|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
mevsimlerin değişimi nedeniyle paganlar ve cadılar tarafından yapılan sekiz festivalden biri |
sabbat i.
|
|
2 |
Genel |
tarafından nefret edilen biri olmak |
be anathema to f.
|
|
3 |
Genel |
biri tarafından hayal kırıklığına uğratılmak |
be disappointed in someone f.
|
|
4 |
Genel |
(biri tarafından) yenilmemek |
hold f.
|
|
5 |
Genel |
biri tarafından manipüle edilmiş |
jockeyed s.
|
|
6 |
Genel |
daha güçlü biri tarafından yenilgiye uğramış |
outmuscled s.
|
|
7 |
Genel |
biri tarafından hararetle tavsiye edilen |
well recommended s.
|
|
8 |
Genel |
yetkili biri tarafından onaylanmamış (plan) |
uncleared s.
|
|
9 |
Genel |
yalnızca biri tarafından anlamı veren ön ek |
mon- ök.
|
|
Phrasals |
|
10 |
Öbek Fiiller |
(şaka/soru) biri tarafından anlaşılamamak |
whiz by f.
|
|
11 |
Öbek Fiiller |
biri/birileri tarafından kabul edilmek |
get in f.
|
|
12 |
Öbek Fiiller |
başka biri tarafından görüntülenmek |
go through f.
|
|
13 |
Öbek Fiiller |
başka biri tarafından işleme alınmak |
go through f.
|
|
14 |
Öbek Fiiller |
(biri) tarafından giderek takdir edilmek |
grow upon (someone or something) f.
|
|
15 |
Öbek Fiiller |
(biri) tarafından giderek/zamanla sevilmek |
grow upon (someone or something) f.
|
|
16 |
Öbek Fiiller |
(biri) tarafından giderek takdir edilmek |
grow on (someone or something) f.
|
|
17 |
Öbek Fiiller |
(biri) tarafından giderek/zamanla sevilmek |
grow on (someone or something) f.
|
|
18 |
Öbek Fiiller |
(romantik/seksüel olarak biri) tarafından fark edilmeye çalışmak |
toss at (someone) f.
|
|
19 |
Öbek Fiiller |
(biri) tarafından anlaşılmak |
click with (one) f.
|
|
|
20 |
Öbek Fiiller |
biri tarafından anlaşılmak |
communicate with someone f.
|
|
21 |
Öbek Fiiller |
(biri) tarafından anlaşılmak |
communicate with (one) f.
|
|
22 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) tarafından istila edilmek |
crawl with (someone or something) f.
|
|
23 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) tarafından belirlenmek |
depend upon (someone or something) f.
|
|
24 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) tarafından belirlenmek |
depend on (someone or something) f.
|
|
25 |
Öbek Fiiller |
(biri) tarafından giderek takdir edilmek |
grow upon (one) f.
|
|
26 |
Öbek Fiiller |
(biri) tarafından giderek/zamanla sevilmek |
grow upon (one) f.
|
|
27 |
Öbek Fiiller |
(biri) tarafından giderek takdir edilmek |
grow on (one) f.
|
|
28 |
Öbek Fiiller |
(biri) tarafından giderek/zamanla sevilmek |
grow on (one) f.
|
|
29 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) tarafından başlatılmış olmak |
originate with (someone or something) f.
|
|
30 |
Öbek Fiiller |
(biri) tarafından anlaşılmak |
sink into (someone) f.
|
|
31 |
Öbek Fiiller |
(biri) tarafından kabul edilmek |
wash with (one) f.
|
|
Phrases |
|
32 |
İfadeler |
biri tarafından ödemeli |
at somebody's expense expr.
|
|
33 |
İfadeler |
biri tarafından karşılanan |
at somebody's expense expr.
|
|
Proverb |
|
34 |
Atasözü |
bencil biri kimse tarafından hoş karşılanmaz |
a man wrapped up in himself makes a very small bundle
|
|
Colloquial |
|
35 |
Konuşma Dili |
biri tarafından kendi çıkarlarına göre yönetilmek |
get played like a fiddle f.
|
|
36 |
Konuşma Dili |
biri tarafından araçla gideceği yere bırakılmak |
hitch a lift f.
|
|
37 |
Konuşma Dili |
biri tarafından ödenmek |
be on f.
|
|
38 |
Konuşma Dili |
(biri) tarafından değer verilmemek |
be lost on (one) f.
|
|
39 |
Konuşma Dili |
(biri) tarafından takdir edilmemek |
be lost on (one) f.
|
|
|
40 |
Konuşma Dili |
(biri) tarafından anlaşılmamak |
be lost on (one) f.
|
|
41 |
Konuşma Dili |
biri tarafından değer verilmemek |
be lost on someone f.
|
|
42 |
Konuşma Dili |
biri tarafından takdir edilmemek |
be lost on someone f.
|
|
43 |
Konuşma Dili |
biri tarafından anlaşılmamak |
be lost on someone f.
|
|
44 |
Konuşma Dili |
biri tarafından tercih edilen |
big with someone s.
|
|
45 |
Konuşma Dili |
bu (yiyecek, içecek, sefer) biri tarafından ödenecek |
this one is on (one) expr.
|
|
46 |
Konuşma Dili |
bu (yiyecek, içecek, sefer) biri tarafından ısmarlanacak |
this one is on (one) expr.
|
|
47 |
Konuşma Dili |
bu (yiyecek, içecek, sefer) biri tarafından ödenecek |
This one is on someone expr.
|
|
48 |
Konuşma Dili |
bu (yiyecek, içecek, sefer) biri tarafından ısmarlanacak |
This one is on someone expr.
|
|
49 |
Konuşma Dili |
(yiyecek, içecek, sefer) biri tarafından ödenecek |
be on (one) expr.
|
|
50 |
Konuşma Dili |
(yiyecek, içecek, sefer) biri tarafından ısmarlanacak |
be on (one) expr.
|
|
51 |
Konuşma Dili |
bu (yiyecek, içecek, sefer) biri tarafından ödenecek |
this one is on expr.
|
|
52 |
Konuşma Dili |
bu (yiyecek, içecek, sefer) biri tarafından ısmarlanacak |
this one is on expr.
|
|
Idioms |
|
53 |
Deyim |
çok saygın biri tarafından övülme |
praise from sir hubert i.
|
|
54 |
Deyim |
kötü biri veya durum tarafından bozulmamış/kirlenmemiş hava |
breath of fresh air i.
|
|
55 |
Deyim |
(biri tarafından) kandırılmak/aldatılmak |
be taken in by (someone) f.
|
|
56 |
Deyim |
(biri tarafından) eve/barınağa alınmak |
be taken in by (someone) f.
|
|
57 |
Deyim |
(biri tarafından) bakılmak/büyütülmek |
be taken in by (someone) f.
|
|
58 |
Deyim |
(biri tarafından)yetiştirilmek/yanına alınmak |
be taken in by (someone) f.
|
|
59 |
Deyim |
(biri tarafından) kandırılmak/aldatılmak |
get taken in (by someone or something) f.
|
|
60 |
Deyim |
(biri tarafından) eve/barınağa alınmak |
get taken in (by someone or something) f.
|
|
61 |
Deyim |
(biri tarafından) bakılmak/büyütülmek |
get taken in (by someone or something) f.
|
|
62 |
Deyim |
(biri tarafından)yetiştirilmek/yanına alınmak |
get taken in (by someone or something) f.
|
|
63 |
Deyim |
doğru/uygun şekilde davranması için (biri tarafından) uyarılmak/ikaz edilmek |
get taken to task (by someone) f.
|
|
64 |
Deyim |
(biri tarafından) azarlanmak/ağzının payı verilmek |
get taken to task (by someone) f.
|
|
65 |
Deyim |
(biri tarafından) bütün parası temize havale edilmek/bütün parası ütülmek/dolandırılmak |
get taken to the cleaners (by someone) f.
|
|
66 |
Deyim |
(biri) tarafından bastırılmak |
live under the cat's foot f.
|
|
67 |
Deyim |
(yaparken biri tarafından) görülmemek |
not let (someone) catch (one) (doing something) f.
|
|
68 |
Deyim |
(yaparken biri tarafından) görülmemek |
not want to catch someone doing something f.
|
|
69 |
Deyim |
biri tarafından desteklenmek |
have by the short hairs f.
|
|
70 |
Deyim |
biri tarafından kullanılmak |
put upon by someone f.
|
|
71 |
Deyim |
biri tarafından desteklenmek |
get by the short hairs f.
|
|
72 |
Deyim |
(biri tarafından) çok yargılanmak |
get (a lot of) grief (from someone) f.
|
|
73 |
Deyim |
(biri tarafından) çok üstüne gidilmek |
get (a lot of) grief (from someone) f.
|
|
74 |
Deyim |
(biri tarafından) şaka yollu kızdırılmak |
get a ribbing (from someone) f.
|
|
75 |
Deyim |
(biri tarafından) şaka yollu sataşılmak |
get a ribbing (from someone) f.
|
|
76 |
Deyim |
(biri tarafından) matrak geçilmek |
get a ribbing (from someone) f.
|
|
77 |
Deyim |
(biri tarafından) tiye alınmak |
get a ribbing (from someone) f.
|
|
78 |
Deyim |
(biri) tarafından beğenilmek |
be a hit with (someone) f.
|
|
79 |
Deyim |
(biri) tarafından (çok) beğenilmek |
be/make a (big, large, great) hit with somebody f.
|
|
|
80 |
Deyim |
(biri tarafından) toz yutturulmak |
be eating (one's) dust f.
|
|
81 |
Deyim |
(biri tarafından) açık ara geçilmek |
be eating (one's) dust f.
|
|
82 |
Deyim |
sadece (biri veya bir şey) tarafından geçilmek |
be second only to (someone or something) f.
|
|
83 |
Deyim |
biri/bir şey tarafından eşlik edilmek |
have someone or something in tow f.
|
|
84 |
Deyim |
(biri) tarafından değer verilmek |
not be lost on (someone) f.
|
|
85 |
Deyim |
(biri) tarafından takdir edilmek |
not be lost on (someone) f.
|
|
86 |
Deyim |
(biri) tarafından anlaşılmak |
not be lost on (someone) f.
|
|
87 |
Deyim |
(biri) tarafından sır olarak tutulmak |
not pass (one's) lips f.
|
|
88 |
Deyim |
biri tarafından nasıl görüldüğünü/algılandığını bilmek |
know where (one) stands f.
|
|
89 |
Deyim |
biri tarafından kolayca manipüle edilmek |
be like putty in someone's hands f.
|
|
90 |
Deyim |
biri tarafından kolayca manipüle edilmek |
be like wax in someone's hands f.
|
|
91 |
Deyim |
biri tarafından kendi çıkarlarına göre yönetilmek |
be played like a fiddle f.
|
|
92 |
Deyim |
(biri/bir şey) tarafından şaşkınlığa uğratılmak |
be taken aback (by somebody/something) f.
|
|
93 |
Deyim |
(biri tarafından) sevilmek |
go down well (with somebody) f.
|
|
94 |
Deyim |
(biri tarafından/açısından) iyi karşılanmak |
go down well (with somebody) f.
|
|
95 |
Deyim |
(biri tarafından) beğenilmek |
go down well (with somebody) f.
|
|
96 |
Deyim |
(biri tarafından) kabul görmek |
go down well (with somebody) f.
|
|
97 |
Deyim |
(biri tarafından) sevilmek |
go off well (with somebody) f.
|
|
98 |
Deyim |
(biri tarafından/açısından) iyi karşılanmak |
go off well (with somebody) f.
|
|
99 |
Deyim |
(biri tarafından) beğenilmek |
go off well (with somebody) f.
|
|
100 |
Deyim |
(biri tarafından) kabul görmek |
go off well (with somebody) f.
|
|
101 |
Deyim |
(biri tarafından) sevilmemek |
go down badly (with somebody) f.
|
|
102 |
Deyim |
(biri tarafından/açısından) kötü karşılanmak |
go down badly (with somebody) f.
|
|
103 |
Deyim |
(biri tarafından) beğenilmemek |
go down badly (with somebody) f.
|
|
104 |
Deyim |
(biri tarafından) kabul görmemek |
go down badly (with somebody) f.
|
|
105 |
Deyim |
(biri tarafından) takdir edilmenin/onaylanmanın tadını çıkarmak |
bask in the glow of approval (from someone) f.
|
|
106 |
Deyim |
(biri tarafından) beğenilmenin tadını çıkarmak |
bask in the glow of approval (from someone) f.
|
|
107 |
Deyim |
(biri tarafından) beğenilmenin/kabul görmenin büyüsüne kendini kaptırmak |
bask in the glow of approval (from someone) f.
|
|
108 |
Deyim |
biri tarafından çok beğenilmek |
make a (big, great) hit with somebody f.
|
|
109 |
Deyim |
biri tarafından tutulmak |
make a (big, great) hit with somebody f.
|
|
110 |
Deyim |
biri tarafından çok beğenilmek |
be a (big, great) hit with somebody f.
|
|
111 |
Deyim |
biri tarafından tutulmak |
be a (big, great) hit with somebody f.
|
|
112 |
Deyim |
(biri) tarafından çok sevilmek |
be close to (one's) heart f.
|
|
113 |
Deyim |
biri tarafından çok sevilmek |
be close to somebody's heart f.
|
|
114 |
Deyim |
biri tarafından çok sevilmek |
be near to somebody's heart f.
|
|
115 |
Deyim |
biri tarafından çok sevilmek |
be dear to somebody's heart f.
|
|
116 |
Deyim |
(biri) tarafından sevilmek/beğenilmek/kabul görmek |
be in (one's) favor f.
|
|
117 |
Deyim |
(biri) tarafından kolayca manipüle edilmek |
be putty in (one's) hands f.
|
|
118 |
Deyim |
sadece biri/bir şey tarafından geçilmek |
be second only to somebody/something f.
|
|
119 |
Deyim |
(biri tarafından) azarlanmak |
be taken to task (by someone) f.
|
|
120 |
Deyim |
(biri tarafından) ağzının payı verilmek |
be taken to task (by someone) f.
|
|
121 |
Deyim |
(biri tarafından) fırçalanmak |
be taken to task (by someone) f.
|
|
122 |
Deyim |
(biri tarafından) sorumlu tutulmak |
be taken to task (by someone) f.
|
|
123 |
Deyim |
(biri tarafından) dolandırılmak |
be taken to the cleaners (by someone) f.
|
|
124 |
Deyim |
(biri tarafından) parası çarpılmak |
be taken to the cleaners (by someone) f.
|
|
125 |
Deyim |
(biri tarafından) ütülmek |
be taken to the cleaners (by someone) f.
|
|
126 |
Deyim |
(biri tarafından) soyulup soğana çevrilmek |
be taken to the cleaners (by someone) f.
|
|
127 |
Deyim |
(biri tarafından) üçkağıda getirilmek |
be taken to the cleaners (by someone) f.
|
|
128 |
Deyim |
(biri tarafından) hezimete uğratılmak |
be taken to the cleaners (by someone) f.
|
|
129 |
Deyim |
(biri/bir grup) tarafından ilgilenilmek |
be taken up with (someone or something) f.
|
|
130 |
Deyim |
(biri/bir grup) tarafından üstlenilmek |
be taken up with (someone or something) f.
|
|
131 |
Deyim |
(biri tarafından) büyütülmek/eğitilmek |
be under (one's) wing f.
|
|
132 |
Deyim |
(biri tarafından) yetiştirilmek |
be under (one's) wing f.
|
|
133 |
Deyim |
(biri tarafından) bakılmak |
be under (someone's) care f.
|
|
134 |
Deyim |
biri tarafından çok beğenilmek |
be a hit with somebody f.
|
|
135 |
Deyim |
biri tarafından çok beğenilmek |
make a hit with somebody f.
|
|
136 |
Deyim |
biri tarafından çok beğenilmek |
make a (big, great) hit with somebody f.
|
|
137 |
Deyim |
biri tarafından çok beğenilmek |
be a (big, great) hit with somebody f.
|
|
138 |
Deyim |
(birinin/bir şeyin biri) tarafından fark edilmesini sağlamak |
call (someone or something) to (one's) attention f.
|
|
139 |
Deyim |
(biri) tarafından fark edilmek |
come to (one's) attention f.
|
|
140 |
Deyim |
(biri) tarafından fark edilmek |
come to (one's) notice f.
|
|
141 |
Deyim |
(biri tarafından) çok yargılanmak |
get (a lot of) stick (from someone) f.
|
|
142 |
Deyim |
(biri tarafından) çok üstüne gidilmek |
get (a lot of) stick (from someone) f.
|
|
143 |
Deyim |
biri tarafından araçla gideceği yere bırakılmak |
hitch a ride f.
|
|
144 |
Deyim |
(biri) tarafından iyi anlaşılmak |
strike home with (one) f.
|
|
145 |
Deyim |
annesi/karısı/biri tarafından yönetilen/kontrol edilen |
(tied to) your mother's, wife's, etc. apron strings s.
|
|
146 |
Deyim |
(biri) tarafından yönetilen/kontrol edilen |
tied to (someone's) apron strings s.
|
|
147 |
Deyim |
(biri) tarafından değer verilmemiş |
lost on (one) s.
|
|
148 |
Deyim |
(biri) tarafından takdir edilmemiş |
lost on (one) s.
|
|
149 |
Deyim |
(biri) tarafından anlaşılmamış |
lost on (one) s.
|
|
150 |
Deyim |
biri tarafından değer verilmemiş |
lost on one s.
|
|
151 |
Deyim |
biri tarafından takdir edilmemiş |
lost on one s.
|
|
152 |
Deyim |
biri tarafından anlaşılmamış |
lost on one s.
|
|
153 |
Deyim |
(biri/bir şey) tarafından kullanılmış |
put upon by (someone or something) s.
|
|
154 |
Deyim |
(biri/bir şey) tarafından aşırı yüklenilmiş |
put upon by (someone or something) s.
|
|
155 |
Deyim |
(biri/bir şey) tarafından faydalanılmış/çıkar sağlanmış |
put upon by (someone or something) s.
|
|
156 |
Deyim |
(biri/bir şey) tarafından ihmal edilmiş |
put upon by (someone or something) s.
|
|
157 |
Deyim |
(biri/bir şey) tarafından yüz üstü bırakılmış |
put upon by (someone or something) s.
|
|
158 |
Deyim |
(biri/bir şey) tarafından önemsenmemiş |
put upon by (someone or something) s.
|
|
159 |
Deyim |
biri tarafından/yüzünden |
at someone's hand expr.
|
|
160 |
Deyim |
bizzat (biri) tarafından |
by (one's) own hand expr.
|
|
161 |
Deyim |
(biri/bir şey) tarafından sağlanmış |
courtesy of (someone or something) expr.
|
|
162 |
Deyim |
(biri/bir şey) tarafından tedarik edilmiş |
courtesy of (someone or something) expr.
|
|
163 |
Deyim |
(biri/bir şey) tarafından temin edilmiş |
courtesy of (someone or something) expr.
|
|
164 |
Deyim |
biri/bir şey tarafından sağlanmış |
courtesy of somebody/something expr.
|
|
165 |
Deyim |
biri/bir şey tarafından tedarik edilmiş |
courtesy of somebody/something expr.
|
|
166 |
Deyim |
biri/bir şey tarafından temin edilmiş |
courtesy of somebody/something expr.
|
|
167 |
Deyim |
(biri/bir şey) tarafından sarılıp sarmalanmış |
in the bosom of (someone or something) expr.
|
|
168 |
Deyim |
(biri) tarafından fark edilmiş |
on (one's) radar (screen) expr.
|
|
169 |
Deyim |
(biri) tarafından yapılan |
on (someone's) part expr.
|
|
170 |
Deyim |
biri tarafından fark edilmiş |
on someone's radar expr.
|
|
Trade/Economic |
|
171 |
Ticaret/Ekonomi |
taraflardan her hangi biri tarafından iptal edilebilen sözleşme |
voidable contract i.
|
|
172 |
Ticaret/Ekonomi |
işletmenin kendisi yerine ithalat ve ihracat firmasında çalışan biri tarafından yürütülen özel iş |
foreigner i.
|
|
Politics |
|
173 |
Siyasal |
her biri kendi hükümdarı tarafından yönetilen üç bölge |
triarchy i.
|
|
174 |
Siyasal |
her biri kendi hükümdarı tarafından yönetilen üç bölgenin birleşimi |
triarchy i.
|
|
175 |
Siyasal |
(birleşik krallık'ta) 1896'da kraliçe tarafından kurulmuş şövalye nişanının derecelerinden biri |
gcvo (grand cross of the royal victorian order) kısalt.
|
|
Media |
|
176 |
Medya |
beyaz ırktan biri tarafından canlandırılan (başka ırktan biri için yazılmış rol) |
whitewashed s.
|
|
Technical |
|
177 |
Teknik |
her biri farklı bir yöne bakacak şekilde yerleştirilmiş birden fazla megafon tarafından aynı anda üretilen sesi yükseltilmiş sis işareti |
megafog i.
|
|
178 |
Teknik |
piyasaya ilk sürümündeki üreticisinden farklı biri tarafından veya farklı marka ile tekrar üretilen taş plak |
repressing i.
|
|
Marine |
|
179 |
Denizcilik |
(gemi) acemi biri tarafından yönetilen |
lubberly s.
|
|
Medical |
|
180 |
Medikal |
muayene edilen haricindeki biri tarafından gözlemlenebilen veya doğrulanabilen (hastalık belirtisi) |
objective s.
|
|
Chemistry |
|
181 |
Kimya |
hofmann tarafından geliştirilmiş boyarmadde çeşitlerinden biri |
dahlia i.
|
|
Biology |
|
182 |
Biyoloji |
grup kurulduktan sonra veya takson yazarı dışında biri tarafından belirlenmiş tür veya alt takson |
holotype i.
|
|
183 |
Biyoloji |
tek bir gen veya allelik gen çiftinden biri tarafından kontrol edilen |
monogenic s.
|
|
Zoology |
|
184 |
Zooloji |
birçok kuşun dış tüylerinin sapının arka tarafından çıkan ek tüyün kıllarından biri |
hyporadius i.
|
|
Literature |
|
185 |
Edebiyat |
asıl konuşmacı haricindeki biri tarafından alıntılanan konuşma |
oblique narration i.
|
|
186 |
Edebiyat |
asıl konuşmacı haricindeki biri tarafından alıntılanan konuşma |
oblique speech i.
|
|
Linguistics |
|
187 |
Dilbilim |
yaolar tarafından konuşulan hmong-mien dillerinden biri |
yao i.
|
|
History |
|
188 |
Tarih |
1492 yılında columbus tarafından komuta edilen üç gemiden biri |
niña i.
|
|
Religious |
|
189 |
Dini |
kilise tarafından ayin için belirlenen yedi zamandan her biri |
canonical hour i.
|
|
190 |
Dini |
kilise tarafından ayin için belirlenen yedi zamandan her biri |
canonical hours i.
|
|
191 |
Dini |
taocular tarafından saygı duyulan sekiz ölümsüzden biri |
chang kuo i.
|
|
192 |
Dini |
taocular tarafından saygı duyulan sekiz ölümsüzden biri |
chang kuo-lao i.
|
|
193 |
Dini |
haham, sinagog yetkilileri ya da cemaat tarafından ilan edilen üç dini aforozdan biri |
cherem i.
|
|
194 |
Dini |
haham, sinagog yetkilileri ya da cemaat tarafından ilan edilen üç dini aforozdan biri |
-herem i.
|
|
195 |
Dini |
hristiyan ahlakına göre doğal erdemler için bütünleyici olması için tanrı tarafından yaratılan üç erdemden (inanç, umut ve merhamet) biri |
theological virtue i.
|
|
196 |
Dini |
hristiyan ahlakına göre doğal erdemler için bütünleyici olması için tanrı tarafından yaratılan üç erdemden (inanç, umut ve merhamet) biri |
supernatural virtue i.
|
|
197 |
Dini |
havarilerden biri tarafından kurulan piskoposluk |
apostolic see i.
|
|
198 |
Dini |
ruhban sınıfından olmayan biri tarafından yapılan vaftiz |
lay baptism i.
|
|
199 |
Dini |
kilise tarafından ayin için belirlenen yedi zamandan her biri |
office i.
|
|
Philosophy |
|
200 |
Felsefe |
deneyüstücü biri tarafından inanılan |
transcendentalistic s.
|
|
201 |
Felsefe |
deneyüstücü biri tarafından kabul edilen |
transcendentalistic s.
|
|
Meteorology |
|
202 |
Meteoroloji |
bilim adamları tarafından sinoptik manyetik, meteorolojik veya diğer fiziki gözlemleri yapmak için belirlenen bir dizi özel günden her biri |
term day i.
|
|
Baseball |
|
203 |
Beysbol |
oyuncular dışında biri tarafından müdahale edilen bir beyzbol topu |
block i.
|
|
Card |
|
204 |
İskambil |
yarışmacıları oynanan tüm ellerde her biri tarafından toplanan puanların toplamına göre sıralayan briç puanlama sistemi |
total-point scoring i.
|
|
205 |
İskambil |
yarışmacıları oynanan tüm ellerde her biri tarafından toplanan puanların toplamına göre sıralayan briç puanlama sistemi |
cumulative scoring i.
|
|
Music |
|
206 |
Müzik |
bestecisi haricindeki biri tarafından tamamlanan veya zenginleştirilen müzikal beste |
realization i.
|
|
207 |
Müzik |
bestecisi haricindeki biri tarafından tamamlanan veya zenginleştirilen müzikal beste |
realisation i.
|
|
Cinema |
|
208 |
Sinema |
bir film, şarkı ya da diğer bir sanat eserinin, sanatçının kendisinden başka biri, özellikle de o eserin veya sanatçının bir hayranı tarafından yeniden düzenlenmesi |
fan edit i.
|
|
Mythology |
|
209 |
Mitoloji |
zeus tarafından lanetlenmiş bir titan olan atlas'ın yedi kızından biri |
celaeno i.
|
|
210 |
Mitoloji |
(yunan mitolojisinde) zeus tarafından gökyüzünde yıldız olarak buluşturulan ikizlerden biri |
pollux i.
|
|
Printery |
|
211 |
Matbaa |
aldus manutius tarafından tasarlanan yazı tiplerinden herhangi biri |
aldine i.
|
|
Slang |
|
212 |
Argo |
biri tarafından çöp diye atılan fakat başkasının işine yarayan şey |
mongo i.
|
|
213 |
Argo |
biri tarafından çöpe atılan fakat başkası tarafından alınıp başka bir amaç için değerlendirilen şey |
mongo i.
|
|
214 |
Argo |
biri tarafından çarpılmak |
get bumped f.
|
|
215 |
Argo |
biri/bir şey tarafından heyecanlandırılmış |
stoked on someone or something s.
|
|
216 |
Argo |
officer kelimesinin genellikle sarhoş biri tarafından yapılan gülünç ve yanlış bir telaffuzu |
occifer exclam.
|
|
217 |
Argo |
officer kelimesinin genellikle sarhoş biri tarafından yapılan gülünç ve yanlış bir telaffuzu |
ossifer exclam.
|
|