|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
başarılı olmak veya iyi bir şekilde sonuçlanmak (plan/proje vb) |
work out f.
|
|
2 |
Genel |
başarılı olmak (plan/fikir) |
work f.
|
|
|
3 |
Genel |
çok başarılı olmak |
go to town f.
|
|
4 |
Genel |
çok başarılı olmak |
go far f.
|
|
5 |
Genel |
bir işte uzun süre başarılı olmak |
have a good run for one's money f.
|
|
6 |
Genel |
çok başarılı olmak (belirli bir konuda) |
shine f.
|
|
7 |
Genel |
belirli bir alanda aniden çok başarılı olmak |
take someone by storm f.
|
|
8 |
Genel |
bir konuda başarılı olmak |
succeed at f.
|
|
9 |
Genel |
sınavda başarılı olmak |
do well in the exam f.
|
|
10 |
Genel |
bir şeyde başarılı olmak |
be good at f.
|
|
11 |
Genel |
iyi başlangıç yapıp başarılı olmak |
shoot ahead f.
|
|
12 |
Genel |
testlerde yüzde 90 başarılı olmak/çıkmak |
get a 90 percent rate of success in the tests f.
|
|
13 |
Genel |
mücadelesinde başarılı olmak |
win one's battle f.
|
|
14 |
Genel |
çok başarılı olmak |
ace f.
|
|
15 |
Genel |
mücadelede başarılı olmak |
manage f.
|
|
16 |
Genel |
kurnaz yollarla başarılı olmak |
worm f.
|
|
17 |
Genel |
aldatıcı yollarla başarılı olmak |
worm f.
|
|
18 |
Genel |
kaba kuvvet kullanarak başarılı olmak |
muscle f.
|
|
19 |
Genel |
beklenenden başarılı olmak |
overachieve f.
|
|
20 |
Genel |
ezkaza başarılı olmak |
fluke f.
|
|
Phrasals |
|
21 |
Öbek Fiiller |
beklenildiği kadar başarılı olmak |
succeed as (something) f.
|
|
22 |
Öbek Fiiller |
olarak başarılı olmak |
succeed as (something) f.
|
|
23 |
Öbek Fiiller |
hızla başarılı olmak |
bomb through (something) f.
|
|
24 |
Öbek Fiiller |
hızla başarılı olmak |
bomb through f.
|
|
25 |
Öbek Fiiller |
sonucu başarılı/başarısız olmak |
come out f.
|
|
26 |
Öbek Fiiller |
bulunduğun alanla bağlantılı başka bir alana geçip başarılı olmak |
cross over f.
|
|
27 |
Öbek Fiiller |
sonu felaket olabilecek bir işte başarılı olmak |
get away f.
|
|
28 |
Öbek Fiiller |
bir şeyde başarılı olmak |
excel at f.
|
|
29 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde) çok başarılı olmak |
excel at (something) f.
|
|
30 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde) olağanüstü başarılı olmak |
excel at (something) f.
|
|
31 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde) çok başarılı olmak |
excel in (something) f.
|
|
32 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde) olağanüstü başarılı olmak |
excel in (something) f.
|
|
33 |
Öbek Fiiller |
(birinden/bir şeyden) başarılı konumda olmak |
pull ahead (of someone or something) f.
|
|
34 |
Öbek Fiiller |
büyük çaba gösterip başarılı olmak |
run out of (one's) skin f.
|
|
35 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde) başarılı olmak |
succeed at (something) f.
|
|
36 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde) başarılı olmak |
succeed in (something) f.
|
|
37 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyden) beslenerek başarılı olmak |
thrive on (something) f.
|
|
38 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) sayesinde başarılı olmak |
thrive on (something) f.
|
|
Colloquial |
|
39 |
Konuşma Dili |
çok başarılı olmak |
ace it f.
|
|
40 |
Konuşma Dili |
çok başarılı olmak |
go down big f.
|
|
41 |
Konuşma Dili |
çok başarılı olmak |
go over big f.
|
|
42 |
Konuşma Dili |
çok başarılı olmak |
hit the big time f.
|
|
43 |
Konuşma Dili |
çok başarılı olmak |
go down a bomb f.
|
|
44 |
Konuşma Dili |
çok başarılı olmak |
go far f.
|
|
45 |
Konuşma Dili |
son derece başarılı olmak |
crush it f.
|
|
46 |
Konuşma Dili |
çok başarılı olmak |
make a hit f.
|
|
47 |
Konuşma Dili |
çok başarılı olmak |
be a hit f.
|
|
48 |
Konuşma Dili |
çok başarılı olmak |
ace it f.
|
|
49 |
Konuşma Dili |
çok başarılı bir dönemde olmak |
be going gangbusters [us] f.
|
|
50 |
Konuşma Dili |
(bir şeyde) çok başarılı olmak |
ace (something) f.
|
|
51 |
Konuşma Dili |
çok başarılı olmak |
be no mean... f.
|
|
52 |
Konuşma Dili |
çok başarılı olmak |
oil f.
|
|
53 |
Konuşma Dili |
(kavgada, tartışmada) rakibi kadar başarılı olmak |
hold own f.
|
|
54 |
Konuşma Dili |
başarılı olmak da var başarısız olmak da |
(you) win a few, (you) lose a few expr.
|
|
Idioms |
|
55 |
Deyim |
seçimde başarılı olmak için saflarını birleştiren iki veya daha fazla siyasetçi |
dream ticket i.
|
|
56 |
Deyim |
yarı yarıya başarılı olmak |
bat five hundred f.
|
|
57 |
Deyim |
çok başarılı/karlı olmak |
be a roaring success f.
|
|
58 |
Deyim |
herhangi bir hilede başarılı olmak |
come it f.
|
|
59 |
Deyim |
kendi çabalarıyla başarılı olmak |
make one's way f.
|
|
60 |
Deyim |
(birinden) bin kat daha/bin kez daha (iyi, güçlü, başarılı) olmak |
be twice the man/woman that (someone) is f.
|
|
61 |
Deyim |
(birinden) bin kat daha (iyi, güçlü, başarılı) olmak |
be twice the man or woman that someone is f.
|
|
62 |
Deyim |
(bir şeyde birinden) daha başarılı olmak |
make a better fist of (something) f.
|
|
63 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
come off with flying colors f.
|
|
64 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
come through with flying colors f.
|
|
65 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
come to (one's) kingdom f.
|
|
66 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
come into (one's) kingdom f.
|
|
67 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
come into (or to) your kingdom f.
|
|
68 |
Deyim |
önceye daha başarılı olmak |
get on in the company f.
|
|
69 |
Deyim |
belli bir faaliyette başarılı olmak |
cook on the front burner f.
|
|
70 |
Deyim |
beklenmedik bir işte başarılı olmak |
turn up trumps f.
|
|
71 |
Deyim |
beklenmedik bir işte başarılı olmak |
come up trumps f.
|
|
72 |
Deyim |
beklentilerin ötesinde başarılı olmak |
pull through with flying colors f.
|
|
73 |
Deyim |
bir şeyde başarılı olmak |
bring home the bacon f.
|
|
74 |
Deyim |
başarılı bir girişime/işe dahil olmak |
get in on the act f.
|
|
75 |
Deyim |
diğerlerinden daha başarılı olmak |
come out smelling like a rose f.
|
|
76 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
be on a tear f.
|
|
77 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
go a bomb f.
|
|
78 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
have the world at one’s feet f.
|
|
79 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
be riding high f.
|
|
80 |
Deyim |
çok mutlu/başarılı/güzel olmak |
be in all somebody's glory f.
|
|
81 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
be batting a thousand f.
|
|
82 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
go great guns f.
|
|
83 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
ride high f.
|
|
84 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
make it to the top f.
|
|
85 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
make it to the top f.
|
|
86 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
bat a thousand f.
|
|
87 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
go like a bomb f.
|
|
88 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
be flying high f.
|
|
89 |
Deyim |
hayatta başarılı olmak |
get on in the world f.
|
|
90 |
Deyim |
hayatta başarılı olmak |
rise in the world f.
|
|
91 |
Deyim |
gençliği/dinamizmi/hayatının başarılı/güçlü dönemi geride kalmış olmak |
past someone's prime f.
|
|
92 |
Deyim |
mutlu ve başarılı bir konumda olmak |
has the world by the tail f.
|
|
93 |
Deyim |
öğretmen olarak başarılı olmak |
make good as a teacher f.
|
|
94 |
Deyim |
mutlu ve başarılı bir konumda olmak |
has the world by the tail with a downhill drag f.
|
|
95 |
Deyim |
tam anlamıyla başarılı olmak |
hit the bull's eye f.
|
|
96 |
Deyim |
(sporda vb) olağanüstü başarılı olmak |
excel at f.
|
|
97 |
Deyim |
(yarışma) başarılı olmak |
carry the day f.
|
|
98 |
Deyim |
(başarılı bir aktivitenin) en başarılısı veya başarısızı olmak |
take the cake f.
|
|
99 |
Deyim |
(yarışma) başarılı olmak |
win the day f.
|
|
100 |
Deyim |
(hayatta) (kendi başına) başarılı olmak/başarmak |
make one's way in the world f.
|
|
101 |
Deyim |
(çok) başarılı olmak |
somebody will go a long way f.
|
|
102 |
Deyim |
çok başarılı olup, halkın ilgisine mazhar olmak |
create a splash f.
|
|
103 |
Deyim |
her işinde başarılı olmak |
bat a thousand f.
|
|
104 |
Deyim |
girdiği işlerin yarısında başarılı olmak |
bat five hundred [us] f.
|
|
105 |
Deyim |
daha başarılı olmak |
go up in the world f.
|
|
106 |
Deyim |
daha çok başarılı olmak |
come up in the world f.
|
|
107 |
Deyim |
daha az başarılı olmak |
go down in the world f.
|
|
108 |
Deyim |
elini attığı her işte başarılı olma yeteneği olmak |
have (the) golden touch f.
|
|
109 |
Deyim |
başarılı bir dönemde olmak |
be in the groove f.
|
|
110 |
Deyim |
başarılı bir dönemde olmak |
be in the groove f.
|
|
111 |
Deyim |
başarılı bir dönemde olmak |
be in a groove f.
|
|
112 |
Deyim |
gittikçe başarılı olmak |
make ground f.
|
|
113 |
Deyim |
bir alanda başarılı/ünlü olmak |
take the high ground f.
|
|
114 |
Deyim |
hayatta daha başarılı olmak |
have one's act together f.
|
|
115 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
take home the bacon f.
|
|
116 |
Deyim |
bir şeyde başarılı olmak |
make inroads into something f.
|
|
117 |
Deyim |
bir şeyi başlatmakta başarılı olmak |
make inroads into something f.
|
|
118 |
Deyim |
ünlü ve başarılı olmak |
make it f.
|
|
119 |
Deyim |
başkasının başarılı girişimine dahil olmak |
be in on the act f.
|
|
120 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
not look back f.
|
|
121 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
never look back f.
|
|
122 |
Deyim |
(birinin/bir şeyin) zararına olacak şekilde başarılı olmak |
gain ground on (someone or something) f.
|
|
123 |
Deyim |
başarılı olmak için ihtimalleri hesaplarken güvenli ve sistemli bir eylem planı tercih etmek |
play the percentages f.
|
|
124 |
Deyim |
başarılı olmak için ihtimalleri hesaplarken güvenli ve sistemli bir eylem planı tercih etmek |
play the percentage game f.
|
|
125 |
Deyim |
daha az başarılı olmak |
be downhill all the way f.
|
|
126 |
Deyim |
bir şeyde başarılı olmak |
be strong on something f.
|
|
127 |
Deyim |
sadece güzel veya yakışıklı değil aynı zamanda akıllı da/yetenekli de/başarılı da olmak |
be not just another pretty face f.
|
|
128 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
bat one thousand f.
|
|
129 |
Deyim |
ünlü/başarılı birinin yakını olduğu için tanınır olmak |
bathe in reflected glory f.
|
|
130 |
Deyim |
ünlü/başarılı birinin yakını olduğu için tanınır olmak |
bask in reflected glory f.
|
|
131 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
be a howling success f.
|
|
132 |
Deyim |
başarılı olması çok zor olmak |
be a long shot f.
|
|
133 |
Deyim |
başarılı olma şansı düşük olmak |
be a long shot f.
|
|
134 |
Deyim |
başarılı/saygı değer insanlar gibi olmak |
be in good company f.
|
|
135 |
Deyim |
(bir şeyde/bir şeyi yapmakta) başarılı olmak |
be no slouch (at something/at doing something) f.
|
|
136 |
Deyim |
giderek daha başarılı olmak |
be on the up and up f.
|
|
137 |
Deyim |
başarılı olma yolunda olmak |
be onto a winner f.
|
|
138 |
Deyim |
(kavgada, tartışmada) rakibi kadar başarılı olmak |
hold one's own f.
|
|
139 |
Deyim |
daha başarılı olmak |
climb up the ladder f.
|
|
140 |
Deyim |
daha başarılı olmak |
climb the ladder f.
|
|
141 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
come into your kingdom f.
|
|
142 |
Deyim |
(bir şeyde) başarılı olmak |
come through (something) with flying colors f.
|
|
143 |
Deyim |
(bir şeyde) çok başarılı olmak |
come through (something) with flying colors f.
|
|
144 |
Deyim |
başarılı bir dönemde olmak |
get hot f.
|
|
145 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
go to town f.
|
|
146 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
be going to town f.
|
|
147 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
have the world at your feet f.
|
|
148 |
Deyim |
mutlu ve başarılı bir konumda olmak |
have the world by the tail f.
|
|
149 |
Deyim |
başarılı olduğu anlar/zamanlar olmak |
have your moments f.
|
|
150 |
Deyim |
başarılı anları/zamanları olmak |
have your moments f.
|
|
151 |
Deyim |
diğerleri kadar iyi/başarılı olmak |
hold your own f.
|
|
152 |
Deyim |
(bir şeyde) başarılı olmak |
make (one's) way in (something) f.
|
|
153 |
Deyim |
(bir şeyde) kendi çabalarıyla başarılı olmak |
make (one's) way in (something) f.
|
|
154 |
Deyim |
olarak başarılı olmak |
make good as f.
|
|
155 |
Deyim |
(bir şey) olarak başarılı olmak |
make good as (something) f.
|
|
156 |
Deyim |
hayatında başarılı olmak |
make something of (one's) life f.
|
|
157 |
Deyim |
başarılı olmak için elinden geleni yapmak |
make the most of (oneself) f.
|
|
158 |
Deyim |
başarılı olmak için çalışmak |
make the most of (oneself) f.
|
|
159 |
Deyim |
(hayatta) (kendi başına) başarılı olmak/başarmak |
make way in the world f.
|
|
160 |
Deyim |
bir şeyde başarılı olmak |
make your way in something f.
|
|
161 |
Deyim |
bir işte başarılı olmak/ilerlemek |
make your way in something f.
|
|
162 |
Deyim |
(birinin) beklediği kadar başarılı olmak |
measure up to (someone's) expectations f.
|
|
163 |
Deyim |
kendisinden beklendiği kadar başarılı olmak |
punch (one's) weight f.
|
|
164 |
Deyim |
kendi sıkletinde başarılı olmak |
punch (one's) weight f.
|
|
165 |
Deyim |
kendisinden beklendiği kadar başarılı olmak |
punch your weight [uk] f.
|
|
166 |
Deyim |
kendi sıkletinde başarılı olmak |
punch your weight [uk] f.
|
|
167 |
Deyim |
hayatta başarılı olmak |
rise (up) in the world f.
|
|
168 |
Deyim |
(birileri/bir şeyler arasında)/(bir yerde) aniden çok başarılı olmak/yayılmak |
take (someone, something, or some place) by storm f.
|
|
169 |
Deyim |
(başarılı zamanların yanı sıra) ...da başarısız dönemleri olmak |
have a checkered history/past/career f.
|
|
170 |
Deyim |
başarılı olmak da var başarısız olmak da |
win a few, lose a few expr.
|
|
Speaking |
|
171 |
Konuşma |
başarılı bir mimar olmak istiyorum |
I want to be a successful architect expr.
|
|
Trade/Economic |
|
172 |
Ticaret/Ekonomi |
(yeni çalışana) işinde başarılı olması için gerekli beceri ve bilgi konusunda yardımcı olmak |
onboard f.
|
|
173 |
Ticaret/Ekonomi |
(yeni çalışana) işinde başarılı olması için gerekli beceri ve bilgi konusunda yardımcı olmak |
on-board f.
|
|
Politics |
|
174 |
Siyasal |
seçimde başarılı olmak için saflarını birleştiren iki siyasetçi |
a dream ticket i.
|
|
Sport |
|
175 |
Spor |
(oyunda) başarılı olmak |
hit f.
|
|
Slang |
|
176 |
Argo |
başarılı olmak konusunda isteklilik/tutku/kararlılık |
spizzerinctum [old-fashioned] i.
|
|
177 |
Argo |
başarılı olmak konusunda isteklilik/tutku/kararlılık |
spizzerinktum [old-fashioned] i.
|
|
178 |
Argo |
çok başarılı olmak |
make it big f.
|
|
179 |
Argo |
çok başarılı olmak |
make out like a bandit f.
|
|
180 |
Argo |
kazanacağından/başarılı olacağından emin olmak |
have it knocked f.
|
|