canlandıran - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

canlandıran



"canlandıran" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 17 sonuç

Türkçe İngilizce
General
canlandıran enliver i.
canlandıran resuscitator i.
canlandıran animating s.
canlandıran refreshing s.
canlandıran life-giving s.
canlandıran rejuvenating s.
canlandıran enlivening s.
canlandıran vivificative s.
canlandıran vivific s.
canlandıran resuscitative s.
canlandıran reviviscent s.
canlandıran renewing s.
canlandıran roborating s.
canlandıran informative [obsolete] s.
canlandıran informing s.
canlandıran inspiriting s.
Medical
canlandıran reviviscent s.

"canlandıran" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 51 sonuç

Türkçe İngilizce
General
insana enerji verip canlandıran madde restorative i.
rol olarak canlandıran enactor i.
canlandıran kimse impersonator i.
hafızayı canlandıran şey refresher i.
hayalinde canlandıran visualiser i.
hayalinde canlandıran visualizer i.
bir rolü/olayı yeniden canlandıran kimse reenactor i.
bir rolü/olayı yeniden canlandıran kimse re-enactor i.
canlandıran kimse reinvigorator i.
hayalinde canlandıran visualist i.
hatıraları canlandıran şey madeleine i.
canlandıran şey vitalizer i.
canlandıran şey vitaliser i.
değiştiren, kolaylaştıran veya canlandıran özellik veya unsur leaven i.
canlandıran madde quickener i.
grubu canlandıran kimse life i.
aşkı canlandıran sihir love charm i.
canlandıran kimse informer [obsolete] i.
canlandıran şey dew i.
eklenince canlandıran veya heyecanlandıran şey fillip i.
canlandıran şey freshener i.
sanat, edebiyat, müzik veya mimaride klasik eski yunan üslubunu yeniden canlandıran ya da uyarlayan neoclassic s.
sanat, edebiyat, müzik veya mimaride klasik eski yunan üslubunu yeniden canlandıran ya da uyarlayan neoclassical s.
eski yunan dönemindeki klasik üslubu canlandıran nitelikte neoclassicistic s.
Colloquial
canlandıran/hayat veren şey a shot in the arm i.
Idioms
acil durum görevlilerinin eğitim tatbikatlarında kurbanı canlandıran kişi crisis actor i.
(birini) canlandıran şey water to (one's) mill i.
fikirleriyle/pozitif kişiliğiyle ortamı canlandıran kimse spark plug [us] i.
Speaking
toplantıyı canlandıran o idi he was the life of the party expr.
Computer
(metin tabanlı çevrimiçi rol oyunlarında) bir karakteri canlandıran kimse mun i.
Medical
hisleri uyaran veya canlandıran bir madde aesthesiogen i.
mutlu eden ya da canlandıran ilaç türü laetificant i.
hisleri uyaran veya canlandıran madde esthesiogen i.
Optics
çeşitli atmosfer olaylarını kubbe içinde canlandıran optik cihazlar atmospheria i.
çeşitli atmosfer olaylarını kubbe içinde canlandıran optik cihaz atmospherium i.
Chemistry
değiştiren, kolaylaştıran veya canlandıran özellik veya unsur leavening i.
History
direktuvar dönemi'nde şatafatlı giyinen ve antik yunan kıyafetlerine olan ilgiyi yeniden canlandıran fransız züppeleri ve süslü hanımlarına günümüzde verilen ad merveilleux i.
Religious
cansız bir bedeni yeniden canlandıran ruh zombi spirit i.
ölüyü tekrar canlandıran doğaüstü güç (vuduizmde) zombi spirit i.
cansız bir bedeni yeniden canlandıran ruh zombie spirit i.
ölüyü tekrar canlandıran doğaüstü güç (vuduizmde) zombie spirit i.
eski fikirleri canlandıran kimse revivalist i.
Art
(roma imparatorluğu'nda) bir hikayenin bütün karakterlerini canlandıran solo dansçı pantomime i.
beden hareketleri ile hikaye canlandıran dans pantomime i.
(roma imparatorluğu'nda) bir hikayenin bütün karakterlerini canlandıran solo dansçı pantomimus i.
Theatre
tom amca'nın kulübesi kitabını canlandıran gezici tiyatro gösterisi tom show i.
hz. isa'nın çarmıha gerilmesini canlandıran tiyatro temsili passion play i.
başka birini canlandıran oyuncu representer i.
(oyuncu) yardımcı rol canlandıran supporting s.
Archaic
canlandıran şey enlivener i.
canlandıran şey enlivener i.