birini bir şeyden etmek

"birini bir şeyden etmek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Öbek Fiiller
1	Öbek Fiiller	birini bir şeyden etmek	deprive someone of something f.
2	Öbek Fiiller	birini bir şeyden etmek	dispossess someone of something f.

"birini bir şeyden etmek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 70 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Öbek Fiiller
1	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden) taburcu etmek	discharge (someone or something) from (something) f.
A few days later, he is discharged from the hospital and returns to school. Birkaç gün sonra hastaneden taburcu edilir ve okula döner. More Sentences
2	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) izole etmek	isolate (someone or something) from (someone or something) f.
They are often isolated from one another in different academic fields. Genellikle farklı akademik alanlarda birbirlerinden izole edilirler. More Sentences
Genel
3	Genel	birini bir şeyden mahrum etmek	strip someone of f.
4	Genel	bir şeyden dolayı birini takdir etmek	give someone credit for f.
5	Genel	birini bir şeyden haberdar etmek	inform somebody of something f.
Öbek Fiiller
6	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi sıralamada başka birinden/bir şeyden) arkasında/gerisinde bitireceğini tahmin etmek	place someone or something behind someone or something f.
7	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden) mahrum/yoksun etmek/bırakmak	rob someone of something f.
8	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden) ekarte etmek	eliminate (someone or something) from (something) f.
9	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi bir şeyden ekarte etmek	eliminate someone or something from something f.
10	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden) önceden haberdar etmek	forewarn (someone) of (something) f.
11	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) men etmek	seal (someone or something) off from (someone or something) f.
12	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) tamamen tecrit etmek	seal (someone or something) off from (someone or something) f.
13	Öbek Fiiller	(birini bir şeyi birinden/bir şeyden) tamamen izole etmek	seal (someone or something) off from (someone or something) f.
14	Öbek Fiiller	birini bir şeyden mahrum etmek	cheat somebody out of something f.
15	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırt etmek	differentiate (someone or something) from (someone or something) f.
16	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırt etmek	discern (someone or something) from (someone or something) f.
17	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden) azat etmek	discharge (someone or something) from (something) f.
18	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi bir şeyden diskalifiye etmek/men etmek	disqualify someone or something for something f.
19	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi bir şeyden diskalifiye etmek/men etmek	disqualify someone or something from something f.
20	Öbek Fiiller	birini bir şeyden dolayı/bir şey için onore etmek	honor someone for something f.
21	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden) mahrum etmek	rob (someone or something) of (something) f.
22	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden) haberdar etmek	turn (one) on to (something) f.
23	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden) haberdar etmek	run (something) by (one) f.
24	Öbek Fiiller	(birini/bir hayvanı) bir şeyden/yerden tahliye etmek	lead (someone or an animal) out of something f.
25	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden/yerden) kapı dışarı etmek	put (one) out of (something or some place) f.
26	Öbek Fiiller	(birini/bir hayvanı) bir şeyden/yerden kapı dışarı etmek	put (someone or an animal) out of something f.
27	Öbek Fiiller	(birini/bir hayvanı) bir şeyden/yerden kapı dışarı etmek	put (someone or an animal) out f.
28	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek	allow (someone or something) in (something or some place) f.
29	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek	allow (someone or something) into (something or some place) f.
30	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek	allow (someone or something) in (something or some place) f.
31	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek	allow (someone or something) into (something or some place) f.
32	Öbek Fiiller	birini bir şeyden haberdar etmek	apprise someone of something f.
33	Öbek Fiiller	birini/bir grubu bir şeyden haberdar etmek	bring something before someone or something f.
34	Öbek Fiiller	birini bir şeyden feragat etmeye ikna etmek	cajole someone out of something f.
35	Öbek Fiiller	birini bir şeyden feragat etmeye ikna etmek	cajole (one) out of (something) f.
36	Öbek Fiiller	(birini/bir hayvanı) bir şeyden çıkmaya ikna etmek	coax (someone or an animal) out of something f.
37	Öbek Fiiller	(birini/bir hayvanı bir şeyden) çıkmaya ikna etmek	coax (someone or something) out of (something) f.
38	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden) dolayı suçlamak/ihbar etmek	denounce (one) for (something) f.
39	Öbek Fiiller	birini birinden/bir şeyden mahrum etmek	deny someone or something to someone f.
40	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden) mahrum etmek	deny (something) to (someone or something) f.
41	Öbek Fiiller	birini bir şeyden mahrum etmek	deprive someone of something f.
42	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden) mahrum etmek	deprive (one) of (something) f.
43	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden) etmek	deprive (one) of (something) f.
44	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi başka birinden/bir şeyden) ayırt etmek	differentiate (someone or something) from (someone or something else) f.
45	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi (başka) bir şeyden ayırt etmek	discern someone or something from something (else) f.
46	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırt etmek	discern between (someone or something) and (someone or something) f.
47	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden bir şeye) tahliye etmek	evacuate someone (from something) (to something) f.
48	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden) haberdar etmek	inform (one) about (something) f.
49	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden) haberdar etmek	inform (one) of (something) f.
50	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) izole etmek/yalıtmak	insulate (someone or something) from (someone or something) f.
51	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) tecrit etmek	isolate (someone or something) from (someone or something) f.
52	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırt etmek	know (someone or something) from (someone or something else) f.
53	Öbek Fiiller	(birini) hileyle (bir şeyden) etmek	maneuver (one) out of (something) f.
54	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek	match (someone or something) (up) with (someone or something else) f.
55	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek	match (someone or something) against (someone or something else) f.
56	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek	match up (someone or something) with (someone or something else) f.
57	Öbek Fiiller	hileyle (birini bir şeyden) etmek	mulct (one) out of (something) f.
58	Öbek Fiiller	hileyle (birini bir şeyden) etmek	mulct out of f.
59	Öbek Fiiller	(birini) zorla (bir şeyden/yerden) ekarte etmek	muscle (one) out (of something or some place) f.
60	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) tamamen silmek/yok etmek	obliterate (someone or something) from (something or some place) f.
61	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) yok etmek	root (someone or something) out of (something or some place) f.
62	Öbek Fiiller	(birini bir şeyden/bir yerden) def etmek	roust (one) out of (something) f.
63	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) tahliye etmek	turn (someone or something) out of (something or some place) f.
Konuşma Dili
64	Konuşma Dili	(birini bir şeyden) etmek	do (someone) out of (something) f.
Deyim
65	Deyim	(birini bir şeyden) ekarte etmek	knock (someone) out of (something) f.
66	Deyim	(birini bir şeyden) bertaraf etmek	knock (someone) out of (something) f.
67	Deyim	birini (bir şeyden) haberdar etmek	bring (something) to (one's) attention f.
68	Deyim	birini bir şeyden/birinden haberdar etmek	bring someone or something to someone's attention f.
69	Deyim	birini bir şeyden haberdar etmek	bring something to someone's attention f.
70	Deyim	birini (bir şeyden/bir şey hakkında) haberdar etmek	keep somebody posted (on/of/about something) f.