Geçmiş

be one of the

"be one of the" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	be one of the f.	arasında yer almak
2	Genel	be one of the f.	-den biri olmak

"be one of the" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 86 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	be one of (the most important/largest...) among f.	arasında yer almak
2	Genel	be so few one can count them on the fingers of one hand f.	parmakla gösterilmek
Colloquial
3	Konuşma Dili	be the end of (one) f.	(birinin) sonu olmak
4	Konuşma Dili	be the end of (one) f.	(birinin) sonunu getirmek
5	Konuşma Dili	be the end of (one) f.	(birini) öldürmek (mecazi)
Idioms
6	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	elifi mertek sanmak
7	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	bir konuda kara cahil/kör cahil/zırcahil olmak
8	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	bir konuda hiç bilgisi olmamak
9	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	bir şeyi diğerinden (başını sonundan/sağını solundan) ayıramamak
10	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	başını sonunu bilememek
11	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	neyin nerede başlayıp bittiğini bilememek
12	Deyim	be able to count somebody/something on (the fingers of) one hand f.	bir elin parmaklarını geçmemek
13	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	(bir konu hakkında) beyan edebileceği bir bilgisi olmamak
14	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	bir konuda zırcahil olmak
15	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	(bir konu hakkında) hiçbir şey bilmemek
16	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	(bir konu hakkında) hiçbir fikri olmamak
17	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	hiçbir bilgisi olmamak
18	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	hiçbir şey anlamamak
19	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	hiçbir fikri olmamak
20	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	bir konuda zır cahil olmak
21	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	başını sonundan ayırt edememek
22	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	başını sonunu bilememek
23	Deyim	be in the bad graces of (one) f.	(birinin) gözünden düşmek
24	Deyim	be in the bad graces of (one) f.	(birinin) hoşnutsuzluğunu kazanmak
25	Deyim	be in the bad graces of (one) f.	(birinin) saygısını kaybetmek
26	Deyim	be one of the girls f.	grubun bir parçası olmak
27	Deyim	be one of the girls f.	gruptan biri olmak
28	Deyim	be one of the girls f.	gruba dahil olmak
29	Deyim	be one of the girls f.	grubun üyesi olmak
30	Deyim	be one of the girls f.	gruptan olmak
31	Deyim	be able to count (someone or something) on the fingers of one hand f.	bir elin parmaklarını geçmemek
32	Deyim	be able to count (someone or something) on the fingers of one hand f.	çok az sayıda olmak
33	Deyim	be of one/the same mind (about/on somebody/something) f.	(biri/bir şey hakkında) hemfikir olmak
34	Deyim	be of one/the same mind (about/on somebody/something) f.	(biri/bir şey konusunda) aynı kafada olmak
35	Deyim	be of one/the same mind (about/on somebody/something) f.	(biri/bir şey hakkında) aynı düşüncede olmak
36	Deyim	be of one/the same mind (about/on somebody/something) f.	(biri/bir şey hakkında) aynı görüşte olmak
37	Deyim	be of one/the same mind f.	hemfikir olmak
38	Deyim	be of one/the same mind f.	aynı kafada olmak
39	Deyim	be of one/the same mind f.	aynı düşüncede olmak
40	Deyim	be of one/the same mind f.	aynı görüşte olmak
41	Deyim	be one of the boys [us] f.	grubun bir parçası/üyesi olmak
42	Deyim	be one of the boys [us] f.	çocuklardan biri olmak
43	Deyim	be one of the boys [us] f.	gruptan biri olmak
44	Deyim	be one of the lads f.	grubun bir parçası/üyesi olmak
45	Deyim	be one of the lads f.	çocuklardan/kızlardan biri olmak
46	Deyim	be one of the lads f.	gruptan biri olmak
47	Deyim	be one of the girls f.	grubun bir parçası/üyesi olmak
48	Deyim	be one of the girls f.	kızlardan biri olmak
49	Deyim	be one of the girls f.	gruptan biri olmak
50	Deyim	be the death of (one) f.	(birinin) yüreğine indirmek
51	Deyim	be the death of (one) f.	(birinin) ölümüne sebep olmak
52	Deyim	be the death of (one) f.	ölümü (birinin) elinden olmak
53	Deyim	be the death of (one) f.	(birini) öldürmek (çok endişelendirmek, korkutmak)
54	Deyim	be the end of one f.	birinin sonu olmak
55	Deyim	be the end of one f.	birini bitirmek
56	Deyim	be the end of one f.	birinin çöküşü olmak
57	Deyim	be the making of (one) f.	(birini) adam etmek
58	Deyim	be the making of (one) f.	(birine) kendini buldurmak
59	Deyim	be the making of (one) f.	(birinin) kişiliğini geliştirmek
60	Deyim	be the spit of (one) f.	(birinin) hık demiş burnundan düşmüş olmak
61	Deyim	be the spit of (one) f.	(birine) çok benzemek
62	Deyim	be the spit of (one) f.	(birinin) neredeyse aynısı olmak
63	Deyim	be the spit of (one) f.	(birinin) tıpatıp aynısı olmak
64	Deyim	be the spit of (one) f.	aynı (birine) benzemek
65	Deyim	be the spit of (one) f.	aynı (birisi) olmak
66	Deyim	be the spitten image of (one) [old-fashioned] f.	(birinin) hık demiş burnundan düşmüş olmak
67	Deyim	be the spitten image of (one) [old-fashioned] f.	(birine) çok benzemek
68	Deyim	be the spitten image of (one) [old-fashioned] f.	(birinin) neredeyse aynısı olmak
69	Deyim	be the spitten image of (one) [old-fashioned] f.	(birinin) tıpatıp aynısı olmak
70	Deyim	be the spitten image of (one) [old-fashioned] f.	aynı (birine) benzemek
71	Deyim	be the spitten image of (one) [old-fashioned] f.	aynı (birisi) olmak
72	Deyim	be the spitting image of (one) f.	(birinin) hık demiş burnundan düşmüş olmak
73	Deyim	be the spitting image of (one) f.	(birine) çok benzemek
74	Deyim	be the spitting image of (one) f.	(birinin) neredeyse aynısı olmak
75	Deyim	be the spitting image of (one) f.	(birinin) tıpatıp aynısı olmak
76	Deyim	be the spitting image of (one) f.	aynı (birine) benzemek
77	Deyim	be the spitting image of (one) f.	aynı (birisi) olmak
78	Deyim	they can be counted on the fingers of one hand expr.	sayıları bir elin parmaklarını geçmez
79	Deyim	(someone or something) is going to be the death of (one) expr.	(biri/bir şey birini) öldürecek
80	Deyim	(someone or something) is going to be the death of (one) expr.	(biri/bir şey birinin) yüreğine indirecek
81	Deyim	(someone or something) is going to be the death of (one) expr.	(biri/bir şey birinin) ölümüne sebep olacak
82	Deyim	(someone or something) is going to be the death of (one) expr.	(birinin) ölümü (birinin/bir şeyin) elinden olacak
83	Deyim	(someone or something) will be the death of (one) expr.	(biri/bir şey birini) öldürecek
84	Deyim	(someone or something) will be the death of (one) expr.	(biri/bir şey birinin) yüreğine indirecek
85	Deyim	(someone or something) will be the death of (one) expr.	(biri/bir şey birinin) ölümüne sebep olacak
86	Deyim	(someone or something) will be the death of (one) expr.	(birinin) ölümü (birinin/bir şeyin) elinden/yüzünden olacak