Geçmiş

(birini) kurtarmak

"(birini) kurtarmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Idioms
1	Deyim	(birini) kurtarmak	pull (someone's) bacon out of the fire f.
2	Deyim	(birini) kurtarmak	save (one's) hide f.
Slang
3	Argo	(birini) kurtarmak	save (one's) ass f.

"(birini) kurtarmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 140 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	birini kutsayarak şerden kurtarmak	sain f.
2	Genel	birini sıkıntılı bir durumdan kurtarmak	put someone out of one's misery f.
3	Genel	(birini bir takım görüşlerden vb.) kurtarmak	win someone away (from something) f.
4	Genel	birini zahmetten kurtarmak	save someone the trouble f.
5	Genel	birini saldırgandan kurtarmak	save someone from the attacker f.
6	Genel	birini boğulmaktan kurtarmak	save someone from drowning f.
7	Genel	birini bir yerden kurtarmak	rescue someone from somewhere f.
8	Genel	(birini) açlıktan kurtarmak	depauperize [us] f.
9	Genel	(birini) açlıktan kurtarmak	depauperise [uk] f.
10	Genel	(birini) kötü durum veya alışkanlıktan kurtarmak	cure f.
11	Genel	birini hatadan kurtarmak	disabuse f.
12	Genel	birini yanlış anlamadan kurtarmak	disabuse f.
Phrasals
13	Öbek Fiiller	(birini) zorlu bir süreçten kurtarmak	pull through f.
14	Öbek Fiiller	birini bir yerden kurtarmak	deliver someone from somewhere f.
15	Öbek Fiiller	birini bir sorundan/yükten kurtarmak	deliver someone of something f.
16	Öbek Fiiller	-den birini kurtarmak	cut free from f.
17	Öbek Fiiller	(birini bir yerden)kurtarmak	set someone free from something f.
18	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi/kendini birinden veya bir şeyden) kurtarmak	extricate (someone, something, or oneself) from (someone or something) f.
19	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi/kendini) zor durumdan kurtarmak	extricate (someone, something, or oneself) from (someone or something) f.
20	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi/kendini) sıkıştığı yerden çıkarmak/kurtarmak	extricate (someone, something, or oneself) from (someone or something) f.
21	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi belli bir zorunluluktan kurtarmak	free up f.
22	Öbek Fiiller	birini veya bir şeyi birinden veya bir şeyden kurtarmak	liberate someone or something from someone or something f.
23	Öbek Fiiller	birini içinde bulunduğu kötü bir durumdan kurtarmak/çekip çıkarmak	raise someone from something f.
24	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi geri kurtarmak	get someone or something back f.
25	Öbek Fiiller	(birini hapisten/hapsedildiği yerden) kurtarmak	spring (one) (from some place) f.
26	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi bir şeyden kurtarmak	denude someone or something of something f.
27	Öbek Fiiller	(birini) bir duygu durumundan çıkarmak/kurtarmak	snap (one) out of (something) f.
28	Öbek Fiiller	birini (bir şeyden) kurtarmak	wangle out of (something) f.
29	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi birinden/bir şeyden kurtarmak	rescue someone or something from someone or something f.
30	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden) kurtarmak	absolve (one) from (something) f.
31	Öbek Fiiller	birini bir şeyden kurtarmak	absolve (one) of (something) f.
32	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi beladan kurtarmak	bail someone or something out f.
33	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi zor durumdan kurtarmak	bail someone or something out f.
34	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi kurtarmak	bail someone or something out f.
35	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi bir şeyden/alışkanlıktan kurtarmak	break someone or something of something f.
36	Öbek Fiiller	birini bir şeyden/alışkanlıktan kurtarmak	break someone of something f.
37	Öbek Fiiller	(birini bir hastalıktan) kurtarmak	cure (someone) of (something) f.
38	Öbek Fiiller	(birini/kendini bir şeyden) kurtarmak	deliver (someone or oneself) of (something) f.
39	Öbek Fiiller	(birini birinden/bir şeyden) kurtarmak	deliver (someone) from (someone or something) f.
40	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi bir şeyden kazarak kurtarmak	dig someone or something out of something f.
41	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi bir şeyden kazarak kurtarmak	dig someone or something out f.
42	Öbek Fiiller	(birini/kendini bir şeyden) kurtarmak	disabuse (someone or oneself) of (something) f.
43	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) çözüp ayırmak/kurtarmak	disentangle (someone or something) from (someone or something) f.
44	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi birinden veya bir şeyden kurtarmak	extricate someone or something from someone or something f.
45	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi zor durumdan kurtarmak	extricate someone or something from someone or something f.
46	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi sıkıştığı yerden çıkarmak/kurtarmak	extricate someone or something from someone or something f.
47	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden) kurtarmak	fish (someone or something) out of (something) f.
48	Öbek Fiiller	(birini/kendini birinden/bir şeyden) kurtarmak	free (someone or oneself) from (someone or something) f.
49	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi birinden/bir şeyden kurtarmak	get someone or something out of someone or something f.
50	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi birinden/bir şeyden kurtarmak	get someone or something out f.
51	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden) kurtarmak	get (someone) out of (something) f.
52	Öbek Fiiller	(birini bir yerden) kurtarmak	get (someone) out of (somewhere) f.
53	Öbek Fiiller	birini cezadan kurtarmak	get someone off f.
54	Öbek Fiiller	birini bir sorumluluktan kurtarmak	get someone off f.
55	Öbek Fiiller	birini zor bir durumdan kurtarmak	get someone off f.
56	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden) kurtarmak	pull (one) through (something) f.
57	Öbek Fiiller	birini (bir şeyden/yükten) rahatlatmak/kurtarmak	relieve someone of f.
Colloquial
58	Konuşma Dili	birini hapisten çıkarmak/kurtarmak	spring someone f.
59	Konuşma Dili	birini depresyondan/mutsuzluktan kurtarmak	snap somebody out of it f.
60	Konuşma Dili	birini/bir şeyi (birinden/bir şeyden) kurtarmak	get someone or something free (from someone or something) f.
Idioms
61	Deyim	birini dertten/sıkıntıdan kurtarmak	get someone out of a jam f.
62	Deyim	birini (içinde olduğu) zor bir durumdan kurtarmak	get somebody off the hook f.
63	Deyim	birini bir yükten kurtarmak	deliver someone from something f.
64	Deyim	birini ölümün pençesinden kurtarmak	snatch someone out of the jaws of death f.
65	Deyim	birini (içinde olduğu) zor bir durumdan kurtarmak	let somebody off the hook f.
66	Deyim	birini beladan kurtarmak	get someone off the hook f.
67	Deyim	birini zor bir durumdan kurtarmak	let out f.
68	Deyim	birini bir yükten kurtarmak	deliver someone of something f.
69	Deyim	birini ölümün pençesinden kurtarmak	snatch someone from the jaws of death f.
70	Deyim	birini bir yükten kurtarmak	free someone from a burden f.
71	Deyim	birini bir sorundan/sıkıntıdan kurtarmak	get someone out of a jam f.
72	Deyim	(birini) yaklaşan bir tehlikeden kurtarmak	pull (someone's) bacon out of the fire f.
73	Deyim	(birini) yaklaşan bir beladan kurtarmak	pull (someone's) bacon out of the fire f.
74	Deyim	(birini) yaklaşan bir zorluktan kurtarmak	pull (someone's) bacon out of the fire f.
75	Deyim	(birini) içinden çıkılması güç bir durumdan kurtarmak	dig (someone) out of a hole f.
76	Deyim	birini borçtan kurtarmak	get out of hock f.
77	Deyim	(birini) başarısızlıktan kurtarmak	save (one's) hide f.
78	Deyim	(birini) tehlikeden kurtarmak	save (one's) hide f.
79	Deyim	(birini) felaketten kurtarmak	save (one's) hide f.
80	Deyim	(birini) kötü bir durumdan kurtarmak	save (one's) hide f.
81	Deyim	birini/kendini tehlikeden kurtarmak	save somebody’s (own) neck f.
82	Deyim	birini/kendini felaketten kurtarmak	save somebody’s (own) neck f.
83	Deyim	birini/kendini kötü bir durumdan kurtarmak	save somebody’s (own) neck f.
84	Deyim	birini/kendini kurtarmak	save somebody’s (own) neck f.
85	Deyim	birini/kendini tehlikeden kurtarmak	save somebody’s (own) skin f.
86	Deyim	birini/kendini felaketten kurtarmak	save somebody’s (own) skin f.
87	Deyim	birini/kendini kötü bir durumdan kurtarmak	save somebody’s (own) skin f.
88	Deyim	birini/kendini kurtarmak	save somebody’s (own) skin f.
89	Deyim	birini/kendini tehlikeden kurtarmak	save somebody’s (own) hide f.
90	Deyim	birini/kendini felaketten kurtarmak	save somebody’s (own) hide f.
91	Deyim	birini/kendini kötü bir durumdan kurtarmak	save somebody’s (own) hide f.
92	Deyim	birini/kendini kurtarmak	save somebody’s (own) hide f.
93	Deyim	birini zor durumdan kurtarmak	bail someone out of jail f.
94	Deyim	birini zor durumdan kurtarmak	bail someone out f.
95	Deyim	(birini birinden/bir şeyden) kurtarmak	take (someone or something) off (one's) hands f.
96	Deyim	(birini/bir şeyi birinden) alıp onu yükten kurtarmak	take (someone or something) off (one's) hands f.
97	Deyim	birini birinden/bir şeyden kurtarmak	take someone or something off someone'shands f.
98	Deyim	birini/bir şeyi birinden alıp onu yükten kurtarmak	take someone or something off someone'shands f.
99	Deyim	birini birinden/bir şeyden kurtarmak	take something/somebody off somebody’s hands f.
100	Deyim	birini/bir şeyi birinden alıp onu yükten kurtarmak	take something/somebody off somebody’s hands f.
101	Deyim	kendini/birini/bir şeyi birinden/bir şeyden kurtarmak	get free of someone or something f.
102	Deyim	kendini/birini/bir şeyi birinden/bir şeyden kurtarmak	get free from someone or something f.
103	Deyim	(birini) öldürerek acı çekmekten kurtarmak	put (someone) out of one's misery f.
104	Deyim	(birini) öldürerek acı çekmekten kurtarmak	put (one) out of (one's) misery f.
105	Deyim	(birini) ıslanmaktan kurtarmak	leave (one) high and dry f.
106	Deyim	(birini) suya girmekten/su altında kalmaktan kurtarmak	leave (one) high and dry f.
107	Deyim	(birini) selden/su baskınından kurtarmak	leave (one) high and dry f.
108	Deyim	(birini) kefaletle hapisten kurtarmak	bail (one) out of jail f.
109	Deyim	birini/bir şeyi bir şeyden kurtarmak	cut someone or something loose from something f.
110	Deyim	(birini/bir şeyi) kurtarmak	come to (someone's or something's) rescue f.
111	Deyim	(bir şeyi) kesip (birini/bir şeyi) kurtarmak	cut (someone or something) loose f.
112	Deyim	(birini) zor bir durumdan kurtarmak	dig (someone) out of a hole f.
113	Deyim	(birini) beladan kurtarmak	get (one) off the hook f.
114	Deyim	(birini) ceza almaktan kurtarmak	get (one) off the hook f.
115	Deyim	(birini içinde olduğu) zor bir durumdan kurtarmak	get (one) off the hook f.
116	Deyim	(birini) bir işten/sorumluluktan kurtarmak	get (one) off the hook f.
117	Deyim	(birini) bir beladan kurtarmak	get (someone) out of a fix f.
118	Deyim	(birini) zor bir durumdan kurtarmak	get (someone) out of a fix f.
119	Deyim	(birini) bir tehlikeden kurtarmak	get (someone) out of a fix f.
120	Deyim	(birini) zor bir durumdan kurtarmak	let (one) off the hook f.
121	Deyim	birini zor bir durumdan kurtarmak	let someone off the hook f.
122	Deyim	birini düştüğü beladan kurtarmak	let someone off the hook f.
123	Deyim	birini bir durumdan kurtarmak için bir şey yapmamak	let someone stew in their own juice f.
124	Deyim	birini bir durumdan kurtarmak için bir şey yapmamak	let someone stew f.
125	Deyim	(birini) zor bir durumdan kurtarmak	pull (one's) chestnuts out of the fire f.
126	Deyim	(birini/bir şeyi) zor bir durumdan/tehlikeden/beladan kurtarmak	pull (someone or something) out of the fire f.
127	Deyim	(birini/bir şeyi) yaklaşan bir beladan kurtarmak	pull (someone or something) out of the fire f.
128	Deyim	birini gülünç/komik duruma düşmekten kurtarmak	save someone's face f.
129	Deyim	(birini) küçük düşmekten kurtarmak	save someone's face f.
130	Deyim	(birini) rezil olmaktan kurtarmak	save someone's face f.
Law
131	Hukuk	(birini) fakirlikten kurtarmak	dispauperize f.
132	Hukuk	(birini) fakirlikten kurtarmak	dispauperise f.
Social Sciences
133	Sosyal Bilimler	beyni yıkanmış birini kurtarmak	deprogram [us] f.
134	Sosyal Bilimler	birini beyin yıkama etkilerinden kurtarmak	deprogram [us] f.
135	Sosyal Bilimler	beyni yıkanmış birini kurtarmak	deprogramme [uk] f.
136	Sosyal Bilimler	birini beyin yıkama etkilerinden kurtarmak	deprogramme [uk] f.
Slang
137	Argo	(birini) tehlikeden/kötü bir durumdan/felaketten kurtarmak	save (one's) ass f.
138	Argo	(birini) beladan kurtarmak	save (one's) ass f.
139	Argo	birini zor durumdan/felaketten/tehlikeden kurtarmak	save someone's ass f.
140	Argo	birini zor durumdan/felaketten/tehlikeden kurtarmak	save someone's butt f.