Geçmiş

avantajlı durumda

"avantajlı durumda" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	avantajlı durumda	ahead of the game zf.
Colloquial
2	Konuşma Dili	avantajlı durumda	in the box seat [australia/new zealand] zf.
Idioms
3	Deyim	avantajlı durumda	front foot expr.
4	Deyim	avantajlı durumda	on the front foot expr.

"avantajlı durumda" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 62 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	başkasına göre avantajlı bir durumda olmak	have an advantage over someone f.
Phrasals
2	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) avantajlı durumda/konumda olmak	remain ahead of (someone or something) f.
Colloquial
3	Konuşma Dili	kimsenin avantajlı durumda olmadığı oyun	anyone's game i.
4	Konuşma Dili	birinden avantajlı durumda olmak	be one up on somebody f.
5	Konuşma Dili	birinden avantajlı durumda olmak	get one up on somebody f.
6	Konuşma Dili	birinden avantajlı durumda olmak	have one up on somebody f.
7	Konuşma Dili	(belli bir düzeyde/miktar) avantajlı durumda olmak	be ... to the good f.
8	Konuşma Dili	birinden avantajlı durumda olmak	be one up on someone f.
9	Konuşma Dili	avantajlı durumda olmak	have (one) up f.
10	Konuşma Dili	(birinden) avantajlı durumda	one up (on someone) expr.
Idioms
11	Deyim	avantajlı durumda olmak	be/stay one jump a head (of somebody/something) f.
12	Deyim	avantajlı durumda olmak	be ahead of the game f.
13	Deyim	avantajlı durumda olmak	remain ahead of the game f.
14	Deyim	avantajlı durumda olmak	stay ahead of the game f.
15	Deyim	avantajlı durumda olmak	get ahead of the game f.
16	Deyim	avantajlı durumda olmak	keep ahead of the game f.
17	Deyim	birine karşı avantajlı durumda olmak	have the edge over f.
18	Deyim	birine karşı avantajlı durumda bulunmak	have the upper hand on someone f.
19	Deyim	birine karşı avantajlı durumda bulunmak	get the upper hand on someone f.
20	Deyim	birisinden avantajlı durumda olmak	get the draw on someone f.
21	Deyim	rakiplerinden daha avantajlı durumda olmak	be ahead of the game f.
22	Deyim	rakiplerine göre daha avantajlı bir durumda olmak	be ahead of the game f.
23	Deyim	rakiplerine göre daha avantajlı bir durumda olmak	stay ahead of the game f.
24	Deyim	rakiplerinden daha avantajlı durumda olmak	remain ahead of the game f.
25	Deyim	rakiplerine göre daha avantajlı bir durumda olmak	get ahead of the game f.
26	Deyim	rakiplerine göre daha avantajlı bir durumda olmak	keep ahead of the game f.
27	Deyim	rakiplerinden daha avantajlı durumda olmak	keep ahead of the game f.
28	Deyim	rakiplerinden daha avantajlı durumda olmak	get ahead of the game f.
29	Deyim	rakiplerinden daha avantajlı durumda olmak	stay ahead of the game f.
30	Deyim	rakiplerine göre daha avantajlı bir durumda olmak	remain ahead of the game f.
31	Deyim	avantajlı durumda olmak	have the drop on f.
32	Deyim	karlı/avantajlı durumda olmak	have an easy time of it f.
33	Deyim	çok şanslı/avantajlı durumda olmak	have an easy time of it f.
34	Deyim	(birine) karşı avantajlı durumda olmak	get a leg up on (someone) f.
35	Deyim	(birine/bir şeye) karşı avantajlı durumda olmak	get the weather gage of (someone or something) f.
36	Deyim	(birinden/bir şeyden) avantajlı durumda olmak	have the wood on (someone or something) [australia/new zealand] f.
37	Deyim	avantajlı durumda/konumda olmak	keep one jump ahead f.
38	Deyim	avantajlı durumda olmak	be on the front foot f.
39	Deyim	(birinden/bir şeyden) hep avantajlı durumda olmak	be one jump ahead (of somebody/something) f.
40	Deyim	(birinden/bir şeyden) hep avantajlı durumda olmak	stay one jump ahead (of somebody/something) f.
41	Deyim	avantajlı durumda olmak	be well off f.
42	Deyim	birinden avantajlı durumda olmak	be up on somebody f.
43	Deyim	birinden avantajlı durumda olmak	have one up on somebody f.
44	Deyim	birinden avantajlı durumda olmak	get one up on somebody f.
45	Deyim	(birine karşı) avantajlı durumda olmak/durma geçmek	get the upper hand (over somebody) f.
46	Deyim	(birine karşı) avantajlı durumda olmak/durma geçmek	have the upper hand (over somebody) f.
47	Deyim	(birine karşı) avantajlı durumda olmak/durma geçmek	gain the upper hand (over somebody) f.
48	Deyim	(birine/bir şeye) karşı avantajlı durumda olmak	get an edge on (someone or something) f.
49	Deyim	(birine/bir şeye) karşı avantajlı durumda olmak	get the edge on (someone or something) f.
50	Deyim	(birine/bir şeye) karşı avantajlı durumda olmak	get an edge over (someone or something) f.
51	Deyim	(birine/bir şeye) karşı avantajlı durumda olmak	get the edge over (someone or something) f.
52	Deyim	-den avantajlı durumda olmak	get the draw on f.
53	Deyim	(birinden/bir şeyden) avantajlı durumda olmak	get the draw on (someone or something) f.
54	Deyim	avantajlı durumda olmak/duruma gelmek	get/have/gain the upper hand f.
55	Deyim	(birine karşı) avantajlı durumda olmak/duruma gelmek	get/have/gain the upper hand (over somebody) f.
56	Deyim	(birine/bir şeye) karşı avantajlı durumda olmak	have an edge over (someone or something) f.
57	Deyim	(birine/bir şeye) karşı avantajlı durumda olmak	have the edge over (someone or something) f.
58	Deyim	avantajlı konumda/durumda	(sitting) in the catbird seat s.
59	Deyim	avantajlı durumda/konumda	(sitting) in the catbird seat expr.
60	Deyim	avantajlı durumda/konumda	in pole position [uk] expr.
Sport
61	Spor	rakip takıma karşı sayıca avantajlı durumda olan	odd-man s.
Archaic
62	Eski Kullanım	avantajlı durumda olma	odds i.