be good to - Türkçe İngilizce Sözlük

be good to

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"be good to" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

İngilizce Türkçe
Genel
be good to f. -mekte/-makta fayda var

"be good to" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 53 sonuç

İngilizce Türkçe
Genel
be up to no good f. halt karıştırmak
be good enough to f. bir iyilik edip de bir yardımda bulunmak
be up to no good f. şeytanlık düşünmek
seem to be in good health f. iyi görünmek
seem to be in good health f. sağlıklı görünmek
too good to be true s. inanılmayacak kadar iyi
Konuşma Dili
be ... to the good f. (belli bir düzeyde/miktar) avantajlı durumda olmak
be ... to the good f. (belli bir düzeyde/miktar) karlı durumda olmak
if it sounds too good to be true, it probably is expr. eğer kulağa gerçek olamayacak kadar iyi geliyorsa, muhtemelen gerçek değildir
if it sounds too good to be true, it probably is expr. eğer kulağa gerçek olamayacak kadar iyi geliyorsa, o işte bir bit yeniği/yanlışlık olabilir
if it sounds too good to be true, it usually is expr. eğer kulağa gerçek olamayacak kadar iyi geliyorsa, genellikle gerçek değildir
if it sounds too good to be true, it usually is expr. eğer kulağa gerçek olamayacak kadar iyi geliyorsa, genellikle o işte bir bit yeniği/yanlışlık vardır
(it's) good to be here expr. burada olmaktan mutluyum
(it's) good to be here expr. burada olmaktan mutluluk duyuyorum
good to be here expr. burada olmaktan mutluyum
good to be here expr. burada olmaktan mutluluk duyuyorum
good to be here expr. burada olmak güzel
if something sounds too good to be true, it probably is expr. eğer kulağa gerçek olamayacak kadar iyi geliyorsa, muhtemelen gerçek değildir
if something sounds too good to be true, it probably is expr. eğer kulağa gerçek olamayacak kadar iyi geliyorsa, o işte bir bit yeniği/yanlışlık olabilir
if something sounds too good to be true, it usually is expr. eğer kulağa gerçek olamayacak kadar iyi geliyorsa, muhtemelen gerçek değildir
if something sounds too good to be true, it usually is expr. eğer kulağa gerçek olamayacak kadar iyi geliyorsa, o işte bir bit yeniği/yanlışlık olabilir
this ought to be good expr. işe yarasa iyi olur
this ought to be good expr. umarım işe yarar
Deyim
be up to no good f. film çevirmek
be no good to man or beast f. bir işe yaramamak
be on to a good thing f. daha iyi ve karlı bir iş bulmak
be up to no good f. fırıldak çevirmek
be no good to anyone f. gözü kimseyi görmemek
be no good to man or beast f. işe yaramamak
come out to be good f. iyi/olumlu sonuçlanmak
be no good to man or beast f. işe yaramaz olmak
be on to a good thing f. işleri tıkırında olmak
be no good to anyone f. kimseyi gözü görmemek
(be) good enough to eat f. fevkalade güzel olmak
(be) good enough to eat f. hoş görünüşlü olmak
(be) good enough to eat f. harika görünmek
be (something) to the good f. olumlu bir durumda olmak
be (something) to the good f. iyi bir durumda olmak
be no good to man or beast f. bir işe yaramamak
be no good to man or beast f. işe yaramaz olmak
be no good to man or beast f. kullanılmaz olmak/hale gelmek
too good to be true expr. gerçek olamayacak kadar iyi
too good to be true expr. fazlasıyla iyi
too good to be true expr. yeme de yanında yat
Konuşma
it's good to be here expr. burada olmak güzel
they seemed to be having a pretty good time expr. güzel vakit geçiriyor gibiydiler
it's good to be home expr. evde olmak çok güzel
it feels good to be back home expr. eve dönmek güzel
be good enough to come expr. lütfen geliniz
that low-lying/good-for-nothing/piece of worthless junk/shit who is supposed to be your husband/father/mother/wife expr. o kocan/baban/annen/karın olacak herif/kadın
how did you get to be so good? expr. sen bu kadar iyi hale nasıl geldin?
supposed to be a good friend of mine expr. sözde o benim iyi bir dostumdu
Argo
I worked my ass off to be a good husband expr. iyi bir koca olabilmek için canımı dişime taktım