bağlı olmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bağlı olmak



"bağlı olmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 58 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
bağlı olmak depend f.
General
bağlı olmak pivot f.
bağlı olmak pay homage to f.
bağlı olmak hinge on f.
bağlı olmak contingent upon f.
bağlı olmak be subject to f.
bağlı olmak be contingent upon f.
bağlı olmak interconnect f.
bağlı olmak adhere f.
bağlı olmak belong to f.
bağlı olmak turn on f.
bağlı olmak be bound up with f.
bağlı olmak hang on f.
bağlı olmak reside f.
bağlı olmak be affiliated with f.
bağlı olmak be attached to f.
bağlı olmak cleave f.
bağlı olmak appertain f.
bağlı olmak relate f.
bağlı olmak consist in f.
bağlı olmak consist f.
bağlı olmak be linked f.
bağlı olmak depend upon f.
bağlı olmak subjected to f.
bağlı olmak hang f.
bağlı olmak sit under f.
bağlı olmak connect f.
bağlı olmak reside in f.
bağlı olmak adhere to f.
bağlı olmak be interdepend f.
bağlı olmak gear to f.
bağlı olmak rest on f.
bağlı olmak subject to f.
bağlı olmak be tied to f.
bağlı olmak be based on f.
bağlı olmak hinge f.
bağlı olmak be bound up f.
bağlı olmak rely to [obsolete] f.
bağlı olmak turn f.
bağlı olmak ride f.
bağlı olmak pend [dialect] f.
bağlı olmak follow f.
bağlı olmak subscribe f.
Phrasals
bağlı olmak dwell in f.
bağlı olmak dwell on f.
bağlı olmak lie on f.
bağlı olmak rest with f.
bağlı olmak pivot around (something) f.
bağlı olmak affiliate with f.
bağlı olmak ride on f.
Idioms
bağlı olmak have under the girdle f.
bağlı olmak come down to something f.
Trade/Economic
bağlı olmak be affiliated to f.
bağlı olmak be bound f.
bağlı olmak depend f.
Technical
bağlı olmak depend on f.
Medical
bağlı olmak cleave into f.
Archaic
bağlı olmak long f.

"bağlı olmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 126 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
(fikir) sıkı sıkıya bağlı olmak hug f.
General
bağlı adaları hariç olmak üzere kesintisiz büyük kara parçası mainland i.
bir şey başka bir şeye bağlı olmak be conditioned by f.
geçmişine bağlı olmak cling f.
tarikata bağlı olmak be a dedicated follower of a cult f.
yürekten bağlı olmak be bond with somebody at heart f.
birine fazla bağlı olmak be tied to someone's apron strings f.
bağlı olmak (birine) be up to f.
birine yürekten bağlı olmak be bond with somebody at heart f.
bağlı olmak (hatıra vb'ne) cling f.
yürekten bağlı olmak be bonded at the heart f.
tarikata bağlı olmak be a member of a religious order f.
başı bağlı olmak be tied down f.
başı bağlı olmak be dependent f.
yakından bağlı olmak be closely linked with f.
kendi fikirlerine sıkı sıkıya bağlı olmak be unduly attached to one's own opinions f.
gönülden bağlı olmak carry a torch f.
derinden bağlı olmak be deeply loyal to f.
derinden bağlı olmak be deeply committed to f.
derinden bağlı olmak be deeply attached f.
derinden bağlı olmak be deeply bound up with f.
şansa bağlı olmak depend on luck f.
şansa bağlı olmak be dependent on luck f.
şansa bağlı olmak be contingent upon a future event f.
şansa bağlı olmak depend on chance f.
şansa bağlı olmak be occasional f.
şansa bağlı olmak be depending on luck f.
şansa bağlı olmak be aleatory f.
şansa bağlı olmak be dependent on chance f.
şarta bağlı olmak be conditioned f.
şarta bağlı olmak be dependent on a condition f.
-e bağlı olmak hinge upon f.
-e bağlı olmak hinge on f.
sıkı sıkıya bağlı olmak be tight-knit f.
limite bağlı olmak be bound at the limit f.
seruma bağlı olmak be on a drip f.
ülkeye bağlı olmak be loyal to the country f.
vatana bağlı olmak be loyal to the country f.
ön şartına dayanmak/bağlı olmak presuppose f.
birine bağlı olmak depend on someone f.
son derece bağlı/sadık olmak be fiercely loyal f.
bir kişiye veya gruba bağlı olmak belong f.
kötü şekilde bağlı olmak misrelate f.
yanlış şekilde bağlı olmak misrelate f.
körü körüne bağlı olmak fanaticize f.
körü körüne bağlı olmak fanaticise f.
bir dizi olguya bağlı olmak supervene f.
bir önceki olaya bağlı olmak supervene f.
Phrasals
(bir şeye) bağlı olmak come down f.
(biriyle veya bir şeyle) ortak olmak/bağlı olmak affiliate (someone or something) with (someone or something) f.
birine/bir şeye bağlı olmak (bir konu/durumda) rest upon f.
sıkı sıkıya bağlı olmak anchor in f.
-e bağlı/tabi olmak ride on something f.
(insanlar için) birbirlerine bağlı olmak belong together f.
(birine) bağlı olmak lie with (one) f.
(birinin) kararına bağlı olmak lie with (one) f.
birine/bir şeye bağlı olmak/çalışmak report to someone or something f.
bir plana, inanca, davranış biçimine bağlı kalmak/olmak adhere to (something) f.
duygusal olarak bağlı olmak attach to f.
(bir şeye) bağlı olmak consist in (something) f.
(birine/bir şeye) bağlı olmak depend upon (someone or something) f.
(belli koşullara) bağlı olmak depend upon (someone or something) f.
(birine/bir şeye) bağlı olmak depend on (someone or something) f.
(belli koşullara) bağlı olmak depend on (someone or something) f.
birine/bir şeye bağlı olmak hinge upon someone or something f.
birinin/bir şeyin ne yaptığına/durumuna bağlı olmak hinge upon someone or something f.
birine/bir şeye bağlı olmak hinge on someone or something f.
birinin/bir şeyin ne yaptığına/durumuna bağlı olmak hinge on someone or something f.
birbirine bağlı olmak knot together f.
(biriyle/bir şeyle) birbirine bağlı olmak link together (with someone or something) f.
(birine/bir şeye) bağlı olmak link together (with someone or something) f.
(bir şeye) dayanmak/bağlı olmak pivot on (something) f.
-e ait/bağlı olmak reside with f.
(bir şeye) bağlı olmak rest on (something) f.
(bir şeye) bağlı olmak rest upon (something) f.
(birine/bir şeye) bağlı olmak rest with (someone or something) f.
Colloquial
(mecaz) eli kolu bağlı olmak hamstrung f.
-e bağlı olmak be on f.
'-e bağlı olmak answer to f.
(bir şeye) bağlı olmak be down to something f.
bir şeye bağlı olmak have something to do with something f.
bir şeye bağlı olmak not have anything to do with something f.
bir şeye bağlı olmak have to do with something f.
Idioms
(davanın sonucu) birinin iyi haline bağlı olmak be upon one's good behavior f.
pamuk ipliğine bağlı olmak hang by the eyelids f.
(birine) aşırı bağlı olmak be tied to (something's) apron strings f.
(birine) aşırı bağlı olmak be tied to something's apron strings f.
birisine aşırı bağlı olmak be tied to someone's apron strings f.
birbirlerine etle tırnak gibi bağlı olmak be joined at the hip f.
eli kolu bağlı olmak be tied hand and foot f.
eli kolu bağlı olmak have one's hands tied f.
eli kolu bağlı olmak be bound hand and foot f.
ilkelerine bağlı olmak stick to one's principles f.
ilkelerine bağlı olmak live up to one's principles f.
prensiplerine bağlı olmak live up to one's principles f.
pamuk ipliğiyle bağlı olmak hang on by one's eyelids f.
pamuk ipliğine bağlı olmak hang on by a hair f.
pamuk ipliğine bağlı olmak hang on by a thread f.
prensiplerine bağlı olmak stick to one's principles f.
pamuk ipliğine bağlı olmak be on a knife edge f.
katolikliğin kurallarına gerekenden daha fazla bağlı olmak be more catholic than the pope (himself) f.
-e bağlı olmak lie in f.
bir düşünceye/inanca bağlı olmak be a firm believer in (something) f.
bir düşünceye/inanca bağlı olmak be a great/firm believer in something f.
pamuk ipliğine bağlı olmak hang by a hair f.
pamuk ipliğine bağlı olmak have one foot in the grave and the other on a banana peel f.
(bir şey yapmaya) bağlı olmak be a matter of (doing something) f.
(tamamen) bir şeye/bir şey yapmaya bağlı olmak be (all) a matter of something/doing something f.
bir şeye/bir şey yapmaya bağlı olmak be a matter of something/doing something f.
(birinin) sözüne bağlı olmak be on (one's) say-so f.
(birinin) iznine bağlı olmak be on (one's) say-so f.
(birinin) sözüne bağlı olmak be on the say-so of (someone) f.
(birinin) iznine bağlı olmak be on the say-so of (someone) f.
kendi alışkanlıklarına/fikirlerine bağlı olmak be set in your ways f.
eli kolu bağlı olmak have hands tied f.
bir şeye sıkı sıkı bağlı olmak hold fast to something f.
(bir şeye) sıkı sıkı bağlı olmak hold firm (to something) f.
başarısı veya başarısızlığı (bir şeye) bağlı olmak stand or fall by (something) f.
akıbeti (bir şeye) bağlı olmak stand or fall by (something) f.
(bir şeye) bağlı olmak be wedded to (something) f.
Law
bir şarta bağlı olmak be subject to a condition f.
Politics
koşuluna bağlı olmak be conditional upon f.
Marine
güvertenin üzerindeki kalasta gözleri bağlı olarak yürümeye mecbur olmak walk the plank f.
Linguistics
(ağaç diyagramı düğümü) alt daldaki kelimeye bağlı olmak dominate f.
Philosophy
ortak bir evrensel önermeye bağlı olmak communicate f.
Slang
kıçların bağlı/yapışık olmak be attached at the hip f.