caydırmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

caydırmak



"caydırmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 22 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
caydırmak dissuade f.
caydırmak deter f.
General
caydırmak deter from f.
caydırmak disincline f.
caydırmak sidetrack f.
caydırmak dissuade from f.
caydırmak dissuade f.
caydırmak turn f.
caydırmak talk somebody out of something f.
caydırmak dehort f.
caydırmak deter f.
caydırmak argue somebody out of something f.
caydırmak talk round f.
caydırmak argue someone out of something f.
caydırmak dispurpose f.
caydırmak fear [obsolete] f.
caydırmak discourage f.
Phrasals
caydırmak put off f.
caydırmak beguile out of f.
caydırmak scare off f.
Colloquial
caydırmak shut down f.
Trade/Economic
caydırmak dissuade f.

"caydırmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 37 sonuç

Türkçe İngilizce
General
düşmanı mevcut hareket tarzını sürdürmekten veya planladığı operasyonları gerçekleştirmekten caydırmak amacıyla en iyi ekonomik, diplomatik, siyasi ve askeri değerlendirmeler ışığında geliştirilmiş eylem planı deterrent options i.
soğutmak (caydırmak) disincline f.
-den caydırmak dissuade from f.
-den caydırmak dissuade someone from f.
asıl amacından caydırmak side-track f.
(çalışanı) uygun vaatlerle başka işverenlerden caydırmak pirate f.
(birini) caydırmak disadvise f.
Phrasals
(birini bir şey) caydırmak beguile someone out of something f.
birini bir şeyden caydırmak seduce someone from something f.
birini bir şeyden caydırmak lure someone away from something f.
(hile/kandırarak) birini bir şeyi yapmaktan caydırmak maneuver someone out of something f.
birini bir şeyden caydırmak beguile someone out of something f.
(birini bir şey) yapmaktan caydırmak terrify (one) out of (something or some place) f.
(birini bir şey) yapmaktan caydırmak terrorize (one) out of (something) f.
birini bir şeyden caydırmak cajole someone out of something f.
birini bir şeyden caydırmak cajole (one) out of (something) f.
(birini/bir şeyi bir şeyden) caydırmak deter (someone or something) from (something) f.
(birini bir şeyden) caydırmak discourage (someone) from (something) f.
(bir şey yapmaktan) caydırmak keep from (doing something) f.
yapmaktan caydırmak keep from doing f.
(birini/bir şeyi) caydırmak lure (someone or something) away f.
(birini) hileyle/kandırarak (bir şeyi) yapmaktan caydırmak maneuver (one) out of (something) f.
(hileyle/kandırarak) yapmaktan caydırmak maneuver out of f.
(birini bir şeyden) caydırmak put (one) off (something) f.
(birini bir şeyden) caydırmak put (one) off of (something) f.
(birini bir şeyden) caydırmak scare (one) away from (something) f.
(birini/bir şeyi) caydırmak scare (someone or something) away f.
korkutup (bir şeyden) caydırmak scare out of (something) f.
(birini birinden/bir şeyden) vazgeçirmek/caydırmak seduce (one) (away) from (someone or something) f.
-den caydırmak seduce from f.
(birini/bir şeyi bir şey yapmaktan) caydırmak stop (someone or something) from (doing something) f.
bir şey yapmaktan caydırmak stop from doing f.
(kendi kendini bir şeyden) caydırmak/vazgeçirmek talk (oneself) out of (something) f.
Law
(özellikle ceza korkusuyla) caydırmak chill f.
History
19. yüzyılda yeni ölen birinin mezarı üzerine mezar hırsızlarını caydırmak için konulan ağır demir ızgara mortsafe i.
Archaic
(bir kimseyi) alay ederek bir şeyden caydırmak droll f.
Modern Slang
gençleri uyuşturucudan caydırmak amaçlı yapılan (kampanya) above the influence s.