black white - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

black white

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"black white" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

İngilizce Türkçe
Computer
black white i. siyah beyaz
black white i. siyah ve beyaz

"black white" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 112 sonuç

İngilizce Türkçe
General
white winged black tern i. ak kanatlı deniz kırlangıcı
black and white i. yazı
black and white i. siyah beyaz resim
black-and-white photography i. siyah-beyaz fotoğrafçılık
white-winged black tern i. ak kanatlı sumru
white-crowned black wheatear i. ak tepeli kuyrukkakan
black and white s. aklı karalı
black-and-white s. yazılı
black-and-white s. basılı
black-and-white s. beyaz zemin üstünde siyah yazılı
black-and-white s. iyi ve kötü olarak birbirinden net çizgilerle ayrılmış
black-and-white s. net bir şekilde belirlenmiş
in black and white zf. yazılı olarak
in black and white zf. sadece grinin tonlarını kullanarak
bw (black and white) kısalt. siyah ve beyaz
Colloquial
black and white i. polis
black and white i. siyah beyaz polis arabası
black and white i. siyah beyaz devriye arabası
not all black and white expr. ne siyah ne beyaz
not all black and white expr. siyah ve beyaz değil
not all black and white expr. iyi ya da kötü değil
not all black and white expr. akla kara değil
Idioms
stop seeing things in black and white f. at gözlüğünü çıkarmak
swear black is white f. gereksiz bir ısrar içinde olmak
pretend that black is white f. siyaha beyaz demek
swear black is white f. siyaha beyaz demek
say that black is white f. siyaha beyaz demek
set something down in black and white f. yazılı hale getirmek
put something down in black and white f. yazıya dökmek
put something down in black and white f. yazılı hale getirmek
set something down in black and white f. yazıya dökmek
get (something) down in black and white f. (bir şeyi) yazıya dökmek
get (something) down in black and white f. (bir şeyi) yazılı hale getirmek
get (something) down in black and white f. (bir şeyi) yazarak resmileştirmek
get (something) in black and white f. (bir şeyi) yazılı olarak almak
get (something) in black and white f. (bir şeyi) yazıyla resmiyete dökmek
get (something) in black and white f. (bir şeyi) yazıyla teyit etmek
get (something) in black and white f. (bir şeyle) ilgili yazılı belge almak
put down in black and white f. yazıya dökmek
put down in black and white f. yazılı hale getirmek
swear (that) black is white f. gereksiz bir ısrar içinde olmak
swear (that) black is white f. ısrarla siyaha beyaz demek
swear (that) black is white f. gerçeğin tersini iddia etmek
as clear as black and white s. apaçık belli
as clear as black and white s. belirgin
as clear as black and white s. çizgileri net
as clear as black and white s. gün gibi açık/ortada/aşikar
as clear as black and white s. kolay anlaşılır
as clear as black and white s. siyah beyaz kadar net
as clear as black and white s. apaçık
as clear as black and white s. besbelli
as clear as black and white s. ayan beyan ortada
black and white s. apaçık
black and white s. kesin
black and white s. net
black and white s. gün gibi açık
black and white s. siyah beyaz kadar net
black and white s. besbelli
black and white s. çizgileri net/belli
as clear as black and white zf. ak ve kara kadar açık
as clear as black and white zf. siyah ve beyaz kadar net
as clear as black and white zf. hiçbir şüpheye yer bırakmayacak derecede açık
not all black and white expr. hiçbir şey siyah ve beyaz değil
not all black and white expr. kim suçlu kim güç belli olmaz
in black and white expr. basılı biçimde
in black and white expr. basit ve yalın
in black and white expr. dosdoğru
in black and white expr. sade
in black and white expr. yazılı biçimde
Technical
black after white i. beyazdan sonra siyah
gelatin type black-and white film i. jelatin tip siyah ve beyaz film
black and white cctv cameras i. siyah-beyaz cctv kameraları
black-and-white image i. siyah-beyaz görüntü
black-and-white i. siyah beyaz
black-and-white television i. siyah-beyaz televizyon
Computer
black with white fill i. beyaz dolgulu siyah
black on white i. beyaz üzerine siyah
black on white i. beyaz üstüne siyah
solid black and white i. kesin siyah ve beyaz
black and white display i. renksiz ekran
black-and-white i. siyah-beyaz
black and white i. siyah beyaz
black and white i. siyah ve beyaz
black and white overheads i. siyah beyaz asetatlar
black and white display i. siyah-beyaz ekran
black-and-white s. ak kara
print in black and white only expr. sadece siyah beyaz yazdır
white on black expr. siyah üzerine beyaz
white on black expr. siyah üstüne beyaz
print in black and white expr. siyah beyaz yazdır
compress to black and white expr. siyah beyaz'a sıkıştır
pure black and white expr. yalnızca siyah ve beyaz
Television
black after white i. beyazdan sonra siyah
black and white display i. renksiz ekran
black and white film i. siyah beyaz film
black and white image i. siyah beyaz görüntü
black and white television i. siyah beyaz televizyon
black-and-white television tube i. siyah-beyaz televizyon tüpü
black-and-white film i. siyah-beyaz film
black and white television tube i. siyah beyaz televizyon tüpü
Automotive
black flag with white frame i. beyaz çerçeveli siyah bayrak
black flag with diagonal white stripes i. çift çapraz beyaz çizgili siyah bayrak
black and white diagonal flag i. siyah beyaz diyagonal bayrak
black and white checkered flag i. siyah beyaz damalı bayrak
black and white flag i. siyah ve beyaz bayrak
Zoology
black-veined white i. alıç beyazı
black-and-white ruffed lemur i. madagaskar'a özgü bir lemur
Philosophy
black and white thinking i. yanlış ikilem
black and white thinking i. yanlış seçim
Photography
black-white developing process i. siyah beyaz banyo işlemi
black and white i. siyah-beyaz renk paleti
Slang
black-and-white i. polis arabası