başlangıçta - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

başlangıçta



"başlangıçta" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 20 sonuç

Türkçe İngilizce
General
başlangıçta in beginning zf.
başlangıçta originally zf.
başlangıçta initially zf.
başlangıçta at the start zf.
başlangıçta in the beginning zf.
başlangıçta early on zf.
başlangıçta at first zf.
başlangıçta to start with zf.
başlangıçta at the beginning zf.
başlangıçta preliminarily zf.
başlangıçta earst [obsolete] zf.
başlangıçta erst zf.
başlangıçta up-front zf.
başlangıçta primitively zf.
başlangıçta primordially zf.
Colloquial
başlangıçta at the outset expr.
başlangıçta begin with expr.
Idioms
başlangıçta off the (starting) blocks expr.
Politics
başlangıçta at the outset expr.
Technical
başlangıçta initially zf.

"başlangıçta" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 42 sonuç

Türkçe İngilizce
General
başlangıçta elde edilen avantaj an advantage gained at the beginning i.
pokerde başlangıçta ortaya konan para ante i.
başlangıçta bastırmak nip something in the bud f.
başlangıçta durdurmak nip something in the bud f.
daha başlangıçta bir şeyin önünü almak nip something in the bud f.
başlangıçta bastırmak nip in the bud f.
daha başlangıçta bir şeyin önünü almak nip in the bud f.
başlangıçta durdurmak nip in the bud f.
başlangıçta var olan primordial s.
başlangıçta olan opening s.
başlangıçta var olan primordiate s.
(fiyat) başlangıçta sabit olan starting s.
Phrasals
pokerde başlangıçta/girişte ortaya para koymak ante in f.
Phrases
hemen başlangıçta right from the start expr.
Proverb
her şey başlangıçta küçüktür, zamanla büyüyüp serpilir great oaks from little acorns grow f.
her şey başlangıçta küçüktür, zamanla büyüyüp serpilir tall oaks from little acorns grow f.
her şey başlangıçta küçüktür zamanla büyüyüp serpilir great oaks grow from small acorns
her şey başlangıçta küçüktür zamanla büyüyüp serpilir great oaks from little acorns grow
her şey başlangıçta küçüktür zamanla büyüyüp serpilir mighty oaks from little acorns grow
her şey başlangıçta zordur all things are difficult before they are easy
her şey başlangıçta zordur all things are difficult before they are easy
Idioms
başlangıçta iyi olup sonradan ciddi sorunlara neden olan şey a poisoned chalice i.
başlangıçta karşılaşılan sorunlar teething troubles i.
başlangıçta kötü sonrasında iyi olan şey blessing in disguise i.
başlangıçta ortaya çıkan sorunlar teething problems i.
başlangıçta başka bir şey olmak start (life) as (something) f.
başlangıçta başka bir şey olmak start off as (something) f.
başlangıçta ortaya sorunlar çıkmak have teething problems f.
başlangıçta ortaya sorunlar çıkmak have teething troubles f.
Speaking
başlangıçta zordu it was hard in the beginning expr.
Trade/Economic
başlangıçta yatırılmış meblağ amount originally invested i.
sürdürülmeyecek faaliyetle ilgili başlangıçta kamuya açıklama olayı initial disclosure event i.
Technical
başlangıçta görünür çember çekme mukavemeti apparent initial circumferential tensile strength i.
Computer
başlangıçta çalıştırılacak hizmetler services to run at startup i.
başlangıçta göster show at startup expr.
başlangıçta yükle load at startup expr.
başlangıçta karşıdan yükle download at startup expr.
başlangıçta başlık ekranı'nı göster show title screen at startup expr.
Religious
(teolojide) adem ve havva'nın cennet bahçesi'ndeki yasaklı meyveyi yemesi sonucu insanlığın başlangıçta var olan masumiyetini ve mutluluğunu kaybetmesi fall i.
Music
başlangıçta genç erkeklerden kurulmuş olup sonrasında üyelerinin yetişkinliğe ulaştığı, sadece erkek vokallerden oluşan pop grubu manband i.
Cinema
başlangıçta kızgın sert biri görünen zamanla iyi bir kişi olduğu anlaşılan anime karakteri tsundere i.
Slang
başlangıçta kullanılan uyuşturucu gateway drug i.