedan armasının sağ üst köşesinden sol alt köşesine doğru inen çapraz çizgi bend dexter i.
Archaeology
alt ve üst paleolitik arasındaki dönem middle palaeolithic i.
Philosophy
(aristo felsefesinde) alt düzey potansiyelden daha üst düzeydeki gerçekliğe doğru değişim becoming i.
Geology
bir su kütlesinde taze üst katmanı yüksek yoğunluklu çözünmüş katı ve sıvılardan oluşan alt katmandan ayıran sınır chemocline i.
amerika'daki devoniyen dönemin üst kısmına ait alt-bölüm chemung period i.
üst miyosen-alt pliyosen yaşlı kayaçlar upper miocene-lower pliocene rocks i.
üst kretase-alt tersiyer sedimanter istifleri upper cretaceous-lower tertiary sedimentary sequences i.
amerikan üst silüriyen sisteminin içinde yer alıp oneida konglomerası ve medine kumtaşı oluşumları ile karakterize edilen, niagara dönemi'nin alt dönemlerden biri medina epoch i.
eski kırmızı kumtaşının altında uzanan ingiliz üst silüryenine ait alt bölüm ludlow group i.
(buzulda) alt buz bölgesi ile üst buzkar arasında kalan alan firn line i.
(buzulda) alt buz bölgesi ile üst buzkar arasında kalan alan firn limit i.
(avrupa jeolojisi) üst kretase oluşumunun alt bölümlerinden birine ait veya ilişkili senonian s.
Military
bilginin üst rütbelilerden alt rütbelilere aktarılması back tell i.
alt birimlere verilen üst karargahlara atanmış olan toplam görevin tamamlanması emri mission type order i.
gemi veya uçakta bulunan silah ateşleme açıklığının üst ve alt çerçevesini oluşturan yatay ahşap parçalardan her biri sill i.
üst yarısında bir hayvanın ön tarafı görünen alt yarısı ise boş (hanedan arması figürü) naissant s.
Sport
vuruş yüzeyinin üst kenarının hedefe alt kenarından daha yakın tutulduğu closed s.
Wagering
üst-alt bahsi over-under i.
alt üst baremi over-under i.
Music
pedal ile çalışan birbirine uyumlu alt ve üst simballer hi hat i.
pedal ile çalışan birbirine uyumlu alt ve üst simballer high hat i.
pedal ile çalışan birbirine uyumlu alt ve üst simballer high-hat i.
pedal ile çalışan birbirine uyumlu alt ve üst simballer high-hat cymbals i.
üst ve alt notaları arasında bir oktavdan fazla aralık bulunan akorun oluşturduğu armoni dispersed harmony i.
armoniyi belirtmek için pes bölümün alt veya üst kısmına belirli sayılar yazmak figure f.
Bookbindery
sayfaları bir arada tutması için el yapımı kitapların sırtının en üst ve en alt kısmına atılan ilmek kettle stitch i.
Printery
(kitapta) imzanın üst, ön ve alt kenarındaki katlanmış, kesilmemiş kağıt bolt i.
Latin
üst mahkemeden alt mahkemeye verilen yargılama emri procedendo i.
üst kanun alt kanunları ilga eder lex superior derogat legi inferiori expr.
Ornithology
kuzey pasifik'teki bulunan üst kısmı siyah ve alt kısmı beyaz bir kuş ancient murrelet (synthliboramphus antiquum) i.
kuzey amerika'nın batısındaki çalılık bölgelerde yaşayan, üst kısmı açık grimsi-kahverengi olup kahverengi alt kısmında beyaz benekler bulunan ötücü bir kuş sage thrasher (oreoscoptes montanus) i.
kuşların gagalarının üst veya alt bölümünden her biri mandible i.
gaganın üst veya alt bölümlerinin uçtaki kısımları myxa i.
alt ve üst çenenin eşit uzunlukta olması durumu paragnathism [obsolete] i.
Slang
alt üst etmek bitch up f.
birinin planlarını alt üst etmek throw salt on someone’s game f.
(birinin) psikolojisini/akıl sağlığını alt üst etmek fuck (one's) mind (up) f.
(birinin) psikolojisini/akıl sağlığını alt üst etmek fuck someone’s mind f.
ruhsal durumunu alt üst etmek mess up f.
bir şeyi alt üst etmek bitch something up f.
birini/bir şeyi alt üst etmek bitch someone or something up f.
(üzüntüden) alt üst olmuş tore down s.
vücudunun üst kısmı alt kısmından daha gelişmiş (erkek) top-heavy s.
Modern Slang
90'larda popüler olmuş, saçın alt yarısının kazınıp üst yarısının uzun bırakıldığı bir saç stili all blade no fade i.