Geçmiş

at the point

"at the point" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	at the point zf.	tam vaktinde
2	Genel	at the point zf.	kertesinde

"at the point" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 48 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	the point arrived at i.	gelinen nokta
2	Genel	be at the point of death f.	ölmek üzere olmak
3	Genel	be at the point of f.	-mek üzere olmak
4	Genel	point the finger at f.	-i suçlamak
5	Genel	point the finger at f.	suçlamak
6	Genel	point the finger at f.	(suçluyu) işaret etmek
7	Genel	in articulo mortis (at the point of death) s.	ölüm anında olan
8	Genel	at the point of death zf.	ölüm halinde
9	Genel	at the point of zf.	-mesi halinde
10	Genel	at the point of zf.	eşiğinde
11	Genel	at the point of death zf.	ölmek üzere iken
12	Genel	at the point of death zf.	ölüm anında
Phrases
13	İfadeler	at this point of the story expr.	hikayenin bu noktasında
14	İfadeler	at the point of the bayonet expr.	süngü zoruyla
15	İfadeler	at the point of the bayonet expr.	zor kullanarak
16	İfadeler	at the point of the bayonet expr.	zorla
Idioms
17	Deyim	be at the boiling point f.	çok kızgın olmak
18	Deyim	point the bone at (someone or something) f.	önceden uyarmak
19	Deyim	point the bone at (someone or something) f.	geleceğinin parlak olmadığını söylemek
20	Deyim	point the bone at (someone or something) f.	sonu hayra alamet olmamak
21	Deyim	point the bone at (someone or something) f.	bir yere varılamamak
22	Deyim	point the bone at (someone or something) f.	suçlamak
23	Deyim	point the bone at (someone or something) f.	karalamak
24	Deyim	point the bone at (someone or something) f.	kara çalmak
25	Deyim	point the bone at (someone or something) f.	iftira atmak
26	Deyim	point the bone at (someone or something) f.	çamur atmak
27	Deyim	point the bone at (someone or something) f.	leke sürmek
28	Deyim	point the bone at (someone or something) f.	haksız yere suçlamak
29	Deyim	point the bone at f.	ihanet etmek
30	Deyim	point the bone at f.	yok oluşuna neden olmak
31	Deyim	point the bone at f.	mahvına neden olmak
32	Deyim	point the finger at someone f.	birisini suçlamak
33	Deyim	be at the turning point f.	dönüm noktasında olmak
34	Deyim	point the finger at f.	işaret etmek
35	Deyim	be at the point (of doing something) f.	(bir şeyi yapma) noktasında olmak
36	Deyim	point the bone at (someone or something) [australia] f.	(birinin veya bir şeyin) başarısız olacağını tahmin etmek
37	Deyim	point the bone at (someone or something) [australia] f.	(birinin veya bir şeyin) çökeceğini düşünmek
38	Deyim	point the bone (at) f.	beddua etmek
39	Deyim	point the finger (at somebody) f.	(birini) suçlamak
40	Deyim	point the finger (at somebody) f.	(birini) işaret etmek
41	Deyim	point the finger (at somebody) f.	(birini) sorumlu tutmak/göstermek
42	Deyim	point the finger (at somebody) f.	(birini) hedef göstermek
43	Deyim	point the finger at (one) f.	(birini) suçlamak
44	Deyim	point the finger at (one) f.	(birini) işaret etmek
45	Deyim	point the finger at (one) f.	(birini) sorumlu tutmak/göstermek
46	Deyim	point the finger at (one) f.	(birini) hedef göstermek
47	Deyim	at the point of doing something expr.	(bir şeyi yapma) noktasında
British Slang
48	İngiliz Argosu	point percy (at the porcelain) f.	işemek