Geçmiş

bilgi vermek

"bilgi vermek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 46 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	bilgi vermek	inform f.
General
2	Genel	bilgi vermek	clear up f.
3	Genel	bilgi vermek	gen f.
4	Genel	bilgi vermek	charge f.
5	Genel	bilgi vermek	apprise f.
6	Genel	bilgi vermek	give directions f.
7	Genel	bilgi vermek	inform f.
8	Genel	bilgi vermek	keep informed f.
9	Genel	bilgi vermek	post f.
10	Genel	bilgi vermek	clear f.
11	Genel	bilgi vermek	clue f.
12	Genel	bilgi vermek	enlighten f.
13	Genel	bilgi vermek	acquaint f.
14	Genel	bilgi vermek	post up f.
15	Genel	bilgi vermek	advise f.
16	Genel	bilgi vermek	give information f.
17	Genel	bilgi vermek	give somebody the dope f.
18	Genel	bilgi vermek	cue somebody in f.
19	Genel	bilgi vermek	break news f.
20	Genel	bilgi vermek	instruct f.
21	Genel	bilgi vermek	detail f.
22	Genel	bilgi vermek	acquaint one with f.
23	Genel	bilgi vermek	apprize f.
24	Genel	bilgi vermek	educate f.
25	Genel	bilgi vermek	wise f.
26	Genel	bilgi vermek	inlighten f.
27	Genel	bilgi vermek	insense [dialect] [uk] f.
28	Genel	bilgi vermek	document [obsolete] f.
29	Genel	bilgi vermek	document [obsolete] f.
30	Genel	bilgi vermek	science f.
31	Genel	bilgi vermek	sing f.
32	Genel	bilgi vermek	brief f.
Phrasals
33	Öbek Fiiller	bilgi vermek	give with something f.
34	Öbek Fiiller	bilgi vermek	give (out) with something f.
35	Öbek Fiiller	bilgi vermek	give with f.
36	Öbek Fiiller	bilgi vermek	hit with f.
Colloquial
37	Konuşma Dili	bilgi vermek	key in f.
Idioms
38	Deyim	bilgi vermek	fill in the details f.
39	Deyim	bilgi vermek	dish something out f.
40	Deyim	bilgi vermek	get up to speed f.
41	Deyim	bilgi vermek	give an account f.
Trade/Economic
42	Ticaret/Ekonomi	bilgi vermek	acquaint f.
Law
43	Hukuk	bilgi vermek	release information f.
Archaic
44	Eski Kullanım	bilgi vermek	possess f.
Slang
45	Argo	bilgi vermek	pull one's coat f.
46	Argo	bilgi vermek	beef f.

"bilgi vermek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 98 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	hakkında bilgi vermek	snitch f.
2	Genel	hakkında bilgi vermek	inform of f.
3	Genel	hakkında bilgi vermek	inform about f.
4	Genel	hakkında bilgi vermek	snitch on f.
5	Genel	hakkında bilgi vermek	inform that f.
6	Genel	yanlış bilgi vermek	misinform f.
7	Genel	birine bir şey hakkında bilgi vermek	prime someone about f.
8	Genel	yanlış öğüt veya bilgi vermek	misadvise f.
9	Genel	talimat veya bilgi vermek	brief f.
10	Genel	belirli bir konu hakkında bilgi vermek	cover ground f.
11	Genel	hakkında bilgi vermek	diagnose f.
12	Genel	izleyerek hakkında bilgi vermek (bir olayı)	cover f.
13	Genel	yanlış bilgi vermek	give somebody the bum steer f.
14	Genel	tam bilgi vermek	give exact information f.
15	Genel	doğru bilgi vermek	give exact information f.
16	Genel	hakkında genel bilgi vermek	give an outline of f.
17	Genel	yeni bilgi vermek	bring up to date f.
18	Genel	-e ilişkin bilgi vermek	give insight into f.
19	Genel	birine bir konu hakkında bilgi vermek	fill someone in on something f.
20	Genel	(bilgi/haber) kaynağını belirtmek/vermek	source f.
21	Genel	tekrar bilgi vermek	reinstruct f.
22	Genel	yanlış bilgi vermek	misavize f.
23	Genel	yanlış bilgi vermek	misavise f.
24	Genel	aleyhinde bilgi vermek	denounce f.
25	Genel	fazla bilgi vermek	overinform f.
26	Genel	aleyhinde bilgi vermek	impeach f.
27	Genel	kasten yanlış bilgi vermek	disinform f.
28	Genel	(birine) belirli bir konuda bilgi vermek	inform f.
29	Genel	(hakkında) bilgi vermek	pimp (on) f.
30	Genel	yanlış bilgi vermek	feign [obsolete] f.
31	Genel	(birine) basitleştirilmiş bilgi vermek	spoon-feed f.
32	Genel	aleyhinde bilgi vermek	spot f.
Phrasals
33	Öbek Fiiller	(birine bir kişi/konu hakkında) bilgi vermek	brief (someone) about (someone or something) f.
34	Öbek Fiiller	(birine bir kişi/konu hakkında) kısaca bilgi vermek	brief (someone) about (someone or something) f.
35	Öbek Fiiller	(birine bir kişi/konu hakkında) bilgi vermek	brief someone about someone or something f.
36	Öbek Fiiller	(birine bir kişi/konu hakkında) kısaca bilgi vermek	brief someone about someone or something f.
37	Öbek Fiiller	(birine bir kişi/konu hakkında) bilgi vermek	brief someone on someone or something f.
38	Öbek Fiiller	(birine bir kişi/konu hakkında) kısaca bilgi vermek	brief someone on someone or something f.
39	Öbek Fiiller	birine bilgi vermek	fill in f.
40	Öbek Fiiller	birine (biri/bir şey hakkında) bilgi vermek	fill someone in (on someone or something) f.
41	Öbek Fiiller	birine bir konuda bilgi vermek	apprise someone of something f.
42	Öbek Fiiller	(birine) bilgi vermek	apprise (one) of f.
43	Öbek Fiiller	(birine biri/bir şey) hakkında ana hatlarıyla bilgi vermek	brief (one) on (someone or something) f.
44	Öbek Fiiller	(birine biri/bir şey) hakkında kısaca bilgi vermek	brief (one) on (someone or something) f.
45	Öbek Fiiller	hakkında ana hatlarıyla bilgi vermek	brief about f.
46	Öbek Fiiller	hakkında kısaca bilgi vermek	brief about f.
47	Öbek Fiiller	birine (bir şey hakkında) bilgi vermek	clue someone in (on something) f.
48	Öbek Fiiller	birine bilgi vermek	cue someone in f.
49	Öbek Fiiller	(birine bir şey) hakkında bilgi vermek	gen (someone) up on (something) [uk] f.
50	Öbek Fiiller	(bilgi) vermek	hit with (something) f.
51	Öbek Fiiller	(bir şey) hakkında bilgi vermek	key into (something) f.
52	Öbek Fiiller	(biriyle/bir şeyle) ilgili rapor/hesap/bilgi vermek	report on (someone or something) f.
Colloquial
53	Konuşma Dili	birine bilgi vermek	hip i.
54	Konuşma Dili	birine gizli bilgi vermek	tip (someone) the wink [brit] f.
55	Konuşma Dili	(birine) bilgi vermek	clue (one) in f.
56	Konuşma Dili	karşıdaki kişinin kendi başına düşünmesine izin vermeden bilgi vermek/cevabı söylemek	spoon-feed (information) f.
Idioms
57	Deyim	detaylı bilgi vermek	cite (something) chapter and verse f.
58	Deyim	bir konuda gizli bilgi vermek	mark (one's) card f.
59	Deyim	bir konuda gizli bilgi vermek	mark someone's card f.
60	Deyim	bir kimseye bir şey hakkında bilgi vermek	ground someone in something f.
61	Deyim	birilerine ağzını açmak (bilgi vermek)	open one’s mouth to someone f.
62	Deyim	detaylı bilgi vermek	give chapter and verse f.
63	Deyim	detaylı bilgi vermek	quote chapter and verse f.
64	Deyim	gizlice bilgi vermek	tip someone off f.
65	Deyim	olup bitenler hakkında detaylı bilgi vermek	enlighten on f.
66	Deyim	olup bitenler hakkında detaylı bilgi vermek	enlighten about f.
67	Deyim	yanlış bilgi vermek	give a false colour to f.
68	Deyim	bir şeye daha inandırıcı ve mümkün kılmak için detaylandırmak, açmak ya da ek bilgi vermek	lend support to (something) f.
69	Deyim	beklenenden/söylenenden farklı bir bilgi vermek	tell another tale/story f.
70	Deyim	beklenenden/söylenenden farklı bir bilgi vermek	tell a different tale f.
71	Deyim	beklenenden/söylenenden farklı bir bilgi vermek	tell another story f.
72	Deyim	beklenenden/söylenenden farklı bir bilgi vermek	tell another tale f.
73	Deyim	(birine bir şeyin) genel havası hakkında bilgi vermek	give (one) the feel of (something) f.
74	Deyim	(birine bir şeyin) önemli noktaları hakkında bilgi vermek	give (one) the feel of (something) f.
75	Deyim	(birine bir şeyin) genel havası hakkında bilgi vermek	give (one) a feel of (something) f.
76	Deyim	(birine bir şeyin) önemli noktaları hakkında bilgi vermek	give (one) a feel of (something) f.
77	Deyim	(birine) içerden bilgi vermek	give (one) the inside track f.
78	Deyim	(birine) şaşırtıcı bir soru sormak, bilgi vermek	throw (someone) a googly [uk] f.
79	Deyim	(birine) ummadığı bir soru sormak, bilgi vermek	throw (someone) a googly [uk] f.
80	Deyim	birine altında ezileceği/ağır bir bilgi vermek	lay a (heavy) trip on someone f.
81	Deyim	bir şeyin değerini, cazibesini, potansiyelini sahtekarlıkla artırmak için yanlış bilgi sunmak/vermek	salt the mine f.
82	Deyim	yeni bilgi vermek	bring up-to-date f.
83	Deyim	detaylı bilgi vermek	cite/give chapter and verse f.
84	Deyim	(birine birini) ikna etmesi, (birinin) ağzından bilgi alması için izin vermek	give (one) a shot at (someone) f.
85	Deyim	(birine biri/bir şey) konusunda bilgi vermek	give (one) an account of (someone or something) f.
86	Deyim	birine (biri/bir şey hakkında) bilgi vermek	give somebody the low-down (on somebody/something) f.
87	Deyim	(birine) bir konuda kapsamlı/ayrıntılı bilgi vermek	give (someone) the lowdown (on something) f.
88	Deyim	(birine biri/bir şey) konusunda/hakkında bilgi vermek	give an account (of someone or something) (to someone) f.
89	Deyim	(birine biri/bir şey) konusunda/hakkında bilgi vermek	give someone an account of someone or something f.
90	Deyim	(biri/bir şey) konusunda/hakkında bilgi vermek	give an account of (someone or something) f.
91	Deyim	(birine) bilgi vermek	give an account to (someone) f.
92	Deyim	fazla bilgi vermek	dot the i f.
Advertising
93	Reklam	(ürün, hizmet hakkında) hatalı veya yanıltıcı bilgi vermek	misdescribe f.
Technical
94	Teknik	yanlış bilgi vermek	mislead f.
Computer
95	Bilgisayar	sınırlı sayıdaki karakterle bilgi vermek	microblog f.
Librarianship
96	Kütüphanecilik	kitabı tanıtan bibliyografik bilgi vermek	catalog f.
97	Kütüphanecilik	kitabı tanıtan bibliyografik bilgi vermek	catalogue f.
Slang
98	Argo	(birine) bir bilgi/bazı bilgiler vermek	drop some knowledge on (one) f.