boş - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

boş



"boş" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

İngilizce Türkçe
Zoology
bos i. yabani veya evcil olabilen bir sığır cinsi

"boş" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 143 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
boş available s.
boş blank s.
boş empty s.
boş vacant s.
General
boş yeast i.
boş vacancy i.
boş windy s.
boş abortive s.
boş chimerical s.
boş useless s.
boş pointless s.
boş spare s.
boş ineffectual s.
boş inoperative s.
boş yeasty s.
boş tenantless s.
boş wishywashy s.
boş voiding s.
boş invalid s.
boş without foundation s.
boş disengaged s.
boş stark s.
boş uninhabited s.
boş desert s.
boş bare s.
boş meaningless s.
boş vapid s.
boş unengaged s.
boş meaning s.
boş frothy s.
boş punk s.
boş unmeaning s.
boş barren s.
boş fallacious s.
boş trumpery s.
boş bootless s.
boş unemployed s.
boş frivolous s.
boş otiose s.
boş ineffective s.
boş puerile s.
boş captious s.
boş airy s.
boş leisure s.
boş unavailing s.
boş ignorant s.
boş nugatory s.
boş inane s.
boş expressionless s.
boş waste s.
boş unoccupied s.
boş flat s.
boş desolate s.
boş clear s.
boş thin s.
boş for hire s.
boş unfounded s.
boş purposeless s.
boş unprofitable s.
boş inutile s.
boş fustian s.
boş gaseous s.
boş blank s.
boş vacant s.
boş empty s.
boş vain s.
boş free s.
boş idle s.
boş futile s.
boş hollow s.
boş devoid s.
boş godforsaken s.
boş null s.
boş void s.
boş unloaded s.
boş aborsive s.
boş toom s.
boş unbuilt s.
boş unbusy s.
boş unmeaning s.
boş zilch s.
boş leary [dialect] s.
boş wild s.
boş exsufflicate s.
boş bland s.
boş boney s.
boş bony s.
boş boss [dialect] [uk] s.
boş boteless s.
boş boweled s.
boş holler s.
boş husky s.
boş clean s.
boş graith [dialect] [uk] s.
boş open s.
boş disinhabited s.
boş fat s.
boş feckless s.
boş inhabitable [obsolete] s.
boş insensate s.
boş pelsy s.
boş cored s.
boş fishily s.
boş fishy s.
boş serviceless s.
boş silly s.
boş sisyphean s.
boş fribble s.
boş fribbling s.
boş fribblish s.
boş sleeveless s.
boş slender s.
boş supererogant s.
boş supererogative s.
boş superfluous s.
boş supervacaneous s.
boş surd s.
boş deadhead zf.
Phrases
boş without any foundation expr.
Colloquial
boş silly in the extreme s.
boş cashed s.
Technical
boş vacuous s.
boş hollow s.
boş futile s.
boş void s.
boş vacant s.
boş inert s.
Computer
boş scratch i.
boş idle s.
boş nil s.
boş null s.
Telecom
boş null s.
Automotive
boş neutral position i.
boş neutral s.
boş blank s.
Food Engineering
boş blank s.
Linguistics
boş zero s.
Environment
boş barren s.
Archaic
boş viduous s.
boş pelting s.
Slang
boş clunker i.
boş tits on a boar hog s.
boş chicken shit s.

"boş" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
boş yer vacancy i.
boş vakit leisure i.
boş (zaman) spare s.
içi boş hollow s.
General
boş ve anlamsız konuşma schmoozing i.
boş vakit idle hours i.
boş zaman etkinlikleri spare time activities i.
boş araç deadheading i.
boş laf comment i.
boş verme disregard i.
boş laf haver i.
boş dizgi empty string i.
kapların veya içi boş şeylerin açık yanı mouth i.
boş zaman uğraşısı spare time activity i.
boş vakit leisure time i.
boş yük dummy load i.
boş numara blank i.
boş uçarılık frivolousness i.
boş boş gezme sauntering i.
boş laf routine i.
boş gezenin boş kalfası loafer i.
boş umut vain hope i.
boş laf punk i.
boş laf hooey i.
boş laf bullshit i.
boş zamanı olma leisureness i.
boş vakit spare time i.
boş umutlar empty promises i.
şehirde boş arsa vacant lot i.
boş laf flummery i.
boş zaman faaliyetleri free time occupation i.
boş ve anlamsız sohbet schmoos i.
boş laf vaporings i.
boş ortam empty medium i.
(fıçıda/çuvalda) boş kalan kısım ullage i.
boş alanda spor oynayan kimse sandlotter i.
boş arazi vacancy i.
boş şey vanity i.
ilk boş yer sayacı next available position counter i.
boş laf nonsense i.
boş laf hot air i.
boş kart discard i.
boş ve anlamsız sohbet schmooze i.
piyangoda boş numara blank i.
boş iş bubble i.
boş sayfa flyleaf i.
boş sokak empty street i.
boş laf guff i.
kitabin iki kapak içi ile boş bırakılan ön ve arka sayfaları endleaf i.
boş boş konuşma yapping i.
boş boş bakış vacuity i.
boş iddia jactitation i.
boş kadro vacant position i.
boş laf tripe i.
boş vaatler empty promises i.
boş gezme loafing i.
boş laf hokum i.
içi boş olan tüy sapı quill i.
boş gurur vainglory i.
boş insan wally i.
boş kap empty i.
boş boş gezen saunterer i.
arkası boş blank back i.
boş laf galimatias i.
boş laf gab i.
boş laf rant i.
boş gezenin boş kalfası hobo i.
boş su kesimi light waterline i.
boş laf lark i.
boş pozisyon vacancy i.
boş hayal pipe dream i.
boş zaman free time i.
boş kağıt blank i.
boş laf poppycock i.
boş gezenin boş kalfası dawdler i.
boş söz vain promise i.
boş laf fudge i.
boş laf balderdash i.
boş başarı hollow victory i.
bir konaklamada veya taşıtta boş yerin mevcut bulunması vacancy i.
boş zaman spare time i.
boş boş konuşma waffling i.
ilk boş tutanak next available record counter i.
boş gurur false pride i.
boş gün day off i.
boş laf cant i.
boş alan free field i.
kitabin iki kapak içi ile boş bırakılan ön ve arka sayfaları endpaper i.
boş gezen loafer i.
boş laf flubdub i.
boş laf palaver i.
boş konuşan yapper i.
boş laf vapourings i.
boş konuşma empty talk i.
boş laf garbage i.
boş laf jazz i.
boş kağıt plain paper i.
kitaba eklenen boş sayfa interleaf i.
boş yer void i.
boş laf bunkum i.
boş laf buncombe i.
boş laf inanity i.
boş arazi waste i.
boş zaman faaliyeti leisure i.
boş laf small talk i.
boş laf claptrap i.
boş laf moonshine i.
boş laf flimflam i.
boş olan memuriyet vb vacancy i.
boş yer hiatus i.
boş kafa pate i.
boş laf waffle i.
son boş koltuk last seat availability i.
boş gezenin boş kalfası layabout i.
boş zamanı değerlendirme balıkçılığı recreational fishery i.
boş laf froth i.
boş söz empty word i.
boş oda (otel/pansiyon vb'nde) vacancy i.
boş zamanı değerlendirme recreation i.
boş kartuş blank cartridge i.
boş laf wind i.
boş gezenin boş kalfası idler i.
boş laf falderal i.
boş vaat pie in the sky i.
boş gezen idler i.
boş oda vacancy i.
boş laf twaddle i.
boş tohum empty seed i.
boş yer vacant seat i.
boş tehdit bluster i.
boş gezen kimse idler i.
boş saatler vacant hours i.
boş laf gas i.
boş laf empty words i.
boş arazi wasteland i.
boş olmayan fulness i.
boş yer room i.
boş laf applesauce i.
boş kadro vacancy i.
boş boş dönüp dolaşan twiddler i.
boş konuşan kimse slaverer i.
kitabın başında ve sonundaki boş sayfa flyleaf i.
boş konuşma prating i.
boş zaman etkinliği recreation i.
boş inanç superstition i.
boş vakit leisure i.
boş laf tarradiddle i.
boş yer lacuna i.
boş boş gezen gallivanter i.
boş zaman leisure i.
boş arsa empty land i.
boş koltuk empty seat i.
boş ifade blank expression i.
boş koltuk vacant seat i.
boş koltuk spare seat i.
boş ifade vacant expression i.
boş arsa vacant land i.
boş arsa unused land i.
boş zamanlarda yapılan aktivite leisure activity i.
boş vakit faaliyeti leisure activity i.
boş laf etme pleonasm i.
boş laf etme redundancy i.
boş laf etme circumbendibus i.
boş laf etme roundabout i.
boş laf etme periphrase i.
boş laf etme verbality i.
boş laf etme circumlocution i.
boş laf etme tautology i.
boş laf etme verbiage i.
boş laf etme periphrasis i.
boş adam loser i.
boş adam airhead i.
boş adam empty headed man i.
boş boğaz big mouth i.
boş boğaz loud mouth i.
boş yer blank i.
eroin enjekte etmek için boş damar arama trainspotting i.
gün ışığı boş filmi daylight film i.
boş laf trash i.
boş laf rubbish i.
boş laf folderol i.
boş laf codswallop i.
boş laf trumpery i.
boş bant empty band i.
boş-verme free-riding i.
boş gezenin boş kalfası do-nothing i.
boş zaman free-spare time i.
boş laf fiddle-de-dee i.
boş laf talky-talk i.
boş film non-exposed stock i.
boş laf wish-wash i.
boş hat arama hunting i.
boş laf boloney i.
boş paket dummy i.
boş gezen idlesse i.
fundalık boş arazi moor i.
boş ve işlenmemiş arazi waste i.
içi boş mil quill i.
boş deplasman light displacement i.
boş gezenin boş kalfası bum i.
boş taht empty throne i.
boş mide empty tummy i.
ekilmemiş boş arazi wilderness i.
boş taht vacant throne i.
boş taht unoccupied throne i.
boş laf empty talk i.
boş gezenin boş kalfası swaggie i.
boş gezenin boş kalfası swagman i.
boş gezenin boş kalfası swagger i.
boş ağırlık light weight i.
boş konuşma bloviation i.
boş beklenti vain hope i.
boş beklenti false hope i.
boş zaman idle time i.
boş bakış blank stare i.
boş mide empty stomach i.
gececi otel görevlisinin boş günü night out i.
boş zaman aktiviteleri spare time activities i.
boş zihin empty mind i.
boş zaman leisure time i.
boş zamanlar leisure times i.
boş zamanlar spare times i.
boş yer space i.
boş defter blankbook i.
boş kanı superstition i.
boş soru meaningless question i.
boş soru unanswered question i.
boş soru idle question i.
boş soru useless question i.
içi boş vaatler empty promises i.
boş sözler hot air i.
boş sözler empty words i.
boş sözler empty talk i.
boş sözler palaver i.
boş laflar empty words i.
boş laflar hot air i.
boş laflar palaver i.
boş laflar empty talk i.
boş verme insouciance i.
boş kafa silly i.
boş kağıt torba empty paper sack i.
boş bir sahne an empty stage i.
içi boş ağaç hollow tree i.
bir sonraki boş sayfa the next blank page i.
boş kaset blank tape i.
boş hayat aimless life i.
boş hayat useless life i.
boş hayat empty life i.
boş zaman faaliyetleri leisure time activities i.
boş zaman faaliyetleri spare time activities i.
boş yuva sendromu empty nest syndrome i.
boş bakış vacant stare i.
boş konuşma/söylem empty rhetoric i.
boş laf empty rhetoric i.
boş depo empty tank i.
boş zaman yatçılığı leisure yachting i.
(disneyland vb gibi) park/oyun alanı gibi insanların boş zaman etkinliklerine cevap veren alanların ticarileşmesi commercialization of leisure i.
boş oda empty room i.
boş laf babble i.
boş laf bosh i.
boş alan clear i.
boş zamanlarda gidilen okul continuation school i.
boş kalkan otobüs deadhead i.
boş konuşan kimse driveller i.
boş konuşan kimse driveler i.
boş şişeler empty bottles i.
son boş koltuk last seat available i.
boş gezenin boş kalfası bindle stiff i.
boş gezenin boş kalfası bindlestiff i.
boş gezen slacker i.
boş hücre vacant cell i.
beyaz/boş sayfa blank slate i.
boş ders no teacher in class i.
boş ders idle class i.
boş yıl gap year i.
boş gezenin boş kalfası luftmensch (yiddish) i.
sonradan gömülmek için alınan boş mezar cemetery plot i.
boş vakit free time i.
boş kap empty vessel i.
içi boş oyuk cavity i.
boş masalar free tables i.
boş masa free table i.
boş zaman aktivitesi leisure i.
boş şeyler useless trivia i.
içi boş kabuk empty shell i.
boş kabuk empty shell i.
boş levha blank slate i.
boş kapasite vacant capacity i.
boş kağıt blank paper i.
boş konuşma babblement i.
boş konuşma babblery i.
ortaçağa ait kale veya hisar duvarının dışı veya bu duvarla çevrelenen boş alan ballium i.
ortaçağa ait kale veya hisar duvarının dışı veya bu duvarla çevrelenen boş alan bailey i.
boş söz talk i.
boş laf talk i.
boş umut/vaat rainbow i.
boş konuşan kimse rattle i.
boş konuşan kimse rattlehead i.
boş konuşan kimse rattlepate i.
boş konuşma rawmaish [irish] i.
boş hülyalara dalan kimse castlebuilder i.
boş laf chat i.
boş sohbet nashgab [scottish] i.
boş muhabbet natter [brit] i.
boş yanıt nonresponse i.
boş işler nugae i.
boş işlerle uğraşma nugation [obsolete] i.
boş olma nullness i.
boş vakit time i.
birlikte boş zaman değerlendirilen kişi time killer i.
boş zamanı olan kimse time killer i.
boş yere koşuşturma to-ing and fro-ing i.
boş zaman geçirme toying i.
boş konuşma trash-talking i.
boş konuşma trifling i.
boş konuşan kimse twaddle i.
boş konuşan kimse twaddler i.
boş konuşan kimse twattler i.
boş konuşma twattle [dialect] i.
boş sohbet twiddle-twaddle i.
çok fazla boş zaman a lot of free time i.
çok boş zaman a lot of free time i.
boş durma unactiveness i.
boş yatırım idle investment i.
boş içki şişeleri empties i.
evin önünde veya arkasında yer alan boş alan yard [us/canada] i.
boş iş vanity [obsolete] i.
boş düşünce vacancy i.
boş zaman vacancy i.
boş yer vacuity i.
boş inanç balloon i.
büyük ve boş bina barn i.
boş konuşma jangle i.
boş konuşan kimse jangler i.
boş konuşma janglery i.
içi boş bitki sapı kecksy [dialect] i.
boş masa empty table i.
(kağıtta) yazı olmayan boş yer white i.
boş ve aldatıcı konuşma beflum i.
belirli bir zaman diliminde boş olan veya kiralanmamış tüm kiralık birimlerin yüzdesi vacancy rate i.
boş konuşma vaniloquence i.
boş konuşma bibble-babble i.
rıhtım sistemindeki boş alan quayage i.
boş konuşma blab i.
uzun ve boş konuşma blabber i.
boş balon bladder i.
kendini önemli sanan boş kimse bladder i.
boş konuşma blague i.
boş konuşma blattering i.
boş konuşan kimse blatteroon i.
boş konuşma bleat i.
boş laf wishwash i.
(madencilik) boş vagonların park yeri layby i.
(madencilik) boş vagonların park yeri lay-by i.
kaset veya filmin başındaki veya sonundaki boş şerit leader i.
boş veya saçma konuşmalar, fikirler white lightning i.
boş konuşanlar windies i.
boş merak idle curiosity i.
boş boş dolaşan kimse maunderer i.
boş konuşan kimse wordmonger i.
içi boş ağaç gövdesinden yapılan kano dug-out i.
içi boş ağaç gövdesinden yapılan kano dugout i.
kitaptaki boş sayfalar book i.
boş laf falderol i.
çocukların boş zamanlarında yaptığı örgülü şerit boondoggle i.
boş böbürlenme braggadocio i.
gemi ambarını istiflerken boş bırakılan alan breakage i.
boş yer breathing room i.
(dama) aralarında boş bir kare bırakılmış aynı renkte iki taş bridge i.
boş şey hibernianism i.
boş laf hoke i.
boş alan hole i.
içi boş çukur holk [dialect] [uk] i.
içi boş delik holk [dialect] [uk] i.
tatlı ama boş sözler honeyed words i.
boş şey humbuggery i.
boş eleştirmen mome [obsolete] i.
boş ve anlamsız övünme rhodomontade i.
boş ve anlamsız övünme braggadocio i.
boş yere övünen kimse rhodomontader [obsolete] i.
boş boş dolaşma gad i.
boş konuşma gaff i.
boş vakit leyser i.
boş teselli veren kimse lip comforter i.
boş açıklamalar muck i.
boş laf muck i.
boş mektup çuvalı bum i.
boş gezen kimse bumble [scotland] i.
boş konuşma gash [scotland] i.
boş gezerek geçirilen zaman loaf i.
boş boş dolaşma oberration [obsolete] i.
boş zamanlarda yapılan iş bywork i.
boş insan goldbrick i.
boş gezenin boş kalfası goldbrick i.
boş muhabbet claik [scotland] i.
boş laf clamjamphrie i.
boş laf clamjamfry i.
boş laf clanjamfray i.
boş laf clanjamfrie i.
boş iş idiocy i.
boş muhabbet idle talk i.
boş vagon idler i.
boş boş gezen kimse loller i.
boş gezenin boş kalfası loller i.
boş yere çiğneme mumbling i.
boş arazi open space i.
boş yer open spaces i.
abartılı boş kibir rodomontade i.
boş laf rodomontade i.
boş vakit disengagement i.
içi boş şey incavation i.
içi boş yer incavation i.
tumturaklı ama boş konuşma verboseness i.
boş iş bauble i.
boş zaman aktivitesi doss i.
boş yere böbürlenen züppe kimse coxcomb i.
boş tehdit fanfaronade i.
içi boş ahlaki nutuk pious platitude i.
boş gezenin boş kalfası poop i.
hoş ama boş şey cotton candy i.
(boş arazi) çevirme inning i.
(boş arazi) çevreleme inning i.
boş beleş kimse insensate i.
boş gösteri pageantry i.
boş şey pap i.
boş laf peddlery i.
boş laf pedlary i.
içi boş tüy sapı pen i.
içi boş kalamar kabuğu pen i.
boş eğlence play pleasure i.
boş boş dolanan kimse potterer i.
altı boş fikir sandcastle i.
boş ve ifadesiz surat deadpan i.
boş boş bakan kimse deadpan i.
boş ifadeli oyuncu deadpan i.
özellikle boş bırakılmış alanlara yapıştırılan yazı fill-in i.
boş gezen kimse flâneur i.
boş sayfa fly i.
kitabın baş ve sonundaki boş sayfa fly i.
boş inançlara dayalı tahmin foreholding i.
antik yunan tiyatrosunda prosenyumun önünde koronun kullandığı dairesel boş alan orchestra i.
hoş ama boş konuşan kimse phrasemaker i.
boş konuşma prittle-prattle i.
yol kenarındaki boş alan pullout i.
sihirbazlık numaralarında gizlice esas eşyanın yerine konulan, önceden hazırlanmış içi boş nesne shell i.
içi boş kılıf shell i.
boş iş fribble i.
boş sloganlarla ikna etme sloganeering i.
boş gezen kimse slowback [obsolete] i.
boş gezenin boş kalfası soldier i.
hoş ama boş jest beau geste i.
hoş ama boş jestler beaux gestes i.
halihazırda boş olmayan bir makama yapılan atama provision i.
boş olmayan bir makama atanmış din görevlisi provisor i.
boş boş dolanan tip putterer i.
boş umut spunkie [scotland] i.
yağmacıların çöktüğü boş mesken squat i.
kanuna aykırı olarak işgal edilen boş ev/bina squat i.
kanuna aykırı olarak hak talep edilen boş ev/bina squat i.
haksız işgal edilen boş ev/bina squat i.
boş mülke çökme durumu squatterism i.
boş beleş adam squib i.
boş gezenin boş kalfası staniel i.
boş yapma stargazing i.
boş iddia strawman i.
boş bardağı çevirdiğinde bardağın dibindeki damlaların tırnaktan akması halinde oyuncunun daha fazla içki içtiği bir oyun supernaculum [obsolete] i.
boş inanç sahibi kimse superstitionist [obsolete] i.
boş olmak be free f.
boş ümitler uyandırmak (birinde) tantalize f.
boş boş dolaşmak ramble f.
zamanı boş geçirmek fiddle away f.
kendini boş yere harap etmek ruin oneself in vain f.
boş durmak idle f.
boş konuşmak talk the hind legs off a donkey f.
boş laf etmek palaver f.
iskan etmek (insanları boş bir yere) settle f.
boş olmak have one's hands free f.
boş atıp dolu tutmak draw a bow at a venture f.
boş boş dolaşmak screw around f.
boş boş dolaşmak wander about f.
boş konuşmak jaw f.
elleri boş olmak have one's hands free f.
boş çıkmak (piyangoda) draw a blank f.
boş kalmak loaf about f.
boş konuşmak haver f.
boş atıp dolu tutmak make a lucky shot f.
boş şeyler konuşmak trifle f.
boş dolaşmak lollop f.
boş bırakmak void f.
boş kalmak lie fallow f.
boş yere harcamak squander f.
boş durmak be unemployed f.
boş oturmak sit back f.
boş boş dolaşmak maunder f.
boş vermek shrug off f.
boş konuşmak trifle f.
boş vermek ignore f.
boş boş bakmak stare f.
boş oturmak sit about f.
boş dolaşmak lollygag f.