(bir şeyden) etmek

"(bir şeyden) etmek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Genel
1	Genel	(bir şeyden) etmek	beat f.
Öbek Fiiller
2	Öbek Fiiller	(bir şeyden) etmek	dispossess of (something) f.

"(bir şeyden) etmek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 272 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Öbek Fiiller
1	Öbek Fiiller	(bir şeyden) tasarruf etmek	economize on (something) f.
Let's economize on time. Zamandan tasarruf edelim. More Sentences
2	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden) taburcu etmek	discharge (someone or something) from (something) f.
A few days later, he is discharged from the hospital and returns to school. Birkaç gün sonra hastaneden taburcu edilir ve okula döner. More Sentences
3	Öbek Fiiller	(bir şeyden) şikayet etmek	complain of (something) f.
Does your child complain of a stomachache right before going to school? Çocuğunuz okula gitmeden hemen önce karın ağrısından mı şikayet ediyor? More Sentences
4	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden bir şey) talep etmek	demand (something) of (someone or something) f.
It is our essential political and moral responsibility to demand of ourselves what we are demanding of others. Başkalarından talep ettiklerimizi kendimizden de talep etmek temel siyasi ve ahlaki sorumluluğumuzdur. More Sentences
5	Öbek Fiiller	(bir şeyden bir şey) elde etmek	derive (something) from (something) f.
Consider the information we derive from various medical traditions. Çeşitli tıbbi geleneklerden elde ettiğimiz bilgileri düşünün. More Sentences
6	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) izole etmek	isolate (someone or something) from (someone or something) f.
Other protein supplements contain protein isolated from eggs, beef, chicken or other sources. Diğer protein takviyeleri yumurta, sığır eti, tavuk veya diğer kaynaklardan izole edilmiş protein içerir. More Sentences
7	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) sipariş etmek	order from (someone or something) f.
This book can be ordered from Amazon.com. Bu kitap Amazon.com'dan sipariş edilebilir. More Sentences
8	Öbek Fiiller	(bir şeyden) şikayet etmek	quarrel with (something) f.
Don't quarrel with your bread and butter. Hayat standartlarından şikayet etme. More Sentences
9	Öbek Fiiller	(bir şeyden bir şey) elde etmek	reap (something) from (something) f.
What are some of the biggest benefits that you can reap from these themes? Bu temalardan elde edebileceğiniz en büyük faydalar nelerdir? More Sentences
10	Öbek Fiiller	(bir şeyden) istifa etmek	resign from (something) f.
He served as an officer and mapmaker in the Black Hawk War before resigning from the army in 1833. 1833'te ordudan istifa etmeden önce Kara Şahin Savaşı'nda subay ve harita yapımcısı olarak görev yaptı. More Sentences
Genel
11	Genel	bir şeyi elde etmek için başka bir şeyden vazgeçme	trade-off i.
12	Genel	bir şeyi elde etmek için başka bir şeyden vazgeçme	tradeoff i.
13	Genel	bir şeyden dolayı birini takdir etmek	give someone credit for f.
14	Genel	birini bir şeyden mahrum etmek	strip someone of f.
15	Genel	birini bir şeyden haberdar etmek	inform somebody of something f.
16	Genel	bir şeyden şikayet etmek (hayal kırıklığına uğramış olduğundan)	bemoan f.
17	Genel	umulan bir şeyden mahrum etmek	cheat f.
18	Genel	(bir şeyden) en zevkli veya doyurucu deneyimi elde etmek	make f.
19	Genel	(bir şeyden) feragat etmek	forego f.
Öbek Fiiller
20	Öbek Fiiller	birinin bir şeyden (at/araba vb) inmesine yardım etmek	help someone off of something f.
21	Öbek Fiiller	bir şeyden istifade etmek	benefit by something f.
22	Öbek Fiiller	bir şeyden istifade etmek	benefit from something f.
23	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden) mahrum/yoksun etmek/bırakmak	rob someone of something f.
24	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi sıralamada başka birinden/bir şeyden) arkasında/gerisinde bitireceğini tahmin etmek	place someone or something behind someone or something f.
25	Öbek Fiiller	(bir şeyi başka bir şeyden/başka bir şeyin parçalarından) tekrar inşa etmek/şekillendirmek	reconstruct (something) from (something else) f.
26	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden) ekarte etmek	eliminate (someone or something) from (something) f.
27	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi bir şeyden ekarte etmek	eliminate someone or something from something f.
28	Öbek Fiiller	bir şeyi başka bir şeyden yeniden kurmak/inşa etmek	reconstruct something from something f.
29	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden bir şey) istemek/talep etmek	expect (something) from (someone or something) f.
30	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden bir şey) rica etmek	expect (something) from (someone or something) f.
31	Öbek Fiiller	bir şeyi birinden/bir şeyden telafi etmek	recoup something from someone or something f.
32	Öbek Fiiller	bir şeyi birinden/bir şeyden tazmin etmek	recoup something from someone or something f.
33	Öbek Fiiller	(bir şeyden dolayı) bayram etmek	exult over (something) f.
34	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden) önceden haberdar etmek	forewarn (someone) of (something) f.
35	Öbek Fiiller	(bir şeyden) fayda elde etmek	gain from (something) f.
36	Öbek Fiiller	birinden/bir şeyden hakkını geri kazanmak/elde etmek	regain something from someone or something f.
37	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden bir şey) istemek/talep etmek	require (something) from (someone or something) f.
38	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) tamamen tecrit etmek	seal (someone or something) off from (someone or something) f.
39	Öbek Fiiller	(birini bir şeyi birinden/bir şeyden) tamamen izole etmek	seal (someone or something) off from (someone or something) f.
40	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) resmi istekle bir şey talep etmek	requisition from (someone or something) f.
41	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) men etmek	seal (someone or something) off from (someone or something) f.
42	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden bir özelliği, eğilimi) yok etmek	stamp out (something) from (someone or something) f.
43	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) elde etmek	take from (someone or something) f.
44	Öbek Fiiller	(bir şeyi başka bir şeyden) kopya etmek	transcribe (something) from (something) f.
45	Öbek Fiiller	birini bir şeyden mahrum etmek	cheat somebody out of something f.
46	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırt etmek	differentiate (someone or something) from (someone or something) f.
47	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırt etmek	discern (someone or something) from (someone or something) f.
48	Öbek Fiiller	birinden/bir şeyden bir şey tespit etmek	discern something from someone or something f.
49	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden) azat etmek	discharge (someone or something) from (something) f.
50	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi bir şeyden diskalifiye etmek/men etmek	disqualify someone or something for something f.
51	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi bir şeyden diskalifiye etmek/men etmek	disqualify someone or something from something f.
52	Öbek Fiiller	bir konudan/şeyden söz etmek	get into it f.
53	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye yaptığı bir şeyden dolayı) sitem etmek	reproach (someone or something) for (doing) (something) f.
54	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye yaptığı bir şeyden dolayı) sitem etmek	reprove (someone or something) for (doing) (something) f.
55	Öbek Fiiller	birini bir şeyden dolayı/bir şey için onore etmek	honor someone for something f.
56	Öbek Fiiller	(birinden) bir şeyden daha az önemli kabul etmek	rank below (someone or something) f.
57	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden) mahrum etmek	rob (someone or something) of (something) f.
58	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden/bir yerden bir şeyi) elde etmek	score (something) off (someone, something, or some place) f.
59	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden) haberdar etmek	turn (one) on to (something) f.
60	Öbek Fiiller	(birine bir şeyden) daha çok yemesi için ısrar etmek	stuff into (something) f.
61	Öbek Fiiller	(bir şeyden) sökün etmek	pour out (of something) f.
62	Öbek Fiiller	birinden/bir şeyden bir şey rica etmek	ask something of someone or something f.
63	Öbek Fiiller	birinden/bir şeyden bir şey talep etmek	ask something of someone or something f.
64	Öbek Fiiller	(bir şeyden/yerden) firar etmek	smash out of (something or some place) f.
65	Öbek Fiiller	bir şeyden firar etmek	smash out of something f.
66	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) zorla (bir şey) elde etmek	wrench (something) out of (someone or something) f.
67	Öbek Fiiller	(bir şeyden) şikayet etmek	sound off (about something) f.
68	Öbek Fiiller	(bir şeyden) söz etmek	hit upon someone or something f.
69	Öbek Fiiller	(bir şeyden) söz etmek	hit on someone or something f.
70	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden) haberdar etmek	run (something) by (one) f.
71	Öbek Fiiller	(bir şeyden/yerden) sökün etmek	swarm through (something or some place) f.
72	Öbek Fiiller	bir şeyden/şeye sökün etmek	swarm through something f.
73	Öbek Fiiller	(bir şeyden/yerden) tahliye etmek	lead out of (something or some place) f.
74	Öbek Fiiller	(birini/bir hayvanı) bir şeyden/yerden tahliye etmek	lead (someone or an animal) out of something f.
75	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden/yerden) kapı dışarı etmek	put (one) out of (something or some place) f.
76	Öbek Fiiller	(birini/bir hayvanı) bir şeyden/yerden kapı dışarı etmek	put (someone or an animal) out of something f.
77	Öbek Fiiller	(birini/bir hayvanı) bir şeyden/yerden kapı dışarı etmek	put (someone or an animal) out f.
78	Öbek Fiiller	(bir şeyden belli bir miktar) tasarruf etmek	save (an amount of) (money) on (something) f.
79	Öbek Fiiller	bir şeyden (belli bir miktar) tasarruf etmek	save (money) on something f.
80	Öbek Fiiller	bir şeyden imtina etmek	abstain from something f.
81	Öbek Fiiller	birine bir şeyden dolayı gıpta etmek/hayran olmak	admire someone for something f.
82	Öbek Fiiller	(birine bir şeyden) dolayı gıpta etmek/hayran olmak	admire (one) for (something) f.
83	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek	allow (someone or something) in (something or some place) f.
84	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek	allow (someone or something) into (something or some place) f.
85	Öbek Fiiller	birinden/bir şeyden söz etmek	allude to someone or something f.
86	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek	allow (someone or something) in (something or some place) f.
87	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek	allow (someone or something) into (something or some place) f.
88	Öbek Fiiller	birinden/bir şeyden söz etmek	allude to someone or something f.
89	Öbek Fiiller	birini bir şeyden haberdar etmek	apprise someone of something f.
90	Öbek Fiiller	birinden/bir şeyden tespit etmek	ascertain something from someone or something f.
91	Öbek Fiiller	birinden/bir şeyden tespit etmek	ascertain something from someone or something f.
92	Öbek Fiiller	bir şeyden imtina etmek	balk at something f.
93	Öbek Fiiller	(bir şeyden/yerden) aforoz etmek	banish from (something or some place) f.
94	Öbek Fiiller	(bir şeyden/yerden) tahliye etmek/sürmek	banish from (something or some place) f.
95	Öbek Fiiller	(bir şeyden/yerden) aforoz etmek	bar from (something or some place) f.
96	Öbek Fiiller	(bir şeyden) elde etmek	base off (of) (something else) f.
97	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) şikayet etmek	beef about (someone or something) f.
98	Öbek Fiiller	birinden/bir şeyden şikayet etmek	beef about someone/something f.
99	Öbek Fiiller	(bir şeyden) affını istemek/rica etmek	beg off (on something) f.
100	Öbek Fiiller	(bir şeyden) iznini istemek/rica etmek	beg off (on something) f.
101	Öbek Fiiller	birinin bir şeyden kurtulmasına yardım etmek	bring someone through something f.
102	Öbek Fiiller	(birinin bir şeyden) kurtulmasına yardım etmek/destek olmak	bring (one) through (something) f.
103	Öbek Fiiller	birini/bir grubu bir şeyden haberdar etmek	bring something before someone or something f.
104	Öbek Fiiller	birini bir şeyden feragat etmeye ikna etmek	cajole someone out of something f.
105	Öbek Fiiller	birini bir şeyden feragat etmeye ikna etmek	cajole (one) out of (something) f.
106	Öbek Fiiller	(bir şeyden) istifade etmek	call upon (something) f.
107	Öbek Fiiller	(bir şeyden) istifade etmek	capitalize on (something) f.
108	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) şikayet etmek	carp at someone or something f.
109	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) şikayet etmek	carp about (someone or something) f.
110	Öbek Fiiller	(birini/bir hayvanı) bir şeyden çıkmaya ikna etmek	coax (someone or an animal) out of something f.
111	Öbek Fiiller	(birini/bir hayvanı bir şeyden) çıkmaya ikna etmek	coax (someone or something) out of (something) f.
112	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) bir şeyi not almak/etmek	copy something down (from someone or something) f.
113	Öbek Fiiller	(bir şeyi bir şeyden) kopya etmek	copy (something) out of (something) f.
114	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden) dolayı suçlamak/ihbar etmek	denounce (one) for (something) f.
115	Öbek Fiiller	birini birinden/bir şeyden mahrum etmek	deny someone or something to someone f.
116	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden) mahrum etmek	deny (something) to (someone or something) f.
117	Öbek Fiiller	(bir şeyden) feragat etmek	depart with (something) f.
118	Öbek Fiiller	birini bir şeyden mahrum etmek	deprive someone of something f.
119	Öbek Fiiller	birini bir şeyden etmek	deprive someone of something f.
120	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden) mahrum etmek	deprive (one) of (something) f.
121	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden) etmek	deprive (one) of (something) f.
122	Öbek Fiiller	(bir şeyden) dolayı (birinden) nefret etmek	despise (one) for (something) f.
123	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi başka birinden/bir şeyden) ayırt etmek	differentiate (someone or something) from (someone or something else) f.
124	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi (başka) bir şeyden ayırt etmek	discern someone or something from something (else) f.
125	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırt etmek	discern between (someone or something) and (someone or something) f.
126	Öbek Fiiller	birinden/bir şeyden feragat etmek	dispense with someone or something f.
127	Öbek Fiiller	birini bir şeyden etmek	dispossess someone of something f.
128	Öbek Fiiller	bir şeyden etmek	dispossess of f.
129	Öbek Fiiller	(bir şeyi bir şeyden) tahliye etmek	drain (something) out of (something) f.
130	Öbek Fiiller	birinden/bir şeyden bir şeyi tahliye etmek	drain something from someone or something f.
131	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) tahliye etmek	drain from (someone or something) f.
132	Öbek Fiiller	bir şeyden bir şeyi tahliye etmek	drain something off something f.
133	Öbek Fiiller	(bir şeyden) tahliye etmek	eject from (something) f.
134	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden bir şeye) tahliye etmek	evacuate someone (from something) (to something) f.
135	Öbek Fiiller	(bir şeyi bir şeyden) yok etmek	expunge (something) from (something) f.
136	Öbek Fiiller	(bir şeyden dolayı) bayram etmek	exult at (something) f.
137	Öbek Fiiller	(bir şeyden dolayı) bayram etmek	exult in (something) f.
138	Öbek Fiiller	(bir şeyden) dışarı akın etmek	flood out of (something) f.
139	Öbek Fiiller	(bir şeyden/yerden) dışarı akın etmek	flow out of (something) f.
140	Öbek Fiiller	bir şeyden bir şey elde etmek	get something out of something f.
141	Öbek Fiiller	bir şeyden bir fayda elde etmek	get something out of something f.
142	Öbek Fiiller	(bir şeyden bir şey) elde etmek	get (something) out of (something) f.
143	Öbek Fiiller	(bir şeyden) beraat etmek	get off on (something) f.
144	Öbek Fiiller	(bir şeyden) suçsuzluğunu ispat etmek	get off on (something) f.
145	Öbek Fiiller	birinin bir şeyden/yerden geçmesine yardım etmek	get someone through something f.
146	Öbek Fiiller	(kendinden/bir şeyden) fedakarlık yapmak/etmek	give of (oneself or something) f.
147	Öbek Fiiller	(bir şeyden) terfi etmek	graduate from (something) f.
148	Öbek Fiiller	birine birinden/bir şeyden uzağa doğru eşlik etmek	guide someone away from someone or something f.
149	Öbek Fiiller	birine/bir şeye (bir şeyden) geçene kadar eşlik etmek/yol göstermek	guide someone or something across (something) f.
150	Öbek Fiiller	birine/bir şeye (bir şeyden) karşıya kadar eşlik etmek	guide someone or something across (something) f.
151	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) (bir şeyden) geçene kadar eşlik etmek/yol göstermek	guide (someone or something) across f.
152	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) (bir şeyden) karşıya kadar eşlik etmek	guide (someone or something) across f.
153	Öbek Fiiller	(birinin bir şeyden) inmesine yardım etmek	help (someone) off f.
154	Öbek Fiiller	(birinin bir şeyden) kalkmasına yardım etmek	help (someone) up (from something) f.
155	Öbek Fiiller	(birinin bir şeyden) ayağa kalkması için yardım etmek	help (someone) up (from something) f.
156	Öbek Fiiller	(birinin/bir hayvanın bir şeyden/yerden) çıkmasına yardım etmek	help someone (or an animal) out (of something) f.
157	Öbek Fiiller	(bir şeyden) bir şey alıp (bir yere) ithal etmek/getirmek	import something (from something) (into something) f.
158	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden) haberdar etmek	inform (one) about (something) f.
159	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden) haberdar etmek	inform (one) of (something) f.
160	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) izole etmek/yalıtmak	insulate (someone or something) from (someone or something) f.
161	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) tecrit etmek	isolate (someone or something) from (someone or something) f.
162	Öbek Fiiller	(bir şeyden) haberdar etmek	key into (something) f.
163	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırt etmek	know (someone or something) from (someone or something else) f.
164	Öbek Fiiller	(bir şeyden/bir şeyinden) tanımak/ayırt etmek	know by (something) f.
165	Öbek Fiiller	(bir şeyden) kepçeyle alıp dağıtmak/servis etmek	ladle out (of something) f.
166	Öbek Fiiller	(birini) hileyle (bir şeyden) etmek	maneuver (one) out of (something) f.
167	Öbek Fiiller	hileyle (bir şeyden) etmek	maneuver out of f.
168	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek	match (someone or something) (up) with (someone or something else) f.
169	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek	match (someone or something) against (someone or something else) f.
170	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek	match up (someone or something) with (someone or something else) f.
171	Öbek Fiiller	(bir şeyde birinden/bir şeyden) söz etmek	mention (someone or something) in (something) f.
172	Öbek Fiiller	(birine birinden/bir şeyden) söz etmek	mention (someone or something) to (one) f.
173	Öbek Fiiller	(birine) eliyle (birinden/bir şeyden) uzaklaşmasını işaret etmek	motion (one) away from (someone or something) f.
174	Öbek Fiiller	hileyle (birini bir şeyden) etmek	mulct (one) out of (something) f.
175	Öbek Fiiller	hileyle (birini bir şeyden) etmek	mulct out of f.
176	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) şikayet etmek	murmur against (someone or something) f.
177	Öbek Fiiller	(birini) zorla (bir şeyden/yerden) ekarte etmek	muscle (one) out (of something or some place) f.
178	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) tamamen silmek/yok etmek	obliterate (someone or something) from (something or some place) f.
179	Öbek Fiiller	(birine bir şeyden) dolayı işkence etmek	persecute (one) for (something) f.
180	Öbek Fiiller	(birine bir şeyden) dolayı eziyet etmek	persecute (one) for (something) f.
181	Öbek Fiiller	(bir şeye bir yerden/bir şeyden dışarı doğru) kılavuzluk/pilotluk/kaptanlık etmek	pilot (something) out (of something or some place) f.
182	Öbek Fiiller	(bir şeyden) kar etmek	profit by (something) f.
183	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) yararlanmak/istifade etmek	presume on (someone or something) f.
184	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) istifade etmek	prey upon (someone or something) f.
185	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) istifade etmek	prey on (someone or something) f.
186	Öbek Fiiller	(bir şeyden bir şey) çıkarıp vermek/hediye etmek	produce (something) from (something) f.
187	Öbek Fiiller	(bir şeyden) kar etmek	profit from (something) f.
188	Öbek Fiiller	(bir şeyi bir şeyden) tasfiye etmek	purge (something) from (something) f.
189	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) şikayet etmek/yakınmak	rant against (someone or something) f.
190	Öbek Fiiller	(bir şeyden) hayranlıkla söz etmek	rave about (something) f.
191	Öbek Fiiller	(bir şeyden) hayranlıkla söz etmek	rave over (something) f.
192	Öbek Fiiller	(bir şeyden/bir yerden) transfer etmek	recruit from (something or some place) f.
193	Öbek Fiiller	(bir şeyden) dolayı bayram etmek	rejoice at (something) f.
194	Öbek Fiiller	(bir şeyden) dolayı bayram etmek	rejoice over (something) f.
195	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden bir şey) rica etmek	request (something) from (someone or something) f.
196	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden bir şey) rica etmek	request (something) of (someone or something) f.
197	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden bir şey) talep etmek	request (something) from (someone or something) f.
198	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden bir şey) talep etmek	request (something) of (someone or something) f.
199	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) hayranlıkla söz etmek	rhapsodize over (someone or something) f.
200	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) yok etmek	root (someone or something) out of (something or some place) f.
201	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden/bir yerden) def etmek	roust (one) out of (something) f.
202	Öbek Fiiller	(bir şeyden/bir yerden) hızla tahliye etmek	rush out of (something or some place) f.
203	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden başka biri/bir şey) için feragat etmek	sacrifice (someone or something) for (someone or something else) f.
204	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) şikayet etmek/yakınmak	say (something) against (someone or something) f.
205	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden başka biri/bir şey) için feragat etmek	sacrifice (someone or something) to (someone or something else) f.
206	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) bir şey elde etmek	score off (someone or something) f.
207	Öbek Fiiller	(bir şeyle/bir şeyden dolayı) feryat etmek	scream with (something) f.
208	Öbek Fiiller	(bir şeyden) sonra ne olacağını görmek/tahmin etmek/hayal etmek	see beyond (something) f.
209	Öbek Fiiller	(bir şeyden) imtina etmek	shy away (from something) f.
210	Öbek Fiiller	(bir şeyi bir şeyden) ayırt etmek/ayırmak	sift (something) from (something else) f.
211	Öbek Fiiller	(bir şeyi bir şeyden) ayırt etmek/ayırmak	sift (something) out of (something else) f.
212	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) şikayet etmek	squawk about (someone or something) f.
213	Öbek Fiiller	(bir şeyden) istifade etmek	tap into (something) f.
214	Öbek Fiiller	(bir şeyden) söz etmek	treat of (something) [obsolete] f.
215	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) tahliye etmek	turn (someone or something) out of (something or some place) f.
216	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) vazgeçmek/çark etmek	turn away from (someone or something) f.
217	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) dışarı eşlik etmek	usher (someone or something) from (something or some place) f.
218	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) içeri eşlik etmek	usher (someone or something) into (something or some place) f.
219	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) dışarı eşlik etmek	usher (someone or something) out of (something or some place) f.
220	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) şikayet etmek	whine about (someone or something) f.
221	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) şikayet etmek	whinge about (someone or something) [uk] f.
222	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) şüphe etmek/duymak	wonder about (someone or something) f.
Konuşma Dili
223	Konuşma Dili	(bir şeyden) şikayet etmek	beef f.
224	Konuşma Dili	(bir şeyden) illallah demek/etmek	be sick and tired of (something) f.
225	Konuşma Dili	(bir şeyden) illallah demek/etmek	be sick of (something) f.
226	Konuşma Dili	(bir şeyden) illallah demek/etmek	be tired of (something) f.
227	Konuşma Dili	(birini bir şeyden) etmek	do (someone) out of (something) f.
Deyim
228	Deyim	bir şeyden istifade etmek/yararlanmak	get some kind of mileage out of something f.
229	Deyim	bir şeyden kurtarmak/azad etmek	relieve you of something f.
230	Deyim	(bir şeyden birine) bahsetmek/söz etmek	breathe something (of something) (to someone) f.
231	Deyim	(bir şeyden) istifade etmek	get the advantage of (something) f.
232	Deyim	sürekli bir şeyden şikayet etmek	get on (one's) hobby-horse f.
233	Deyim	birinden/bir şeyden istifade etmek	get one over on somebody/something f.
234	Deyim	birinden/bir şeyden istifade etmek	put one over on somebody/something f.
235	Deyim	(birinden veya bir şeyden) durmadan yakınmak/şikayet etmek	harp away at (someone or something) f.
236	Deyim	sık sık/aralıksız olarak bir şeyden şikayet etmek	ride (one's) hobby-horse f.
237	Deyim	(birine bir şeyden) daha çok yemesi için ısrar etmek	stuff (someone) full of (something) f.
238	Deyim	sürekli (birinden/bir şeyden) söz etmek	keep harping on about (someone or something) f.
239	Deyim	(birini bir şeyden) ekarte etmek	knock (someone) out of (something) f.
240	Deyim	(birini bir şeyden) bertaraf etmek	knock (someone) out of (something) f.
241	Deyim	birinden/bir şeyden nefret etmek	be sick of the sight of somebody/something f.
242	Deyim	birinden/bir şeyden nefret etmek	hate the sight of somebody/something f.
243	Deyim	(bir şeyden) illallah demek/etmek	be sick to death of (someone or something) f.
244	Deyim	(bir şeyden) nefret etmek	be sick to death of (someone or something) f.
245	Deyim	(bir şeyden) illallah demek/etmek	be tired to death of (something) f.
246	Deyim	bir şeyden/bir şey yapmaktan illallah demek/etmek	be tired of something/doing something f.
247	Deyim	bir şeyden/bir şey yapmaktan illallah demek/etmek	get tired of something/doing something f.
248	Deyim	birini bir şeyden/birinden haberdar etmek	bring someone or something to someone's attention f.
249	Deyim	birini (bir şeyden) haberdar etmek	bring (something) to (one's) attention f.
250	Deyim	birini bir şeyden haberdar etmek	bring something to someone's attention f.
251	Deyim	(birinden/bir şeyden) nefret etmek	care nothing for (someone or something) f.
252	Deyim	(bir şeyden) istifade etmek	cash in on (something) f.
253	Deyim	(birinden/bir şeyden) daha iyi bir muameleyi/davranışı hak etmek	deserve better from (someone or something) f.
254	Deyim	(bir şeyden) en yüksek yararı sağlamak/elde etmek	get the most out of (something) f.
255	Deyim	birinden/bir şeyden istifade etmek	get/put one over on somebody/something f.
256	Deyim	sürekli (bir şeyden) söz etmek/bahsetmek	keep harping on (something) f.
257	Deyim	birini (bir şeyden/bir şey hakkında) haberdar etmek	keep somebody posted (on/of/about something) f.
258	Deyim	bir şeyden istifade etmek	make capital of of something f.
259	Deyim	bir şeyden istifade etmek	make capital out of something f.
260	Deyim	(birinden/bir şeyden) söz etmek	make mention of (someone or something) f.
261	Deyim	(bir şeyden) söz etmek	make noises about (something) f.
262	Deyim	üstünkörü (bir şeyden) bahsetmek/söz etmek	make noises about (something) f.
263	Deyim	(birinden/bir şeyden) istifade etmek	make use of (someone or something) f.
264	Deyim	(bir şeyden) sonuna kadar faydalanmak/istifade etmek	play (something) for all (something) is worth f.
265	Deyim	(birinden/bir şeyden) övgüyle söz etmek	sing (someone's or something's) praises f.
266	Deyim	(birinden/bir şeyden) övgüyle söz etmek	speak highly of (someone or something) f.
267	Deyim	(birinden/bir şeyden) istifade etmek	take advantage of (someone or something) f.
268	Deyim	(birinden/bir şeyden) ayırt etmek	tell the difference between (someone or something) f.
Argo
269	Argo	bir şeyden şikayet etmek	rag f.
270	Argo	(birinden/bir şeyden) şikayet etmek	bitch about (someone or something) f.
271	Argo	(birinden/bir şeyden) şikayet etmek	rag about (someone or something) f.
272	Argo	(birinden/bir şeyden) şikayet etmek/yakınmak	rank on (someone or something) f.