şansı olmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

şansı olmak



"şansı olmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 7 sonuç

Türkçe İngilizce
General
şansı olmak have a chance f.
şansı olmak click f.
şansı olmak have the good fortune f.
Colloquial
şansı olmak in contention f.
Idioms
şansı olmak stand a chance f.
şansı olmak stand a chance of f.
şansı olmak have any joy f.

"şansı olmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 56 sonuç

Türkçe İngilizce
General
eşek şansı olmak have a dog's chance f.
-e karşı şansı olmak have a chance against f.
karşısında şansı olmak have a chance against f.
-e karşı kazanma şansı olmak have a chance to win against someone f.
Colloquial
kazanma şansı olmak be in the running for f.
şansı kötü olmak be down on one’s luck f.
iki seçeneğin de yarı yarıya şansı olmak be a toss-up f.
iki seçeneğin de yarı yarıya şansı olmak be a toss-up (between a and b) f.
bir şey için/bir şeyi yapmak için iyi bir fırsatı/şansı olmak be well, ideally, better placed for something/to do something f.
şansı varmış ki bir şeyden ayrılmış olmak be well out of something [uk] f.
yüzde elli şansı olmak have an even chance of (doing something) f.
Idioms
şansı açık olmak have a hot hand f.
şansı varmış ki ayrılmış olmak be well out of (something) f.
şansı varmış ki ayrılmış olmak be well out of f.
şansı varmış ki kurtulmuş olmak be well rid of (someone or something) f.
şansı varmış ki kurtulmuş olmak be well rid of f.
şansı/ihtimali yarı yarıya olmak have an even chance of (doing something) f.
şansı/ihtimali eşit olmak have an even chance of (doing something) f.
büyük şansı olmak hit the jackpot f.
eşek şansı olmak have the devil’s own luck f.
eşek şansı olmak have the luck of the devil f.
şampiyonluğu kazanma şansı yüksek olmak be in the frame to win the championship f.
sürekli kurtulma şansı olmak lead a charmed life f.
şansı açık olmak be on a roll f.
-e karşı kazanma şansı olmak match up against somebody f.
zekadan çok şansı olmak have more luck than sense f.
(bir şey için) şansı olmak stand a chance (of doing something) f.
(bir şey için) iyi/ciddi bir şansı olmak have a fighting chance f.
kaybetme şansı düşük olmak be a slam dunk f.
yeni bir başlangıç yapma şansı olmak get a fresh start f.
yeni bir başlangıç yapma şansı olmak have a fresh start f.
(birinin) başarı şansı yüksek olmak have the ball at (one's) feet f.
(birinin) başarı şansı yüksek olmak have the ball at (one's) feet f.
birden fazla şansı/seçeneği olmak have more than one string to (one's) bow f.
(birinin) şansı açık olmak fortune is smiling upon (someone) f.
(birinin) şansı açık olmak fortune is smiling on (someone) f.
(birinin) şansı açılmak/açık olmak all (one's) christmases have come at once [uk] f.
kazanma şansı olmayan bir durumda olmak be (batting) on a losing wicket [uk] f.
kazanma şansı yüksek olmak be in the frame f.
kazanma şansı yüksek olmak be in the frame f.
başarma/kazanma şansı olmak be in the race [australia/new zealand] f.
hala kazanma şansı olmak be in the race [australia/new zealand] f.
başarma şansı çok yüksek olmak be in with a shout f.
kazanma şansı çok yüksek olmak be in with a shout f.
(bir şeyi/bir şeyi yapmayı) başarma şansı çok yüksek olmak be in with a shout (of something/of doing something) f.
(bir şeyi) kazanma/yapma şansı çok yüksek olmak be in with a shout (of something/of doing something) f.
başarma/galip gelme şansı olmak be set fair [uk] f.
başarılı olma şansı düşük olmak be a long shot f.
başarı şansı yüksek olmak be going places f.
(bir şeyi) kazanma şansı olmak be in contention (for something) f.
şansı/fırsatı olmak get a look in [uk/australia] f.
kendini gösterme şansı olmak/yakalamak get a look in [uk/australia] f.
bir şansı olmak have a prayer f.
yüzde elli şansı olmak have an even chance f.
şansı/ihtimali yarı yarıya olmak have an even chance f.
şansı/ihtimali eşit olmak have an even chance f.