ayrılan - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

ayrılan



"ayrılan" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 19 sonuç

Türkçe İngilizce
General
ayrılan leaver i.
ayrılan goer i.
ayrılan departer i.
ayrılan detached s.
ayrılan outgoing s.
ayrılan parted s.
ayrılan departing s.
ayrılan severalized s.
ayrılan severalised s.
ayrılan reserved s.
ayrılan off s.
ayrılan off s.
ayrılan insected s.
ayrılan panelized s.
ayrılan panelised s.
Trade/Economic
ayrılan outgoing s.
Technical
ayrılan diverging s.
Botanic
ayrılan distractile s.
ayrılan divaricate s.

"ayrılan" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 358 sonuç

Türkçe İngilizce
General
kadınlara ayrılan bölüm gynaecea i.
bir kimse veya kuruma ayrılan meblağ subsidy i.
sürüden ayrılan hayvan stray i.
bir yoldan ayrılan abjurer i.
kesişen sokaklarla ayrılan blok city block i.
kadınlara ayrılan bölüm gynaeceum i.
geçici olarak ayrılan eşler temporarily separated couple i.
sürüden ayrılan hayvan straggler i.
basın mensuplarına ayrılan yer press box i.
basında ayrılan yer press coverage i.
otoyola katılan veya otoyoldan ayrılan yol slip road i.
kollara ayrılan kısım fork i.
camekan sokaktan camla ayrılan sergileme yeri shopwindow i.
genelde ev yapımında ve yakıt olarak kullanılacak ağaç yetiştirmek için ayrılan alan woodlot i.
ayrılan kimse seceder i.
rüşvet olarak dağıtılmak üzere ayrılan fon slush fund i.
gruptan ayrılan kimse straggler i.
yer (gazetede bir konuya ayrılan) spread i.
izinsiz ayrılan absent without leave i.
ayrılan ya da bölünen şey separatrix i.
ayrılan süre allocated time i.
anayola çıkan veya anayoldan ayrılan yol side-road i.
devletten bağımsız ayrılan bütçe off-budget government entities i.
belli bir sınıfa ait insanlar için ayrılan yerleşim bölgesi planned community i.
görüşlerinden ötürü genel çoğunluktan ayrılan grup fringe element i.
düşünce farklılığı nedeniyle ana gruptan ayrılan grup splinter group i.
şirkette/kurumda ibadete ayrılan yer chapel i.
(bir yerden) ayrılan kimse eggresor i.
ıslah için ayrılan para betterment i.
birimden ayrılan kişilerin yerine gelen personel replacements i.
işten ayrılan kimse retreater i.
iradesi ile hayvandan ayrılan insan christian [dialect] i.
(ayrılan misafire içerisinde şarap ikram edilen) motifli kupa deoch-an-doruis [scotland] i.
bir yerden ayrılan kimse departee i.
ziyafet için ayrılan alan dining area i.
yarışta ana gruptan ayrılan bisikletçi grubu gruppetto i.
(korkuluk, çit ile) büyük bölümden ayrılan küçük alan loge i.
(bozuk paraları eşleştirerek) diğerlerinden ayrılan kimse odd man out i.
(ideal veya teorik sonsuzluktan ayrılan) gerçeklik infinitude i.
birine ayrılan koltuk installment [obsolete] i.
birine ayrılan yer installment [obsolete] i.
birine ayrılan koltuk instalment [obsolete] i.
birine ayrılan yer instalment [obsolete] i.
eskiden ingiliz ordusunda askerlere palto sağlamak için ayrılan para coat [obsolete] i.
eskiden ingiliz ordusunda askerlere palto sağlamak için ayrılan para coat money i.
kuruluştan ayrılan kimse come-outer i.
sergi veya müzenin belirli bir sergiye ayrılan bölümü court i.
bazı trenlerde engellilere, yaşlılara ve hamile kadınlara ayrılan ilk vagon courtesy coach i.
parçalara ayrılan şey dole i.
kollarının uçları iki sivri uca ayrılan haç cross double fitché i.
parfümlerde kullanılmak üzere uçucu yağlardan ayrılan kimyasal bileşik isolate i.
popülasyondan ayrılan nispeten homojen popülasyon isolate i.
ayrılan kimse discontinuer i.
dallanan veya ayrılan parçalardan biri divarication i.
birbirinden ayrılan pulların kenarlarında deliklerden yırtma sonucu meydana gelen diş perforation i.
kiliseden ayrılan kimse publican i.
düşünce farklılığı sebebiyle kiliseden veya dini bir cemaatten ayrılan kimse schismatic i.
kesilip ayrılan bölüm share [obsolete] i.
her bir okçuya ayrılan ok sayısı sheaf i.
ezilerek ayrılan parça crunch i.
(ortodoks kilisesinde) koro için ayrılan bank bölümü stasidion i.
(antik roma'da) dini törenlere ayrılan gün supplication [obsolete] i.
ayrılan yeri değiştirmek rebook f.
parçalara ayrılan dissected s.
bölümlere ayrılan compartmentalized s.
limandan ayrılan outbound s.
kıymak gibi incecik ayrılan ya da ince kesilen slivering s.
parçalara ayrılan (tüfek vb) sawn-off s.
parçalara ayrılan (tüfek vb) sawed-off s.
bölümlere ayrılan compartmentalised s.
dallara ayrılan ramous s.
üçe ayrılan trichotomous s.
tek kolda ikiye ayrılan bicipitous s.
iki parçaya ayrılan bifurcated s.
iki parçaya ayrılan bifurcous s.
iki dala ayrılan bifurcous s.
iki parçaya ayrılan bipartient s.
siyasi partiden ayrılan renunciatory s.
dentillere ayrılan denticulate s.
(çatı kornişinde bulunan) dişli kare kuşağa ayrılan denticulate s.
(arma) dikey çizgiler ile dört parçaya ayrılan paly s.
(arma) dikey çizgiler ile dörtten fazla bölüme ayrılan paly s.
kalitesizlik nedeniyle ıskartaya ayrılan cull s.
parçalara ayrılan insected s.
panellere ayrılan panelized s.
bölümlere ayrılan panelized s.
panellere ayrılan panelised s.
bölümlere ayrılan panelised s.
iskonto için ayrılan discountable s.
indirim için ayrılan discountable s.
bir gruba ayrılan sole s.
gruplara ayrılan sorted s.
ikiye ayrılan şekilde binately zf.
(iki karbon atomu tarafından ayrılan) benzen halkasının iki zıt pozisyon ilişkisi anlamına gelen ön ek par- ök.
Phrasals
yedek olarak ayrılan birini/bir şeyi kullanmaya başlamak fall back onto someone or something f.
yedek olarak ayrılan birini/bir şeyi kullanmaya başlamak fall back on someone or something f.
Phrases
bize ayrılan sürenin sonuna geldik that's all we have time for expr.
Proverb
sürüden ayrılan kuzuyu kurt kapar the lone sheep is in danger of the wolf
Colloquial
londra'nın başbakanlarına ayrılan bölge number ten i.
evde yaşlı anne baba için ayrılan daire granny pad i.
evde yaşlı anne baba için ayrılan daire granny pod i.
acil ihtiyaç durumları için ayrılan az miktarda para mad money i.
lüzumsuz/keyfi alışverişler için ayrılan cüzi bir para mad money i.
televizyonda veya radyoda dini yayınlara ayrılan süre godslot i.
Idioms
bir işten ayrılan bir kişiye verilen ikramiye a golden handshake i.
(hristiyan) kilise öğretilerinden ayrılan kimse autem prickear [obsolete] i.
sakince düşünmeye ayrılan süre quiet reflection i.
evde yaşlı anne baba için ayrılan daire granny flat i.
sürüden ayrılan yol the path less chosen i.
sürüden ayrılan yol the path less traveled i.
sürüden ayrılan yol the road less traveled i.
kişisel harcamaları için ayrılan şirket hesabından gereksiz ya da düzmece harcamalar yapmak pad one's expense account f.
kişisel harcamaları için ayrılan şirket hesabından gereksiz ya da düzmece harcamalar yapmak pad the expense account f.
(görüşleriyle, değerleriyle, inançlarıyla) ayrılan out of step expr.
(birinden/bir şeyden) (görüşleriyle, değerleriyle, inançlarıyla) ayrılan out of sync (with someone or something) expr.
Formal
bütünden ayrılan disaggregative s.
parçalara ayrılan disaggregative s.
Speaking
dün gece evden ayrılan birini gördün mü? did you see anyone leave the house last night? expr.
Trade/Economic
gayri safi yurtiçi hasıladan sermaye mallarının amortismanı için ayrılan ödenek düşüldüğünde kalan miktar net domestic product i.
amortisman için ayrılan para reserve for amortization i.
ana sözleşme gereği ayrılan yedekler reserves provided for by the articles of association i.
bebek doğurduktan sonra işten ayrılan kadın mommy track i.
bir imalat veya hizmet işinde kullanılmak üzere ayrılan fon working capital i.
bir konsorsiyum içinde kendine ayrılan borç tahvillerini satmayı, satılmayanları da satın almayı üstlenen banka underwriter i.
borçlar için ayrılan karşılık liability reserve i.
borçların ödenmesi için ayrılan fon loan fund i.
bir işe ayrılan para allowance i.
borsa salonunda vadeli işlem sözleşmelerinin alınıp satılmasına ayrılan salon ring i.
elden çıkarılan veya hurdaya ayrılan varlıkların maliyeti cost of fixed assets discarded i.
hisse senetlerinin sulandırılmasına karşı ayrılan güvence fonu antidilution provision i.
ilerde karın düşmesi durumunda temettü ödeyebilmek için ayrılan karşılıklar dividend equalization reserve i.
işletmenin kendi hisse senetleri için ayrılan yedekler reserve for own shares i.
itfa için ayrılan yedek redemption reserve i.
işten ayrılan her yüz kişi yerine alınan işçi sayısı replacement rate i.
işinden ayrılan işçi job leaver i.
işten ayrılan veya tekaüt edilen bir kimsenin işin bitiminde elde ettiği bir miktar para benefit severance i.
karşılık olarak ayrılan para fund i.
kardan ayrılan kısıtlanmış yedekler reserves on retained earnings i.
kazalar için ayrılan para reserve for accidents i.
kendi isteği ile işinden ayrılan işçi job leaver i.
nakit olarak ayrılan fon cash fund i.
olası zararlar için ayrılan karşılık paralar reserve for contingencies i.
olası durumlar için ayrılan ihtiyat fonu contingency reserves i.
olası zararlara karşılık olarak ayrılan fon contingency fund i.
öngörülen süre içerisinde belirli amaçlara harcanmak üzere ayrılan miktarlar appropriations i.
sabit varlıkların yenilenmesi amacıyla ayrılan fon renewal fund i.
sabit değerlerin bakım ve onarımı için muhasebe defterlerinde ayrılan karşılık maintenance reserve i.
sabit varlık alımı için ayrılan ödenek capital appropriation i.
sigorta edilmemiş riskler için işletme tarafından ayrılan karşılıklar insurance reserve i.
sermaye mallarının zarar görmesi gibi nedenlerle elden çıkmasına karşı ayrılan amortisman karşılıkları capital consumption allowance i.
şirket karından memur ve müstahdemlere ayrılan pay wage-dividend i.
şirket tarafından kardan ayrılan ihtiyatlar provisions i.
şirket tarafından kardan ayrılan ihtiyatlar reserves i.
vergi yasalarına göre ayrılan ihtiyatlar fiscal reserves i.
varlıkların yenilenmesi için ayrılan karşılık renewal provision i.
varlıkların yenilenmesi için ayrılan karşılık asset renewal provision i.
yatırım için ayrılan ödeneğin sınırlandırılması capital rationing i.
ayrı toplantı yapmak için büyük gruptan ayrılan küçük grup break-out group i.
belirli bir amaç için ayrılan bütçe budget i.
bir işin kendisine ayrılan zamandan önce bitmeyeceği yasası parkinsons law i.
bir işin kendisine ayrılan zamandan önce bitmeyeceği yasası parkinson's law i.
(arazi, karın bir bölümü) belirli amaç doğrultusunda kenara ayrılan şey set-aside i.
karkastan ilk ayrılan (kasaplık et) primal s.
Law
kazalara karşı ayrılan para reserve for accidents i.
tüzel kişilere ayrılan mülk mortmain i.
(roma ve iskoç yasalarına göre) babanın ölümü üzerine çocuklara ve bazen diğer mirasçılara ayrılan pay bairn's part i.
görüş olarak ayrılan dissenting s.
fikir olarak ayrılan dissenting s.
Politics
partiden ayrılan kimse deviationist i.
programın gerçekleşmesi için ayrılan miktar amounts devoted to the carrying out the programme i.
programın gerçekleştirilmesi için ayrılan miktar amounts devoted to carrying out the programme i.
realpolitikten ayrılan ütopist dış politika görüşü weltpolitik i.
seçim kampanyası için ayrılan fon campaign fund i.
güneydoğu asya islam cemaati'nden ayrılan muhafazakarların 2005 yılında kurduğu militan müslüman milis kuvvetleri mujahedeen kompak i.
çok sayıda üyesi ayrılan veya ihraç edilen meclis, komite gibi bir gruptan geri kalanlar rump i.
parlamentoda oturumlara katılmak isteyenlere ayrılan bölüm public gallery i.
parlamentoda oturumlara katılmak isteyenlere ayrılan bölüm strangers' gallery i.
milletvekillerine ayrılan soru-cevap saati question time i.
devlet harcamalarına ayrılan ödenek supply i.
(parlamentoda) kamu hizmeti ve savunma harcamalarına ayrılan ödenek supply i.
merkezden ayrılan centrifugal s.
Industry
(hizmet ya da ayrılan vakit karşılığında) ödeme yapılmamış unrecompensed s.
(hizmetin, ayrılan vaktin) karşılığı verilmemiş unrecompensed s.
Insurance
hasar fazlası reasüransından ayrılan asli sigorta underlying insurance i.
kalan malların satılmasını sağlamak üzere pamuk balyalarından ayrılan hasarlı malzeme pickings i.
katkı paylarının sabit oranda olduğu ve yan ödemelerin bu şekilde ayrılan paraya göre belirlendiği (emeklilik geliri) money-purchase s.
Media
gazete veya televizyonda bir konuya ayrılan yer ve zaman coverage i.
haberlerde ayrılan yer news coverage i.
yıllık yayında geçmiş yılda ölen birinin anısına ayrılan sayfa memorandum i.
basın mensuplarına ayrılan oda pressroom i.
Advertising
aracın iki yanında ayrılan reklam afişi alanı side position i.
haberle ilgili yazıların hemen yanında reklam için ayrılan yer next to reading matter i.
haberle ilgili yazıların hemen sonunda reklam için ayrılan yer following to reading matter i.
Technical
kağıt değirmeninde kağıt hamurundan ayrılan ve kısa elyaf, dolgu maddesi ve çözülebilir malzemeler taşıyan su backwater i.
ayrılan frekans assigned frequency i.
ayrılan katışkı segregating impurity i.
ayrılan öge segregating element i.
kısmi kristalleşme ile ayrılan parça fraction i.
süslediği yüzeyden dar bir olukla ayrılan boncuk bead and quirk i.
çizildiğinde parçalara ayrılan tavlanmamış camdan yapılmış şişe bologna vial i.
çizildiğinde parçalara ayrılan tavlanmamış camdan yapılmış şişe bologna flask i.
çizildiğinde parçalara ayrılan tavlanmamış camdan yapılmış şişe bologna phial i.
işlem sırasında ayrılan küçük parça cut i.
birbirinden ayrılan divergent s.
Computer
ayrılan bayt bytes served i.
ayrılan bayt reserved bytes i.
ayrılan bayt bytes reserved i.
ayrılan bağlantı noktası port allocates i.
ayrılan alan space reserved i.
ayrılan alan reserved space i.
ayrılan bant genişliği dedicated bandwidth i.
ayrılan bellek reserved memory i.
ayrılan istemci reserved client i.
virgülle ayrılan değerler comma separated values i.
Radio
bitüm emülsiyonlarında damıtma ile ayrılan bağlayıcı ve damıtık yakıt recovered binder and oil distillate from bitumen emulsions by distillation i.
Textile
ana parçadan ayrılan defolu kumaş bribe i.
Architecture
odanın limbrer ile ayrılan köşesi portal i.
Automotive
hurdaya ayrılan araç direktifi end-of-life vehicle directive i.
Railway
demiryolunun ana hattından ayrılan yan hat hole i.
sigara içenler için ayrılan yolcu vagonu smoking carriage i.
sigara içenler için ayrılan yolcu vagonu smoking compartment i.
Aeronautic
uçakların iş yolcularına ayrılan kısmı için en yaygın kullanılan isim club class i.
Marine
bir limana uğrayıp 12 saat içinde ayrılan bağımsız ticaret gemisi transient i.
gemide hamak asmak için ayrılan alan billet i.
(gemi) limandan ayrılan outbound s.
Mining
taban kayacındaki ana damardan ayrılan yan damar dropper i.
atık olarak ayrılan düşük kaliteli malzeme dump i.
su veya hava sebebiyle birbirinden ayrılan ve madenlerin keşfedilmesine yardımcı olan cevher parçaları shoad i.
birbirinden ayrılan cevher parçaları ile metal madeni damarlarının izini sürme shoading i.
kolayca küçük parçalara ayrılan (çatlaklı kömür) shelly s.
kolayca küçük parçalara ayrılan çatlaklı kömüre ait veya ilgili shelly s.
Medical
kan serumunda elektroforez ile parçalara ayrılan antijenleri tespit etmeye yönelik bir teknik immunoelectrophoresis i.
Anatomy
sinir yolu ve sinir ucu olmak üzere ikiye ayrılan, kalınlaşmış, sırtta yer alan dış deri plakası neural plate i.
corpora cavernosa doku bölgesinde ayrılan proksimal uçlardan her biri crus i.
kaburgası ayrılan fissicostate s.
Veterinary
(yeni zelanda) kist hidatik hastalığı şüphesi bulunan köpeklerin tedavisi için ayrılan bölge dosing strip i.
Food Engineering
eleme ile ayrılan kalın un topakları boxings i.
Gastronomy
kekin bazen ayrı yenmek üzere ayrılan üst kısmı muffin top i.
kaymaktan ayrılan inek sütünün sulu kısmı ile yapılan yumuşak bir norveç peyniri mysost i.
Math
sınırla ayrılan bir çift holomorfik fonksiyon hyperfunction i.
(cebirsel eğri veya yapı) düşük sayıda çarpanlarına ayrılan degenerate s.
Statistics
niceliklerle eşit olarak ayrılan sekiz alt kümeden biri octile i.
Physics
belirli bir koordinat sistemindeki cisimlerin dengesi veya hareketi ile ilgilenen, statik, devinimbilim ve kinematik olarak üçe ayrılan bir bilim dalı mechanics i.
Chemistry
ayrılan grup leaving group i.
molekülden ayrılan atom grubu residue i.
asimetrik bir karbon atomunun etrafındaki atomların pozisyonuyla birbirinden ayrılan iki izomerden her biri epimer i.
kostikten ayrılan granüllü sabun kitlesi curd i.
(iki karbon atomu tarafından ayrılan) benzen halkasının iki pozisyonu ile ilgili para s.
(iki karbon atomu tarafından ayrılan) benzen halkasının iki pozisyonu ile karakterize para s.
(iki karbon atomu tarafından ayrılan) benzen halkasının iki pozisyonunda olan para s.
Biology
lektriksel ortamda jel üzerinde göç ettirilen ve fraksiyonlarına ayrılan protein veya nükleik asitlerin bir destek tabakaya aktarıldıktan sonra özgül olarak belirlenmesi blotting i.
spermatidin spermatozoona dönüşümü sırasında ayrılan kalıntı sitoplazma blastophore i.
blot laboratuvar tekniğiyle ayrılan protein ve nükleik asitlerin iletildiği membran blot i.
mitoz hücre bölünmesinde bölünüp ayrılan kromozomların yeni çekirdek oluşturmadan önce kutuplara yakın şekilde gruplandığı aşama diaster i.
daralma sonucu ana kromozom gövdesinden ayrılan kısa parça satellite i.
daralma sonucu ana kromozom gövdesinden ayrılan kısa parça trabant i.
aynı derecedeki bir diğerinden ayrılan taksonomik birim segregate i.
yalnızca antijen hususunda birbirinden ayrılan mikroorganizmalar grubu serogroup i.
olgunlaşma sırasında oositten ayrılan küçük cisim/hücre polar body i.
ektoderm, endoderm ve mezoderm olmak üzere üç ana katmana ayrılan (embriyo) triploblastic s.
kendi kendine kısımlarına ayrılan autotomic s.
bölünüp ayrı blastomerlere ayrılan (yumurta) holoblastic s.
bölümlere ayrılan clastic s.
Biochemistry
sıvı plazmadan ayrılan kan hücrelerinin oluşturduğu preparat packed cells i.
Astrology
astrolojide gezegenlerin her birine ayrılan 30'ar derecelik burç dilimi term i.
her birbirinden 120 derece ile ayrılan her biri üç burçtan oluşan dört burç grubundan her biri trigon i.
her birbirinden 120 derece ile ayrılan her biri üç burçtan oluşan dört burç grubundan her biri triplicity i.
Zoology
tek toynaklılar ve çift toynaklılar olarak ikiye ayrılan, tırnakları toynak biçiminde gelişen memeli hayvanlar ungulata i.
gregarin tropozoitinde iki bölüme ayrılan ufak ön kısım protomerite i.
yumurtadan çıktıktan kısa süre sonra yuvadan ayrılan nidifugous s.
Botanic
pek çok ince katmana ayrılan kabuklara sahip, beyaz çiçekli bir amerikan çalısı ninebark (physocarpus) i.
ana bitkiden ayrılan vejetatif durgun tomurcuk turion i.
bazı bitkisel yağlar ısıtıldığında ayrılan jelatinimsi madde break i.
yaşlanma sonucu metabolizmadan ayrılan jelatinimsi madde break i.
avrupa'ya özgü sarı renkli çiçekleri ve at nalı şeklindeki eklemlerle ayrılan meyveleri olan odunsu ve çok yıllık bir bitki horseshoe vetch (hippocrepis comosa) i.
alglerde hücre bölünmesi ile ayrılan ve çoğalan filament bölümü hormogonium i.
çiçekleri dört veya beş bölüme ayrılan ve genellikle keskin kokuya sahip olan çift çenekli bitkilerden oluşan, geraniales takımına mensup bir familya rue family i.
çiçekleri dört veya beş bölüme ayrılan ve genellikle keskin kokuya sahip olan çift çenekli bitkilerden oluşan, geraniales takımına mensup bir familya family rutaceae i.
meyvenin olgunlaştığında meyveden ayrılan tek çekirdekli parçası coccus i.
işlem sırasında kakao çekirdeklerinden ayrılan kabuklar cocoa shells i.
tohumlarını bırakmak için tek bir birleşme yerinden ayrılan ve kabuğu sulu veya yumuşak olmayan tek bölmeli meyve follicle i.
olgunlaşınca birden fazla tek tohumlu bölüme ayrılan kuru meyve schizocarp i.
sapın apeksinden yayılan veya ayrılan ( temel damarların) radiate-veined s.
erkeklik organının ipçikleri iki kısma ayrılan androtomous s.
tek kolda ikiye ayrılan bicipital s.
(çiçek) iplikçikler tarafından üç veya daha fazla demete ayrılan erkek organı olan polyadelphous s.
belirli bir yöntem ile ayrılan bitki anlamına gelen son ek -chore snk.
Agriculture
sürüden ayrılan hayvan breakaway [australia] i.
bir tür yeşil çay bitkisinin tınaz makinesiyle ayrılan hafif ve iç yaprakları hyson skin i.
istiridye yetiştirmeye ayrılan arazi designation i.
Breeding
ana sürüden ayrılan kısım cut i.
sürüden ayrılan hayvan cutout i.
damızlık hayvanlara ayrılan stock s.
Social Sciences
(britanya'da) 1944'te çıkarılan istihdam yasası ile engelli kişilere ayrılan işler designated employment [uk] i.
belirli özellikleriyle çevresinden ayrılan grup veya alan island i.
Education
ortaçağ'da yedi beşeri ilimin üç kola ayrılan alt bölümü trivium i.
kayıtlı olduğu eğitim kurumundan ayrılan öğrenci withdrawer i.
anaokuluna başlama yaşı gelmemiş çocuklar için ayrılan sınıf pre-k i.
anaokuluna başlama yaşı gelmemiş çocuklar için ayrılan sınıf prekindergarten i.
Literature
onlu gruplara ayrılan bir kitabın yazarı decadist i.
avrupa gazetelerinde deneme, eğlence gibi konulara ayrılan bölüm feuilleton i.
Linguistics
(işaretli sözcük) kendisinden sonra gelen sözcükten ayrılan distinctive s.
History
derebeyliğe ait bir kalenin bakımı ve savunması için ayrılan bölge castlery i.
abd iç savaşından sonra birlikten ayrılan devletlerin tekrar birleşmesiyle konfederasyonun tekrar kurulması reconstruction i.
abd iç savaşından sonra birlikten ayrılan devletlerin tekrar birleşmesiyle konfederasyonun tekrar kurulması reconstruction period i.
ingiltere'nin eski dönemlerinde avam kamarası'nda parlamentoyu izleyen kadınlara ayrılan özel bölüm ladies' gallery i.
geçmişte güney afrika'da siyahilere ayrılan planlı kentsel yerleşim township i.
Religious
kilisede rahip ve rahibe adaylarına ayrılan yer noviciate i.
hollanda'da 1610'da resmen kalvinizm'den ayrılan, arminian mezhebine mensup bir grup kişiden her biri remonstrant i.
genellikle gün doğumundan sonraki üçüncü saatte ibadet için ayrılan saat terce i.
genellikle gün doğumundan sonraki üçüncü saatte ibadet için ayrılan saat tierce i.
(katoliklerde) bayram öncesi dua için ayrılan üç günlük süre triduum i.
(roma katoliklerinde) bayram öncesinde dua için ayrılan üç günlük süre triduo i.
sadaka dağıtımına ayrılan kilise binası ambry [obsolete] i.
sadaka dağıtımına ayrılan kilise binası almonry i.
bazı kiliselerde ibadet edenler için ayrılan yer amen corner i.
bazı kiliselerde ibadet edenler için ayrılan yer oturağı amen seat i.
17. yüzyıl sonlarında mennonitlerden ayrılan, ortodoks olup vaftize karşı çıkan bir hristiyan mezhebi amish sect i.
kendi içinde çeşitli kollara ayrılan, doğa tabanlı, dogmatik olmayan çağdaş bir pagan dini wicca i.
(kilisede) nef ve kutak tarafından ayrılan bölüm quire i.
koroda baş papaza ayrılan bölüm decanal stall i.
18. yüzyılda roma katolik kilisesi'nden ayrılan katolik kiliseleri old catholic church i.
abd'de roma katolik kilisesi'nin hiyerarşik otoritesini reddederek kilise'den ayrılan birkaç küçük kiliseden birinin üyeleri old catholics i.
(roma katolik kilisesi'nde) vatikan'a ayrılan maaşlı papazlık makamları için adayları değerlendiren makam dataria i.
(roma katolik kilisesi'nde) vatikan'a ayrılan maaşlı papazlık makamları için adayları değerlendiren makamın başındaki kardinal datary i.
ingiliz kilisesi'nden ayrılan kimse separationist i.
presbiteryen kilisesi'nden 1843'te ayrılan iskoçya özgür kilisesi'nin prensipleri freechurchism i.
hollanda'da 1610'da resmen kalvinizm'den ayrılan, arminian mezhebine mensup grup ile ilgili remonstrant s.
kolları çıpa ucu gibi ikiye ayrılan (haç) anchory s.
kolları çıpa ucu gibi ikiye ayrılan (haç) ancrée s.
doktrinler nedeniyle roma katolik kilisesi'nden ayrılan birkaç küçük ulusal kiliseye ait veya ilgili old catholic s.
Environment
soyu tükenmekte olan canlıların korunması için ayrılan bölge refugium i.
Geography
mercan kayalıkları veya kıyı kordonuyla açık denizden ayrılan su kütlesi laguna i.
mercan kayalıkları veya kıyı kordonuyla açık denizden ayrılan su kütlesi lagune [rare] i.
yeni zelanda'nın güney adasından cook boğazı ile ayrılan kısmı north island i.
dünya yüzeyinin ekvatorla ayrılan yarısı hemisphere i.
kıyıdan lagünle ayrılan kum seti barrier i.
kuzey amerika'da sonradan kuzey-güney olarak ikiye ayrılan eski ingiliz kolonisi carolina i.
1975'te güneydoğu-orta iskoçya'da kurulan ve 1996'da dört bölgeye ayrılan eski bir yerel yönetim bölgesi lothian region i.
bering boğazı'nda yer alıp abd-rusya sınırı ile idari olarak ayrılan iki küçük ada diomede islands i.
kıyıya paralel uzanan ve kıyıdan genellikle lagünle ayrılan alçak kum tepesi barrier i.
Geology
mineral damarlar sayesinde çevre kayaçlardan ayrılan ana kaya gövdesi rider i.
kireçtaşı kaplamanın bitişiğindeki bölümlerden çözelti çatlaklarıyla ayrılan bölümü clint i.
kolayca ayrılan fissile s.
Military
askerlikten ayrılan separatee i.
bütçe ile ayrılan tahsisat appropriation i.
konvoydan ayrılan convoy leaver i.
uçuş sırasında uçaktan ayrılan yük (bomba roket vb) expendable store i.
Card
briçte tek sayılı ellerde kazanılan skora ayrılan skor sayfası bölümünde olan below-the-line s.
Mythology
yunan mitolojisinde kişilere ayrılan hayat ipliğini ölüm çubuğuyla ölçen, kaderin üç tanrıçasından biri lachesis i.
Bookbindery
kitap omurgasının bantları arasında başlık için ayrılan alan title i.
kitap omurgasının bantları arasında başlık için ayrılan alan title space i.
Printery
sayfa sonunda bulunduğu için paragrafın geri kalan bölümünden ayrılan ilk satır club line i.
Archaic
bitkinin aşılama için ayrılan canlı kısmı graff i.
(gün veya mevsim) ayinlere ayrılan solemn s.
Slang
gruptan ayrılan kişi odd-ball i.
partiden erken ayrılan kimse piker [australia/new zealand] i.
Modern Slang
internet üzerinden oynanan oyunlarda klavye başından ayrılan oyuncu afking i.