Geçmiş

başı dertte

"başı dertte" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 22 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	başı dertte	in trouble s.
2	Genel	başı dertte	mired s.
3	Genel	başı dertte	in deep waters zf.
Colloquial
4	Konuşma Dili	başı dertte	a sticky wicket [uk/australia] i.
5	Konuşma Dili	başı dertte	on the spot expr.
6	Konuşma Dili	başı dertte	in shtuck expr.
Idioms
7	Deyim	başı dertte	in over one's head s.
8	Deyim	başı dertte	in a pickle s.
9	Deyim	başı dertte	batting on a sticky wicket s.
10	Deyim	başı dertte	in chancery s.
11	Deyim	başı dertte	in the soup expr.
12	Deyim	başı dertte	in the doghouse expr.
13	Deyim	başı dertte	in deep water expr.
14	Deyim	başı dertte	fallen on evil days expr.
15	Deyim	başı dertte	in dutch expr.
16	Deyim	başı dertte	in over one's head expr.
Slang
17	Argo	başı dertte	jammed up s.
18	Argo	başı dertte	jammed s.
19	Argo	başı dertte	behind the 8 ball expr.
20	Argo	başı dertte	out there bad expr.
21	Argo	başı dertte	in the suds expr.
British Slang
22	İngiliz Argosu	başı dertte	in shtook expr.

"başı dertte" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 49 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	başı dertte olma	corner i.
2	Genel	başı dertte olmak	be in deep water f.
3	Genel	başı dertte olmak	in a jam f.
4	Genel	başı dertte olmak	be in a jam f.
5	Genel	başı dertte olmak	be in trouble f.
6	Genel	başı dertte olan	enmeshed s.
Phrasals
7	Öbek Fiiller	ile başı belada/dertte olmak	curse with f.
Colloquial
8	Konuşma Dili	başı dertte olmak	be done for f.
9	Konuşma Dili	(spor müsabakasında) başı dertte	in the hole s.
10	Konuşma Dili	(biriyle) başı dertte	in trouble with (someone) expr.
11	Konuşma Dili	ile başı dertte	in trouble with expr.
12	Konuşma Dili	başı dertte/belada	in deep expr.
Idioms
13	Deyim	başı dertte bir küçük hanım	a damsel in distress i.
14	Deyim	sorunlarla başı dertte olmak	tie oneself (up) in knots f.
15	Deyim	… ile başı dertte olmak	be in a spot of bother f.
16	Deyim	… ile başı dertte olmak	have a spot of bother f.
17	Deyim	aileden biriyle başı dertte olmak	be in the doghouse f.
18	Deyim	biriyle başı dertte olmak	be in butch with someone f.
19	Deyim	başı dertte olmak	up the creek without a paddle f.
20	Deyim	başı dertte olmak	have a rough ride f.
21	Deyim	birisiyle başı dertte/belada olmak	be in dutch with someone f.
22	Deyim	başı dertte olmak	be in the doghouse f.
23	Deyim	başı dertte olmak	be on the hook f.
24	Deyim	başı dertte olmak	live like a marked man f.
25	Deyim	birisiyle başı belada/dertte olmak	be in hot water with someone f.
26	Deyim	başı dertte olmak	be in deep waters f.
27	Deyim	polisle başı dertte olmak	get on the wrong side of the law f.
28	Deyim	patronuyla başı dertte olmak	get in the doghouse with one's boss f.
29	Deyim	patronuyla başı dertte olmak	be in the doghouse with one's boss f.
30	Deyim	patronuyla başı dertte olmak	find oneself in the doghouse with one's boss f.
31	Deyim	(başı dertte olan) birisi için sempati duymak	have one's heart go out to someone f.
32	Deyim	(biriyle) başı dertte/belada olmak	get in dutch (with someone) f.
33	Deyim	başı dertte olmak	be up the pole [old-fashioned] [uk] f.
34	Deyim	başı dertte olmak	be (batting) on a sticky wicket [uk] f.
35	Deyim	başı dertte/belada olmak	be a dead duck f.
36	Deyim	başı dertte olmak	be tied (up) in knots f.
37	Deyim	sorunlarla başı dertte olmak	tie in knots f.
38	Deyim	bir yetkiliyle başı dertte	in dock [uk] expr.
39	Deyim	(biriyle) başı dertte	in dutch (with someone) expr.
40	Deyim	başı belada/dertte	in the cart [obsolete] expr.
41	Deyim	(bir şeyle) başı dertte	on the wrong end of (something) expr.
Speaking
42	Konuşma	başı dertte olan tek sen değilsin	you're not the only one who's in trouble expr.
43	Konuşma	başı dertte olan sadece sen değilsin	you're not the only one who's in trouble expr.
Literature
44	Edebiyat	başı dertte olan genç kadın	damsel in distress i.
Slang
45	Argo	başı dertte olmak	be in a pickle f.
46	Argo	başı dertte olmak	get in a pickle f.
47	Argo	başı dertte/belada	up the creek expr.
48	Argo	başı dertte/belada	up a creek (without a paddle) expr.
49	Argo	başı dertte/belada	up the creek (without a paddle) expr.