anlatmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

anlatmak



"anlatmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 55 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
anlatmak tell f.
anlatmak explain f.
General
anlatmak account for f.
anlatmak represent f.
anlatmak get across f.
anlatmak narrate f.
anlatmak show forth f.
anlatmak unload f.
anlatmak describe f.
anlatmak depict f.
anlatmak share f.
anlatmak render f.
anlatmak rede f.
anlatmak relate f.
anlatmak put something across f.
anlatmak recite f.
anlatmak report f.
anlatmak tell f.
anlatmak explicate f.
anlatmak recount f.
anlatmak illustrate f.
anlatmak commentate f.
anlatmak be enunciative of f.
anlatmak show f.
anlatmak express f.
anlatmak tell of f.
anlatmak give voice to f.
anlatmak illuminate f.
anlatmak voice f.
anlatmak set f.
anlatmak communicate f.
anlatmak put across f.
anlatmak rehearse f.
anlatmak elucidate f.
anlatmak set up f.
anlatmak re-count f.
anlatmak present f.
anlatmak mean [obsolete] f.
anlatmak ming f.
anlatmak delineate f.
anlatmak denote [obsolete] f.
anlatmak inform [obsolete] f.
anlatmak dilucidate [obsolete] f.
anlatmak pitch f.
anlatmak outspeak [dialect] f.
anlatmak run f.
Colloquial
anlatmak lay on f.
Idioms
anlatmak give one to understand f.
Trade/Economic
anlatmak report f.
anlatmak tell f.
anlatmak relate f.
anlatmak state f.
Archaic
anlatmak number f.
anlatmak depeinct f.
anlatmak discourse f.

"anlatmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
ders anlatmak lecture f.
General
hikayenin anlatmak istediği şey the point of the story i.
anlatmak istenilen şey point i.
hikayeler anlatmak tell tales i.
ana hatlarıyla anlatmak crayon f.
durumu anlatmak put in the picture f.
üstü kapalı anlatmak intimate f.
ayrıntılarıyla anlatmak flesh out f.
hakkında uzun uzadıya anlatmak descant on f.
hikaye anlatmak tell a story f.
kısaca anlatmak hit off f.
daha ayrıntılı bir şekilde anlatmak enlarge upon f.
bir şey anlatmak get through to f.
ders anlatmak give a lesson f.
durumu anlatmak put someone in the picture f.
tiyatrovari bir biçimde anlatmak dramatise f.
sözcüklerle anlatmak word f.
söz anlatmak persuade f.
bir şeyi birine anlatmak get something through someone's head f.
kendisinin niye öyle davrandığını anlatmak explain oneself f.
fıkra anlatmak tell jokes f.
yanlış anlatmak misrepresent f.
sözcük seçerek anlatmak phrase f.
ayrıntılarıyla anlatmak retail f.
tekrar anlatmak go over f.
tekrar anlatmak retell f.
heyecanla anlatmak rhapsodize f.
başka sözlerle anlatmak express in other terms f.
açıkça anlatmak speak clearly f.
meramını anlatmak explain oneself f.
hikaye anlatmak yarn f.
ayrıntılı anlatmak retail f.
meramını anlatmak make oneself understood f.
fıkra anlatmak tell a joke f.
açıkça anlatmak tell out f.
masal anlatmak tell a tale f.
hayranlığını abartılı bir şekilde anlatmak gush about f.
hakkındaki anılarını anlatmak reminisce about f.
laf anlatmak persuade f.
ders anlatmak give a lecture f.
ana hatlarını çizerek anlatmak outline of f.
derdini anlatmak make oneself understood f.
ilkeleri anlatmak keynote f.
sözle anlatmak verbalize f.
açıkça anlatmak explain clearly f.
yeniden anlatmak retell f.
ders anlatmak teach f.
yanlış bir şekilde anlatmak garble f.
başka biçimde anlatmak retell f.
kendisinin ne demek istediğini anlatmak explain oneself f.
maksadını anlatmak express oneself f.
ezbere anlatmak recite f.
ayrıntılı anlatmak detail f.
abartarak anlatmak overdraw f.
ders anlatmak (öğrenci) recite f.
aşk hikayesi anlatmak romance f.
başka sözcüklerle anlatmak paraphrase f.
anılarını anlatmak reminisce f.
ayrıntılarıyla anlatmak flesh f.
meramını anlatmak put oneself across f.
açık bir şekilde anlatmak clarify f.
tekrar anlatmak retail f.
etkili bir şekilde anlatmak put across f.
güzel bir dille anlatmak clothe f.
zoraki anlatmak cough up f.
fikrini açıkça anlatmak make one's point f.
ne demek istediğini yeterince anlatmak make one's point f.
meramını anlatmak express what one wants f.
meramını anlatmak express oneself f.
duygularını anlatmak tell someone (about) one's feelings f.
duygularını anlatmak relate someone (about) one's feelings f.
duyguları anlatmak express the feelings f.
birşeyi sıradan bir insanın anlayacağı şekilde anlatmak put something in layman’s terms f.
(maç vb) anlatmak commentate f.
ayrıntılı olarak anlatmak detail f.
ikna edici bir şekilde anlatmak drive the point home f.
-e gidip anlatmak confront with f.
-i tekrar anlatmak go over f.
dolayısıyla anlatmak imply f.
dönüp dolaşıp aynı şeyi anlatmak harp on f.
bir şeyi anlatmak commentate f.
birkaç sözcükle anlatmak compress f.
güldürücü öykü anlatmak crack a joke f.
askerlik anılarını anlatmak talk about military memoirs f.
askerlik anılarını anlatmak talk about one’s army days f.
son gelişmeleri anlatmak bring up to date f.
yanlış anlatmak mistell f.
uzun uzadıya anlatmak spin something out f.
herşeyi anlatmak tell everything f.
sorunlarını anlatmak tell one’s problems f.
birbirlerine başlarından geçenleri anlatmak swap stories f.
olanları herkese anlatmak tell everyone what happened f.
bütün detayları anlatmak tell every detail f.
tüm detayları anlatmak tell every detail f.
birbirlerine hikayeler anlatmak swap stories f.
hayat hikayesini anlatmak tell his life story f.
hayat hikayesini anlatmak tell her life story f.
masal/hikaye anlatmak fabulate f.
her şeyi anlatmak tell all f.
her şeyi anlatmak tell everything f.
ders anlatmak deliver/give a lecture f.
tiyatrovari bir biçimde anlatmak dramatize f.
sözle anlatmak verbalise f.
heyecanla anlatmak rhapsodise f.
hikayesini anlatmak tell the story of f.
kelime seçerek anlatmak phrase f.
cümle veya kelimelerle anlatmak phrase f.
kendini anlatmak express oneself f.
kendini anlatmak tell about oneself f.
kısaca anlatmak indicate f.
(bir konuyu) anlatmak/işlemek talk f.
yeniden anlatmak re-express f.
ayrıntılarıyla anlatmak rehearse f.
masal anlatmak tell f.
meramını anlatmak make one's self understood f.
derdini anlatmak make one's self understood f.
eski üslupla anlatmak archaise f.
eski üslupla anlatmak archaize f.
kısaca anlatmak encapsulate f.
ayrıntılı bir şekilde anlatmak enlarge f.
detaylıca anlatmak enlarge f.
fabl anlatmak fable f.
masal anlatmak blab f.
ezberden anlatmak word f.
örtmeceli anlatmak mince f.
çekinerek anlatmak hesitate f.
harita ile anlatmak depict f.
(yayın sırasında) olayı veya hareketleri izleyip aynı anda anlatmak describe f.
tıslayarak anlatmak hiss f.
gereksiz ayrıntılarla anlatmak overexplain f.
aşırı anlatmak overteach f.
derdini anlatmak complain f.
ayrıntılı şekilde anlatmak devise [obsolete] f.
detaylıca anlatmak circumstance [obsolete] f.
masal anlatmak clype f.
kıssa ile anlatmak parable f.
öykü üzerinden anlatmak parable f.
resmeder gibi anlatmak picture f.
dolaylı anlatmak innuendo f.
dolaylı anlatmak inuendo f.
abartarak anlatmak pitch f.
(bir diğerinden) daha fazla gece öyküsü anlatmak outnight f.
her şeyi anlatmak outtell f.
tamamen anlatmak outtell f.
(bir şeyi) olumlu şekilde anlatmak plump f.
(mesaj) getirip anlatmak bear f.
abarta abarta coşkuyla anlatmak spiel f.
duraklayarak anlatmak stammer (out) f.
Phrasals
genel çerçeveyi anlatmak chalk out f.
akıcı şekilde anlatmak reel off f.
(birine bir şeyi) anlatmak/söylemek/açıklamak/göstermek run by f.
tutkuyla anlatmak/yapmak carry away f.
tutkuyla anlatmak/yapmak carry away f.
kısa ve öz olarak durumu anlatmak brief (someone) about (someone or something) f.
kısa ve öz olarak durumu anlatmak brief someone about someone or something f.
birine bir şey anlatmak tell someone about something f.
birine bir şey aktarmak/anlatmak tell something to someone f.
birine bir şey aktarmak/anlatmak recount something to someone f.
hıçkırarak söylemek/anlatmak sob something out f.
kısaca anlatmak/açıklamak sketch in something f.
kısaca anlatmak/açıklamak sketch out something f.
olanı biteni anlatmak cue in f.
birine tatsız şeyler anlatmak drop (someone or something) on (someone or something) f.
birine tatsız şeyler anlatmak drop something on someone f.
birini veya bir şeyi uzun uzun anlatmak expatiate on someone or something f.
birini veya bir şeyi uzun uzadıya anlatmak expatiate on someone or something f.
birine kaçırdığı şeyleri anlatmak fill in f.
uzun uzun anlatmak jaw away f.
bir şeyi söylemek/anlatmak give with something f.
(bir şeyi) derinlemesine anlatmak go into (something) f.
(bir şeyi) uzun uzadıya anlatmak go into (something) f.
uzun uzun konuşmak/anlatmak go off f.
uzun uzadıya anlatmak go off f.
uzun uzun konuşmak/anlatmak go off f.
uzun uzadıya anlatmak go off f.
uzun uzun konuşmak/anlatmak go off on f.
uzun uzadıya anlatmak go off on f.
bir şeyi bağırarak anlatmak yell at (someone or something) f.
bağırarak anlatmak yell out f.
(bir şeyin ayrıntılarını) adım adım anlatmak talk through f.
(bir şeyde birini/bir şeyi) anlatmak/ifade etmek represent (someone or something) in (something) f.
birine bir şeyi anlatmak/açıklamak represent something to someone f.
detaylıca anlatmak lay out f.
açık bir şekilde anlatmak lay out f.
(birine) ayrıntılarıyla anlatmak retail to (someone) [dated] f.
(birine) ayrıntılı olarak anlatmak retail to (someone) [dated] f.
(bir şey) hakkında kabak tadı veren bir konuşma yapmak/hikaye anlatmak set off on (something) f.
(bir şey) hakkında uzun ve sıkıcı bir konuşma yapmak/hikaye anlatmak set off on (something) f.
(bir şey) hakkında uzun ve sıkıcı bir konuşma yapmak/hikaye anlatmak set off on (something) f.
birine ağlaya ağlaya anlatmak sob something to someone f.
(birine) sıkıntılarını anlatmak unload on (someone) f.
(birine) dertlerini anlatmak unload on (someone) f.
(birine bir şeyi) anlatmak run (something) by (one) f.
(birine) anlatmak account to (one) f.
(birine bir şeyi) anlatmak acquaint (one) with (something) f.
sırlarını anlatmak bare to f.
birine derdini anlatmak communicate with someone f.
birine meramını anlatmak communicate with someone f.
(birine) derdini anlatmak communicate with (one) f.
(birine) meramını anlatmak communicate with (one) f.
birine olanı biteni anlatmak cue someone in f.
(birini/kendini bir şeyle) anlatmak deliver (someone or oneself) of (something) f.
-e tatsız şeyler anlatmak drop on f.
-i uzun uzun anlatmak expatiate on f.
-i uzun uzadıya anlatmak expatiate on f.
birine birini/bir şeyi anlatmak explain someone or something to someone f.
(birine birini/bir şeyi) anlatmak explain (someone or something) to (one) f.
-e anlatmak explain to f.
meramını anlatmak get (oneself) across f.
bir şeyi anlatmak get something across f.
bir şeyi anlatmak put something across (to someone) f.
(bir şeyi birine) anlatmak/açıklamak get (something) across to (one) f.
-i söylemek/anlatmak give with f.
(bir konuda) uzun uzun konuşmak/anlatmak go off on (something) f.
(bir şeyi) uzun uzadıya anlatmak go off on (something) f.
-e anlatmak recount to f.
-e ayrıntılarını anlatmak recount to f.
(birine bir şeyi) anlatmak relate (something) to (one) f.
(biri/bir şey) hakkındaki anılarını anlatmak reminisce about (someone or something) f.
-de anlatmak/ifade etmek represent in f.
-e ayrıntılarıyla anlatmak retail to f.
-e ayrıntılı olarak anlatmak retail to f.
(birini/bir şeyi) heyecanla anlatmak rhapsodize over (someone or something) f.
(bir şeyin) sürecini/detaylarını anlatmak run through (something) f.
(biri/bir şey) hakkında (bir şeyi) anlatmak/ortaya koymak say (something) about (someone or something) f.
hakkında bir hikaye anlatmak sing of f.
(biri/bir şey) hakkında bir hikaye anlatmak sing of (someone or something) f.
hıçkırarak söylemek/anlatmak sob out f.
ayrıntılarıyla anlatmak spell off f.
uzun uzadıya konuşmak/anlatmak spout off f.
bağıra çağıra (birini/bir şeyi) anlatmak squawk about (someone or something) f.
(birine birini/bir şeyi) anlatmak tell (one) about (someone or something) f.
(birine bir şey) anlatmak tell (something) to (one) f.
-i anlatmak tell about f.
(bir şeyi) anlatmak tell of (something) f.
Phrases
daha iyi anlatmak gerekirse to be more precise expr.
daha iyi anlatmak gerekirse more precisely expr.
Colloquial
birine anlatmak hip i.
gerçeği anlatmak tell f.
ilginç hikayeler/öyküler anlatmak beat banaghan [obsolete] f.
adım adım anlatmak break it down f.
sırasıyla anlatmak/açıklamak break it down f.
açık açık anlatmak make clear f.
derdini anlatmak get one's point across f.
meramını anlatmak get one's point across f.
savaş maceralarını anlatmak count coup f.
derdini anlatmak get it out f.
bir sorununu anlatmak get it out f.
bir şeyi birine anlatmak lay something on someone f.
kısaca anlatmak sketch out f.
kabaca anlatmak sketch out f.
uzun uzun anlatmak/konuşmak talk (one's) pants off f.
durmadan konuşmak/anlatmak pour it on f.
abartarak anlatmak stick it on f.
üstüne koyarak/ekleyerek anlatmak stick it on f.
uzun uzadıya anlatmak yak up f.
durmaksızın konuşmak/anlatmak yak up f.
-e anlatmak run past f.
doğrudan/dürüstçe anlatmak be out f.
olduğu gibi anlatmak be out f.
açıkça söylemek/anlatmak be out f.
bıktırana kadar konuşmak/anlatmak be on about something f.
bıktırana kadar konuşmak/anlatmak go on about something f.
bıktırana kadar konuşmak/anlatmak keep on about something f.
sürekli (aynı şeyi) anlatmak obsess f.
(birinin) anlatmak istediğini anlamak get (one's) meaning f.
birinin anlatmak istediğini anlamak get somebody’s meaning f.
bildiği her şeyi anlatmak spew guts f.
bildiği her şeyi anlatmak spew one's guts f.
(birine) neyin ne olduğunu anlatmak/söylemek tell (someone) what's what f.
(birine) durumu anlatmak tell (someone) what's what f.
(birine) gerçeği anlatmak tell (someone) what's what f.
(bir şeyi) olumlu anlatmak plug f.
içselleşmiş yeteneği anlatmak için kullanılan deyim born, not made s.
(sana) her şeyi tane tane anlatmak mı gerekiyor? do I have to draw (you) a picture? expr.
her şeyi tane tane anlatmak mı gerekiyor? do I have to draw a picture? expr.
her şeyi tane tane anlatmak mı gerekiyor? do I have to paint a picture? expr.
bunu anlatmak için daha ne yapmalıyım (resim mi çizeyim/tek tek heceleyeyim mi)? do I have to spell it out? expr.
Idioms
asıl derdini anlatmak için bir şeyi bahane olarak kullanmak a peg on which to hang (something) i.
asıl derdini anlatmak için bir şeyi bahane olarak kullanmak a peg on which to hang something i.
asıl derdini anlatmak için bir şeyi bahane olarak kullanmak a peg to hang (something) on i.
yağmurun adeta bardaktan boşanırcasına yağdığını anlatmak için kullanılan ironik söz fine weather for ducks i.
yağmurun adeta bardaktan boşanırcasına yağdığını anlatmak için kullanılan ironik söz lovely weather for ducks i.
durumu ana hatlarıyla anlatmak give someone (the) rundown f.
sitem ederek anlatmak cast in the teeth f.
yüreğindekileri söylemek/anlatmak bare (one's) breast f.
dertlerini/sıkıntılarını söylemek/anlatmak bare (one's) breast f.
dertlerini/sorunlarını anlatmak bare (one's) breast f.
(birinin) anlayacağı bir dille anlatmak bring (something) down to (one's) level f.
(birinin) anlayacağı şekilde anlatmak bring (something) down to (one's) level f.
(birinin) seviyesinde anlatmak bring (something) down to (one's) level f.
(birinin) anlayacağı bir dille anlatmak bring something down to something f.
(birinin) anlayacağı şekilde anlatmak bring something down to something f.
(birinin) seviyesinde anlatmak bring something down to something f.
genel hatlarıyla anlatmak paint something with a broad brush f.
ana hatlarıyla anlatmak paint something with a broad brush f.
temel özelliklerini anlatmak paint something with a broad brush f.
ayrıntılara girmeden anlatmak paint something with a broad brush f.
derine inmeden/yüzeysel olarak anlatmak paint something with a broad brush f.
sıkıntısını/derdini (birine) anlatmak burden (someone) with (something) f.
ne olup ne bittiğini anlatmak cite (something) chapter and verse f.
(isterse) birkaç şey anlatmak could teach (someone) a thing or two (about someone or something) f.
(isterse) birkaç şey anlatmak could tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.
birkaç şey anlatmak tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.
birkaç şey anlatmak can/could teach/tell somebody a thing or two (about somebody/something) f.
(biri veya bir konu hakkında) çok şey anlatmak say a great deal about (someone or something) f.
(biri veya bir konu hakkında) çok şey anlatmak say a great deal about (someone or something) f.
(bir şey veya biri hakkında birine) bir iki şey anlatmak tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.
(birine) bir iki şey anlatmak tell someone a thing or two f.
(birine) bir iki şey anlatmak teach someone a thing or two f.
abartarak anlatmak paint in glowing colours f.
ballandıra ballandıra anlatmak go into raptures f.
bir bir anlatmak spell out f.
ballandıra ballandıra anlatmak paint in glowing colours f.
büyük bir iştahla anlatmak wax lyrical f.
ballandıra ballandıra anlatmak lay it on with a trowel f.
ballandıra ballandıra anlatmak wax lyrical f.
dobra dobra anlatmak make no bones about f.
dönüp dolaşıp aynı şeyi anlatmak keep harping on something f.
herkese anlatmak tell the whole world f.
en son haberleri anlatmak put in the picture f.
hikaye uydurup anlatmak spin a yarn f.
hikaye anlatmak spin a yarn f.
hikaye (masal) anlatmak draw the longbow f.
en gizli şeylerini anlatmak bare one's soul f.
herkese anlatmak tell the world f.
en gizli şeylerini anlatmak bare one's heart f.
iyi anlatmak get something across (to someone) f.
iyi anlatmak put something across (to someone) f.
mesajın/konunun önemini etkili bir şekilde anlatmak drive your message/point home f.
olup biteni anlatmak put in the picture f.
kısaca anlatmak put something in a nutshell f.
kısaca anlatmak put in a nutshell f.
kurt masalı anlatmak cry wolf f.
şüpheye yer bırakmayacak şekilde anlatmak make no bones about f.
renklendirerek anlatmak paint in glowing colours f.
şüpheye yer bırakmayacak şekilde anlatmak make no bones of f.
tüm sırlarını anlatmak bare one's soul f.
teferruatlı biçimde anlatmak chalk something out f.
tüm sırlarını anlatmak bare one's heart f.
(birine) anlatmak istediklerini anlatabilmek get through to f.
(birine) anlatmak istediklerini anlatabilmek get through to f.
(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir şeyler anlatmak could teach (someone) a thing or two (about someone or something) f.
(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir şeyler anlatmak could tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.
(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir şeyler anlatmak tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.
gerçeği anlatmak give (one) the low-down f.
daha basit bir dille anlatmak put (something) into plain english f.
daha basit bir dille/ingilizceyle anlatmak say (something) in plain english f.
daha düz bir dille/ingilizceyle anlatmak say (something) in plain english f.
başka/farklı bir hikaye anlatmak tell a different story f.
başka türlü/farklı anlatmak tell a different story f.
birinin söylediğiyle uyuşmayan bir şey anlatmak tell a different story f.
başka/farklı bir hikaye anlatmak tell another tale/story f.
başka türlü/farklı anlatmak tell another tale/story f.
birinin söylediğiyle uyuşmayan bir şey anlatmak tell another tale/story f.
başka/farklı bir hikaye anlatmak tell a different tale f.
başka türlü/farklı anlatmak tell a different tale f.
birinin söylediğiyle uyuşmayan bir şey anlatmak tell a different tale f.
başka/farklı bir hikaye anlatmak tell another story f.
başka türlü/farklı anlatmak tell another story f.
birinin söylediğiyle uyuşmayan bir şey anlatmak tell another story f.
başka/farklı bir hikaye anlatmak tell another tale f.
başka türlü/farklı anlatmak tell another tale f.
birinin söylediğiyle uyuşmayan bir şey anlatmak tell another tale f.
(birine anlatmaması gereken bir şeyi) detaylıca anlatmak give (one) the benefit of (something) f.
birinin yararlanması için her şeyi anlatmak give someone the benefit of f.
birine uzun uzun anlatmak give someone the benefit of f.
birine tüm hikayeyi anlatmak give someone the benefit of f.
bir konuyu adım adım anlatmak walk one through f.
(birine) yalan bir hikaye anlatmak spin (one) a story f.
(birine) yalan bir hikaye anlatmak spin (one) a tale f.
(birine) yalan bir hikaye anlatmak spin (somebody) a yarn f.
(birine) yalan bir hikaye anlatmak spin (somebody) a tale f.
bir şeyi coşkulu/hevesli bir şekilde anlatmak wax lyrical about something f.
bir şeyi coşkulu/hevesli bir şekilde anlatmak wax lyrical about f.
bir şeyi heyecanlı bir şekilde anlatmak wax lyrical about f.
bir şeyi coşkulu/hevesli bir şekilde anlatmak wax lyrical over f.
bir şeyi heyecanlı bir şekilde anlatmak wax lyrical over f.
(birine bir şeyi) üstünkörü anlatmak run (something) past (one) f.
aynı (bir şey) hikayesini anlatmak tell the same tale (of something) f.
aynı hikayeyi anlatmak tell the same tale (of something) f.
aynı şeyi anlatmak tell the same tale (of something) f.
aynı şeyi anlatmak tell the same story (of something) f.
sırlarını anlatmak bare soul f.
sırlarını anlatmak bare your soul f.
ballandıra ballandıra anlatmak be in raptures f.
ballandıra ballandıra anlatmak go into raptures f.
hayali hikayeler anlatmak beat banagher [obsolete] f.
hayal ürünü hikayeler anlatmak beat banagher [obsolete] f.
şaşırtıcı hikayeler anlatmak beat banagher [obsolete] f.
insanı hayrete düşüren hikayeler anlatmak beat banagher [obsolete] f.
ilginç hikayeler anlatmak beat banagher [obsolete] f.
parmak ısırtan hikayeler anlatmak beat banagher [obsolete] f.
işine geldiği gibi anlatmak bend the truth f.
(birine/bir şeye) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak bring (someone or something) up to date f.
birine (biri/bir şey hakkında/konusunda) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak bring someone up-to-date (on someone or something) f.
birine (biriyle/bir şeyle ilgili) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak bring someone up-to-date (on someone or something) f.
son gelişmeleri anlatmak bring up-to-date f.
birine birkaç şey anlatmak can/could teach/tell somebody a thing or two f.
(birine) ağlayıp sızlayarak derdini anlatmak cry on (one's) shoulder f.
ağlayıp sızlayarak derdini anlatmak cry on shoulder f.
(birini/bir şeyi) tam olarak anlatmak do justice to (someone or something) f.
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak do justice to f.
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak do justice to something/someone f.
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak do someone or something justice f.
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak do someone or something justice f.
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak do justice to someone or something f.
(bakışları) her şeyi anlatmak speak volumes f.
birinin ne anlatmak istediğini anlamak get somebody's meaning f.
içindekileri dökmek/anlatmak get something off your chest f.
birine (biri/bir şey hakkındaki) gerçeği anlatmak give somebody the low-down (on somebody/something) f.
(birine bir şeyin) iç yüzünü anlatmak give (someone) the lowdown (on something) f.
dönüp dolaşıp aynı şeyi anlatmak keep harping on f.
bir şeyi ballandıra ballandıra anlatmak lay something on thick f.
fikrini açıkça anlatmak make your point f.
ne demek istediğini yeterince anlatmak make your point f.
meramını anlatmak make yourself understood f.
derdini anlatmak make yourself understood f.
(bir şeyi) basit bir dille ifade etmek/anlatmak put (something) into plain language f.
(bir şeyi) yalın bir dille ifade etmek/anlatmak put (something) into plain language f.
(bir şeyi) anlaşılır bir dille ifade etmek/anlatmak put (something) into plain language f.
(bir şeyi) düz bir dille ifade etmek/anlatmak put (something) into plain language f.
(bir şeyi) açıkça ifade etmek/anlatmak put (something) into plain language f.
(bir şeyi) herkesin anlayabileceği bir dille ifade etmek/anlatmak put (something) into plain language f.
(birine bir şeyi) tekrar anlatmak/açıklamak run (something) by (one) again f.
(bir şeyi) basit/anlaşılır bir dille anlatmak say (something) in plain language f.
(bir şeyi) düz bir dille anlatmak say (something) in plain language f.
acısını/derdini (birine) açmak/anlatmak share (one's) pain f.
başka/farklı bir hikaye anlatmak tell a different, another tale/story f.
başka türlü/farklı anlatmak tell a different, another tale/story f.
birinin söylediğiyle uyuşmayan bir şey anlatmak tell a different, another tale/story f.
birkaç şey anlatmak tell a thing or two f.
birine bir iki şey anlatmak tell (or teach) someone a thing or two f.
-e anlatmak tell to f.
her şeyini/özel hayatını herkesin içinde anlatmak wash your dirty linen in public f.
(özellikle fantastik nitelikte) hikaye anlatmak pitch a tale pitch a yarn f.
ballandıra ballandıra (anlatmak) in glowing colors zf.
renklendirerek (anlatmak) in glowing colors zf.
ballandıra ballandıra (anlatmak) in glowing terms zf.
renklendirerek (anlatmak) in glowing terms zf.
ballandıra ballandıra (anlatmak) in glowing colours zf.
renklendirerek (anlatmak) in glowing colours zf.
son anda kurtulunan olayları anlatmak için kullanılan kalıp the jaws of (something) expr.
(birinin) anlatmak istediklerine kelimeler yetmiyor words fail (one) expr.
ballandıra ballandıra (anlatmak) in glowing terms expr.
renklendirerek (anlatmak) in glowing terms expr.
ballandıra ballandıra (anlatmak) in glowing colours [uk] expr.
renklendirerek (anlatmak) in glowing colours [uk] expr.
ballandıra ballandıra (anlatmak) in glowing colors [us] expr.
renklendirerek (anlatmak) in glowing colors [us] expr.
anlaması mümkün olmayan birine bir şey anlatmak like showing a dog a card trick expr.
Speaking
açık saçık fıkralar anlatmak tell dirty jokes f.
anlatmak istediğim what I try to tell expr.
anlatmak istediğim what I try to explain expr.
anlatmak zor it's hard to tell expr.
bana anlatmak istediğin bir şeyler var mı? is there something that you want to tell me? expr.
bunu anlatmak zor it's hard to tell expr.
diğerlerine de anlatmak zorundayız we have to tell the others expr.
dün gece olanları bize anlatmak zorundasın you have to tell us what happened last night expr.
ne yaptığımı anlatmak istiyorum I want to tell you what I did expr.
ne olduğunu anlatmak ister misin? do you want to tell me what happened? expr.
neler olduğunu anlatmak ister misin? do you want to tell me what happened? expr.
ne olduğunu anlatmak ister misin? you wanna tell me what happened? expr.
sana anlatmak zorunda değilim I don't have to tell you expr.
sana anlatmak zorunda mıyım? do I have to tell you? expr.
sana anlatmak zorunda değilim I don't need to tell you expr.
Politics
olayı şöyle anlatmak relate the incident as follows f.
Computer
parametreler ile anlatmak parameterise f.
parametreler ile anlatmak parameterize f.
Medical
kafanın belli bir durumunu anlatmak üzere kullanılan son ek -cephaly snk.
Education
ders anlatmak cover a topic/subject f.
ders anlatmak lecture f.
ders anlatmak lecture on a topic/subject f.
ders anlatmak give a lecture f.
ders anlatmak give a lesson f.
konu anlatmak give a lecture f.
konu anlatmak lecture f.
konu anlatmak give a lesson f.
konu anlatmak lecture on a topic/subject f.
konu anlatmak cover a topic/subject f.
(öğrencilere) basitleştirerek ders anlatmak spoonfeed f.
Literature
örtmeceli olarak anlatmak euphemize f.
örtülü anlatmak euphemize f.
örtmeceli olarak anlatmak euphemise f.
örtülü anlatmak euphemise f.
söz sanatı ile anlatmak rhetorize f.
kişileştirme ile anlatmak rhetorize f.
söz sanatı ile anlatmak rhetorise f.
kişileştirme ile anlatmak rhetorise f.
(bir şeyin) tarihini anlatmak historify f.
Linguistics
geçmişteki olayları anlatmak için kullanılan geniş zaman historical present i.
yanlış cümle veya sözcüklerle anlatmak misword f.
Religious
yaşadığı dini deneyimleri başkalarına (sözleriyle veya hareketleriyle) anlatmak witness f.
Card
briçte rakibe eli anlatmak amacıyla yapılan (hamle) negative s.
Cinema
çekilmiş bir filmin öncesindeki olayları anlatmak için çekilen yeni film prequel i.
Archaic
kısmen anlatmak mince f.
azar azar anlatmak mince f.
kelimeler ile anlatmak depaint f.
ağlayarak anlatmak outweep f.
Slang
bildiği her şeyi anlatmak spew one's guts out f.