Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
anlatmak
"anlatmak"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 55 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
anlatmak
tell
f.
2
Yaygın Kullanım
anlatmak
explain
f.
General
3
Genel
anlatmak
account for
f.
4
Genel
anlatmak
represent
f.
5
Genel
anlatmak
get across
f.
6
Genel
anlatmak
narrate
f.
7
Genel
anlatmak
show forth
f.
8
Genel
anlatmak
unload
f.
9
Genel
anlatmak
describe
f.
10
Genel
anlatmak
depict
f.
11
Genel
anlatmak
share
f.
12
Genel
anlatmak
render
f.
13
Genel
anlatmak
rede
f.
14
Genel
anlatmak
relate
f.
15
Genel
anlatmak
put something across
f.
16
Genel
anlatmak
recite
f.
17
Genel
anlatmak
report
f.
18
Genel
anlatmak
tell
f.
19
Genel
anlatmak
explicate
f.
20
Genel
anlatmak
recount
f.
21
Genel
anlatmak
illustrate
f.
22
Genel
anlatmak
commentate
f.
23
Genel
anlatmak
be enunciative of
f.
24
Genel
anlatmak
show
f.
25
Genel
anlatmak
express
f.
26
Genel
anlatmak
tell of
f.
27
Genel
anlatmak
give voice to
f.
28
Genel
anlatmak
illuminate
f.
29
Genel
anlatmak
voice
f.
30
Genel
anlatmak
set
f.
31
Genel
anlatmak
communicate
f.
32
Genel
anlatmak
put across
f.
33
Genel
anlatmak
rehearse
f.
34
Genel
anlatmak
elucidate
f.
35
Genel
anlatmak
set up
f.
36
Genel
anlatmak
re-count
f.
37
Genel
anlatmak
present
f.
38
Genel
anlatmak
mean [obsolete]
f.
39
Genel
anlatmak
ming
f.
40
Genel
anlatmak
delineate
f.
41
Genel
anlatmak
denote [obsolete]
f.
42
Genel
anlatmak
inform [obsolete]
f.
43
Genel
anlatmak
dilucidate [obsolete]
f.
44
Genel
anlatmak
pitch
f.
45
Genel
anlatmak
outspeak [dialect]
f.
46
Genel
anlatmak
run
f.
Colloquial
47
Konuşma Dili
anlatmak
lay on
f.
Idioms
48
Deyim
anlatmak
give one to understand
f.
Trade/Economic
49
Ticaret/Ekonomi
anlatmak
report
f.
50
Ticaret/Ekonomi
anlatmak
tell
f.
51
Ticaret/Ekonomi
anlatmak
relate
f.
52
Ticaret/Ekonomi
anlatmak
state
f.
Archaic
53
Eski Kullanım
anlatmak
number
f.
54
Eski Kullanım
anlatmak
depeinct
f.
55
Eski Kullanım
anlatmak
discourse
f.
"anlatmak"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
ders anlatmak
lecture
f.
General
2
Genel
hikayenin anlatmak istediği şey
the point of the story
i.
3
Genel
anlatmak istenilen şey
point
i.
4
Genel
hikayeler anlatmak
tell tales
i.
5
Genel
ana hatlarıyla anlatmak
crayon
f.
6
Genel
durumu anlatmak
put in the picture
f.
7
Genel
üstü kapalı anlatmak
intimate
f.
8
Genel
ayrıntılarıyla anlatmak
flesh out
f.
9
Genel
hakkında uzun uzadıya anlatmak
descant on
f.
10
Genel
hikaye anlatmak
tell a story
f.
11
Genel
kısaca anlatmak
hit off
f.
12
Genel
daha ayrıntılı bir şekilde anlatmak
enlarge upon
f.
13
Genel
bir şey anlatmak
get through to
f.
14
Genel
ders anlatmak
give a lesson
f.
15
Genel
durumu anlatmak
put someone in the picture
f.
16
Genel
tiyatrovari bir biçimde anlatmak
dramatise
f.
17
Genel
sözcüklerle anlatmak
word
f.
18
Genel
söz anlatmak
persuade
f.
19
Genel
bir şeyi birine anlatmak
get something through someone's head
f.
20
Genel
kendisinin niye öyle davrandığını anlatmak
explain oneself
f.
21
Genel
fıkra anlatmak
tell jokes
f.
22
Genel
yanlış anlatmak
misrepresent
f.
23
Genel
sözcük seçerek anlatmak
phrase
f.
24
Genel
ayrıntılarıyla anlatmak
retail
f.
25
Genel
tekrar anlatmak
go over
f.
26
Genel
tekrar anlatmak
retell
f.
27
Genel
heyecanla anlatmak
rhapsodize
f.
28
Genel
başka sözlerle anlatmak
express in other terms
f.
29
Genel
açıkça anlatmak
speak clearly
f.
30
Genel
meramını anlatmak
explain oneself
f.
31
Genel
hikaye anlatmak
yarn
f.
32
Genel
ayrıntılı anlatmak
retail
f.
33
Genel
meramını anlatmak
make oneself understood
f.
34
Genel
fıkra anlatmak
tell a joke
f.
35
Genel
açıkça anlatmak
tell out
f.
36
Genel
masal anlatmak
tell a tale
f.
37
Genel
hayranlığını abartılı bir şekilde anlatmak
gush about
f.
38
Genel
hakkındaki anılarını anlatmak
reminisce about
f.
39
Genel
laf anlatmak
persuade
f.
40
Genel
ders anlatmak
give a lecture
f.
41
Genel
ana hatlarını çizerek anlatmak
outline of
f.
42
Genel
derdini anlatmak
make oneself understood
f.
43
Genel
ilkeleri anlatmak
keynote
f.
44
Genel
sözle anlatmak
verbalize
f.
45
Genel
açıkça anlatmak
explain clearly
f.
46
Genel
yeniden anlatmak
retell
f.
47
Genel
ders anlatmak
teach
f.
48
Genel
yanlış bir şekilde anlatmak
garble
f.
49
Genel
başka biçimde anlatmak
retell
f.
50
Genel
kendisinin ne demek istediğini anlatmak
explain oneself
f.
51
Genel
maksadını anlatmak
express oneself
f.
52
Genel
ezbere anlatmak
recite
f.
53
Genel
ayrıntılı anlatmak
detail
f.
54
Genel
abartarak anlatmak
overdraw
f.
55
Genel
ders anlatmak (öğrenci)
recite
f.
56
Genel
aşk hikayesi anlatmak
romance
f.
57
Genel
başka sözcüklerle anlatmak
paraphrase
f.
58
Genel
anılarını anlatmak
reminisce
f.
59
Genel
ayrıntılarıyla anlatmak
flesh
f.
60
Genel
meramını anlatmak
put oneself across
f.
61
Genel
açık bir şekilde anlatmak
clarify
f.
62
Genel
tekrar anlatmak
retail
f.
63
Genel
etkili bir şekilde anlatmak
put across
f.
64
Genel
güzel bir dille anlatmak
clothe
f.
65
Genel
zoraki anlatmak
cough up
f.
66
Genel
fikrini açıkça anlatmak
make one's point
f.
67
Genel
ne demek istediğini yeterince anlatmak
make one's point
f.
68
Genel
meramını anlatmak
express what one wants
f.
69
Genel
meramını anlatmak
express oneself
f.
70
Genel
duygularını anlatmak
tell someone (about) one's feelings
f.
71
Genel
duygularını anlatmak
relate someone (about) one's feelings
f.
72
Genel
duyguları anlatmak
express the feelings
f.
73
Genel
birşeyi sıradan bir insanın anlayacağı şekilde anlatmak
put something in layman’s terms
f.
74
Genel
(maç vb) anlatmak
commentate
f.
75
Genel
ayrıntılı olarak anlatmak
detail
f.
76
Genel
ikna edici bir şekilde anlatmak
drive the point home
f.
77
Genel
-e gidip anlatmak
confront with
f.
78
Genel
-i tekrar anlatmak
go over
f.
79
Genel
dolayısıyla anlatmak
imply
f.
80
Genel
dönüp dolaşıp aynı şeyi anlatmak
harp on
f.
81
Genel
bir şeyi anlatmak
commentate
f.
82
Genel
birkaç sözcükle anlatmak
compress
f.
83
Genel
güldürücü öykü anlatmak
crack a joke
f.
84
Genel
askerlik anılarını anlatmak
talk about military memoirs
f.
85
Genel
askerlik anılarını anlatmak
talk about one’s army days
f.
86
Genel
son gelişmeleri anlatmak
bring up to date
f.
87
Genel
yanlış anlatmak
mistell
f.
88
Genel
uzun uzadıya anlatmak
spin something out
f.
89
Genel
herşeyi anlatmak
tell everything
f.
90
Genel
sorunlarını anlatmak
tell one’s problems
f.
91
Genel
birbirlerine başlarından geçenleri anlatmak
swap stories
f.
92
Genel
olanları herkese anlatmak
tell everyone what happened
f.
93
Genel
bütün detayları anlatmak
tell every detail
f.
94
Genel
tüm detayları anlatmak
tell every detail
f.
95
Genel
birbirlerine hikayeler anlatmak
swap stories
f.
96
Genel
hayat hikayesini anlatmak
tell his life story
f.
97
Genel
hayat hikayesini anlatmak
tell her life story
f.
98
Genel
masal/hikaye anlatmak
fabulate
f.
99
Genel
her şeyi anlatmak
tell all
f.
100
Genel
her şeyi anlatmak
tell everything
f.
101
Genel
ders anlatmak
deliver/give a lecture
f.
102
Genel
tiyatrovari bir biçimde anlatmak
dramatize
f.
103
Genel
sözle anlatmak
verbalise
f.
104
Genel
heyecanla anlatmak
rhapsodise
f.
105
Genel
hikayesini anlatmak
tell the story of
f.
106
Genel
kelime seçerek anlatmak
phrase
f.
107
Genel
cümle veya kelimelerle anlatmak
phrase
f.
108
Genel
kendini anlatmak
express oneself
f.
109
Genel
kendini anlatmak
tell about oneself
f.
110
Genel
kısaca anlatmak
indicate
f.
111
Genel
(bir konuyu) anlatmak/işlemek
talk
f.
112
Genel
yeniden anlatmak
re-express
f.
113
Genel
ayrıntılarıyla anlatmak
rehearse
f.
114
Genel
masal anlatmak
tell
f.
115
Genel
meramını anlatmak
make one's self understood
f.
116
Genel
derdini anlatmak
make one's self understood
f.
117
Genel
eski üslupla anlatmak
archaise
f.
118
Genel
eski üslupla anlatmak
archaize
f.
119
Genel
kısaca anlatmak
encapsulate
f.
120
Genel
ayrıntılı bir şekilde anlatmak
enlarge
f.
121
Genel
detaylıca anlatmak
enlarge
f.
122
Genel
fabl anlatmak
fable
f.
123
Genel
masal anlatmak
blab
f.
124
Genel
ezberden anlatmak
word
f.
125
Genel
örtmeceli anlatmak
mince
f.
126
Genel
çekinerek anlatmak
hesitate
f.
127
Genel
harita ile anlatmak
depict
f.
128
Genel
(yayın sırasında) olayı veya hareketleri izleyip aynı anda anlatmak
describe
f.
129
Genel
tıslayarak anlatmak
hiss
f.
130
Genel
gereksiz ayrıntılarla anlatmak
overexplain
f.
131
Genel
aşırı anlatmak
overteach
f.
132
Genel
derdini anlatmak
complain
f.
133
Genel
ayrıntılı şekilde anlatmak
devise [obsolete]
f.
134
Genel
detaylıca anlatmak
circumstance [obsolete]
f.
135
Genel
masal anlatmak
clype
f.
136
Genel
kıssa ile anlatmak
parable
f.
137
Genel
öykü üzerinden anlatmak
parable
f.
138
Genel
resmeder gibi anlatmak
picture
f.
139
Genel
dolaylı anlatmak
innuendo
f.
140
Genel
dolaylı anlatmak
inuendo
f.
141
Genel
abartarak anlatmak
pitch
f.
142
Genel
(bir diğerinden) daha fazla gece öyküsü anlatmak
outnight
f.
143
Genel
her şeyi anlatmak
outtell
f.
144
Genel
tamamen anlatmak
outtell
f.
145
Genel
(bir şeyi) olumlu şekilde anlatmak
plump
f.
146
Genel
(mesaj) getirip anlatmak
bear
f.
147
Genel
abarta abarta coşkuyla anlatmak
spiel
f.
148
Genel
duraklayarak anlatmak
stammer (out)
f.
Phrasals
149
Öbek Fiiller
genel çerçeveyi anlatmak
chalk out
f.
150
Öbek Fiiller
akıcı şekilde anlatmak
reel off
f.
151
Öbek Fiiller
(birine bir şeyi) anlatmak/söylemek/açıklamak/göstermek
run by
f.
152
Öbek Fiiller
tutkuyla anlatmak/yapmak
carry away
f.
153
Öbek Fiiller
tutkuyla anlatmak/yapmak
carry away
f.
154
Öbek Fiiller
kısa ve öz olarak durumu anlatmak
brief (someone) about (someone or something)
f.
155
Öbek Fiiller
kısa ve öz olarak durumu anlatmak
brief someone about someone or something
f.
156
Öbek Fiiller
birine bir şey anlatmak
tell someone about something
f.
157
Öbek Fiiller
birine bir şey aktarmak/anlatmak
tell something to someone
f.
158
Öbek Fiiller
birine bir şey aktarmak/anlatmak
recount something to someone
f.
159
Öbek Fiiller
hıçkırarak söylemek/anlatmak
sob something out
f.
160
Öbek Fiiller
kısaca anlatmak/açıklamak
sketch in something
f.
161
Öbek Fiiller
kısaca anlatmak/açıklamak
sketch out something
f.
162
Öbek Fiiller
olanı biteni anlatmak
cue in
f.
163
Öbek Fiiller
birine tatsız şeyler anlatmak
drop (someone or something) on (someone or something)
f.
164
Öbek Fiiller
birine tatsız şeyler anlatmak
drop something on someone
f.
165
Öbek Fiiller
birini veya bir şeyi uzun uzun anlatmak
expatiate on someone or something
f.
166
Öbek Fiiller
birini veya bir şeyi uzun uzadıya anlatmak
expatiate on someone or something
f.
167
Öbek Fiiller
birine kaçırdığı şeyleri anlatmak
fill in
f.
168
Öbek Fiiller
uzun uzun anlatmak
jaw away
f.
169
Öbek Fiiller
bir şeyi söylemek/anlatmak
give with something
f.
170
Öbek Fiiller
(bir şeyi) derinlemesine anlatmak
go into (something)
f.
171
Öbek Fiiller
(bir şeyi) uzun uzadıya anlatmak
go into (something)
f.
172
Öbek Fiiller
uzun uzun konuşmak/anlatmak
go off
f.
173
Öbek Fiiller
uzun uzadıya anlatmak
go off
f.
174
Öbek Fiiller
uzun uzun konuşmak/anlatmak
go off
f.
175
Öbek Fiiller
uzun uzadıya anlatmak
go off
f.
176
Öbek Fiiller
uzun uzun konuşmak/anlatmak
go off on
f.
177
Öbek Fiiller
uzun uzadıya anlatmak
go off on
f.
178
Öbek Fiiller
bir şeyi bağırarak anlatmak
yell at (someone or something)
f.
179
Öbek Fiiller
bağırarak anlatmak
yell out
f.
180
Öbek Fiiller
(bir şeyin ayrıntılarını) adım adım anlatmak
talk through
f.
181
Öbek Fiiller
(bir şeyde birini/bir şeyi) anlatmak/ifade etmek
represent (someone or something) in (something)
f.
182
Öbek Fiiller
birine bir şeyi anlatmak/açıklamak
represent something to someone
f.
183
Öbek Fiiller
detaylıca anlatmak
lay out
f.
184
Öbek Fiiller
açık bir şekilde anlatmak
lay out
f.
185
Öbek Fiiller
(birine) ayrıntılarıyla anlatmak
retail to (someone) [dated]
f.
186
Öbek Fiiller
(birine) ayrıntılı olarak anlatmak
retail to (someone) [dated]
f.
187
Öbek Fiiller
(bir şey) hakkında kabak tadı veren bir konuşma yapmak/hikaye anlatmak
set off on (something)
f.
188
Öbek Fiiller
(bir şey) hakkında uzun ve sıkıcı bir konuşma yapmak/hikaye anlatmak
set off on (something)
f.
189
Öbek Fiiller
(bir şey) hakkında uzun ve sıkıcı bir konuşma yapmak/hikaye anlatmak
set off on (something)
f.
190
Öbek Fiiller
birine ağlaya ağlaya anlatmak
sob something to someone
f.
191
Öbek Fiiller
(birine) sıkıntılarını anlatmak
unload on (someone)
f.
192
Öbek Fiiller
(birine) dertlerini anlatmak
unload on (someone)
f.
193
Öbek Fiiller
(birine bir şeyi) anlatmak
run (something) by (one)
f.
194
Öbek Fiiller
(birine) anlatmak
account to (one)
f.
195
Öbek Fiiller
(birine bir şeyi) anlatmak
acquaint (one) with (something)
f.
196
Öbek Fiiller
sırlarını anlatmak
bare to
f.
197
Öbek Fiiller
birine derdini anlatmak
communicate with someone
f.
198
Öbek Fiiller
birine meramını anlatmak
communicate with someone
f.
199
Öbek Fiiller
(birine) derdini anlatmak
communicate with (one)
f.
200
Öbek Fiiller
(birine) meramını anlatmak
communicate with (one)
f.
201
Öbek Fiiller
birine olanı biteni anlatmak
cue someone in
f.
202
Öbek Fiiller
(birini/kendini bir şeyle) anlatmak
deliver (someone or oneself) of (something)
f.
203
Öbek Fiiller
-e tatsız şeyler anlatmak
drop on
f.
204
Öbek Fiiller
-i uzun uzun anlatmak
expatiate on
f.
205
Öbek Fiiller
-i uzun uzadıya anlatmak
expatiate on
f.
206
Öbek Fiiller
birine birini/bir şeyi anlatmak
explain someone or something to someone
f.
207
Öbek Fiiller
(birine birini/bir şeyi) anlatmak
explain (someone or something) to (one)
f.
208
Öbek Fiiller
-e anlatmak
explain to
f.
209
Öbek Fiiller
meramını anlatmak
get (oneself) across
f.
210
Öbek Fiiller
bir şeyi anlatmak
get something across
f.
211
Öbek Fiiller
bir şeyi anlatmak
put something across (to someone)
f.
212
Öbek Fiiller
(bir şeyi birine) anlatmak/açıklamak
get (something) across to (one)
f.
213
Öbek Fiiller
-i söylemek/anlatmak
give with
f.
214
Öbek Fiiller
(bir konuda) uzun uzun konuşmak/anlatmak
go off on (something)
f.
215
Öbek Fiiller
(bir şeyi) uzun uzadıya anlatmak
go off on (something)
f.
216
Öbek Fiiller
-e anlatmak
recount to
f.
217
Öbek Fiiller
-e ayrıntılarını anlatmak
recount to
f.
218
Öbek Fiiller
(birine bir şeyi) anlatmak
relate (something) to (one)
f.
219
Öbek Fiiller
(biri/bir şey) hakkındaki anılarını anlatmak
reminisce about (someone or something)
f.
220
Öbek Fiiller
-de anlatmak/ifade etmek
represent in
f.
221
Öbek Fiiller
-e ayrıntılarıyla anlatmak
retail to
f.
222
Öbek Fiiller
-e ayrıntılı olarak anlatmak
retail to
f.
223
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) heyecanla anlatmak
rhapsodize over (someone or something)
f.
224
Öbek Fiiller
(bir şeyin) sürecini/detaylarını anlatmak
run through (something)
f.
225
Öbek Fiiller
(biri/bir şey) hakkında (bir şeyi) anlatmak/ortaya koymak
say (something) about (someone or something)
f.
226
Öbek Fiiller
hakkında bir hikaye anlatmak
sing of
f.
227
Öbek Fiiller
(biri/bir şey) hakkında bir hikaye anlatmak
sing of (someone or something)
f.
228
Öbek Fiiller
hıçkırarak söylemek/anlatmak
sob out
f.
229
Öbek Fiiller
ayrıntılarıyla anlatmak
spell off
f.
230
Öbek Fiiller
uzun uzadıya konuşmak/anlatmak
spout off
f.
231
Öbek Fiiller
bağıra çağıra (birini/bir şeyi) anlatmak
squawk about (someone or something)
f.
232
Öbek Fiiller
(birine birini/bir şeyi) anlatmak
tell (one) about (someone or something)
f.
233
Öbek Fiiller
(birine bir şey) anlatmak
tell (something) to (one)
f.
234
Öbek Fiiller
-i anlatmak
tell about
f.
235
Öbek Fiiller
(bir şeyi) anlatmak
tell of (something)
f.
Phrases
236
İfadeler
daha iyi anlatmak gerekirse
to be more precise
expr.
237
İfadeler
daha iyi anlatmak gerekirse
more precisely
expr.
Colloquial
238
Konuşma Dili
birine anlatmak
hip
i.
239
Konuşma Dili
gerçeği anlatmak
tell
f.
240
Konuşma Dili
ilginç hikayeler/öyküler anlatmak
beat banaghan [obsolete]
f.
241
Konuşma Dili
adım adım anlatmak
break it down
f.
242
Konuşma Dili
sırasıyla anlatmak/açıklamak
break it down
f.
243
Konuşma Dili
açık açık anlatmak
make clear
f.
244
Konuşma Dili
derdini anlatmak
get one's point across
f.
245
Konuşma Dili
meramını anlatmak
get one's point across
f.
246
Konuşma Dili
savaş maceralarını anlatmak
count coup
f.
247
Konuşma Dili
derdini anlatmak
get it out
f.
248
Konuşma Dili
bir sorununu anlatmak
get it out
f.
249
Konuşma Dili
bir şeyi birine anlatmak
lay something on someone
f.
250
Konuşma Dili
kısaca anlatmak
sketch out
f.
251
Konuşma Dili
kabaca anlatmak
sketch out
f.
252
Konuşma Dili
uzun uzun anlatmak/konuşmak
talk (one's) pants off
f.
253
Konuşma Dili
durmadan konuşmak/anlatmak
pour it on
f.
254
Konuşma Dili
abartarak anlatmak
stick it on
f.
255
Konuşma Dili
üstüne koyarak/ekleyerek anlatmak
stick it on
f.
256
Konuşma Dili
uzun uzadıya anlatmak
yak up
f.
257
Konuşma Dili
durmaksızın konuşmak/anlatmak
yak up
f.
258
Konuşma Dili
-e anlatmak
run past
f.
259
Konuşma Dili
doğrudan/dürüstçe anlatmak
be out
f.
260
Konuşma Dili
olduğu gibi anlatmak
be out
f.
261
Konuşma Dili
açıkça söylemek/anlatmak
be out
f.
262
Konuşma Dili
bıktırana kadar konuşmak/anlatmak
be on about something
f.
263
Konuşma Dili
bıktırana kadar konuşmak/anlatmak
go on about something
f.
264
Konuşma Dili
bıktırana kadar konuşmak/anlatmak
keep on about something
f.
265
Konuşma Dili
sürekli (aynı şeyi) anlatmak
obsess
f.
266
Konuşma Dili
(birinin) anlatmak istediğini anlamak
get (one's) meaning
f.
267
Konuşma Dili
birinin anlatmak istediğini anlamak
get somebody’s meaning
f.
268
Konuşma Dili
bildiği her şeyi anlatmak
spew guts
f.
269
Konuşma Dili
bildiği her şeyi anlatmak
spew one's guts
f.
270
Konuşma Dili
(birine) neyin ne olduğunu anlatmak/söylemek
tell (someone) what's what
f.
271
Konuşma Dili
(birine) durumu anlatmak
tell (someone) what's what
f.
272
Konuşma Dili
(birine) gerçeği anlatmak
tell (someone) what's what
f.
273
Konuşma Dili
(bir şeyi) olumlu anlatmak
plug
f.
274
Konuşma Dili
içselleşmiş yeteneği anlatmak için kullanılan deyim
born, not made
s.
275
Konuşma Dili
(sana) her şeyi tane tane anlatmak mı gerekiyor?
do I have to draw (you) a picture?
expr.
276
Konuşma Dili
her şeyi tane tane anlatmak mı gerekiyor?
do I have to draw a picture?
expr.
277
Konuşma Dili
her şeyi tane tane anlatmak mı gerekiyor?
do I have to paint a picture?
expr.
278
Konuşma Dili
bunu anlatmak için daha ne yapmalıyım (resim mi çizeyim/tek tek heceleyeyim mi)?
do I have to spell it out?
expr.
Idioms
279
Deyim
asıl derdini anlatmak için bir şeyi bahane olarak kullanmak
a peg on which to hang (something)
i.
280
Deyim
asıl derdini anlatmak için bir şeyi bahane olarak kullanmak
a peg on which to hang something
i.
281
Deyim
asıl derdini anlatmak için bir şeyi bahane olarak kullanmak
a peg to hang (something) on
i.
282
Deyim
yağmurun adeta bardaktan boşanırcasına yağdığını anlatmak için kullanılan ironik söz
fine weather for ducks
i.
283
Deyim
yağmurun adeta bardaktan boşanırcasına yağdığını anlatmak için kullanılan ironik söz
lovely weather for ducks
i.
284
Deyim
durumu ana hatlarıyla anlatmak
give someone (the) rundown
f.
285
Deyim
sitem ederek anlatmak
cast in the teeth
f.
286
Deyim
yüreğindekileri söylemek/anlatmak
bare (one's) breast
f.
287
Deyim
dertlerini/sıkıntılarını söylemek/anlatmak
bare (one's) breast
f.
288
Deyim
dertlerini/sorunlarını anlatmak
bare (one's) breast
f.
289
Deyim
(birinin) anlayacağı bir dille anlatmak
bring (something) down to (one's) level
f.
290
Deyim
(birinin) anlayacağı şekilde anlatmak
bring (something) down to (one's) level
f.
291
Deyim
(birinin) seviyesinde anlatmak
bring (something) down to (one's) level
f.
292
Deyim
(birinin) anlayacağı bir dille anlatmak
bring something down to something
f.
293
Deyim
(birinin) anlayacağı şekilde anlatmak
bring something down to something
f.
294
Deyim
(birinin) seviyesinde anlatmak
bring something down to something
f.
295
Deyim
genel hatlarıyla anlatmak
paint something with a broad brush
f.
296
Deyim
ana hatlarıyla anlatmak
paint something with a broad brush
f.
297
Deyim
temel özelliklerini anlatmak
paint something with a broad brush
f.
298
Deyim
ayrıntılara girmeden anlatmak
paint something with a broad brush
f.
299
Deyim
derine inmeden/yüzeysel olarak anlatmak
paint something with a broad brush
f.
300
Deyim
sıkıntısını/derdini (birine) anlatmak
burden (someone) with (something)
f.
301
Deyim
ne olup ne bittiğini anlatmak
cite (something) chapter and verse
f.
302
Deyim
(isterse) birkaç şey anlatmak
could teach (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
303
Deyim
(isterse) birkaç şey anlatmak
could tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
304
Deyim
birkaç şey anlatmak
tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
305
Deyim
birkaç şey anlatmak
can/could teach/tell somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
306
Deyim
(biri veya bir konu hakkında) çok şey anlatmak
say a great deal about (someone or something)
f.
307
Deyim
(biri veya bir konu hakkında) çok şey anlatmak
say a great deal about (someone or something)
f.
308
Deyim
(bir şey veya biri hakkında birine) bir iki şey anlatmak
tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
309
Deyim
(birine) bir iki şey anlatmak
tell someone a thing or two
f.
310
Deyim
(birine) bir iki şey anlatmak
teach someone a thing or two
f.
311
Deyim
abartarak anlatmak
paint in glowing colours
f.
312
Deyim
ballandıra ballandıra anlatmak
go into raptures
f.
313
Deyim
bir bir anlatmak
spell out
f.
314
Deyim
ballandıra ballandıra anlatmak
paint in glowing colours
f.
315
Deyim
büyük bir iştahla anlatmak
wax lyrical
f.
316
Deyim
ballandıra ballandıra anlatmak
lay it on with a trowel
f.
317
Deyim
ballandıra ballandıra anlatmak
wax lyrical
f.
318
Deyim
dobra dobra anlatmak
make no bones about
f.
319
Deyim
dönüp dolaşıp aynı şeyi anlatmak
keep harping on something
f.
320
Deyim
herkese anlatmak
tell the whole world
f.
321
Deyim
en son haberleri anlatmak
put in the picture
f.
322
Deyim
hikaye uydurup anlatmak
spin a yarn
f.
323
Deyim
hikaye anlatmak
spin a yarn
f.
324
Deyim
hikaye (masal) anlatmak
draw the longbow
f.
325
Deyim
en gizli şeylerini anlatmak
bare one's soul
f.
326
Deyim
herkese anlatmak
tell the world
f.
327
Deyim
en gizli şeylerini anlatmak
bare one's heart
f.
328
Deyim
iyi anlatmak
get something across (to someone)
f.
329
Deyim
iyi anlatmak
put something across (to someone)
f.
330
Deyim
mesajın/konunun önemini etkili bir şekilde anlatmak
drive your message/point home
f.
331
Deyim
olup biteni anlatmak
put in the picture
f.
332
Deyim
kısaca anlatmak
put something in a nutshell
f.
333
Deyim
kısaca anlatmak
put in a nutshell
f.
334
Deyim
kurt masalı anlatmak
cry wolf
f.
335
Deyim
şüpheye yer bırakmayacak şekilde anlatmak
make no bones about
f.
336
Deyim
renklendirerek anlatmak
paint in glowing colours
f.
337
Deyim
şüpheye yer bırakmayacak şekilde anlatmak
make no bones of
f.
338
Deyim
tüm sırlarını anlatmak
bare one's soul
f.
339
Deyim
teferruatlı biçimde anlatmak
chalk something out
f.
340
Deyim
tüm sırlarını anlatmak
bare one's heart
f.
341
Deyim
(birine) anlatmak istediklerini anlatabilmek
get through to
f.
342
Deyim
(birine) anlatmak istediklerini anlatabilmek
get through to
f.
343
Deyim
(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir şeyler anlatmak
could teach (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
344
Deyim
(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir şeyler anlatmak
could tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
345
Deyim
(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir şeyler anlatmak
tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
346
Deyim
gerçeği anlatmak
give (one) the low-down
f.
347
Deyim
daha basit bir dille anlatmak
put (something) into plain english
f.
348
Deyim
daha basit bir dille/ingilizceyle anlatmak
say (something) in plain english
f.
349
Deyim
daha düz bir dille/ingilizceyle anlatmak
say (something) in plain english
f.
350
Deyim
başka/farklı bir hikaye anlatmak
tell a different story
f.
351
Deyim
başka türlü/farklı anlatmak
tell a different story
f.
352
Deyim
birinin söylediğiyle uyuşmayan bir şey anlatmak
tell a different story
f.
353
Deyim
başka/farklı bir hikaye anlatmak
tell another tale/story
f.
354
Deyim
başka türlü/farklı anlatmak
tell another tale/story
f.
355
Deyim
birinin söylediğiyle uyuşmayan bir şey anlatmak
tell another tale/story
f.
356
Deyim
başka/farklı bir hikaye anlatmak
tell a different tale
f.
357
Deyim
başka türlü/farklı anlatmak
tell a different tale
f.
358
Deyim
birinin söylediğiyle uyuşmayan bir şey anlatmak
tell a different tale
f.
359
Deyim
başka/farklı bir hikaye anlatmak
tell another story
f.
360
Deyim
başka türlü/farklı anlatmak
tell another story
f.
361
Deyim
birinin söylediğiyle uyuşmayan bir şey anlatmak
tell another story
f.
362
Deyim
başka/farklı bir hikaye anlatmak
tell another tale
f.
363
Deyim
başka türlü/farklı anlatmak
tell another tale
f.
364
Deyim
birinin söylediğiyle uyuşmayan bir şey anlatmak
tell another tale
f.
365
Deyim
(birine anlatmaması gereken bir şeyi) detaylıca anlatmak
give (one) the benefit of (something)
f.
366
Deyim
birinin yararlanması için her şeyi anlatmak
give someone the benefit of
f.
367
Deyim
birine uzun uzun anlatmak
give someone the benefit of
f.
368
Deyim
birine tüm hikayeyi anlatmak
give someone the benefit of
f.
369
Deyim
bir konuyu adım adım anlatmak
walk one through
f.
370
Deyim
(birine) yalan bir hikaye anlatmak
spin (one) a story
f.
371
Deyim
(birine) yalan bir hikaye anlatmak
spin (one) a tale
f.
372
Deyim
(birine) yalan bir hikaye anlatmak
spin (somebody) a yarn
f.
373
Deyim
(birine) yalan bir hikaye anlatmak
spin (somebody) a tale
f.
374
Deyim
bir şeyi coşkulu/hevesli bir şekilde anlatmak
wax lyrical about something
f.
375
Deyim
bir şeyi coşkulu/hevesli bir şekilde anlatmak
wax lyrical about
f.
376
Deyim
bir şeyi heyecanlı bir şekilde anlatmak
wax lyrical about
f.
377
Deyim
bir şeyi coşkulu/hevesli bir şekilde anlatmak
wax lyrical over
f.
378
Deyim
bir şeyi heyecanlı bir şekilde anlatmak
wax lyrical over
f.
379
Deyim
(birine bir şeyi) üstünkörü anlatmak
run (something) past (one)
f.
380
Deyim
aynı (bir şey) hikayesini anlatmak
tell the same tale (of something)
f.
381
Deyim
aynı hikayeyi anlatmak
tell the same tale (of something)
f.
382
Deyim
aynı şeyi anlatmak
tell the same tale (of something)
f.
383
Deyim
aynı şeyi anlatmak
tell the same story (of something)
f.
384
Deyim
sırlarını anlatmak
bare soul
f.
385
Deyim
sırlarını anlatmak
bare your soul
f.
386
Deyim
ballandıra ballandıra anlatmak
be in raptures
f.
387
Deyim
ballandıra ballandıra anlatmak
go into raptures
f.
388
Deyim
hayali hikayeler anlatmak
beat banagher [obsolete]
f.
389
Deyim
hayal ürünü hikayeler anlatmak
beat banagher [obsolete]
f.
390
Deyim
şaşırtıcı hikayeler anlatmak
beat banagher [obsolete]
f.
391
Deyim
insanı hayrete düşüren hikayeler anlatmak
beat banagher [obsolete]
f.
392
Deyim
ilginç hikayeler anlatmak
beat banagher [obsolete]
f.
393
Deyim
parmak ısırtan hikayeler anlatmak
beat banagher [obsolete]
f.
394
Deyim
işine geldiği gibi anlatmak
bend the truth
f.
395
Deyim
(birine/bir şeye) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak
bring (someone or something) up to date
f.
396
Deyim
birine (biri/bir şey hakkında/konusunda) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak
bring someone up-to-date (on someone or something)
f.
397
Deyim
birine (biriyle/bir şeyle ilgili) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak
bring someone up-to-date (on someone or something)
f.
398
Deyim
son gelişmeleri anlatmak
bring up-to-date
f.
399
Deyim
birine birkaç şey anlatmak
can/could teach/tell somebody a thing or two
f.
400
Deyim
(birine) ağlayıp sızlayarak derdini anlatmak
cry on (one's) shoulder
f.
401
Deyim
ağlayıp sızlayarak derdini anlatmak
cry on shoulder
f.
402
Deyim
(birini/bir şeyi) tam olarak anlatmak
do justice to (someone or something)
f.
403
Deyim
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak
do justice to
f.
404
Deyim
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak
do justice to something/someone
f.
405
Deyim
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak
do someone or something justice
f.
406
Deyim
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak
do someone or something justice
f.
407
Deyim
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak
do justice to someone or something
f.
408
Deyim
(bakışları) her şeyi anlatmak
speak volumes
f.
409
Deyim
birinin ne anlatmak istediğini anlamak
get somebody's meaning
f.
410
Deyim
içindekileri dökmek/anlatmak
get something off your chest
f.
411
Deyim
birine (biri/bir şey hakkındaki) gerçeği anlatmak
give somebody the low-down (on somebody/something)
f.
412
Deyim
(birine bir şeyin) iç yüzünü anlatmak
give (someone) the lowdown (on something)
f.
413
Deyim
dönüp dolaşıp aynı şeyi anlatmak
keep harping on
f.
414
Deyim
bir şeyi ballandıra ballandıra anlatmak
lay something on thick
f.
415
Deyim
fikrini açıkça anlatmak
make your point
f.
416
Deyim
ne demek istediğini yeterince anlatmak
make your point
f.
417
Deyim
meramını anlatmak
make yourself understood
f.
418
Deyim
derdini anlatmak
make yourself understood
f.
419
Deyim
(bir şeyi) basit bir dille ifade etmek/anlatmak
put (something) into plain language
f.
420
Deyim
(bir şeyi) yalın bir dille ifade etmek/anlatmak
put (something) into plain language
f.
421
Deyim
(bir şeyi) anlaşılır bir dille ifade etmek/anlatmak
put (something) into plain language
f.
422
Deyim
(bir şeyi) düz bir dille ifade etmek/anlatmak
put (something) into plain language
f.
423
Deyim
(bir şeyi) açıkça ifade etmek/anlatmak
put (something) into plain language
f.
424
Deyim
(bir şeyi) herkesin anlayabileceği bir dille ifade etmek/anlatmak
put (something) into plain language
f.
425
Deyim
(birine bir şeyi) tekrar anlatmak/açıklamak
run (something) by (one) again
f.
426
Deyim
(bir şeyi) basit/anlaşılır bir dille anlatmak
say (something) in plain language
f.
427
Deyim
(bir şeyi) düz bir dille anlatmak
say (something) in plain language
f.
428
Deyim
acısını/derdini (birine) açmak/anlatmak
share (one's) pain
f.
429
Deyim
başka/farklı bir hikaye anlatmak
tell a different, another tale/story
f.
430
Deyim
başka türlü/farklı anlatmak
tell a different, another tale/story
f.
431
Deyim
birinin söylediğiyle uyuşmayan bir şey anlatmak
tell a different, another tale/story
f.
432
Deyim
birkaç şey anlatmak
tell a thing or two
f.
433
Deyim
birine bir iki şey anlatmak
tell (or teach) someone a thing or two
f.
434
Deyim
-e anlatmak
tell to
f.
435
Deyim
her şeyini/özel hayatını herkesin içinde anlatmak
wash your dirty linen in public
f.
436
Deyim
(özellikle fantastik nitelikte) hikaye anlatmak
pitch a tale pitch a yarn
f.
437
Deyim
ballandıra ballandıra (anlatmak)
in glowing colors
zf.
438
Deyim
renklendirerek (anlatmak)
in glowing colors
zf.
439
Deyim
ballandıra ballandıra (anlatmak)
in glowing terms
zf.
440
Deyim
renklendirerek (anlatmak)
in glowing terms
zf.
441
Deyim
ballandıra ballandıra (anlatmak)
in glowing colours
zf.
442
Deyim
renklendirerek (anlatmak)
in glowing colours
zf.
443
Deyim
son anda kurtulunan olayları anlatmak için kullanılan kalıp
the jaws of (something)
expr.
444
Deyim
(birinin) anlatmak istediklerine kelimeler yetmiyor
words fail (one)
expr.
445
Deyim
ballandıra ballandıra (anlatmak)
in glowing terms
expr.
446
Deyim
renklendirerek (anlatmak)
in glowing terms
expr.
447
Deyim
ballandıra ballandıra (anlatmak)
in glowing colours [uk]
expr.
448
Deyim
renklendirerek (anlatmak)
in glowing colours [uk]
expr.
449
Deyim
ballandıra ballandıra (anlatmak)
in glowing colors [us]
expr.
450
Deyim
renklendirerek (anlatmak)
in glowing colors [us]
expr.
451
Deyim
anlaması mümkün olmayan birine bir şey anlatmak
like showing a dog a card trick
expr.
Speaking
452
Konuşma
açık saçık fıkralar anlatmak
tell dirty jokes
f.
453
Konuşma
anlatmak istediğim
what I try to tell
expr.
454
Konuşma
anlatmak istediğim
what I try to explain
expr.
455
Konuşma
anlatmak zor
it's hard to tell
expr.
456
Konuşma
bana anlatmak istediğin bir şeyler var mı?
is there something that you want to tell me?
expr.
457
Konuşma
bunu anlatmak zor
it's hard to tell
expr.
458
Konuşma
diğerlerine de anlatmak zorundayız
we have to tell the others
expr.
459
Konuşma
dün gece olanları bize anlatmak zorundasın
you have to tell us what happened last night
expr.
460
Konuşma
ne yaptığımı anlatmak istiyorum
I want to tell you what I did
expr.
461
Konuşma
ne olduğunu anlatmak ister misin?
do you want to tell me what happened?
expr.
462
Konuşma
neler olduğunu anlatmak ister misin?
do you want to tell me what happened?
expr.
463
Konuşma
ne olduğunu anlatmak ister misin?
you wanna tell me what happened?
expr.
464
Konuşma
sana anlatmak zorunda değilim
I don't have to tell you
expr.
465
Konuşma
sana anlatmak zorunda mıyım?
do I have to tell you?
expr.
466
Konuşma
sana anlatmak zorunda değilim
I don't need to tell you
expr.
Politics
467
Siyasal
olayı şöyle anlatmak
relate the incident as follows
f.
Computer
468
Bilgisayar
parametreler ile anlatmak
parameterise
f.
469
Bilgisayar
parametreler ile anlatmak
parameterize
f.
Medical
470
Medikal
kafanın belli bir durumunu anlatmak üzere kullanılan son ek
-cephaly
snk.
Education
471
Eğitim
ders anlatmak
cover a topic/subject
f.
472
Eğitim
ders anlatmak
lecture
f.
473
Eğitim
ders anlatmak
lecture on a topic/subject
f.
474
Eğitim
ders anlatmak
give a lecture
f.
475
Eğitim
ders anlatmak
give a lesson
f.
476
Eğitim
konu anlatmak
give a lecture
f.
477
Eğitim
konu anlatmak
lecture
f.
478
Eğitim
konu anlatmak
give a lesson
f.
479
Eğitim
konu anlatmak
lecture on a topic/subject
f.
480
Eğitim
konu anlatmak
cover a topic/subject
f.
481
Eğitim
(öğrencilere) basitleştirerek ders anlatmak
spoonfeed
f.
Literature
482
Edebiyat
örtmeceli olarak anlatmak
euphemize
f.
483
Edebiyat
örtülü anlatmak
euphemize
f.
484
Edebiyat
örtmeceli olarak anlatmak
euphemise
f.
485
Edebiyat
örtülü anlatmak
euphemise
f.
486
Edebiyat
söz sanatı ile anlatmak
rhetorize
f.
487
Edebiyat
kişileştirme ile anlatmak
rhetorize
f.
488
Edebiyat
söz sanatı ile anlatmak
rhetorise
f.
489
Edebiyat
kişileştirme ile anlatmak
rhetorise
f.
490
Edebiyat
(bir şeyin) tarihini anlatmak
historify
f.
Linguistics
491
Dilbilim
geçmişteki olayları anlatmak için kullanılan geniş zaman
historical present
i.
492
Dilbilim
yanlış cümle veya sözcüklerle anlatmak
misword
f.
Religious
493
Dini
yaşadığı dini deneyimleri başkalarına (sözleriyle veya hareketleriyle) anlatmak
witness
f.
Card
494
İskambil
briçte rakibe eli anlatmak amacıyla yapılan (hamle)
negative
s.
Cinema
495
Sinema
çekilmiş bir filmin öncesindeki olayları anlatmak için çekilen yeni film
prequel
i.
Archaic
496
Eski Kullanım
kısmen anlatmak
mince
f.
497
Eski Kullanım
azar azar anlatmak
mince
f.
498
Eski Kullanım
kelimeler ile anlatmak
depaint
f.
499
Eski Kullanım
ağlayarak anlatmak
outweep
f.
Slang
500
Argo
bildiği her şeyi anlatmak
spew one's guts out
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of anlatmak
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy