Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
a work
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"a work"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Music
1
Müzik
a work
i.
yapıt
"a work"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 263 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
the work of a machinist
i.
makinistlik
2
Genel
the work of a researcher
i.
araştırıcılık
3
Genel
the work of a mukhtar
i.
muhtarlık
4
Genel
the work of a detective
i.
hafiyelik
5
Genel
work of a tradesman
i.
esnaflık
6
Genel
work of a notary public
i.
noterlik
7
Genel
a month's work
i.
bir aylık bir iş
8
Genel
a proper work
i.
düzgün bir iş
9
Genel
falling action (in a work of literature)
i.
düğüm noktası ile çözüm arasındaki bölüm
10
Genel
receive a recompense for one's work
f.
emeğinin karşılığını almak
11
Genel
slog away at a work
f.
çok sıkıcı bir işte çalışmak
12
Genel
work as a laborer
f.
ırgatlık etmek
13
Genel
work a buttonhole
f.
iliğin kenarlarını dikmek
14
Genel
work oneself up into a rage
f.
öfkelenmek
15
Genel
receive a recompense for one's work
f.
emeklerinin karşılığını almak
16
Genel
work a miracle
f.
keramette bulunmak
17
Genel
work like a demon
f.
çok çalışmak
18
Genel
work like a beaver
f.
harıl harıl çalışmak
19
Genel
work a miracle
f.
bir mucize yaratmak
20
Genel
start work (in a workplace)
f.
işbaşı yapmak
21
Genel
cause a lot of work
f.
uğraştırmak
22
Genel
work up a sweat
f.
ter dökmek
23
Genel
work up a sweat
f.
terlemek
24
Genel
work up a sweat
f.
çok çalışmak
25
Genel
carry out a work or a study
f.
çalışma yürütmek
26
Genel
carry out a work or a study
f.
çalışmada bulunmak
27
Genel
carry on a work or a study
f.
çalışma yürütmek
28
Genel
do a work or a study
f.
çalışmada bulunmak
29
Genel
carry on a work
f.
çalışma sürdürmek
30
Genel
do a work or a study
f.
çalışma yürütmek
31
Genel
carry on a work or a study
f.
çalışmada bulunmak
32
Genel
start a work
f.
çalışma başlatmak
33
Genel
perform a work or a study
f.
çalışmada bulunmak
34
Genel
continue a work
f.
çalışma sürdürmek
35
Genel
perform a work or a study
f.
çalışma yürütmek
36
Genel
work towards a solution
f.
çözüm üretmek
37
Genel
work at a loss
f.
zararına çalışmak
38
Genel
issue a work order
f.
iş emri çıkarmak
39
Genel
work on a salary basis
f.
maaşlı çalışmak
40
Genel
work for a salary
f.
maaşla çalışmak
41
Genel
work on a salary basis
f.
maaşla çalışmak
42
Genel
work for a salary
f.
maaşlı çalışmak
43
Genel
work in a brothel
f.
genelevde çalışmak
44
Genel
work in a ship
f.
gemide çalışmak
45
Genel
work for a long time
f.
uzun süre çalışmak
46
Genel
work for a long time
f.
uzun zaman çalışmak
47
Genel
work in a coordinated manner
f.
koordinasyonlu bir biçimde çalışmak
48
Genel
work a miracle
f.
mucize gerçekleştirmek
49
Genel
work like a horse
f.
eşek gibi çalışmak
50
Genel
(for an artist) to produce a work of art
f.
icra-i sanat etmek
51
Genel
to work up a connection
f.
ilişki kurmak
52
Genel
do a hard day's work
f.
yoğun bir çalışma günü yaşamak
53
Genel
do a hard day's work
f.
(işte) çok yorulmak
54
Genel
do a hard day's work
f.
yorucu bir çalışma günü geçirmek
55
Genel
do a hard day's work
f.
(işte) çok çalışmak
56
Genel
work as a teacher
f.
öğretmen olarak çalışmak
57
Genel
do a hard day's work
f.
zor bir çalışma günü geçirmek
58
Genel
do a work
f.
iş görmek
59
Genel
perform a work
f.
iş görmek
60
Genel
work illegally on a tourist visa
f.
turist vizesiyle kaçak çalışmak
61
Genel
work in a clothing store
f.
konfeksiyonda çalışmak
62
Genel
work in a newspaper
f.
gazetede çalışmak
63
Genel
work in a magazine
f.
dergide çalışmak
64
Genel
do a lot of volunteer work
f.
pek çok gönüllü iş yapmak
65
Genel
work on a new album
f.
yeni bir albüm üzerinde çalışmak
66
Genel
spend a lot of time at work
f.
iş yerinde çok fazla zaman harcamak
67
Genel
work on a case
f.
bir dava üstünde çalışmak
68
Genel
work in a boutique
f.
bir butikte çalışmak
69
Genel
work as a lawyer
f.
avukatlık yapmak
70
Genel
work as a lawyer
f.
avukat olarak çalışmak
71
Genel
take a half day off from work
f.
işten yarım gün izin almak
72
Genel
work in a private hospital
f.
özel bir hastanede çalışmak
73
Genel
work in a private company
f.
özel bir şirkette çalışmak
74
Genel
work as a team
f.
takım olarak çalışmak
75
Genel
look for a new line of work
f.
farklı bir iş kolu aramak
76
Genel
work as a team
f.
bir takım gibi çalışmak
77
Genel
work as a team
f.
takım/ekip halinde çalışmak
78
Genel
work as a team
f.
bir ekip gibi çalışmak
79
Genel
work for a car rental company
f.
oto kiralamacıda çalışmak
80
Genel
have a short day at work
f.
erken paydos etmek
81
Genel
work a lot
f.
çok işine yaramak
82
Genel
work for a cause
f.
bir amaç için çalışmak
83
Genel
try to work a few things out
f.
birkaç şeyi halletmeye çalışmak
84
Genel
work on a model
f.
bir model üzerinde çalışmak
Proverb
85
Atasözü
all work and no play makes jack a dull boy
çok fazla çalışmak insanı sıkar
86
Atasözü
if you want a man to work well feed him first
aç ayı oynamaz
87
Atasözü
a woman's work is never done
bir kadının işi asla bitmez
88
Atasözü
all work and no play makes jack a dull boy
çalış çalış nereye kadar
89
Atasözü
all work and no play makes jack a dull boy
soluklanmayan at yol almaz
90
Atasözü
a little (hard) work never hurt anybody
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez
91
Atasözü
a little (hard) work never hurt anybody
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmaktan kimseye zarar gelmez
92
Atasözü
a little (hard) work never hurt anyone
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez
93
Atasözü
a little (hard) work never hurt anyone
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmaktan kimseye zarar gelmez
94
Atasözü
a little (hard) work never killed anybody
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez
95
Atasözü
a little (hard) work never killed anybody
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmaktan kimseye zarar gelmez
96
Atasözü
a little (hard) work never killed anyone
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez
97
Atasözü
a little (hard) work never killed anyone
biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmaktan kimseye zarar gelmez
98
Atasözü
all work and no play makes jack a dull boy
aşırı/sürekli çalışmak insanı sıkıcı biri yapar
99
Atasözü
all work and no play makes jack a dull boy
aşırı/sürekli çalışmak insanı sıkıcı biri yapar
Colloquial
100
Konuşma Dili
a nasty piece (or bit) of work
i.
sağlam ayakkabı olmayan kişi
101
Konuşma Dili
a piece of work [us]
i.
kayda değer biri
102
Konuşma Dili
a nasty piece (or bit) of work
i.
kaypak
103
Konuşma Dili
a piece of work [us]
i.
dikkate şayan biri
104
Konuşma Dili
a nasty piece (or bit) of work
i.
sevimsiz
105
Konuşma Dili
a piece of work [us]
i.
olağanüstü biri
106
Konuşma Dili
a nasty piece (or bit) of work
i.
güvenilmez
107
Konuşma Dili
a piece of work [us]
i.
inanılmaz biri
108
Konuşma Dili
a nasty piece (or bit) of work
i.
götü başı ayrı oynayan
109
Konuşma Dili
a piece of work [us]
i.
sıra dışı biri
110
Konuşma Dili
a bit of work
i.
çok az iş/çalışma/emek
111
Konuşma Dili
a glutton for work
i.
zor işleri seven kimse
112
Konuşma Dili
a glutton for work
i.
zoru seven kimse
113
Konuşma Dili
a glutton for work
i.
zor/sıkıcı işlere hevesli kimse
114
Konuşma Dili
a glutton for work
i.
zorluğu seven kimse
115
Konuşma Dili
a glutton for work
i.
eziyetli işler delisi
116
Konuşma Dili
a glutton for work
i.
eziyetli/zor işleri üstlenmeye hevesli kimse
117
Konuşma Dili
a glutton for work
i.
zor/eziyetli işlere bayılan kimse
118
Konuşma Dili
a glutton for work
i.
eziyete/zora doymayan kimse
119
Konuşma Dili
not do a stroke of work
f.
hiçbir iş yapmamak
120
Konuşma Dili
not do a stroke of work
f.
boş boş durmak
121
Konuşma Dili
not do a stroke of work
f.
kaytarmak
122
Konuşma Dili
try to work a few things out
f.
birkaç şeyi çözmeye çalışmak
123
Konuşma Dili
get oneself a construction work
f.
kendine bir inşaat işi bulmak
124
Konuşma Dili
all in a day's work
expr.
günlük/gündelik işin bir parçası
125
Konuşma Dili
all in a day's work
expr.
normal gidişatın bir parçası
126
Konuşma Dili
all in a day's work
expr.
rutinin bir parçası
127
Konuşma Dili
all in a day's work
expr.
her gün yapılan işlerin bir parçası
128
Konuşma Dili
all in a day's work
expr.
günlük/gündelik işin bir parçası
129
Konuşma Dili
all in a day's work
expr.
normal gidişatın bir parçası
130
Konuşma Dili
all in a day's work
expr.
rutinin bir parçası
131
Konuşma Dili
all in a day's work
expr.
her gün yapılan işlerin bir parçası
Idioms
132
Deyim
a cold piece of work
i.
çok zor biri
133
Deyim
a cold piece of work
i.
zor insan
134
Deyim
a lick of work
i.
zerre kadar iş
135
Deyim
a piece of work
i.
çok zor biri
136
Deyim
a piece of work
i.
aşağılık kimse
137
Deyim
a cold piece of work
i.
art niyetli kimse
138
Deyim
a cold piece of work
i.
anlaşması zor kişi
139
Deyim
a lick of work
i.
bir parça iş
140
Deyim
a piece of work
i.
art niyetli kişi
141
Deyim
a piece of work
i.
iğrenç kimse
142
Deyim
a cold piece of work
i.
sevimsiz tip
143
Deyim
a lick of work
i.
işin bir ucundan tutma
144
Deyim
a piece of work
i.
sevimsiz tip
145
Deyim
a cold piece of work
i.
antipatik tip
146
Deyim
a lick of work
i.
ufacık bir iş
147
Deyim
a piece of work
i.
antipatik kişi
148
Deyim
a cold piece of work
i.
münasebetsiz tip
149
Deyim
a piece of work
i.
ciğeri beş para etmez
150
Deyim
a cold piece of work
i.
ciğeri beş para etmez
151
Deyim
a cold piece of work
i.
anlaşması zor insan
152
Deyim
a cold piece of work
i.
münasebetsiz kimse
153
Deyim
a cold piece of work
i.
çok zor biri
154
Deyim
a cold piece of work
i.
sevimsizini teki
155
Deyim
a cold piece of work
i.
sevimsiz tip
156
Deyim
a nasty piece of work
i.
beş para etmez
157
Deyim
a nasty piece of work
i.
ciğeri beş para etmez
158
Deyim
a nasty piece of work
i.
namussuz
159
Deyim
a job of work [uk]
i.
iş
160
Deyim
a job of work [uk]
i.
yapılması gerekenler
161
Deyim
a job of work [uk]
i.
çalışma
162
Deyim
a job of work [old-fashioned] [uk]
i.
bitirilmesi gereken iş
163
Deyim
a job of work [old-fashioned] [uk]
i.
yapılacak iş
164
Deyim
a job of work [old-fashioned] [uk]
i.
görev
165
Deyim
a job of work [old-fashioned] [uk]
i.
yerine getirilmesi/tamamlanması gereken görev
166
Deyim
a nasty piece of work
i.
zor kimse/şey
167
Deyim
a nasty piece of work
i.
ters biri
168
Deyim
a nasty piece of work
i.
geçimsiz biri
169
Deyim
a nasty piece of work
i.
huysuz kimse
170
Deyim
a nasty piece of work
i.
sert biri
171
Deyim
a nasty piece of work
i.
kötü biri/şey
172
Deyim
a nasty piece of work
i.
yaman biri/şey
173
Deyim
a nasty piece of work
i.
fena biri/şey
174
Deyim
a nasty piece of work
i.
terbiyesiz kimse
175
Deyim
a nasty piece of work
i.
tehlikeli biri
176
Deyim
a nasty piece of work
i.
sağlam pabuç olmayan kimse
177
Deyim
a piece of work [us]
i.
çok şaşırtıcı kimse
178
Deyim
a piece of work [us]
i.
şaşılası kimse
179
Deyim
a piece of work [us]
i.
acayip tip
180
Deyim
a piece of work [us]
i.
tuhaf tip
181
Deyim
a piece of work [us]
i.
sıra dışı tip
182
Deyim
a piece of work [us]
i.
etkileyici kimse
183
Deyim
work like a beaver
f.
arı gibi çalışmak
184
Deyim
work oneself up into a sweat
f.
çok çalışmak
185
Deyim
work oneself up into a sweat
f.
çalışmaktan kan ter içinde kalmak
186
Deyim
work for a pittance
f.
çok düşük bir ücrete çalışmak
187
Deyim
work oneself up into a lather
f.
çalışmaktan kan ter içinde kalmak
188
Deyim
work like a charm
f.
çok işe yaramak
189
Deyim
work like a charm
f.
çok iyi işlemek/çalışmak
190
Deyim
work a treat
f.
çok etkili olmak
191
Deyim
work oneself up into a lather
f.
çok çalışmak
192
Deyim
work like a slave
f.
eşek gibi çalışmak
193
Deyim
work like a mule
f.
eşek gibi çalışmak
194
Deyim
work like a dog
f.
eşek gibi çalışmak
195
Deyim
be all in a day's work
f.
günlük işinin bir parçası olmak
196
Deyim
work like a horse
f.
eşek gibi çalışmak
197
Deyim
work oneself up into a lather
f.
heyecanlanmak veya sinirlenmek
198
Deyim
work like a beaver
f.
eşek gibi çalışmak
199
Deyim
work like a trojan
f.
eşek gibi çalışmak
200
Deyim
be all in a day's work
f.
her gün yaptığı şeyin bir parçası olmak
201
Deyim
work oneself up into a sweat
f.
heyecanlanmak veya sinirlenmek
202
Deyim
put in a hard day at work
f.
işinde çok çalışmak
203
Deyim
put in a hard day's work
f.
işinde çok çalışmak
204
Deyim
put in a hard day at work
f.
iş yerinde yoğun bir gün geçirmek
205
Deyim
work like a dog
f.
it gibi çalışmak
206
Deyim
put in a hard day's work
f.
iş yerinde yoğun bir gün geçirmek
207
Deyim
work like a slave
f.
köle gibi çalışmak
208
Deyim
work like a dog
f.
köle gibi çalışmak
209
Deyim
work up a head of steam
f.
kendinde bir şeyi yapacak enerjiyi bulmak/toplamak
210
Deyim
work like a beaver
f.
köle gibi çalışmak
211
Deyim
work like a horse
f.
köle gibi çalışmak
212
Deyim
work like a charm
f.
kusursuz işlemek
213
Deyim
work like a mule
f.
köle gibi çalışmak
214
Deyim
work like a trojan
f.
köle gibi çalışmak
215
Deyim
work like a beaver
f.
karınca gibi çalışmak
216
Deyim
work up a thirst
f.
susatmak
217
Deyim
work like a charm
f.
tıkır tıkır işlemek/çalışmak
218
Deyim
work for a pittance
f.
üç kuruşa çalışmak
219
Deyim
work a treat
f.
(çok) işe yaramak
220
Deyim
work up a head of steam
f.
(bir işi/görevi yapmak için) enerjisi/isteği/arzusu olmak
221
Deyim
work like a dream
f.
rüya gibi devam etmek/gitmek
222
Deyim
work like a dream
f.
rüya gibi sürmek/çalışmak
223
Deyim
work like a dream
f.
umduğundan daha iyi gitmek/çalışmak/performans göstermek
224
Deyim
work like a dream
f.
mükemmel çalışmak/işlemek
225
Deyim
work like a dream
f.
tamamen işe yaramak
226
Deyim
work like a dream
f.
inanılmaz derecede iyi çalışmak/işlemek/işe yaramak
227
Deyim
work like a dream
f.
umduğundan daha iyi çalışmak/işlemek/işe yaramak
228
Deyim
be a nasty piece of work
f.
zor biri/bir şey olmak
229
Deyim
be a nasty piece of work
f.
ters biri/bir şey olmak
230
Deyim
be a nasty piece of work
f.
geçimsiz olmak
231
Deyim
be a nasty piece of work
f.
huysuzluk etmek
232
Deyim
build up/work up a head of steam
f.
kendinde bir şeyi yapacak enerjiyi toplamak, yaratmak, bulmak
233
Deyim
build up/work up a head of steam
f.
(bir işi/görevi yapmak için) enerjisi/isteği/arzusu olmak
234
Deyim
to work a room
f.
kulis ve ikna turları yapmak
235
Deyim
work yourself into a lather [uk]
f.
eli ayağına dolaşmak
236
Deyim
work yourself into a lather [uk]
f.
panik yapmak
237
Deyim
work yourself into a lather [uk]
f.
paniğe kapılmak
238
Deyim
work yourself into a lather [uk]
f.
telaş yapmak
239
Deyim
work without a net
f.
güvencesiz iş yapmak
240
Deyim
work without a net
f.
riskli iş yapmak
241
Deyim
there's a whole lot more work to be done
expr.
daha yapılacak çok iş var
242
Deyim
there's a whole heap more work to be done
expr.
daha yapılacak çok iş var
243
Deyim
all in a day's work
expr.
gündelik işin bir bölümü
244
Deyim
a nasty piece of work
expr.
işe yaramaz
Speaking
245
Konuşma
come home from a hard day's work
f.
yorucu bir iş gününden sonra eve gelmek
246
Konuşma
I cannot work a miracle
expr.
bir mucize gerçekleştiremem
247
Konuşma
I can't work with a guy like that
expr.
ben böyle bir herifle çalışamam
248
Konuşma
I work at a post office
expr.
bir postanede çalışıyorum
249
Konuşma
I had a work accident
expr.
iş kazası geçirdim
250
Konuşma
she travels a lot for work
expr.
işi gereği sık seyahat eder
251
Konuşma
I took a day off from work
expr.
işten bir gün izin aldım
252
Konuşma
that will take a lot of work
expr.
o çok iş ister
253
Konuşma
does she work in a factory?
expr.
o bir fabrikada mı çalışıyor?
254
Konuşma
there's a whole lot more work to be done
expr.
daha yapılacak dünya kadar iş var
Trade/Economic
255
Ticaret/Ekonomi
penal clause in a labor/work contract
i.
iş sözleşmesinde cezai şart
256
Ticaret/Ekonomi
work a three-day week
f.
haftada üç gün çalışmak
257
Ticaret/Ekonomi
execute a work
f.
iş görmek
Marine
258
Denizcilik
work a passage
f.
yol açmak
259
Denizcilik
work a traverse
f.
yolu kısaltmak
Physics
260
Fizik
work on a spring
i.
yay üzerine yapılan iş
Slang
261
Argo
a nasty piece of work
i.
anasının gözü
262
Argo
a nasty piece of work
i.
beş para etmez biri
263
Argo
I've got a fuckload of work to do today
expr.
bugün dünya kadar işim var
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of a work
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy