|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
| General |
|
| 1 |
Genel |
bias against (someone or something) i.
|
(birine ya da bir şeye) karşı önyargı |
|
| 2 |
Genel |
bias someone against someone or something i.
|
birine ya da bir şeye karşı önyargı |
|
| 3 |
Genel |
biased against (someone or something) s.
|
birine ya da bir şeye karşı önyargılı |
|
| Phrasals |
|
| 4 |
Öbek Fiiller |
bump (up) against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) değmek |
|
| 5 |
Öbek Fiiller |
bump (up) against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) dokunmak |
|
| 6 |
Öbek Fiiller |
bump (up) against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) hafifçe çarpmak |
|
| 7 |
Öbek Fiiller |
bump (up) against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) yavaşça vurmak |
|
| 8 |
Öbek Fiiller |
bump (up) against someone or something f.
|
(birine/bir şeye) değmek |
|
| 9 |
Öbek Fiiller |
bump (up) against someone or something f.
|
(birine/bir şeye) dokunmak |
|
| 10 |
Öbek Fiiller |
bump (up) against someone or something f.
|
(birine/bir şeye) hafifçe çarpmak |
|
| 11 |
Öbek Fiiller |
bump (up) against someone or something f.
|
(birine/bir şeye) yavaşça vurmak |
|
| 12 |
Öbek Fiiller |
clamor against someone or something f.
|
bir şeye ya da birine karşı ses çıkarmak |
|
| 13 |
Öbek Fiiller |
clamor against someone or something f.
|
ses yükseltmek |
|
| 14 |
Öbek Fiiller |
clamor against someone or something f.
|
birini ya da bir şeyi protesto etmek |
|
| 15 |
Öbek Fiiller |
clamor against someone or something f.
|
birinin ya da bir şeyin aleyhinde eylem yapmak |
|
| 16 |
Öbek Fiiller |
clamor against someone or something f.
|
bağrışmak |
|
|
|
| 17 |
Öbek Fiiller |
clash against (someone or something) f.
|
(birine ya da bir şeye) karşı savaşmak |
|
| 18 |
Öbek Fiiller |
clash against (someone or something) f.
|
'-ile çarpışmak |
|
| 19 |
Öbek Fiiller |
clash against (someone or something) f.
|
'-ile savaşmak |
|
| 20 |
Öbek Fiiller |
clash against (someone or something) f.
|
'-ile mücadele etmek |
|
| 21 |
Öbek Fiiller |
clash against (someone or something) f.
|
'- karşı savaş vermek |
|
| 22 |
Öbek Fiiller |
combine (something) against (someone or something) f.
|
(birine veya bir şeye) karşı (bir şeyle) birlik oluşturmak |
|
| 23 |
Öbek Fiiller |
combine (something) against (someone or something) f.
|
bir şeye karşı bir araya gelmek |
|
| 24 |
Öbek Fiiller |
combine (something) against (someone or something) f.
|
'-e karşı güç birliği etmek |
|
| 25 |
Öbek Fiiller |
combine (something) against (someone or something) f.
|
'-e karşı el ele vermek |
|
| 26 |
Öbek Fiiller |
combine something against someone or something f.
|
birine veya bir şeye karşı bir şeyle birlik oluşturmak |
|
| 27 |
Öbek Fiiller |
combine something against someone or something f.
|
bir şeye karşı bir araya gelmek |
|
| 28 |
Öbek Fiiller |
combine something against someone or something f.
|
'-e karşı güç birliği oluşturmak |
|
| 29 |
Öbek Fiiller |
combine something against someone or something f.
|
'-e karşı el ele vermek |
|
| 30 |
Öbek Fiiller |
campaign against (someone or something) f.
|
(birine veya bir şeye) karşı kampanya yapmak |
|
| 31 |
Öbek Fiiller |
campaign against (someone or something) f.
|
(birine veya bir şeye) karşı kampanya düzenlemek |
|
| 32 |
Öbek Fiiller |
campaign against (someone or something) f.
|
(birine veya bir şeye) savaş açmak |
|
| 33 |
Öbek Fiiller |
campaign against (someone or something) f.
|
(biriyle veya bir şeyle) savaşmak |
|
| 34 |
Öbek Fiiller |
campaign against (someone or something) f.
|
(biriyle veya bir şeyle) mücadele etmek |
|
| 35 |
Öbek Fiiller |
campaign against (someone or something) f.
|
(bir şey) uğrunda mücadele etmek |
|
| 36 |
Öbek Fiiller |
campaign against (someone or something) f.
|
(bir şeyin) kavgasını vermek |
|
|
|
| 37 |
Öbek Fiiller |
campaign against (someone or something) f.
|
(birine, bir şeye) karşı seçim kampanyası yapmak |
|
| 38 |
Öbek Fiiller |
campaign against (someone or something) f.
|
(birine, bir şeye) karşı seçim kampanyası düzenlemek |
|
| 39 |
Öbek Fiiller |
campaign against (someone or something) f.
|
seçimde (birine, bir şeye) karşı yarışmak |
|
| 40 |
Öbek Fiiller |
and protest against (someone or something) f.
|
(biri veya bir şey hakkında) şikayette bulunmak |
|
| 41 |
Öbek Fiiller |
and protest against (someone or something) f.
|
(birine veya bir şeye) itiraz etmek |
|
| 42 |
Öbek Fiiller |
and protest against (someone or something) f.
|
(birine veya bir şeye) karşı çıkmak |
|
| 43 |
Öbek Fiiller |
and protest against (someone or something) f.
|
(birine veya bir şeye) isyan etmek |
|
| 44 |
Öbek Fiiller |
and protest against (someone or something) f.
|
(birini veya bir şeyi) protesto etmek |
|
| 45 |
Öbek Fiiller |
and protest against (someone or something) f.
|
(birine veya bir şeye karşı) protestoya katılmak |
|
| 46 |
Öbek Fiiller |
agitate against someone or something f.
|
(birine veya bir şeye karşı) propaganda yapmak |
|
| 47 |
Öbek Fiiller |
agitate against someone or something f.
|
(birine veya bir şeye karşı) kışkırtma yaratmak |
|
| 48 |
Öbek Fiiller |
agitate against someone or something f.
|
(birine veya bir şeye karşı) ayaklandırma yaratmak |
|
| 49 |
Öbek Fiiller |
agitate against someone or something f.
|
(birine veya bir şeye karşı) fesat çıkarmak |
|
| 50 |
Öbek Fiiller |
agitate against someone or something f.
|
kamuoyunu galeyana getirmek |
|
| 51 |
Öbek Fiiller |
poison someone against someone or something f.
|
(birine karşı) (birilerine) nifak tohumları ekmek |
|
| 52 |
Öbek Fiiller |
poison someone against someone or something f.
|
'e karşı zehirlemek |
|
| 53 |
Öbek Fiiller |
nuzzle up against someone or something f.
|
(özellikle bir hayvan için kullanılır) sırnaşarak burnunu vb sürtmek |
|
| 54 |
Öbek Fiiller |
crush (up) against (someone or something) f.
|
(birinin ya da bir şeyin) üstüne yıkılmak |
|
| 55 |
Öbek Fiiller |
crush (up) against (someone or something) f.
|
(birine ya da bir şeye) çok yüklenmek |
|
| 56 |
Öbek Fiiller |
crush (up) against someone or something f.
|
bir şeyi bir şey haline gelecek şekilde ezmek |
|
| 57 |
Öbek Fiiller |
crush (up) against someone or something f.
|
ufalamak |
|
| 58 |
Öbek Fiiller |
crush (up) against someone or something f.
|
toz haline getirmek |
|
| 59 |
Öbek Fiiller |
crush (up) against someone or something f.
|
parça parça etmek |
|
| 60 |
Öbek Fiiller |
crush (up) against someone or something f.
|
öğütmek |
|
| 61 |
Öbek Fiiller |
debit (something) against (someone or something) f.
|
belli bir hesaptan para harcamak |
|
| 62 |
Öbek Fiiller |
debit (something) against (someone or something) f.
|
birinin parasını harcamak |
|
| 63 |
Öbek Fiiller |
debit something against someone or something f.
|
belli bir hesaptan para harcamak |
|
| 64 |
Öbek Fiiller |
debit something against someone or something f.
|
birinin parasını harcamak |
|
| 65 |
Öbek Fiiller |
debit something against someone or something f.
|
belli bir hesaba ya da birinin hesabına yazdırmak |
|
| 66 |
Öbek Fiiller |
bang against (someone or something) f.
|
(bir şeyi bir yere veya kişiye) çarpmak |
|
| 67 |
Öbek Fiiller |
bang against (someone or something) f.
|
(bir şeyi bir yere veya kişiye) pat diye vurmak |
|
| 68 |
Öbek Fiiller |
have something against someone or something f.
|
birini/bir şeyi sevmemek için bir nedeni olmak |
|
| 69 |
Öbek Fiiller |
have something against someone or something f.
|
birine/bir şeye karşı hoş olmayan hisler beslemek |
|
| 70 |
Öbek Fiiller |
have something against someone or something f.
|
birinden/bir şeyden hoşlanmamak |
|
| 71 |
Öbek Fiiller |
have something against someone or something f.
|
birine/bir şeye karşı olmak |
|
| 72 |
Öbek Fiiller |
have something against someone or something f.
|
birine/bir şeye karşı bir şeyi/bir sorunu olmak |
|
| 73 |
Öbek Fiiller |
have something against someone or something f.
|
biriyle/bir şeyle ilgili bir sıkıntısı olmak |
|
| 74 |
Öbek Fiiller |
have something against someone or something f.
|
biriyle/bir şeyle bir alıp veremediği olmak |
|
| 75 |
Öbek Fiiller |
hold something against someone or something f.
|
bir şeyi bir şeye/yere tutmak |
|
| 76 |
Öbek Fiiller |
hold something against someone or something f.
|
bir şeyi bir şeye/yere basmak |
|
|
|
| 77 |
Öbek Fiiller |
hold something against someone or something f.
|
bir şeyi bir şeye/yere bastırmak |
|
| 78 |
Öbek Fiiller |
hold something against someone or something f.
|
bir şeyi bir şeyin üstüne bastırmak/tutmak |
|
| 79 |
Öbek Fiiller |
hold something against someone or something f.
|
birine/bir şeye karşı kin tutmak |
|
| 80 |
Öbek Fiiller |
hold something against someone or something f.
|
birine/bir şeye karşı kızgınlığı devam etmek |
|
| 81 |
Öbek Fiiller |
hold something against someone or something f.
|
birine/bir şeye karşı siniri geçmemek |
|
| 82 |
Öbek Fiiller |
hold something against someone or something f.
|
biriyle/bir şeyle ilgili mutsuzluğu devam etmek |
|
| 83 |
Öbek Fiiller |
hold something against someone or something f.
|
birinin/bir şeyin yüzüne vurmak |
|
| 84 |
Öbek Fiiller |
hold something against someone or something f.
|
birinin/bir şeyin aleyhinde kullanmak |
|
| 85 |
Öbek Fiiller |
hold something against someone or something f.
|
birine/bir şeye karşı kullanmak |
|
| 86 |
Öbek Fiiller |
play against someone or something f.
|
birine/bir şeye karşı mücadele etmek |
|
| 87 |
Öbek Fiiller |
play against someone or something f.
|
birine/bir şeye karşı oynamak |
|
| 88 |
Öbek Fiiller |
play against someone or something f.
|
birine/bir şeye karşı rekabet etmek |
|
| 89 |
Öbek Fiiller |
press against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi birine veya bir şeye) bastırmak |
|
| 90 |
Öbek Fiiller |
press against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi birine veya bir şeye) sıkıştırmak |
|
| 91 |
Öbek Fiiller |
press something against someone or something f.
|
bir şeyi birine veya bir şeye bastırmak |
|
| 92 |
Öbek Fiiller |
press something against someone or something f.
|
bir şeyi birine veya bir şeye dayamak |
|
| 93 |
Öbek Fiiller |
press something against someone or something f.
|
bir şeyle birini veya bir şeyi zorlamak |
|
| 94 |
Öbek Fiiller |
press something against someone or something f.
|
bir şeyle birini veya bir şeyi ittirmek |
|
| 95 |
Öbek Fiiller |
press against someone or something f.
|
birine/bir şeye baskı yapmak |
|
| 96 |
Öbek Fiiller |
press against someone or something f.
|
birine/bir şeye yüklenmek |
|
| 97 |
Öbek Fiiller |
press against someone or something f.
|
birini/bir şeyi sıkıştırmak |
|
| 98 |
Öbek Fiiller |
press against someone or something f.
|
birini/bir şeyi ittirmek |
|
| 99 |
Öbek Fiiller |
press against someone or something f.
|
birine/bir şeye abanmak |
|
| 100 |
Öbek Fiiller |
set (someone, something, or oneself) up against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi/kendini birine veya bir şeye) dayamak |
|
| 101 |
Öbek Fiiller |
set (someone, something, or oneself) up against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye/kendine birini veya bir şeyi) rakip olarak ayarlamak |
|
| 102 |
Öbek Fiiller |
set (someone, something, or oneself) up against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi/kendini biriyle veya bir şeyle) karşılaştırmak |
|
| 103 |
Öbek Fiiller |
set (someone, something, or oneself) up against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi/kendini biriyle veya bir şeyle) karşı karşıya bırakmak |
|
| 104 |
Öbek Fiiller |
mount against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı güç kazanmak |
|
| 105 |
Öbek Fiiller |
mount against (someone or something) f.
|
(biri/bir şey) karşısında kapsamı genişlemek |
|
| 106 |
Öbek Fiiller |
mount against (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) aleyhinde güçlenmek |
|
| 107 |
Öbek Fiiller |
mount against (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) aleyhinde gelişmek |
|
| 108 |
Öbek Fiiller |
mount against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı atağa geçmek |
|
| 109 |
Öbek Fiiller |
mount against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı harekete geçmek |
|
| 110 |
Öbek Fiiller |
mount against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı bir hazırlık içinde olmak |
|
| 111 |
Öbek Fiiller |
mount against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı bir şey hazırlamak |
|
| 112 |
Öbek Fiiller |
mount against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı bir şey başlatmak |
|
| 113 |
Öbek Fiiller |
mount against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı bir şeyi etkin hale getirmek |
|
| 114 |
Öbek Fiiller |
slant against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı önyargılı olmak |
|
| 115 |
Öbek Fiiller |
slant against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı önyargı beslemek |
|
| 116 |
Öbek Fiiller |
slant against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşıt tutum sergilemek |
|
| 117 |
Öbek Fiiller |
slant against (someone or something) f.
|
bir şeyi (birine/bir şeye) karşıt tutum yaratacak şekilde yazmak/göstermek |
|
| 118 |
Öbek Fiiller |
slant against (someone or something) f.
|
bir şeyi (birine/bir şeye) karşı ön yargılı bir tutum yaratacak şekilde yazmak/göstermek |
|
| 119 |
Öbek Fiiller |
stack (something) against (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) karşısına (bir şeyi) engel olarak çıkarmak |
|
| 120 |
Öbek Fiiller |
stack (something) against (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) başarısına bir engel teşkil etmek |
|
| 121 |
Öbek Fiiller |
stack something against someone or something f.
|
bir yığını birine/bir şeye dayamak |
|
| 122 |
Öbek Fiiller |
stack something against someone or something f.
|
bir şeyi birine/bir şeye karşı yığmak |
|
| 123 |
Öbek Fiiller |
bash something against someone or something f.
|
bir şeyi bir şeye çarpmak |
|
| 124 |
Öbek Fiiller |
bash something against someone or something f.
|
bir şeyi bir şeye vurmak |
|
| 125 |
Öbek Fiiller |
bump (up) against (someone or something) f.
|
(birine ya da bir şeye) çarpmak |
|
| 126 |
Öbek Fiiller |
bump (up) against (someone or something) f.
|
(birine ya da bir şeye) toslamak |
|
| 127 |
Öbek Fiiller |
bump (up) against someone or something f.
|
birine ya da bir şeye çarpmak |
|
| 128 |
Öbek Fiiller |
bump (up) against someone or something f.
|
birine ya da bir şeye toslamak |
|
| 129 |
Öbek Fiiller |
clamor against someone or something f.
|
bir şeye karşı ses yükseltmek |
|
| 130 |
Öbek Fiiller |
clamor against someone or something f.
|
bir şeye karşı tepki göstermek |
|
| 131 |
Öbek Fiiller |
clash against (someone or something) f.
|
(birine ya da bir şeye) karşı mücadele vermek |
|
| 132 |
Öbek Fiiller |
clash against (someone or something) f.
|
(biri ya da bir şeyle) çarpışmak |
|
| 133 |
Öbek Fiiller |
combine (something) against (someone or something) f.
|
(birine ya da bir şeye) karşı (bir şeyi) bir araya getirmek |
|
| 134 |
Öbek Fiiller |
combine (something) against (someone or something) f.
|
(biri ya da bir şeyi) birleştirmek |
|
| 135 |
Öbek Fiiller |
combine (something) against (someone or something) f.
|
(biri ya da bir şeyi) toplamak |
|
| 136 |
Öbek Fiiller |
combine something against someone or something f.
|
birine ya da bir şeye karşı bir şeyi bir araya getirmek |
|
| 137 |
Öbek Fiiller |
combine something against someone or something f.
|
biri ya da bir şeyi birleştirmek |
|
| 138 |
Öbek Fiiller |
combine something against someone or something f.
|
biri ya da bir şeyi toplamak |
|
| 139 |
Öbek Fiiller |
crush (up) against (someone or something) f.
|
(birine ya da bir şeye) doğru yığılmak |
|
| 140 |
Öbek Fiiller |
crush (up) against (someone or something) f.
|
(birine ya da bir şeye) doğru yüklenmek |
|
| 141 |
Öbek Fiiller |
crush (up) against someone or something f.
|
birine ya da bir şeye doğru yığılmak |
|
| 142 |
Öbek Fiiller |
crush (up) against someone or something f.
|
birine ya da bir şeye doğru yüklenmek |
|
| 143 |
Öbek Fiiller |
dash someone or something against someone or something f.
|
(bir şeyi ya da birini bir şeye ya da birine) doğru fırlatmak |
|
| 144 |
Öbek Fiiller |
dash someone or something against someone or something f.
|
(bir şeyi ya da birini bir şeye ya da birine doğru) savurmak |
|
| 145 |
Öbek Fiiller |
debit (something) against (someone or something) f.
|
(birinin hesabından ya da belli bir hesaptan) harcamak |
|
| 146 |
Öbek Fiiller |
debit something against someone or something f.
|
birinin hesabından ya da belli bir hesaptan harcamak |
|
| 147 |
Öbek Fiiller |
direct (something) against (someone or something) f.
|
(bir şeyi birine ya da bir şeye) yönelmek |
|
| 148 |
Öbek Fiiller |
direct something against someone or something f.
|
bir şeyi birine ya da bir şeye yönelmek |
|
| 149 |
Öbek Fiiller |
find against someone or something f.
|
(jüri veya bir hâkimin) aleyhte bir karar açıklaması |
|
| 150 |
Öbek Fiiller |
level (something) against (someone or something) f.
|
(birine ya da bir şeye) eleştiri okları yöneltmek |
|
| 151 |
Öbek Fiiller |
level (something) against (someone or something) f.
|
(birini ya da bir şeyi bir şeyle) eleştirmek |
|
| 152 |
Öbek Fiiller |
level (something) against (someone or something) f.
|
(birine ya da bir şeye) sözlü olarak saldırmak |
|
| 153 |
Öbek Fiiller |
rub (up) against (someone or something) f.
|
(birine ya da bir şeye) sürtünmek |
|
| 154 |
Öbek Fiiller |
rub (up) against (someone or something) f.
|
(biri ya da bir şey) ile sürtüşmek |
|
| 155 |
Öbek Fiiller |
secure against (someone or something) f.
|
(birine ya da bir şeye) karşı korumak |
|
| 156 |
Öbek Fiiller |
secure against (someone or something) f.
|
(birinden ya da bir şeyden) korunmak |
|
| 157 |
Öbek Fiiller |
secure something against (someone, something, or an animal) f.
|
(birine, bir şeye ya da bir hayvana) karşı korumak |
|
| 158 |
Öbek Fiiller |
secure something against (someone, something, or an animal) f.
|
(birinden, bir şeyden ya da bir hayvandan) korunmak |
|
| 159 |
Öbek Fiiller |
snuggle (up) against someone or something f.
|
(birine) sokulmak |
|
| 160 |
Öbek Fiiller |
snuggle (up) against someone or something f.
|
(birine) doğru kıvrılıp yatmak |
|
| 161 |
Öbek Fiiller |
weight something against someone or something f.
|
bir şeyi birine/bir şeye karşı olacak şekilde yönlendirmek |
|
| 162 |
Öbek Fiiller |
weight something against someone or something f.
|
bir şeyi birinin/bir şeyin aleyhinde yönlendirmek |
|
| 163 |
Öbek Fiiller |
weight something against someone or something f.
|
bir şeyi birinin/bir şeyin aleyhinde olacak şekilde işlemek |
|
| 164 |
Öbek Fiiller |
weight something against someone or something f.
|
bir şeyi birinin/bir şeyin aleyhinde olacak şekilde yapmak |
|
| 165 |
Öbek Fiiller |
weight something against someone or something f.
|
bir şeyin birinin/bir şeyin aleyhinde olacak tarafına ağırlık vermek |
|
| 166 |
Öbek Fiiller |
weight something against someone or something f.
|
bir şeye birinin/bir şeyin aleyhinde olacak açısından bakmak |
|
| 167 |
Öbek Fiiller |
weight something against someone or something f.
|
bir şeyi birinin/bir şeyin aleyhinde değerlendirmek/tartmak |
|
| 168 |
Öbek Fiiller |
jar against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) çarpmak |
|
| 169 |
Öbek Fiiller |
jar against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) bindirmek |
|
| 170 |
Öbek Fiiller |
jar against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) vurmak |
|
| 171 |
Öbek Fiiller |
jar against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) toslamak |
|
| 172 |
Öbek Fiiller |
knock against (someone or something) f.
|
(biri/bir şey) hakkında geçerli bir eleştiri |
|
| 173 |
Öbek Fiiller |
knock against (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) bir kusuru/eksiği |
|
| 174 |
Öbek Fiiller |
knock against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) itmek |
|
| 175 |
Öbek Fiiller |
knock against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) sürtünmek |
|
| 176 |
Öbek Fiiller |
knock against (someone or something) f.
|
(bir şeyi birine/bir şeye) çarptırmak |
|
| 177 |
Öbek Fiiller |
knock against (someone or something) f.
|
(bir şeyi birine/bir şeye) vurmak/vurdurmak |
|
| 178 |
Öbek Fiiller |
knock against (someone or something) f.
|
(bir şeyi birine/bir şeye) bindirmek |
|
| 179 |
Öbek Fiiller |
knock against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) hızla çarpmak/çarptırmak |
|
| 180 |
Öbek Fiiller |
knock against (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyi birine/bir şeye) toslatmak |
|
| 181 |
Öbek Fiiller |
knock up against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) itmek |
|
| 182 |
Öbek Fiiller |
knock up against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) sürtünmek |
|
| 183 |
Öbek Fiiller |
knock up against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) çarpmak |
|
| 184 |
Öbek Fiiller |
knock up against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) toslamak |
|
| 185 |
Öbek Fiiller |
knock up against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) bindirmek |
|
| 186 |
Öbek Fiiller |
nuzzle up against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) sokulmak |
|
| 187 |
Öbek Fiiller |
nuzzle up against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) sarılmak |
|
| 188 |
Öbek Fiiller |
nuzzle up against (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) yanına kıvrılmak |
|
| 189 |
Öbek Fiiller |
nuzzle up against (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) yanına sokulmak |
|
| 190 |
Öbek Fiiller |
nuzzle up against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) sarılıp yatmak |
|
| 191 |
Öbek Fiiller |
nuzzle up against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) sırnaşmak |
|
| 192 |
Öbek Fiiller |
fare against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) nazaran iyi performans göstermek |
|
| 193 |
Öbek Fiiller |
fare against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) nazaran iyi çalışmak |
|
| 194 |
Öbek Fiiller |
fare against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) nazaran iyi işlemek |
|
| 195 |
Öbek Fiiller |
fare against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) nazaran iyi oynamak |
|
| 196 |
Öbek Fiiller |
launch something against someone or something f.
|
birine/bir şeye karşı bir şey başlatmak |
|
| 197 |
Öbek Fiiller |
lean back against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) yaslanmak |
|
| 198 |
Öbek Fiiller |
lean back against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) dayanmak |
|
| 199 |
Öbek Fiiller |
lean back against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) sırtını yaslamak/dayamak |
|
| 200 |
Öbek Fiiller |
lean back against (someone or something) f.
|
geriye yaslanmak/dayanmak |
|
| 201 |
Öbek Fiiller |
lean back against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) yaslamak |
|
| 202 |
Öbek Fiiller |
lean back against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) dayamak |
|
| 203 |
Öbek Fiiller |
lean back against (someone or something) f.
|
geriye yaslamak/dayamak |
|
| 204 |
Öbek Fiiller |
slap against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) tokatlamak |
|
| 205 |
Öbek Fiiller |
slap against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) vurup durmak |
|
| 206 |
Öbek Fiiller |
slap against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) şap şap vurmak |
|
| 207 |
Öbek Fiiller |
slap against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) tokatlayıp durmak |
|
| 208 |
Öbek Fiiller |
slap against (someone or something) f.
|
bir şeyi (birine/bir şeye) şaklatmak |
|
| 209 |
Öbek Fiiller |
slap against (someone or something) f.
|
bir şeyi (birine/bir şeye) şak diye vurmak |
|
| 210 |
Öbek Fiiller |
slap against (someone or something) f.
|
bir şeyi (birine/bir şeye) şap şap vurmak |
|
| 211 |
Öbek Fiiller |
slap against (someone or something) f.
|
bir şeyi (birine/bir şeye) vurup durmak |
|
| 212 |
Öbek Fiiller |
slap against (someone or something) f.
|
bir şeyi (birine/bir şeye) çarptırıp durmak |
|
| 213 |
Öbek Fiiller |
slap something against someone or something f.
|
bir şeyi birine/bir şeye şaklatmak |
|
| 214 |
Öbek Fiiller |
slap something against someone or something f.
|
bir şeyi birine/bir şeye şak diye vurmak |
|
| 215 |
Öbek Fiiller |
slap something against someone or something f.
|
bir şeyi birine/bir şeye şap şap vurmak |
|
| 216 |
Öbek Fiiller |
slap something against someone or something f.
|
bir şeyi birine/bir şeye vurup durmak |
|
| 217 |
Öbek Fiiller |
slap something against someone or something f.
|
bir şeyi birine/bir şeye çarptırıp durmak |
|
| 218 |
Öbek Fiiller |
slap against someone or something f.
|
birini/bir şeyi tokatlamak |
|
| 219 |
Öbek Fiiller |
slap against someone or something f.
|
birine/bir şeye vurup durmak |
|
| 220 |
Öbek Fiiller |
slap against someone or something f.
|
birine/bir şeye şap şap vurmak |
|
| 221 |
Öbek Fiiller |
slap against someone or something f.
|
birini/bir şeyi tokatlayıp durmak |
|
| 222 |
Öbek Fiiller |
squash up against someone or something f.
|
birini/bir şeyi ezmek |
|
| 223 |
Öbek Fiiller |
squash up against someone or something f.
|
birini/bir şeyi sıkıştırmak |
|
| 224 |
Öbek Fiiller |
squash up against someone or something f.
|
birini/bir şeyi ezip büzmek |
|
| 225 |
Öbek Fiiller |
squash up against someone or something f.
|
birine/bir şeye sıkıştırmak |
|
| 226 |
Öbek Fiiller |
squash up against someone or something f.
|
biriyle/bir şeyle ezmek |
|
| 227 |
Öbek Fiiller |
squash up against someone or something f.
|
biriyle/bir şeyle ezip büzmek |
|
| 228 |
Öbek Fiiller |
squeeze up against someone or something f.
|
birine/bir şeye doğru sıkışmak |
|
| 229 |
Öbek Fiiller |
squeeze up against someone or something f.
|
birine/bir şeye sokulmak |
|
| 230 |
Öbek Fiiller |
squeeze up against someone or something f.
|
birine/bir şeye dayamak |
|
| 231 |
Öbek Fiiller |
squeeze up against someone or something f.
|
birine/bir şeye doğru sıkıştırmak |
|
| 232 |
Öbek Fiiller |
thrust someone or something against someone or something f.
|
birini/bir şeyi birine/bir şeye çarptırmak |
|
| 233 |
Öbek Fiiller |
thrust someone or something against someone or something f.
|
birini/bir şeyi birine/bir şeye itmek |
|
| 234 |
Öbek Fiiller |
thud against someone or something f.
|
birine/bir şeye güm diye çarpmak |
|
| 235 |
Öbek Fiiller |
thud against someone or something f.
|
birine/bir şeye güm diye bindirmek |
|
| 236 |
Öbek Fiiller |
thud against someone or something f.
|
birine/bir şeye toslamak |
|
| 237 |
Öbek Fiiller |
thud against someone or something f.
|
birine/bir şeye küt diye çarpmak |
|
| 238 |
Öbek Fiiller |
thud against someone or something f.
|
birine/bir şeye pat diye çarpmak |
|
| 239 |
Öbek Fiiller |
transgress against someone or something f.
|
birine/bir şeye karşı bir suç işlemek |
|
| 240 |
Öbek Fiiller |
transgress against someone or something f.
|
birine/bir şeye karşı bir günah işlemek |
|
| 241 |
Öbek Fiiller |
transgress against someone or something f.
|
birine/bir şeye karşı bir kusur işlemek |
|
| 242 |
Öbek Fiiller |
transgress against someone or something f.
|
birine/bir şeye karşı saldırıda bulunmak |
|
| 243 |
Öbek Fiiller |
transgress against someone or something f.
|
birini/bir şeyi kırmak |
|
| 244 |
Öbek Fiiller |
transgress against someone or something f.
|
birinin/bir şeyin sınırını aşmak |
|
| 245 |
Öbek Fiiller |
transgress against someone or something f.
|
birini/bir şeyi çiğnemek (kural, emir) |
|
| 246 |
Öbek Fiiller |
transgress against someone or something f.
|
birine/bir şeye karşı gelmek |
|
| 247 |
Öbek Fiiller |
write something against someone or something f.
|
birine/bir şeye karşı bir şey yazmak |
|
| 248 |
Öbek Fiiller |
ally (oneself) (with someone) (against someone or something) f.
|
(kendini birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) birleştirmek |
|
| 249 |
Öbek Fiiller |
ally (oneself) (with someone) (against someone or something) f.
|
(birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) birleşmek |
|
| 250 |
Öbek Fiiller |
ally (oneself) (with someone) (against someone or something) f.
|
(birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) birlik olmak |
|
| 251 |
Öbek Fiiller |
ally (oneself) (with someone) (against someone or something) f.
|
(birine/bir şeye karşı birine/bir şeye) katılmak |
|
| 252 |
Öbek Fiiller |
ally (oneself) (with someone) (against someone or something) f.
|
(birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) müttefik olmak |
|
| 253 |
Öbek Fiiller |
ally (oneself) (with someone) (against someone or something) f.
|
(kendini birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) birleştirmek |
|
| 254 |
Öbek Fiiller |
ally (oneself) (with someone) (against someone or something) f.
|
(birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) birleşmek |
|
| 255 |
Öbek Fiiller |
ally (oneself) (with someone) (against someone or something) f.
|
(birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) birlik olmak |
|
| 256 |
Öbek Fiiller |
ally (oneself) (with someone) (against someone or something) f.
|
(birine/bir şeye karşı birine/bir şeye) katılmak |
|
| 257 |
Öbek Fiiller |
ally (oneself) (with someone) (against someone or something) f.
|
(birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) müttefik olmak |
|
| 258 |
Öbek Fiiller |
argue against someone or something f.
|
birinin/bir şeyin aleyhinde konuşmak |
|
| 259 |
Öbek Fiiller |
argue against someone or something f.
|
birine/bir şeye karşı olmak |
|
| 260 |
Öbek Fiiller |
argue against someone or something f.
|
birine/bir şeye muhalefet etmek |
|
| 261 |
Öbek Fiiller |
argue against someone or something f.
|
birine/bir şeye karşı savunma yapmak |
|
| 262 |
Öbek Fiiller |
argue against someone or something f.
|
birinin/bir şeyin yanlış olduğunu göstermek |
|
| 263 |
Öbek Fiiller |
argue against someone or something f.
|
birinin/bir şeyin tersini göstermek/savunmak |
|
| 264 |
Öbek Fiiller |
arm (someone against someone or something) (with something) f.
|
(birini biri/bir şey karşısında bir şeyle) teçhizatlandırmak |
|
| 265 |
Öbek Fiiller |
arm (someone against someone or something) (with something) f.
|
(birini biri/bir şey karşısında bir şeyle) silahlandırmak |
|
| 266 |
Öbek Fiiller |
arm (someone against someone or something) (with something) f.
|
(birini biri/bir şey karşısında bir şeyle) donatmak |
|
| 267 |
Öbek Fiiller |
avenge oneself (against someone or something) (for something) f.
|
(biriyle/bir şeyle bir şey için) ödeşmek |
|
| 268 |
Öbek Fiiller |
avenge oneself (against someone or something) (for something) f.
|
(biriyle/bir şeyle bir konuda) ödeşmek |
|
| 269 |
Öbek Fiiller |
avenge oneself (against someone or something) (for something) f.
|
(birinden/bir şeyden bir şey için) öç almak |
|
| 270 |
Öbek Fiiller |
avenge oneself (against someone or something) (for something) f.
|
(birinden/bir şeyden bir şey için) intikam almak |
|
| 271 |
Öbek Fiiller |
avenge oneself (against someone or something) (for something) f.
|
(birinden/bir şeyden bir şeyin) acısını çıkarmak |
|
| 272 |
Öbek Fiiller |
avenge (oneself) against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı misilleme yapmak |
|
| 273 |
Öbek Fiiller |
avenge (oneself) against (someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) intikamını almak |
|
| 274 |
Öbek Fiiller |
avenge (oneself) against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı aynı şekilde karşılık vermek |
|
| 275 |
Öbek Fiiller |
avenge (oneself) against (someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) ödeşmek |
|
| 276 |
Öbek Fiiller |
avenge (oneself) against (someone or something) for (something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) için misilleme yapmak |
|
| 277 |
Öbek Fiiller |
avenge (oneself) against (someone or something) for (something) f.
|
(birinden/bir şeyden bir şey) için intikamını almak |
|
| 278 |
Öbek Fiiller |
avenge (oneself) against (someone or something) for (something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) için aynı şekilde karşılık vermek |
|
| 279 |
Öbek Fiiller |
avenge (oneself) against (someone or something) for (something) f.
|
(biriyle/bir şeyle bir şey) için ödeşmek |
|
| 280 |
Öbek Fiiller |
band together (against someone or something) f.
|
(birine/bir şeye karşı) bir araya gelmek |
|
| 281 |
Öbek Fiiller |
band together (against someone or something) f.
|
(birine/bir şeye karşı) birleşmek |
|
| 282 |
Öbek Fiiller |
band together (against someone or something) f.
|
(birine/bir şeye karşı) tek yürek olmak |
|
| 283 |
Öbek Fiiller |
bang something against someone or something f.
|
bir şeyi birine/bir şeye çarpmak |
|
| 284 |
Öbek Fiiller |
bang something against someone or something f.
|
bir şeyi birine/bir şeye vurmak |
|
| 285 |
Öbek Fiiller |
bang something against someone or something f.
|
bir şeyi birine/bir şeye çarptırmak |
|
| 286 |
Öbek Fiiller |
bang something against someone or something f.
|
bir şeyi birine/bir şeye pat diye vurmak/indirmek |
|
| 287 |
Öbek Fiiller |
battle against someone or something f.
|
birine/bir şeye karşı savaş vermek/savaşmak |
|
| 288 |
Öbek Fiiller |
battle against someone or something f.
|
birini/bir şeyi yenmeye/alt etmeye çalışmak |
|
| 289 |
Öbek Fiiller |
battle against someone or something f.
|
birine/bir şeye karşı mücadele vermek/etmek |
|
| 290 |
Öbek Fiiller |
beat against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) vurup durmak |
|
| 291 |
Öbek Fiiller |
beat against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) çarpıp durmak |
|
| 292 |
Öbek Fiiller |
bring (someone or something) up against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) yanına taşımak |
|
| 293 |
Öbek Fiiller |
bring (someone or something) up against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) yanına atmak |
|
| 294 |
Öbek Fiiller |
bring (someone or something) up against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) yanına getirmek |
|
| 295 |
Öbek Fiiller |
bring (someone or something) up against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) karşı karşıya getirmek |
|
| 296 |
Öbek Fiiller |
bring (someone or something) up against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) yüz yüze getirmek |
|
| 297 |
Öbek Fiiller |
bring (someone or something) up against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle)yüzleştirmek |
|
| 298 |
Öbek Fiiller |
brush (up) against someone or something f.
|
birine/bir şeye sürtünmek |
|
| 299 |
Öbek Fiiller |
brush (up) against someone or something f.
|
birine/bir şeye sürünmek |
|
| 300 |
Öbek Fiiller |
brush (up) against someone or something f.
|
birine/bir şeye hafifçe dokunmak |
|
| 301 |
Öbek Fiiller |
brush against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) sürtünmek |
|
| 302 |
Öbek Fiiller |
brush against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) sürünmek |
|
| 303 |
Öbek Fiiller |
brush against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) hafifçe dokunmak |
|
| 304 |
Öbek Fiiller |
butt (up) against (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) dibinde/bitişiğinde durmak |
|
| 305 |
Öbek Fiiller |
butt (up) against (someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) kıç kıça durmak |
|
| 306 |
Öbek Fiiller |
butt (up) against (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) kıçına/dibine girmek |
|
| 307 |
Öbek Fiiller |
butt (up) against someone or something f.
|
birine/bir şeye dayanmak |
|
| 308 |
Öbek Fiiller |
butt (up) against someone or something f.
|
birine/bir şeye yüklenmek |
|
| 309 |
Öbek Fiiller |
butt (up) against someone or something f.
|
birini/bir şeyi ittirmek |
|
| 310 |
Öbek Fiiller |
butt (up) against someone or something f.
|
birine/bir şeye abanmak |
|
| 311 |
Öbek Fiiller |
caution (one) against (someone or something) f.
|
(birini birine/bir şeye) karşı uyarmak |
|
| 312 |
Öbek Fiiller |
caution (one) against (someone or something) f.
|
(birini biri/bir şey) hakkında uyarmak |
|
| 313 |
Öbek Fiiller |
come out against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) ayak diremek |
|
| 314 |
Öbek Fiiller |
come out against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı olduğunu ortaya koymak |
|
| 315 |
Öbek Fiiller |
come out against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı çıkmak |
|
| 316 |
Öbek Fiiller |
come out against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı tavır almak |
|
| 317 |
Öbek Fiiller |
compete against (someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) yarışmak |
|
| 318 |
Öbek Fiiller |
compete against (someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) rekabet etmek |
|
| 319 |
Öbek Fiiller |
compete against (someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) mücadele etmek |
|
| 320 |
Öbek Fiiller |
compete against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı yarışmak |
|
| 321 |
Öbek Fiiller |
contend against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı yarışmak |
|
| 322 |
Öbek Fiiller |
contend against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı çarpışmak |
|
| 323 |
Öbek Fiiller |
contend against (someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) rekabet etmek |
|
| 324 |
Öbek Fiiller |
contend against (someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) boy ölçüşmek |
|
| 325 |
Öbek Fiiller |
crusade against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı savaşım vermek |
|
| 326 |
Öbek Fiiller |
crusade against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) şiddetle karşı çıkmak |
|
| 327 |
Öbek Fiiller |
crusade against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı mücadele etmek |
|
| 328 |
Öbek Fiiller |
decide against (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) aleyhinde karar vermek |
|
| 329 |
Öbek Fiiller |
decide against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) seçmemek |
|
| 330 |
Öbek Fiiller |
defend (someone or something) against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) karşı korumak |
|
| 331 |
Öbek Fiiller |
defend (someone or something) against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) karşı müdafaa etmek |
|
| 332 |
Öbek Fiiller |
defend (someone or something) against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) karşı savunmak |
|
| 333 |
Öbek Fiiller |
defend (someone or something) against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi biri/bir şey) karşısında savunmak |
|
| 334 |
Öbek Fiiller |
defend (someone or something) against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi biri/bir şey) karşısında müdafaa etmek |
|
| 335 |
Öbek Fiiller |
demonstrate against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) protesto etmek |
|
| 336 |
Öbek Fiiller |
demonstrate against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı gösteri düzenlemek |
|
| 337 |
Öbek Fiiller |
discriminate against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı ayrım yapmak |
|
| 338 |
Öbek Fiiller |
discriminate against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı ayrımcılık yapmak |
|
| 339 |
Öbek Fiiller |
fight against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı savaşmak |
|
| 340 |
Öbek Fiiller |
fight against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı mücadele etmek |
|
| 341 |
Öbek Fiiller |
find against (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) aleyhinde karar vermek |
|
| 342 |
Öbek Fiiller |
find against (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) suçlu olduğunu açıklamak |
|
| 343 |
Öbek Fiiller |
find against (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) suçlu olduğuna karar vermek |
|
| 344 |
Öbek Fiiller |
find against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) suçlu bulmak |
|
| 345 |
Öbek Fiiller |
fulminate against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) patlamak |
|
| 346 |
Öbek Fiiller |
fulminate against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) verip veriştirmek |
|
| 347 |
Öbek Fiiller |
fulminate against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) ateş püskürmek |
|
| 348 |
Öbek Fiiller |
fulminate against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) gürlemek |
|
| 349 |
Öbek Fiiller |
fulminate against someone or something f.
|
birini/bir şeyi ihbar etmek |
|
| 350 |
Öbek Fiiller |
fulminate against someone or something f.
|
birini/bir şeyi şikayet etmek |
|
| 351 |
Öbek Fiiller |
gang up against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı birlik olmak |
|
| 352 |
Öbek Fiiller |
get up against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı durmak/dikilmek |
|
| 353 |
Öbek Fiiller |
get up against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) dayanmak |
|
| 354 |
Öbek Fiiller |
go against (someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) ters düşmek |
|
| 355 |
Öbek Fiiller |
go against (someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) zıtlaşmak |
|
| 356 |
Öbek Fiiller |
go against (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) aleyhinde olmak |
|
| 357 |
Öbek Fiiller |
go against (someone or something) f.
|
(biri/bir şey) için dezavantajlı/istenmeyen bir durum olmak |
|
| 358 |
Öbek Fiiller |
go against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) zıt olmak |
|
| 359 |
Öbek Fiiller |
go against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) uymamak |
|
| 360 |
Öbek Fiiller |
go against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) aykırı olmak |
|
| 361 |
Öbek Fiiller |
go against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı yarışmak |
|
| 362 |
Öbek Fiiller |
go against (someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) rekabet etmek |
|
| 363 |
Öbek Fiiller |
go up against (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) karşısına çıkmak |
|
| 364 |
Öbek Fiiller |
go up against (someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) karşılaşmak |
|
| 365 |
Öbek Fiiller |
go up against (someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) yüzleşmek |
|
| 366 |
Öbek Fiiller |
go up against (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) karşısına dikilmek |
|
| 367 |
Öbek Fiiller |
go up against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı koymak |
|
| 368 |
Öbek Fiiller |
go up against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı çıkmak |
|
| 369 |
Öbek Fiiller |
go up against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) zıt gitmek |
|
| 370 |
Öbek Fiiller |
graze against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) sürtmek |
|
| 371 |
Öbek Fiiller |
graze against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) sıyırıp geçmek |
|
| 372 |
Öbek Fiiller |
guard against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) engellemek/önlemek |
|
| 373 |
Öbek Fiiller |
guard against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı önlem almak |
|
| 374 |
Öbek Fiiller |
guard against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı koruma sağlamak |
|
| 375 |
Öbek Fiiller |
harbor something against someone or something f.
|
birine/bir şeye karşı bir his beslemek/duymak |
|
| 376 |
Öbek Fiiller |
hit against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) çarpmak |
|
| 377 |
Öbek Fiiller |
institute (something) against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) başlatmak |
|
| 378 |
Öbek Fiiller |
institute (something) against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) oluşturmak |
|
| 379 |
Öbek Fiiller |
institute (something) against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) getirmek |
|
| 380 |
Öbek Fiiller |
institute (something) against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) uygulamaya koymak |
|
| 381 |
Öbek Fiiller |
insulate (someone or something) against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) karşı korumak |
|
| 382 |
Öbek Fiiller |
insulate (someone or something) against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) karşı izole etmek/yalıtmak |
|
| 383 |
Öbek Fiiller |
inveigh against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) tenkit etmek |
|
| 384 |
Öbek Fiiller |
inveigh against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) azarlamak |
|
| 385 |
Öbek Fiiller |
inveigh against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) paylamak |
|
| 386 |
Öbek Fiiller |
inveigh against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) çıkışmak |
|
| 387 |
Öbek Fiiller |
kick against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) tekmeyle/tekme atarak uzaklaştırmak |
|
| 388 |
Öbek Fiiller |
kick against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) ayağıyla itmek |
|
| 389 |
Öbek Fiiller |
kick against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) tekmelemek |
|
| 390 |
Öbek Fiiller |
kick against (someone or something) f.
|
bir şeye karşı (birini/bir şeyi) tekmelemek |
|
| 391 |
Öbek Fiiller |
kick against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) ayağıyla vurarak/tekmeleyerek bir şeyden sektirmek |
|
| 392 |
Öbek Fiiller |
lash out against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) saldırmak |
|
| 393 |
Öbek Fiiller |
lash out against (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak/saldırmak |
|
| 394 |
Öbek Fiiller |
lash out against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) bir anda parlamak/patlamak |
|
| 395 |
Öbek Fiiller |
lash out against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) (ani ve sert) tepki göstermek/vermek |
|
| 396 |
Öbek Fiiller |
lash out against (someone or something) f.
|
(biri/bir şey) karşısında sert ve ani çıkış yapmak |
|
| 397 |
Öbek Fiiller |
lead (someone or something) against (someone or something else) f.
|
(birine/bir şeye) karşı (birine/bir şeye) liderlik etmek |
|
| 398 |
Öbek Fiiller |
lead (someone or something) against (someone or something else) f.
|
(biri/bir şey) karşısında (birinin/bir şeyin) lideri olmak |
|
| 399 |
Öbek Fiiller |
lobby against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı lobi yapmak |
|
| 400 |
Öbek Fiiller |
make (something) against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) yapmak |
|
| 401 |
Öbek Fiiller |
make (something) against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) geliştirmek |
|
| 402 |
Öbek Fiiller |
make (something) against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) sunmak |
|
| 403 |
Öbek Fiiller |
make (something) against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) düzenlemek |
|
| 404 |
Öbek Fiiller |
march against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı yürümek (protesto amacıyla) |
|
| 405 |
Öbek Fiiller |
march against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) protesto etmek |
|
| 406 |
Öbek Fiiller |
march against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı yürüyüş/gösteri yapmak |
|
| 407 |
Öbek Fiiller |
match (someone or something) against (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) eşleştirmek |
|
| 408 |
Öbek Fiiller |
match (someone or something) against (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak |
|
| 409 |
Öbek Fiiller |
match (someone or something) against (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) karşılaştırmak |
|
| 410 |
Öbek Fiiller |
match (someone or something) against (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi biriyle bir şeyle) rakip yapmak |
|
| 411 |
Öbek Fiiller |
match (someone or something) against (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) kıyaslamak |
|
| 412 |
Öbek Fiiller |
match (someone or something) against (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek |
|
| 413 |
Öbek Fiiller |
match (someone or something) against (someone or something else) f.
|
(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) uyuşup uyuşmadığını kontrol etmek |
|
| 414 |
Öbek Fiiller |
measure (someone or something) (up) against (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birbiriyle/bir şeyle) kıyaslamak |
|
| 415 |
Öbek Fiiller |
measure (someone or something) (up) against (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birbiriyle/bir şeyle) karşılaştırmak |
|
| 416 |
Öbek Fiiller |
measure (someone or something) (up) against (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birbiriyle/bir şeyle) mukayese etmek |
|
| 417 |
Öbek Fiiller |
measure (someone or something) (up) against (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birbiriyle/bir şeyle) boy ölçüştürmek |
|
| 418 |
Öbek Fiiller |
measure (someone or something) (up) against (someone or something else) f.
|
(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) boyunu ölçmek |
|
| 419 |
Öbek Fiiller |
measure (someone or something) (up) against (someone or something else) f.
|
(birinin/bir şeyin birine/bir şeye) karşı boyunu ölçmek/hesaplamak |
|
| 420 |
Öbek Fiiller |
measure (someone or something) (up) against (someone or something else) f.
|
(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) ölçüsünü karşılaştırmak |
|
| 421 |
Öbek Fiiller |
measure (someone or something) (up) against (someone or something else) f.
|
(birinin/bir şeyin) ölçüsünü (biriyle/bir şeyle) kıyaslamak |
|
| 422 |
Öbek Fiiller |
measure (someone or something) (up) against (someone or something else) f.
|
(birinin/bir şeyin) ölçülerini (başka birine/bir şeye) kıyasla hesaplamak |
|
| 423 |
Öbek Fiiller |
measure (someone or something) (up) against (someone or something else) f.
|
(birine/bir şeye göre birinin/bir şeyin) boyunu/ölçülerini hesaplamak |
|
| 424 |
Öbek Fiiller |
murmur against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) homurdanmak |
|
| 425 |
Öbek Fiiller |
murmur against (someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) ilgili homurdanmak |
|
| 426 |
Öbek Fiiller |
murmur against (someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) ilgili söylenmek |
|
| 427 |
Öbek Fiiller |
murmur against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) söylenmek |
|
| 428 |
Öbek Fiiller |
murmur against (someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) şikayet etmek |
|
| 429 |
Öbek Fiiller |
mutiny against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı ayaklanmak |
|
| 430 |
Öbek Fiiller |
mutiny against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı kazan kaldırmak |
|
| 431 |
Öbek Fiiller |
mutiny against (someone or something) f.
|
(biri/bir şey) karşısında başkaldırmak |
|
| 432 |
Öbek Fiiller |
mutiny against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı isyan etmek |
|
| 433 |
Öbek Fiiller |
mutiny against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı birlik olmak |
|
| 434 |
Öbek Fiiller |
nestle (up) against (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) yanına sokulmak/kıvrılmak |
|
| 435 |
Öbek Fiiller |
nestle (up) against (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) yanına kıvrılıp yatmak |
|
| 436 |
Öbek Fiiller |
operate against (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) aleyhine çalışmak |
|
| 437 |
Öbek Fiiller |
operate against (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) dezavantajına olmak |
|
| 438 |
Öbek Fiiller |
pin (someone or something) against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) iterek (birine/bir şeye) karşı sıkıştırmak |
|
| 439 |
Öbek Fiiller |
pin (someone or something) against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) bastırmak/yaslamak |
|
| 440 |
Öbek Fiiller |
pin (someone or something) against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) itip (birine/bir şeye) yapıştırmak |
|
| 441 |
Öbek Fiiller |
poison (one) against (someone or something) f.
|
(birini birine/bir şeye) karşı zehirlemek |
|
| 442 |
Öbek Fiiller |
poison (one) against (someone or something) f.
|
(birini birine/bir şeye) karşı doldurmak |
|
| 443 |
Öbek Fiiller |
poison (one) against (someone or something) f.
|
(birini birine/bir şeye) karşı kışkırtmak |
|
| 444 |
Öbek Fiiller |
prejudice (one) against (someone or something) f.
|
(birinin birine/bir şeye) karşı önyargılı olmasına neden olmak |
|
| 445 |
Öbek Fiiller |
prejudice (one) against (someone or something) f.
|
(birinde birine/bir şeye) karşı önyargı yaratmak/oluşturmak |
|
| 446 |
Öbek Fiiller |
prevail against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) yenmek |
|
| 447 |
Öbek Fiiller |
prevail against (someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) baskın çıkmak |
|
| 448 |
Öbek Fiiller |
proceed against (someone or something) f.
|
düşman ordusuna doğru ilerlemek |
|
| 449 |
Öbek Fiiller |
proceed against (someone or something) f.
|
düşman ordusunun üzerine yürümek |
|
| 450 |
Öbek Fiiller |
proceed against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) dava etmek |
|
| 451 |
Öbek Fiiller |
proceed against (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) aleyhine dava açmak |
|
| 452 |
Öbek Fiiller |
proceed against (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) aleyhinde dava açmak |
|
| 453 |
Öbek Fiiller |
proceed against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) mahkemeye vermek |
|
| 454 |
Öbek Fiiller |
protect against (someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) korumak |
|
| 455 |
Öbek Fiiller |
protect against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı korumak |
|
| 456 |
Öbek Fiiller |
rage against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) hiddetlenmek |
|
| 457 |
Öbek Fiiller |
rage against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) öfkelenmek |
|
| 458 |
Öbek Fiiller |
rage against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) eleştirmek |
|
| 459 |
Öbek Fiiller |
rage against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) esip gürlemek |
|
| 460 |
Öbek Fiiller |
rage against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı çıkmak |
|
| 461 |
Öbek Fiiller |
rage against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) protesto etmek |
|
| 462 |
Öbek Fiiller |
rail against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) hiddetlenmek |
|
| 463 |
Öbek Fiiller |
rail against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) öfkelenmek |
|
| 464 |
Öbek Fiiller |
rail against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) eleştirmek |
|
| 465 |
Öbek Fiiller |
rail against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) esip gürlemek |
|
| 466 |
Öbek Fiiller |
rail against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı çıkmak |
|
| 467 |
Öbek Fiiller |
rail against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) protesto etmek |
|
| 468 |
Öbek Fiiller |
rant against (someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) şikayet etmek/yakınmak |
|
| 469 |
Öbek Fiiller |
react against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) isyan etmek |
|
| 470 |
Öbek Fiiller |
react against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) tepkiyle karşılamak |
|
| 471 |
Öbek Fiiller |
react against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı tepki göstermek |
|
| 472 |
Öbek Fiiller |
rebel against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı ayaklanmak |
|
| 473 |
Öbek Fiiller |
rebel against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı başkaldırmak |
|
| 474 |
Öbek Fiiller |
rebel against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) isyan etmek |
|
| 475 |
Öbek Fiiller |
rebel against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı gelmek |
|
| 476 |
Öbek Fiiller |
rebel against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı direnmek |
|
| 477 |
Öbek Fiiller |
rebel against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı koymak |
|
| 478 |
Öbek Fiiller |
rebel against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) kafa tutmak |
|
| 479 |
Öbek Fiiller |
rest against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) dayanmak |
|
| 480 |
Öbek Fiiller |
rest against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) yaslanmak |
|
| 481 |
Öbek Fiiller |
rest against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) dayamak |
|
| 482 |
Öbek Fiiller |
rest against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) yaslamak |
|
| 483 |
Öbek Fiiller |
rise against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) kafa tutmak |
|
| 484 |
Öbek Fiiller |
rise against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) isyan etmek |
|
| 485 |
Öbek Fiiller |
rise against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) başkaldırmak |
|
| 486 |
Öbek Fiiller |
rise against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı çıkmak |
|
| 487 |
Öbek Fiiller |
rise against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı ayaklanmak |
|
| 488 |
Öbek Fiiller |
rise up against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı ayaklanmak |
|
| 489 |
Öbek Fiiller |
rise up against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) kafa tutmak |
|
| 490 |
Öbek Fiiller |
rise up against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) isyan etmek |
|
| 491 |
Öbek Fiiller |
rise up against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) başkaldırmak |
|
| 492 |
Öbek Fiiller |
rise up against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) karşı çıkmak |
|
| 493 |
Öbek Fiiller |
rule against (someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) aleyhine/aleyhinde karar vermek |
|
| 494 |
Öbek Fiiller |
run against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) rakip olmak |
|
| 495 |
Öbek Fiiller |
run against (someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) yarışmak |
|
| 496 |
Öbek Fiiller |
run against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) ters düşmek |
|
| 497 |
Öbek Fiiller |
run against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) aykırı düşmek |
|
| 498 |
Öbek Fiiller |
run against (someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) çatışmak |
|
| 499 |
Öbek Fiiller |
run against (someone or something) f.
|
(biriyle/bir şeyle) uyuşmamak |
|
| 500 |
Öbek Fiiller |
run against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) zıt düşmek |
|
