büyük ihtimalle - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

büyük ihtimalle



"büyük ihtimalle" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 29 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
büyük ihtimalle likely zf.
General
büyük ihtimalle in all likelihood zf.
büyük ihtimalle supposably zf.
büyük ihtimalle most probably zf.
büyük ihtimalle presumably zf.
büyük ihtimalle very likely zf.
büyük ihtimalle most likely zf.
büyük ihtimalle presumedly zf.
büyük ihtimalle highly likely zf.
büyük ihtimalle it’s more than likely zf.
büyük ihtimalle quite likely zf.
büyük ihtimalle odds are zf.
büyük ihtimalle presumptively zf.
Phrases
büyük ihtimalle as likely as not expr.
büyük ihtimalle five will get you ten expr.
büyük ihtimalle (the) odds are (that) expr.
Colloquial
büyük ihtimalle in all likelihood zf.
büyük ihtimalle in all probability zf.
büyük ihtimalle like enough expr.
büyük ihtimalle as likely as not expr.
büyük ihtimalle most/very likely expr.
büyük ihtimalle likely as not expr.
Idioms
büyük ihtimalle a good bet i.
büyük ihtimalle a safe bet i.
büyük ihtimalle all lombard street to a china orange expr.
büyük ihtimalle like as not expr.
Speaking
büyük ihtimalle there's a good chance of that expr.
Slang
büyük ihtimalle prolly zf.
British Slang
büyük ihtimalle happen expr.

"büyük ihtimalle" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 26 sonuç

Türkçe İngilizce
General
büyük bir ihtimalle meydana gelmek be slated f.
büyük bir ihtimalle probably zf.
(büyük) ihtimalle likely zf.
Phrases
büyük bir ihtimalle as likely as not expr.
Colloquial
büyük bir ihtimalle in all probability zf.
büyük bir ihtimalle in all likelihood zf.
çok büyük/yüksek olasılıkla/ihtimalle a pound to a penny expr.
büyük ihtimalle/olasılıkla the betting (line) is (that) expr.
büyük ihtimalle/olasılıkla the betting is that expr.
büyük ihtimalle/olasılıkla the betting is (that) expr.
büyük ihtimalle ölecek fixing to die expr.
büyük bir ihtimalle likely as not expr.
Idioms
çok büyük/yüksek olasılıkla/ihtimalle (bir şey olacağını veya durumun öyle olduğunu) düşünmek bet (someone) a pound to a penny f.
büyük ihtimalle/olasılıkla başaracak olmak be in with a shout f.
(bir şeyi/bir şeyi yapmayı) büyük ihtimalle/olasılıkla başaracak olmak be in with a shout (of something/of doing something) f.
çok büyük ihtimalle all but certain to expr.
büyük ihtimalle/yüksek ihtimalle all lombard street to a china orange expr.
internet üzerinden yapılan bir tartışma uzadıkça büyük ihtimalle/çoğunlukla adolf hitler veya nazilerle ilgili bi karşılaştırma yapılır godwin's law expr.
internet üzerinden yapılan bir tartışma uzadıkça büyük ihtimalle/çoğunlukla konu adolf hitler'e veya nazilere gelir godwin's law expr.
çok büyük olasılıkla/ihtimalle wager (someone) a pound to a penny expr.
(bir şeyi) yakından incelersen büyük ihtimalle altından (başka bir şey) çıkar scratch (something) and you'll find (something else) expr.
(bir şeyi) eşelersen altından büyük ihtimalle (başka bir şey) çıkar scratch (something) and you'll find (something else) expr.
büyük ihtimalle/olasılıkla başaracak in with a shout expr.
(bir şeyi) yakından incelersen büyük ihtimalle altından (başka bir şey) çıkar scratch a and you'll find b expr.
(bir şeyi) eşelersen altından büyük ihtimalle (başka bir şey) çıkar scratch a and you'll find b expr.
Speaking
büyük ihtimalle onlara doğruyu söylemeyeceğim I probably won't tell them the truth expr.