İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | be in trouble f. | başı belada olmak |
Genel | be in trouble f. | sıkışmak |
Genel | be in trouble f. | zorda olmak |
Genel | be in trouble f. | zorda kalmak |
Genel | be in trouble f. | başı sıkışmak |
Genel | be in trouble f. | ayvayı yemek |
Genel | be in trouble f. | hapı yutmak |
Genel | be in trouble f. | başı dertte olmak |
Genel | be in trouble f. | başına (bir) iş gelmek |
Genel | be in trouble f. | sıkıntıda olmak |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | be in great trouble f. | hali harap olmak |
Genel | be in great trouble f. | hali duman olmak |
Speaking | ||
Konuşma | you're going to be in big trouble expr. | başın büyük belaya girecek |
Konuşma | you're going to be in trouble expr. | çekeceğin var |
Slang | ||
Argo | be knee-deep in trouble f. | belaya bulaşmak |