bırakılan - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bırakılan



"bırakılan" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bırakılan left s.
Computer
bırakılan dropped s.

"bırakılan" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 196 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bırakılan izlerin birini belirli bir yere kadar götürmesi trace to i.
bırakılan şeyler settlement i.
kitabin iki kapak içi ile boş bırakılan ön ve arka sayfaları endleaf i.
korunmak için birine veya bir yere bırakılan eşya safety deposit i.
haklardan mahrum bırakılan kimse alien i.
bırakılan şey settlement i.
kitabin iki kapak içi ile boş bırakılan ön ve arka sayfaları endpaper i.
bir işte aracılık yapan kimseye bırakılan yüzdelik (simsariye) commission i.
gece açık bırakılan loş ışık night-light i.
nadasa bırakılan toprak fallow i.
vasiyetle bırakılan mülk devise i.
üzerine süt veya krema eklenebilmesi için kahve fincanında bırakılan boşluk room for cream i.
özgür bırakılan kimse redemptionary i.
geride bırakılan şeyler trail i.
görgü kuralı olarak tabakta bırakılan porsiyon manners bit i.
alım satımlarda tedbiren bırakılan depozito payı margent i.
ıssız adada tek başına bırakılan kimse maroon i.
rehin olarak verilen veya bırakılan bir kimse veya şey wed [dialect] [uk] i.
gemi ambarını istiflerken boş bırakılan alan breakage i.
geride bırakılan şey holdover i.
geride bırakılan şey holdover i.
suçluların suç mahallinden çabuk kaçabilmesi için çalışır durumda bırakılan araba getaway car i.
kafanın iki yanının tıraşlanıp yalnızca ortada şerit bırakılan bir saç şekli iroquois i.
sonradan eklenecek bir şeye yer açmak için klavyeyle geçici olarak bırakılan boşluk deadwood i.
patende buz üzerinde bırakılan işaret print i.
(köse suratta bırakılan) kısa bıyık sideburns i.
hava gemisinden bırakılan bir çeşit kontrol aracı sidecar i.
(köse suratta bırakılan) kısa bıyık sidelevers i.
arkada bırakılan iz sign i.
serbest bırakılan liberated s.
dışta bırakılan excluded s.
kasten bırakılan intentionally left s.
isteyerek bırakılan intentionally left s.
kuvvetli rüzgara maruz bırakılan blasty s.
geride bırakılan marooned s.
ağır saldırıya maruz bırakılan hard-pressed s.
yoksun bırakılan deprivable s.
(seramik) ateşe doğrudan maruz bırakılan open-fire s.
sonra bırakılan imprompt s.
cezasız bırakılan impune s.
kullanım dışı bırakılan dormant s.
devre dışı bırakılan dormant s.
yalnız bırakılan set-apart s.
mecbur bırakılan shotgun s.
saf dışı bırakılan sick s.
serbest bırakılan emancipated s.
dışta bırakılan excl (excluded) kısalt.
Phrasals
birinin ölümü üzerine bırakılan mülkü pay etmek cut up f.
boş bırakılan yerleri doldurarak soruları cevaplamak fill in f.
boş bırakılan yerleri gerekli bilgilerle doldurmak fill in f.
oy pusulasında ismi listelenmemiş bir adaya ismini boş bırakılan alana yazarak oy vermek write in f.
oy pusulasında listelenmemiş bir adayı boş bırakılan yere yazarak oy vermek write someone in (on something) f.
bırakılan şeye tekrar dönmek slip back f.
Proverb
sürüncemede bırakılan şey hiçbir zaman yapılmaz any time means no time
Colloquial
oy pusulasında ismi listelenmemiş olup boş bırakılan alana ismi yazılarak oy verilen aday write-in i.
yerde bırakılan kıyafet yığını floordrobe i.
Idioms
ardında bırakılan imza calling card [us] i.
ardında bırakılan imza a calling card [us] i.
ardında bırakılan işaret calling card [us] i.
ardında bırakılan işaret a calling card [us] i.
ardında bırakılan iz calling card [us] i.
ardında bırakılan iz a calling card [us] i.
ardında bırakılan delil calling card [us] i.
ardında bırakılan delil a calling card [us] i.
ilk bakışta bırakılan izlenim face value i.
hitap edilen kişinin/okuyucunun görüşüne bırakılan konu exercise for the reader i.
hitap edilen kişinin/okuyucunun yorumuna bırakılan konu exercise for the reader i.
hitap edilen kişi/okuyucu için ucu açık bırakılan konu exercise for the reader i.
hitap edilen kişiye/okuyucuya bırakılan konu exercise for the reader i.
mirastan yoksun bırakılmış/bırakılan cut off without a shilling/cent s.
mirastan yoksun bırakılmış/bırakılan cut off with a shilling/cent s.
mirastan yoksun bırakılmış/bırakılan cut off without a penny [dated] s.
pazarlama ve reklam yasaktır (ev ve iş yerlerinin posta kutularına bırakılan istenmeyen ilanlarla ilgili bir uyarı levhası) no hawkers, no circulars expr.
(olumsuz bir şeye) maruz kalan/bırakılan on the receiving end expr.
Trade/Economic
sonraki zamana bırakılan şey carry-over i.
dalgalanmaya bırakılan para floating currency i.
hariç bırakılan risk excluded risk i.
işletmede bırakılan karlar contributed surplus i.
kayıt dışı bırakılan işlemler unrecorded transactions i.
lehine mal bırakılan kişi legatee i.
ortaklarca işletmede bırakılan karlar contributed surplus i.
vasiyetname ile bırakılan bağış bequest i.
vasiyetname ile bırakılan mal veya varlık legacy i.
ekim dışı bırakılan arazi set-aside i.
Law
baba tarafındaki bir kimseden bırakılan miras paternal inheritance i.
baba tarafından bırakılan miras paternal inheritance i.
baba tarafındaki bir kimseden miras bırakılan mal paternal property i.
emanete bırakılan mal beyannamesi declaration of trust i.
kendisine mirasla taşınmaz bırakılan devisee i.
kefaletle serbest bırakılan birinin mahkeme huzuruna çıkmaması jump bail i.
kendisine mal bırakılan kimse abandonee i.
kefaletle serbest bırakılan birinin mahkeme huzuruna çıkmaması skip bail i.
lehine mal bırakılan kişi specific legatee i.
miras bırakılan gayrimenkul mallar corporeal hereditaments i.
miras bırakılan gayrimenkul mal corporeal hereditament i.
mirası saktı hisseli mirasçılara bırakılan vasiyetname officious will i.
üçüncü kişiye yeddi emin olarak bırakılan şey escrow i.
vasiyetname ile bırakılan şey bequest i.
kendisine miras bırakılan kimse legatee i.
mahkemenin çocuğun velayetinden yoksun bırakılan akrabaya tanıdığı çocuğu düzenli ziyaret etme hakkı visitation right i.
(iskoç hukukunda) kendisine mülk miras bırakılan kimse institute i.
(medeni hukukta) kendisine vasiyet olarak mülk bırakılan bir vasi institute i.
miras bırakılan transitive s.
Technical
cam şekillendirme sürecinin öncesinde fırında bırakılan küçük açıklık nose hole i.
art arda uniform iklim şartlarına maruz bırakılan kapı kanatlarının nem değişimleri karşısındaki davranışı behavior under humidity variations of door leaves exposed to successive uniform climates i.
art arda uniform iklim şartlarına maruz bırakılan kapı kanatlarının nem değişimlerine karşı davranışı behavior under humidity variations of door leaves placed in successive uniform climates i.
düşük enerjili bir ısı kaynağına maruz bırakılan polimerik malzeme polymeric material exposed to a low energy source of heat i.
fazla / istenmeyen basıncı kendiliğinden dışarı bırakılan valf safety valve i.
hareket eden bir gemi tarafından suda bırakılan iz wake i.
küçük bir aleve maruz bırakılan küçük deney numunesi small specimen subjected to a small frame i.
beyaz kurşun üretiminde karbon diokside maruz bırakılan ince kurşun levha buckle i.
kalıbın tepesinde hava çıkması veya fazladan metal eklenmesi için bırakılan boşluk riser i.
atmosferde serbest bırakılan kağıdın düzlemden ayrılma derecesi curl i.
Computer
hacker tarafından kaynağına bırakılan bilginin izini sürerek sistemi kimin hacklediğini ortaya çıkarma süreci back hack i.
bırakılan kare framesdropped i.
bırakılan veri paketleri burst packets dropped i.
bırakılan kare frames dropped i.
bırakılan burst paketleri burst packets dropped i.
bırakılan nokta drop point i.
bırakılan paket dropped packets i.
bırakılan paketler packets dropped i.
bırakılan paketler dropped packets i.
web sayfasında metnin altında bırakılan boşluktan sonra after the jump expr.
Informatics
bırakılan nokta drop point i.
Electric
düşük voltaja maruz bırakılan low-voltage s.
alçak gerilime maruz bırakılan low-voltage s.
Textile
iplik eğrilirken bırakılan düğüme benzer ufak kabartı nub i.
Architecture
savunma amaçlı bırakılan açıklıklarından saldıranların üzerine kızgın yağ veya taş dökülen siperlikli taş balkon moucharaby i.
Construction
çekiçle işlenmiş bir kesme yapı taşının diğer bir yapı taşı ile birleşeceği kısımlarının yakınında bırakılan pürüzsüz kenar payları margin draft i.
binayı nemden koruması için temelin dışında bırakılan küçük açık alan dry area i.
Dyeing
kaplanmış veya boyanmış yüzeyde kazara açıkta bırakılan nokta holiday i.
Furniture
minder veya koltuk arkalığı için bırakılan pay boxing i.
Aeronautic
paraşütle aşağı bırakılan insanlar drop i.
paraşütle aşağı bırakılan malzeme drop i.
Marine
dalgıcın orada olduğunu belirtmek üzere suyun üstüne bırakılan ve halatla bir yere bağlanan küçük şa surface marker buoy i.
yumurta bırakılan zemin spawning ground i.
dalga serpintisinden korunmak için denize bırakılan yağ torbası oil bag i.
nansen şişesi gibi aletleri çalıştırmak için aşağıya bırakılan pirinç ağırlık messenger i.
hareket halindeyken serbest bırakılan bobin ilmeği fake i.
hareket halindeyken serbest bırakılan bobin ilmeği flake i.
makara dilin üzerinden halat geçmesi için bırakılan boşluk crown i.
Petrol
(eskiden) sondaj kuyusuna bırakılan ağırlık veya torpil go-devil i.
Mining
terk edilen madenlerde bırakılan atıklar gob i.
kömür çıkarıldıktan sonra kazı yerinde bırakılan atık gobbing i.
kömür çıkarıldıktan sonra kazı yerinde bırakılan atık gob stuff i.
Medical
timüs bezlerini etkisiz hale getiren genetik mutasyon sonucunda aşırı derecede azalan t-hücreleri yüzünden bağışıklık sistemi devre dışı bırakılan laboratuvar faresi nude mouse i.
bırakılan şeye yeniden meyletme slip i.
Gastronomy
tüketimden önce fermantasyona bırakılan viski ve bal karışımı atholl brose [scottish] i.
Physics
ses dalgalarına maruz bırakılan şey sonicate i.
Zoology
yumurta bırakılan yer nidamentum i.
Agriculture
tarlada sınır olarak sürülmeden bırakılan çim alan carpetway i.
nadasa bırakılan toprak fallow land i.
kışın nadasa bırakılan toprak winter fallow i.
kış boyunca arazilerde biçilmeden bırakılan uzun ve kaba otlar fog i.
(sığırı) kış boyunca arazilerde biçilmeden bırakılan uzun ve kaba otlarla beslemek fog [uk] f.
Breeding
kırkma döneminde sona bırakılan koyun cobbler [australia] i.
hayvanları kışın otlatmak için büyümeye bırakılan otlar foggage i.
anız ile beslenmek üzere serbest bırakılan at stibbler i.
Forestry
ağaç kesme sonrasında ormanda bırakılan ağacın üst dalları lap i.
(yeni filiz oluşumu için bırakılan) kısa ağaç kökü snag i.
Fishery
gece boyunca balık yakalaması için suda bırakılan olta night-line i.
turna balıkçılığında kullanılan, gece boyu suda bırakılan olta trimmer i.
History
antik sparta'da askerlik hizmetine ödül olarak devletçe özgür bırakılan köle neodamode i.
roma'ya tutsak olarak götürülüp sonrasında serbest bırakılan yahudilerin neslinden gelenlerin ms. 1. yüzyılda kudüs'te kurduğu sinagogun mensubu libertine i.
kalelerde ok atmak için açık bırakılan dar, ince, uzun aralık arrow-slit i.
Archaeology
bir dönem alet olarak kullanılıp sonradan bırakılan taş reject i.
kazı çukurları arasında bırakılan kazılmamış arazi şeridi baulk i.
Environment
hayvansal ve bitkisel varlığını korumak amacıyla doğal halinde bırakılan arazi parçası nature reserve i.
yoğun kesim yapılmış alanı gözden saklamak için kesilmeden bırakılan dar ormanlık arazi şeridi beauty strip i.
Geology
yuva yapan organizmalar tarafından bırakılan iz domichnia i.
Military
mevzilendirilmiş kuvvetler tarafından bırakılan savaş ekipmanı remain-behind equipment i.
askeri enkaz/çöp (askeri işgal sonrası bırakılan) military junk i.
temasta bırakılan müfreze detachment left in contact i.
düşmanı ateşe tutmak için yapıda bırakılan savunma amaçlı açıklıkların inşası machicolation i.
(deniz savaşında) süpürme veya mayın avı sırasında kasıtsız olarak bırakılan boşluk holiday i.
kumanda merkezi dışında bırakılan alan out-quarters i.
planör uçaktan bırakılan bomba ile bombalamak glide-bomb f.
Hunting
başparmakla serbest bırakılan thump release i.
Sport
(golf) belirlenmiş bir parkurda bulunup maça karar verildikten sonra oynanmadan bırakılan delik bye i.
rakibi saldırmaya teşvik için kasten açık bırakılan çizgi invitation i.
Football
(gal futbolunda) aşağıya bırakılan topu ayak ucuyla yükseltip tekrar elle tutmak solo f.
Baseball
(atak takım vurucusu) oyun dışı bırakılan fanned s.
Wagering
kazara açık bırakılan bahis sleeper i.
Music
rock konserlerinde sahnenin önünde pogo yapılması için boş bırakılan alan pit i.
Photography
(tonlandırma) farklı ton değerlerine maruz bırakılan ara negatifler yapma lith processing i.
Librarianship
basılı materyalde bırakılan boş sayfa veya numune sayfası dummy i.
Mythology
avrupa halk hikayelerinde, periler tarafından çalınan bebeğin yerine bırakılan mahluk changeling i.
periler tarafından çalınan çocuğun yerine bırakılan çocuk elf child i.
avrupa halk hikayelerinde periler veya elfler tarafından çalınan bebeğin yerine bırakılan mahluk oaf [obsolete] i.
Latin
baba tarafından bırakılan miras patrimonium i.
baba tarafındaki bir kimseden bırakılan miras patrimonium i.
Archaic
(bir insan veya hayvan tarafından bırakılan) iz trade i.
Entomology
yara içine bırakılan larva blow i.
Slang
(ısıtmak amacıyla) çalışır durumda bırakılan araba puffer car i.
sona bırakılan koz ace in the hole i.
ağzın etrafında ve çenede bırakılan bıyık ve sakal modeli pudding ring i.